Yorgunluk Kontrol Paketi – Detaylı

Yorgunluk Kontrol Paketi neden sürekli yorgun hissettiğinizi araştırmak için yapılan, diyabet, anemi, düşük aktif tiroid ve vitamin eksiklikleri saptayan gelişmiş bir kan testi grubudur.

Test Sayısı
17
Örnek Tipi
Kan
Tahmini Sonuçlanma Süresi
Tahmini sonuçlanma süreleri numunelerin laboratuvara ulaştıktan sonra geçen süreyi belirtmektedir.
6 Saat

Adresinizde talep ettiğiniz hizmetin gün ve saatini belirtir misiniz?

Hizmeti talep ettiğiniz tarih ve saat, Memorial Evde Bakım Ekibimizin sizi araması sonrasında onaylanacaktır.Pazar günleri ve resmi tatillerde hizmet talebinde bulunmak için canlı destek üzerinden hasta danışmanlarımız ile görüşebilirsiniz.

Online Doktor Görüşmesi ister misiniz?

Sonuçlarınızın belirlenen doktorlarımız tarafından Online Doktor Görüşmesi ile değerlendirilmesini ister misiniz?

Online Doktor ile sonuçlarınızın değerlendirilmesi ek 250 TL ile ücretlendirilecektir.

Kupon kodunuz varsa bir sonraki adımda kullanarak indirimden faydalanabilirsiniz.

Bu Test Benim için Uygun mu?

Yorgunluğun günlük hayatın normal bir parçası haline gelmesi önemsenmesi gereken bir sorundur ve altta yatan nedenin mutlaka bulunması gerekir. Diyabet, anemi, tiroid problemleri ve vitamin eksiklikleri yorgunluğun ana nedenlerini oluşturmaktadır. Bu paketin içeriğinde anemi, D vitamini, tiroid sağlığı, demir durumu, B vitaminleri ve diyabet testleri bulunmaktadır. Çıkan sonuçlara göre gerekli tedavi planlamasının yapılması, yorgunluktan kurtulmanız ve kendinizi sağlıklı ve formda hissetmenizi sağlayacaktır.

Yorgunluk Kontrol Paketi - Detaylı Hakkında

Özel Talimatlar

Test örneğini sabah saatlerinde ve aç karnına vermeniz önemlidir Herhangi bir vitamin veya mineral takviyesi almadan önce bu testi yaptırmalısınız.

Uzman Görüşü

Yorgunluk ve halsizliğin çoğu zaman yetersiz beslenmeden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ancak bu durum her zaman tek bir nedene bağlı olarak besin yetersizliğinden değil bazı hastalıkların belirtisi olarak görülebilir. Genetik geçişin payının bulunduğu kalbi besleyen damar hastalıklarının işlevini bozarak hayati tehdit oluşturan diyabet, yorgun ve bitkin hissetme nedeni olarak görülebilir. Vücutta yetersiz oksijen akışına neden olarak organların zorlanması ve zarar görmesi ile sonuçlanabilen anemi rahatsızlığı da yorgunluk belirtisi göstermenize yol açabilir. Detaylı Yorgunluk Kontrol Testleri, vücudun olağan işlevini bozarak çeşitli hastalıklara yol açabilecek vitamin eksikliklerinin belirlenmesinin yanı sıra hemoglobin proteinin seviyesinin düşmesi ile oluşan anemi, tiroid ve diyabet hastalıklarının erken dönemde teşhis edilmesi ve takibinin sağlanmasına yardımcı olacaktır.   Sağlıklı yaşam kategorisindeki diğer paketleri görüntülemek için tıklayın.  

İçerdiği Test Grupları

Vücudumuzdaki B12 vitamini seviyesinin ölçümü için yapılan testtir. İnsan vücudundaki B12 vitamini eksikliği birçok soruna davetiye çıkarmaktadır. Sağlımız için gerekli olan vitaminler suda ve yağda çözülebilme özelliklerine göre iki grupta sınıflandırılır. Isıya duyarlı ve suda çözünen bir vitamin olan B12, vücut tarafından üretilmemektedir. B12 vitamini, sinir dokusunun sağlığı ile kırmızı kan hücresi üretimini sağlamaktadır. Vücutta depolanma miktarı düşük olan B12 vitamini içeren besinlerin çok tüketilmemesi ya da bol miktarda tüketilmesine rağmen bağırsakta yeterli derecede emilememesi; unutkanlık, hafıza kaybı ve konsantrasyon bozukluğuna kadar birçok probleme yol açabilmektedir. Yaşlandıkça vücutta tutulumu azalan B12 vitamini eksikliğinin belirtisi; el, kol ve bacaklarda uyuşukluk hissi, özellikle bebeklerde ve çocuklarda gelişim geriliği, kansızlık, sinir sisteminde bozulma, yürümede zorlanma ve dengesizlik şeklinde ortaya çıkabilmektedir.
25-Hidroksi olarak bilinen D vitamini testi, vücudumuzdaki D vitaminin miktarını ölçmek için yapılmaktadır. Yetişkinler ve çocuklar için en önemli vitaminler arasında yer alan D vitamininin eksikliği birçok sağlık sorununa neden olabilir. Özellikle kemik sağlımız için vazgeçilmez bir vitamin olan D vitamininin eksikliği, kanser gibi hastalıklarda hayati öneme sahiptir. Güneşten ve besinlerden alınan D vitamini, karaciğerde ve böbrekte değişime uğrayarak, daha etkili bir kimyasala dönüşmektedir. Osteomalazi, osteoporoz, paget gibi kemik hastalığı olanlarda, kas- iskelet sistemine ait sorunlar yaşayanlarda, güneş ışığını yeterli düzeyde alamayanlarda, obezite sorunu olanlarda, kısa aralıklarla hamile kalan anne adayları ile emziren annelerde D vitamini eksik çıkabilmektedir. Ayrıca kistik fibrosiz, MS, ülseratif kolit ve Crohn hastalığını teşhis etmek için bu testten yararlanılmaktadır.
Folik asit testi, vücudumuzdaki yaşamsal sistemlerin çalışabilmesi için gerekli olan folik asit miktarını ölçmek için yapılır. B vitamini ailesinden olan folik asit, bir diğer adıyla pteroylmonoglutamic asit, B9 vitamininin sentetik yapıda olan formudur.  Folat ise besinlerde B9 vitamininin doğal olarak bulunan şeklidir. Gebelik ve emzirme dönemi ile hipertiroidizm, karaciğer hastalıkları, emilim bozuklukları gibi durumlarda, vücudun ihtiyaç duyduğu folik asit miktarı artar. Folik asit, DNA ve RNA oluşturmaya yardımcı olmakta ve protein metabolizmasına katkı sağlamaktadır. Sağlıklı kırmızı kan hücreleri üretmek için gerekli olan folik asidin vücudumuzda eksik olması bazı sorunlara neden olmaktadır. Folit asit eksikliği durumunda; konsantrasyon eksikliği, iştahsızlık ve kilo kaybı, baş ağrısı- baş dönmesi, depresyon ile ağızda yaralar görülebilmektedir. Ayrıca folik asidin vücutta yüksek miktarlarda olması da zararlıdır.

Tiroid, boynun ön tarafında bulunan ve metabolizmayı yönetmeye yardımcı olan hormonlar üreten bir bezdir. T4, tiroid bezi tarafından üretilen hormonlardan bir tanesidir. Tiroid bezinin fazla ya da az çalışması durumunda salgıladığı hormonların seviyesinde de değişiklik oluşmaktadır. T4 hormonunun çoğu kandaki proteine bağlanarak işlev görürken, bir kısmı da serbest kalarak vücut ve dokular tarafından kullanılır. T4 hormonu, metabolizmanızın hızını artırmak için üretilir. Hipotiroidi hastalarında kandaki serbest T4 düzeyi düşük iken, hipertiroidi hastalarında bu değer genellikle normal aralığın üzerindedir. Serbest T4 düşüklüğünde; ödem, üşüme, kabızlık, saç dökülmesi, kas krampları, kilo alma, depresyon gibi belirtiler görülebilir. Gözde kuruluk, ışık hassasiyeti, görme problemleri, kaygı bozukluğu, halsizlik gibi belirtiler serbest T4 yüksekliğinde ortaya çıkabilmektedir.
Tiroid, boynun ön tarafında bulunan ve metabolizmayı yönetmeye yardımcı olan hormonlar üreten bir bezdir. T3, tiroid bezi tarafından üretilen hormonlardan biridir. Tiroid bezinin fazla ya da az çalışması durumunda salgıladığı hormonların seviyesinde de değişiklik oluşmaktadır. Tiroid bezinin aşırı çalışmasına bağlı gelişen Hipertiroidi hastalığının teşhisinde T3 hormon seviyesinin önemli bir yeri vardır. Serbest T3 düşüklüğünde; unutkanlık, cinsel isteksizlik, saç dökülmesi, kalp atış hızında düşüş, uyku isteği gibi belirtiler görülebilir. Aşırı sinirlenme, sık tuvalete çıkma, ishal ve sık dışkılama, adet düzensizliği, ellerde titreme, çarpıntı gibi belirtiler serbest T3 yüksekliğinden kaynaklanabilir.
"Tiroid Stimülan Hormon” kelimesinin kısalmasıdır. Türkçe karşılığı “tiroid uyarıcı hormon” demektir. Tiroid bezinin işlevlerini kontrol etmek için beyindeki hipofiz bezi tarafından üretilen bir hormon türüdür. TSH hormonu, aşırı ya da yetersiz çalıştığı zaman bazı sağlık sorunlarına neden olabilir. Tiroid Uyarıcı Hormon (TSH), hipofiz bezi tarafından üretilir ve tiroid bezinin iki hormonu olan tiroksin (T4) ve triiyodotironin (T3) üretmesi için uyarır. TSH düşüklüğünde; ishal, kas güçsüzlüğü, kilo kaybı, yorgunluk, uykusuzluk, üdet döneminde düzensizlik gibi belirtiler görülebilmektedir. Metabolizmanın yavaşlaması, iştah açılması, depresyon, sinirlilik, depresif hal, kalp çarpıntısı, eklem ağrısı gibi belirtiler ise TSH yüksekliği işareti olabilir.

Ferritin, metabolizma ve hücre reaksiyonları için oldukça önemli bir mineral olan demiri vücutta depolayan ve salınımını kontrol eden  bir protein kompleksidir. Ferritin testi, vücutta demir düzeyinin tespiti amacı ile yapılmaktadır. Vücutta demir eksikliği durumunda yeterli miktarda oksijen alamayan organ ve dokuların işleyişinde problemler meydana gelir. Yorgunluk, asabiyet, baş ağrısı ve baş dönmesi, unutkanlık, saç dökülmesi, üşüme, cinsel isteksizlik gibi belirtiler düşük ferritin oranına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Çeşitli karaciğer rahatsızlıkları, tiroid problemleri, diyabet, Hepatit C ve lösemi de ferritin yüksekliğine yol açabilir.
İnsan metabolizması için büyük öneme sahip demir mineralinin vücuttaki seviyesinin ve depolanma durumunun öğrenilmesi için yapılması gereken bir testtir. Geçmeyen yorgunluk, sık üşüme, baş ağrısı ve dönmesi, kulak çınlaması, iştahsızlık, saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma ve çizgili görünüm, cinsel isteksizlik, unutkanlık, sinirlilik, eklem ve kas ağrıları gibi problemler demir eksikliğine işaret edebilir. Demir değerlerinin yüksekliği ise çeşitli hastalıklardan kaynaklanabilmektedir. Bu nedenle demir testi önem taşımaktadır.
Genellikle demir eksikliğine bağlı olarak görülen anemilerden şüphelenildiğinde yapılan bu test ile vücutta anemi varlığı tespit edilebilmektedir. Total demir bağlama kapasitesi (TIBC) ya da UIBC; serumdaki demir bağlayan bölgelerin demire ne dereceye kadar doyurulabildiğini ölçmektedir. Total demir bağlama kapasitesinin sağlıklı değerlerinin üzerinde olması anemi (kansızlık) varlığını gösterir. Çünkü TIBC yüksekliği demir depolarının düşük olduğu anlamına gelir. Bu durum demir eksikliği ile ilişkilidir.

C-Reaktif Protein (CRP), vücutta iltihap olup olmadığını değerlendirmek için kullanılan bir iltihap belirtecidir. Yüksek Hassasiyetli CRP (CRP-hs) ise kalp krizi veya felce yol açabilecek, kan damarlarına zarar verdiği düşünülen düşük seviyeli iltihabı tespit etmek için kullanılan bir testtir. Kronik, düşük seviyeli enflamasyon, kalp hastalığı için bir risk faktörüdür. Bununla birlikte, sık antrenman yapan kişiler de, performanslarını olumsuz yönde etkileyebilecek kronik, düşük seviyeli iltihaplanma riski altındadır.
Enflamasyon ( yangı, iltihap), vücudu mikroplar ve zararlı maddelerden kurtarmak ve doku hasarına karşı korumak için bağışıklık sisteminin kullandığı savunma yöntemdir. Tipik iltihap belirtileri arasında; ateş, kızarıklık, şişme ve ağrı bulunur. Enflamasyon akut veya kronik olabilir. Akut enflamasyona genellikle enfeksiyon veya yaralanmalar neden olur ve geçicidir. Kronik enflamasyona ise artrit, inflamatuar bağırsak hastalığı veya astım gibi kronik de denilen uzun süreli durumlar neden olur. Enflamasyon yani iltihap, kandaki belirli protein seviyelerinin yükselmesine neden olur ve bunlar, bazı durumlarda sebebin yanı sıra bu durumun kapsamını değerlendirmek için ölçülebilir. Vücutta bir iltihap oluştuğunda C-Reaktif Protein(CRP) değeri artar. CRP testi ile kandaki iltihap değeri ölçülmektedir. CRP seviyeleri enfeksiyonlar, iltihaplanma ve çeşitli hastalıklar sonucu yükselmektedir.
ESR (Eritrosit Sedimantasyon Hızı)  enflamasyon yani vücuttaki iltihabi durumu gösteren bir belirteçtir. Yüksek sedimantasyon, vücutta aktif bir hastalık süreci olabileceği anlamına gelmektedir. Bu test, vücuttaki enflamasyonun (iltihap-yangı durumunun) nerede olduğunu ya da bu tablonun hangi sebeple oluştuğunu göstermez. ESR’yi iltihaplanma dışı koşullar da yükseltebilmektedir. ESR testi; enfeksiyonlar, kanser ve otoimmün hastalıklar( bağışıklık sisteminin neden olduğu rahatsızlıklar) dahil olmak üzere, akut ve kronik enflamasyonla ilişkili durumların teşhis edilmesine yardımcı olan bir kan testidir.  

Kan şekeri de denilen glikoz, kanda bulunan ana şekerdir. Tüketilen yiyeceklerden gelen glikoz, vücudun ana enerji kaynağını oluşturur. Kan yoluyla enerji için kullanılmak üzere vücudun tüm hücrelerine glikoz taşınır. Kandaki glikoz oranının yüksek veya düşük olması ciddi tıbbi sorunlara neden olabilir. Yüksek kan şekeri seviyeleri (hiperglisemi), kalp hastalığına, körlüğe, böbrek yetmezliğine ve diğer komplikasyonlara neden olabilen bir şeker hastalığı belirtisidir. Düşük kan şekeri seviyeleri (hipoglisemi) ise tedavi edilmezse beyin hasarı da dahil olmak üzere büyük sağlık sorunlarına yol açabilir. Glikoz testi, kişinin kanındaki glikoz (şeker) seviyesinin ölçülerek diyabet taramasının yapıldığı bir uygulamadır.
Hemoglobin A1c, vücudun işleyemediği fazla şekerin akyuvarlarda bulunan hemoglobine bağlanarak birikme miktarını gösterir. Yani bu test kanınızdaki hemoglobin proteinlerinin yüzde kaçının şekerle kaplı olduğunu ölçer. Hemoglobin A1c testi son iki ila üç aydaki ortalama kan şekeri seviyesini yansıtır. A1c seviyesi ne kadar yüksek çıkarsa, kan şekeri kontrolü o kadar zayıf ve diyabet komplikasyonları riski o kadar yüksek olur. A1c testi, tip 1 ve tip 2 diyabeti teşhis etmek için kullanılan yaygın bir kan testidir. Aynı zamanda diyabet hastalarının kan şekeri düzeylerini ne kadar iyi yönettiği de bu test ile izlenebilir. Kırmızı kan hücreleri kan dolaşımında yaklaşık üç ay yaşadığından, HbA1c testi son birkaç ayın ortalama kan şekerini gösterir. Normal bir kan şekeri testinden farklı olarak, HbA1c testi kısa süreli değişikliklerden (örneğin yakın zamanda alınan şekerli bir atıştırmalık) etkilenmez. Hemoglobin A1c testinin belli aralıklarla yapılması, diyabet kontrolünün yanı sıra risk durumunun belirlenip değerlendirilmesine yardımcı olabilir.
Bu test, vücudunuzun glikozu işlemede zorluk yaşamaya başlayıp başlamadığına işaret eder ve prediyabet ya da diyabet geliştirme riski taşıyıp taşımadığınız konusunda bir gösterge niteliği taşır. İnsülin direncini öğrenmek, diyabet ve diğer sağlık sorunlarını önlemeye yardımcı olabilecek yaşam tarzı değişikliklerine başlamanın ilk basamağını oluşturur. Fazla kilolu, yüksek oranda göbek yağına sahip olan ve genellikle hareketsiz bir yaşam tarzı sürdüren kişilerde insülin direnci gelişme riski daha yüksek olur.
Kişi bazı durumlarda yeterince insülin üretemiyorsa veya vücut hücreleri etkilerine karşı dirençliyse (insülin direnci), glikoz vücut hücrelerinin içine giremez, böylece hücreler aç kalır ve kandaki şeker seviyesi tehlikeli bir şekilde yükselir. Bu durum diyabet, böbrek hastalığı, kalp ve damar hastalıkları, görme sorunları ve nörolojik problemler dahil olmak üzere çeşitli hastalıklara sebep olabilir. Hiperinsülinemi ise en sık pankreastaki adacık hücrelerinin tümörü (insülinomalar) veya aşırı miktarda uygulanan (eksojen) insülin olan kişilerde görülür. Bazal insülin testi, uzun etkili insülin dozlarının sizin için uygun olup olmadığının kontrol edilmesini sağlar. Terleme, çarpıntı, baş dönmesi, bayılma gibi belirtilerle kan şekeri seviyesi düşük olduğunda; diyabet varlığında, insülin üretiminin izlenmesi gerektiğinde, bazen insülin direncinden şüphelenildiği durumlarda bu test değerlendirilmesi gereken değerleri ortaya çıkartır. Uzun etkili insülin, bazal insülin olarak da adlandırılır.

Vücuttaki akyuvar, alyuvar ve kan pulcukları sayısı ile hemoglobin ve hematokrit değerlerinin ölçüldüğü tam kan sayımı (hemogram) testi pek çok hastalığın tanısının konulmasına yardımcı olmaktadır. Vücudumuz için hayati öneme sahip içerikteki kanımızın özellikleri çeşitli sağlık sorunları ile ilgili önemli bilgiler vermektedir. Tam kan sayımı CBC, Hemogram, ve TKS isimleriyle de bilinmektedir. Kandaki hücrelerin sayısını ölçen bu test ile beyaz kan hücreleri (WBC), kırmızı kan hücreleri (RBC) ve trombositler (PLT’ler) plazma içindeki üç hücrenin sayımı yapılır. Bu test sayesinde; kanama bozukluğuna bağlı sorunlar, kansızlık yani anemi, enfeksiyonlar, bağışıklık sisteminin organları enfeksiyondan ve yaralanmadan korumak için başlattığı süreç olan enflamasyon ( vücuttaki iltihap durumu), kan kanseri gibi hücreleri olumsuz yönde etkileyen birçok durum tespit edilebilmektedir.