Mineral Eksikliği Paketi
Mineral Eksikliği Paketi, metabolizmanız için gerekli mineraller konusunda kapsamlı testleri içermektedir. Vücudunuzda demir, krom, bakır, magnezyum, manganez ve çinko gibi en yaygın minerallerin eksik olup olmadığı tespit edilmektedir.
Test Sayısı
9
Örnek Tipi
Kan
Tahmini Sonuçlanma Süresi
Tahmini sonuçlanma süreleri numunelerin laboratuvara ulaştıktan sonra geçen süreyi belirtmektedir.
168 Saat
Bu Test Benim için Uygun mu?
Bazı mineraller vücutta büyük miktarlarda, bazı mineraller ise düşük miktarlarda bulunur ancak bunların tümü sağlığınız için çok önemlidir. Beslenme yetersizliği veya emilim bozukluğu nedeniyle önemli mineral eksiklikleriniz olabileceğinden endişeleniyorsanız bu test sizin için uygun olacaktır.
Mineral Eksikliği Paketi Hakkında
Özel Talimatlar
Mineral Eksikliği Paketi Test örneğini sabah saatlerinde ve aç karnına vermeniz önemlidir. Herhangi bir vitamin veya mineral takviyesi almadan önce bu testi yaptırmalısınız.Uzman Görüşü
Mineraller, bitkisel ve hayvansal gıdalarda bulunan inorganik maddelerdir. Mineraller birçok metabolik süreçte görev alırlar. Örneğin su ve elektrolit dengesini düzenlerler. Sinir sistemindeki uyaranların iletilmesinde, kas kasılmasında veya kanın pıhtılaşmasında çok önemli bir rol oynarlar. Ayrıca bağışıklık sistemi ve hücre koruması için de önemlidirler. Metabolizmada, büyümede veya kan oluşumunda, sinirler ve kasların etkileşiminde mineraller olmadan hiçbir şey çalışmaz. Örneğin kalsiyum güçlü kemikler ve dişler için gereklidir. Demir kan oluşumu için önemlidir. İyot, tiroidin düzgün çalışmasını sağlar. Temel minerallerin en önemli ve en güvenli kaynağı besinlerdir. Çeşitli ve sağlıklı bir beslenme tarzı ile mineral eksikliği belirtileri genellikle nadir görülmektedir. Kronik hasta, hamile kadınlar, emziren kadınlar, çocuklar ve yaşlılar genellikle özel mineral gereksinimlerine Mineral gereksinimleri yaşa, cinsiyete, Fiziksel aktivite düzeyine, sağlık durumuna bağlıdır. İklim ve çevrenin bile etkisi vardır.
İçerdiği Test Grupları
Vücuttaki temel minerallerden biri olan bakır; sağlıklı bir metabolizma, sinir sisteminin düzgün çalışması ve güçlü kemikler için gereklidir. Ayrıca, demir metabolizmasının düzenlenmesinde, bağ dokusu oluşumunda, enerji üretiminde ve sinir sistemi ve beynin işlevinde önemli görevleri vardır. Bakırın doku ve organlarda, özellikle karaciğer ve beyinde birikmesine kalıtsal bir rahatsızlık olan Wilson hastalığına yol açabilir. Bakır eksikliği; yorgunluk, sık hastalanma, zayıf kemikler, öğrenme sorunları, yürümekte dengesizlik, sürekli üşümek, soluk cilt, görme kaybı gibi farklı belirtilerle ortaya çıkabilir. Bakır fazlalığında ise; mide bulantısı, kusma, ishal, karın ağrısı, nefes almada güçlük, düzensiz kalp atışı gibi belirtiler yaşanabilir.
Vücut hücrelerinde bulunan çinko, bağışıklık sistemini sağlıklı tutmanın yanı sıra hücre bölünmesini, hücre büyümesini ve yara iyileşmesini desteklemektedir. Tat ve koku alma duyusu için de gerekli olan çinko; bakır, kurşun, kadmiyum ve cıva gibi toksik metalleri beyinden uzaklaştırır. Çinko içeren yiyeceklerin yeterince yenilmemesi veya yiyeceklerdeki besin maddelerinin emiliminde sorunların yaşanması çinko eksikliğine yol açabilir. Çeşitli hastalıklarla ilişkili olan çinko eksikliği; çocuklarda büyüme geriliğine, enfeksiyona yatkınlığa, cinsel olgunlaşmanın gecikmesine, ishale, cilt lezyonlarına ve yaraların yavaş iyileşmesine neden olabilir. Çinko; kırmızı et, kümes hayvanları, bakliyat, tohum ve kabuklu yemişlerde bulunmaktadır. Ancak bitki bazlı kaynaklarda bulunan çinko, et veya kabuklu deniz ürünlerindeki çinko kadar verimli bir şekilde emilmez. Bu nedenle, bitki bazlı diyet yapan kişilerde çinko eksikliği riski daha yüksek olabilir. Çinko sağlıklı bir vücut için temel bir gereklilik olsa da, çinkonun fazlası zararlı olabilir. Çinkonun aşırı emilimi uyuşukluk ve ataksiye ( kas kontrolü ve koordinayonunun eksikliği) neden olabilir, aynı zamanda bakır ve demir emilimini de baskılayabilir.
Fosfor; enerji üretimi, kas ve sinir fonksiyonu ile kemik büyümesi için büyük önem taşır. Ayrıca vücudun asit-baz dengesini korumaya yardımcı olan bir tampon görevi görür. Vücut ihtiyacı olan fosforu besinlerden karşılar. Birçok gıdada fosfor bulunur ve sindirim sistemi tarafından kolayca emilir. Fosforların çoğu, kemikleri ve dişleri oluşturmaya yardımcı olmak için kalsiyum ile birleşir. Fosfor eksiklikleri (hipofosfatemi) malnütrisyon, malabsorpsiyon, asit-baz dengesizlikleri, kan kalsiyumunda artış ve böbrek fonksiyonlarını etkileyen bozukluklarda görülebilir. Fosfor fazlalılığı ise (hiperfosfatemi), artan mineral alımı, düşük kan kalsiyumu ve böbrek fonksiyon bozukluğu ile görülebilir. Fosfor seviyeleri ayrıca paratiroid hormonu (PTH), kalsiyum ve D vitamini etkileşiminden de etkilenir. Düzenli ve sağlıklı beslenme fosfor değerlerinin normal olmasını sağlar.
Kalsiyum, vücutta en bol bulunan ve sağlık için en önemli minerallerin başında gelmektedir. Kemiklerin ve dişlerin güçlenmesinde önemli bir rol oynar. Bu görevinin yanı sıra; sinir ve kasların çalışması, kalp atımının sağlıklı devam etmesi, kanın pıhtılaşması gibi hayati görevleri vardır. D vitamini kalsiyum emilimini artırarak, D vitaminiyle birlikte alındığında kemik sağlığı ile birlikte kanser, diyabet, yüksek tansiyona karşı koruma sağlar. Vücuttaki kalsiyumun büyük çoğunluğu kemikte depolanırken geri kalanı kanda bulunabilir. Kalsiyum eksikliği çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde ise osteoporoza neden olabilir.
Vücudumuzdaki en önemli ve en yaygın minerallerden biri olan kalsiyum, sağlıklı kemikler ve dişler için gereklidir. Bununla birlikte kalsiyum, sinirlerin çalışmasına, kasların kasılmasına, kanın pıhtılaşmasına ve kalbin düzgün bir şekilde çalışmasına yardımcı olur. Vücuttaki kalsiyumun yüzde 99’u kemikte depolanırken, geri kalan yüzde 1’i ise kanda dolaşır. Kanda bulunan kalsiyum oranının az ya da çok olması; kemik hastalığı, tiroid, böbrek rahatsızlıkları gibi sorunlara işaret edebilir. Vücut sıvılarındaki kalsiyum eksikliği, sinir ve kasların aşırı uyarılabilir olmasına yol açar. Aşırı kalsiyum da bunun tam tersi etki gösterir. Kalsiyum testi, vücutta kemiklerde depolanmayan yani kanda bulunan kalsiyum miktarını ölçmek için yapılan bir testtir. Bu test ile genellikle kemik hastalıkları veya kalsiyum düzenleme bozuklukları (paratiroid bezi veya böbrek hastalıkları) takip edilir.
Vücudumuzdaki selenyum düzeyini belirlemek için yapılır. Vücudu hastalıklara karşı koruyan selenyumun eksikliği strese de neden olabilmektedir.
Selenyum eksikliği durumunda bağışıklık sistemi ve karaciğer etkilenmektedir. Yaşam için önemli bir mineral olan selenyumun düzeyi, çoğu zaman birçok insanın vücudunda düşüktür. Günümüzde gençlerin yanı sıra yaşlılarda ortaya çıkan eksikliği, önemli sorunlara neden olmaktadır. Antioksidan görevi nedeniyle vücuttaki serbest radikal hasarını ve iltihap seviyesini düşürür. Selenyum, vücutta yeterli düzeyde ise bazı kanser türleri, kalp hastalıkları ve astım gibi rahatsızlıkların semptomlarını yavaşlatarak, etkisini azaltır.
İnsan metabolizması için büyük öneme sahip demir mineralinin vücuttaki seviyesinin ve depolanma durumunun öğrenilmesi için yapılması gereken bir testtir. Geçmeyen yorgunluk, sık üşüme, baş ağrısı ve dönmesi, kulak çınlaması, iştahsızlık, saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma ve çizgili görünüm, cinsel isteksizlik, unutkanlık, sinirlilik, eklem ve kas ağrıları gibi problemler demir eksikliğine işaret edebilir. Demir değerlerinin yüksekliği ise çeşitli hastalıklardan kaynaklanabilmektedir. Bu nedenle demir testi önem taşımaktadır.
Genellikle demir eksikliğine bağlı olarak görülen anemilerden şüphelenildiğinde yapılan bu test ile vücutta anemi varlığı tespit edilebilmektedir. Total demir bağlama kapasitesi (TIBC) ya da UIBC; serumdaki demir bağlayan bölgelerin demire ne dereceye kadar doyurulabildiğini ölçmektedir. Total demir bağlama kapasitesinin sağlıklı değerlerinin üzerinde olması anemi (kansızlık) varlığını gösterir. Çünkü TIBC yüksekliği demir depolarının düşük olduğu anlamına gelir. Bu durum demir eksikliği ile ilişkilidir.
Ferritin, metabolizma ve hücre reaksiyonları için oldukça önemli bir mineral olan demiri vücutta depolayan ve salınımını kontrol eden bir protein kompleksidir. Ferritin testi, vücutta demir düzeyinin tespiti amacı ile yapılmaktadır. Vücutta demir eksikliği durumunda yeterli miktarda oksijen alamayan organ ve dokuların işleyişinde problemler meydana gelir. Yorgunluk, asabiyet, baş ağrısı ve baş dönmesi, unutkanlık, saç dökülmesi, üşüme, cinsel isteksizlik gibi belirtiler düşük ferritin oranına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Çeşitli karaciğer rahatsızlıkları, tiroid problemleri, diyabet, Hepatit C ve lösemi de ferritin yüksekliğine yol açabilir.