Böbrek yetmezliği ülkemizdeki erişkin nüfusta yüzde 15 oranında görülür. İleri evrelere ulaşmış kronik böbrek yetmezliğinin oranı ise ortalama yüzde 5,1 olup; her 20 yetişkinin birisinde gözlenir. Kadınlarda daha sık izlenen bu rahatsızlığın ortaya çıkma riski yaşın ilerlemesi ile birlikte artış gösterir. Akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılan böbrek yetmezliğinin en önemli belirtileri arasında; idrar miktarında azalma, ayaklarda ve bacaklarda sıvı birikimine bağlı ödem, nefes darlığı, iştahta azalma, bulantı-kusma, halsizlik, yorgunluk, gece sık idrara çıkma, kansızlık görülebilir. Akut böbrek yetmezliğinde ilk yapılması gereken böbrek yetmezliğinin nedenini belirlemek ve altta yatan nedeni tedavi etmek olurken; kronik böbrek yetmezliğinde ise öncelikle proteinden ve tuzdan kısıtlı diyete uyulması, diyabet ve tansiyon değerlerinin kontrol altına alınması önemlidir. Böbrek yetmezliğinin uygun ilkelere göre tedavi edilmemesi, hastalığın ilerlemesine ve sonucunda diyaliz ihtiyacının ortaya çıkmasına neden olur. Bununla birlikte hastaya son noktada böbrek nakli yapılması gerekir. Memorial Ankara Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Bahar Gürlek Demirci, böbrek yetmezliği belirtileri ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi.
Böbrek yetmezliği nedir?
Böbrek yetmezliği, böbreğin yapısal ya da işlevsel fonksiyonlarının geçici ya da kalıcı ve ilerleyen kaybıdır. Böbrek yetmezliği akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır.
Akut böbrek yetmezliği nedir?
Akut böbrek yetmezliği; glomerül filtrasyon hızında (GFH) ilerleyici kayıp sonucu idrarla atılması gereken artık ürünlerin ve diğer üremik toksinlerin böbrek yoluyla atılamaması nedeni ile kanda birikmesi ile ilişkili klinik bir durumdur. Akut böbrek yetmezliğinde böbrek fonksiyonlarında 48 saatten fazla süren kayıpla serum kreatinin düzeyinde (böbrek fonksiyonunu gösteren kan parametresi) en az 0.3 mg/dl ya da bazal değere göre %50’den fazla artış olması ya da oligüri yani 24 saatlik süre içinde idrar miktarının 500 ml’nin altında olması olarak tanımlanır.
Kronik böbrek yetmezliği nedir?
Kronik böbrek yetmezliği, böbrekte sebebine bakılmaksızın, 3 aydan daha fazla süren fonksiyon kaybıdır. Diğer bir deyişle kronik böbrek hastalığı (KBH); Ulusal Böbrek Vakfı-Böbrek Hastalığı Sonuçları Kalite Girişimi (NFK-DOQI) tanımlama sistemine göre; böbreğe ait bozukluk olmaksızın GFH’nın 3 aydan uzun bir sürede 60 ml/ dk/1,73m2’den düşük olması veya GFH’nda azalma olsun ya da olmasın böbrekte 3 aydan uzun süren yapısal ve işlevsel bozukluk olarak ifade edilmektedir.
Böbrek yetmezliği belirtileri nelerdir?
Akut böbrek yetmezliğinde, hastalığın şiddetine bağlı olarak idrar miktarında azalma, ayaklarda ve bacaklarda sıvı birikimine bağlı ödem, nefes darlığı, iştahta azalma, bulantı-kusma, halsizlik, yorgunluk ve bilinç değişiklikleri görülebilmektedir.
Kronik böbrek yetmezliğinin belirtileri ise evrelere göre değişmektedir. Erken evrelerde hiçbir belirti göstermeyebilirken, evre ilerledikçe noktüri (gece sık idrara çıkma), poliüri (idrar miktarının artması) ya da oligüri (idrar miktarının azalması), kansızlık, bulantı, kusma, iştahsızlık, kanama, nörolojik bulgular (unutkanlık ve bilinç değişiklikleri) görülebilmektedir.
Böbrek yetmezliği evreleri nelerdir?
Akut böbrek yetmezliğinde en sık kullanılan evreleme yöntemlerinden birisi “AKIN” kriterleridir. Bu kriterlerde evreleme hem serum kreatinin düzeyinin bazal düzeye kadar kaç kat arttığı hem de idrar miktarına göre yapılmaktadır. Evre 1‘de serum kreatinin düzeyi bazale göre 1.5-2 kat artmış ya da 48 saat içerisinde en az 0.3 mg/dl artmıştır; evre 2 ‘de serum kreatinin düzeyi bazale göre 2-3 kat artmıştır. Evre 3 de ise serum kreatinin düzeyi bazale göre en az 3 kat artmış ya serum kreatinin düzeyi >4 mg/dl saptanmış ya da hastanın diyaliz ya da böbrek nakli ihtiyacı (renal replasman tedavisi) ihtiyacı ortaya çıkmıştır. İdrar çıkışına göre yapılan evrelemede ise evre 1 en az 6 saattir idrar çıkışı <0.5 ml/kg/saattir, evre 2 ‘de en az 12 saattir idrar çıkışı <0.5 ml/kg/saattir, evre 3 de ise en az 24 saattir idrar çıkışı <0.3 ml/kg/saat ya da en az 12 saattir hastanın idrarının olmaması durumudur.
Kronik böbrek yetmezliği evrelemesi ise KDIGO kılavuzuna göre glomerüler filtrasyon hızına (GFH), yani böbreğin süzme hızına göre yapılmaktadır.
Evre 1: GFH normal ya da artmış ancak böbrek hasar bulguları olan mikroalbuminüri, proteinüri (idrarda protein kaçağı olması), hematüri (idrarda kan olması), radyolojik ya da histolojik bozuklukların varlığı
Evre 2: Böbrekte hafif derecede hasar vardır. Böbreklerin filtreleme hızı (GFH) 60-89 ml/dk,
Evre 3: Böbrekte hafif –orta ya da orta –şiddetli derecede hasar oluşmuştur. Böbreklerin süzme hızı (GFH)30-59 ml/dk,
Evre 4: Böbrekte şiddetli hasar olduğunu gösterir. Böbreklerin süzme hızı (GFH) 15-29 ml/dk,
Evre 5: Son dönem böbrek yetmezliğidir. Bu evrede böbrek nakli (RRT ) kararı verilir. Böbreklerin süzme hızı (GFH) <15 ml/dk
Böbrek yetmezliği neden olur?
Akut böbrek yetmezliği nedenleri, böbrekten önceki (prerenal), böbrek ilişkili (renal) ve böbrekten sonraki (post renal) nedenler olarak üç gruba ayrılır.
Böbrekten önceki (prerenal) nedenler toplumda ayaktan başvuran hastalarda en sık akut böbrek yetmezliği nedenidir. Bunlar arasında da en sık görülen neden ise gastrointestinal (ishal, kusma) sistem kayıplarıdır. Ayrıca renal kayıp (diüretik yani idrar sökücü kullanımı, kan şekeri yüksek olmasına bağlı ozmotik diürez), cilt kayıpları (yanık, aşırı terleme), üçüncü boşluğa kayıplar (pankreas bezi iltihabı olan akut pankreatit ve kas travmaları), etkin olan volümün azalması (kalp yetmezliği, siroz, sepsis, nefrotik sendrom), böbreğe kan akımının azalması ( renal arter stenozu, bazı hipertansiyon ilaçları) da prerenal akut böbrek yetmezliğine neden olabilmektedir.
Böbrek ilişkili (renal) nedenler, böbreğin kendi yapısından kaynaklanan böbrek alt ünitelerinin hastalıkları arasında yer alan böbreklerdeki küçük filtrelerin iltihaplanması (glomerulonefrit), iskemik ve toksik akut tubuler nekroz, tubulointerstisyel hastalıklar, büyük damarların pıhtılaşması, yırtılması (diseksiyonu) ve iltihaplanması ilişkili olabilir.
Böbrekten sonraki (post renal) nedenler ise, böbrekten sonra gelen yapılarda ya da organlarda ( üreter, üretra, mesane boynu ya da erkelerde prostat, kadınlarda rahim ve yumurtalık ilişkili hastalıklar) idrar çıkışını engelleyen bir sorun olması sonucu idrar kanallarında genişleme ile saptanan bir durumdur.
Kronik böbrek yetmezliği nedenleri arasında en sık rastlanan ikinci neden diyabet ve hipertansiyondur. Ayrıca, glomerülonefritler, polikistik böbrek hastalığı, tübülointertisyel nefriler, amiloidoz ve ilaç toksisiteleri kronik böbrek hastalığının sık görülen nedenlerindendir.
Böbrek yetmezliğinin tanısı nasıl konulur?
Böbrek yetmezliğinde tanı; 3 aylık takipte 60 ml/ dk/1,73m2’den düşük olması ya da GFR normal olmasına rağmen böbreğin yapısal ya da işlevsel bozuklukları (hematüri: idrarda kan olması, proteinüri: idrarda protein kaçağı saptanması, elektrolit bozuklukları, ultrasonda böbrek boyutlarında küçülme izlenmesi, böbrek nakli öyküsünün varlığı) saptanması ile konulur.
Böbrek yetmezliği tedavisi nasıl uygulanır?
Akut böbrek yetmezliğinde ilk yapılması gereken böbrek yetmezliğinin nedenini belirlemek ve altta yatan nedeni tedavi etmektir. Tedavide temel amaç yeterli böbrek kanlanmasını sağlamak için uygun ve yeterli hemodinamik stabiliteyi devam ettirmek yani hastanın tansiyonunu, sıvı-volüm durumunu düzenlemektir. Bu süreçte eğer hastanın kullandığı ilaçlardan böbreğe zararlı olabilecek (toksik) olanlar varsa kesilmeli, kontrast madde ( tomografi ya da mr çekiminde kullanılan maddeler) ve NSAİD grubu ağrı kesicilerden mutlak kaçınılmalıdır. Ciddi volüm yükü yani ödemi olan hastalar hariç idrar sökücüler kullanılmamalıdır. Alınan önlemler ve yapılan tedavilere rağmen böbrek yetmezliği düzelmeyen hastalar hastanede yatırılarak ileri takip ve tedavileri yapılmaktadır.
Kronik böbrek yetmezliğinde ise, tedavide öncelikle proteinden ve tuzdan kısıtlı diyete uyulması var olan böbrek hasarının önlenmesinde çok etkilidir. Diyabetik hastada hedef kan şekeri düzeylerine ulaşılması, hipertansif hastada etkin kan basıncı kontrolü sağlanması tedavideki temel ilkelerdir. Ayrıca kronik böbrek hastalığı evreleri ilerledikçe gelişen anemi (kansızlık), kemik mineral metabolizma bozuklukları, kandaki yağ, kolesterol ve diğer lipid türlerinin anormal seviyelerde olması durumunun tedavisi (dislipideminin tedavisi), kardiyovasküler hastalıkların erken saptanması ve tedavisi de büyük önem taşımaktadır.
Böbrek yetmezliğine ne iyi gelir?
Akut böbrek yetmezliğinde en sık görülen prerenal nedneler yani vücudun sıvı kaybına bağlı gelişen bir neden varsa uygun ve yeterli sıvı takviyesi yapılmalıdır. Hasta eğer bulantı ya da kusma nedeni ile evde yeteri kadar su içemeyecekse, damar yolundan serumla sıvı takviyesi verilmelidir.
Kronik böbrek hastalığında ise evresine göre ayarlanan diyete uyulması tedavinin en önemli parçasıdır. Kronik böbrek yetmezliği hastalarının içecekleri su miktarı, hastanın muayenesinde ödemleri-volüm durumuna bağlı doktoru tarafından karar verilmelidir. Bazı kronik böbrek yetmezliği evrelerinde içilen fazla miktarda suyun vücuda faydası yerine zararı olmakta; hastanın kandaki böbrek değerleri iyi olsa bile sıvı fazlalığı yüzünden bile diyalize girmesi gerekebilmektedir.
Kronik böbrek yetmezliğinin görülme oranları nelerdir?
Kronik böbrek hastalığının Türkiye’de erişkin popülasyonundaki oranı %15’dir. İleri evre KBH oranı ise ortalama %5,1 olup her 20 yetişkinin birisinde kritik düzeyde KBH olduğu saptanmıştır. Yapılan bir çalışmada KBH’nın kadınlarda (%18,4) erkeklere (%12,8) oranla daha fazla görüldüğü, yaşla birlikte riskin belirgin arttığı gösterilmiştir. Kırsal kesimde yaşayanlarda ve Marmara ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlarda KBH riskinin daha fazla olduğu bildirilmiştir.
Böbrek yetmezliğinin risk faktörleri nelerdir?
Böbrek yetmezliğinin risk faktörleri arasında sigara kullanımı, ileri yaş, ailede KBH öyküsü, böbrek kitlesinde azalma, düşük doğum ağırlığı, düşük gelir ve eğitim düzeyi, kötü kontrollü diyabet ve hipertansiyon varlığı, sistemik enfeksiyonlar, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşı, ilaç toksisitesi (özellikle NSAİD olarak sınıflandırılan ağrı kesiciler başta olmak üzere) ve protein kaçağının derecesi bulunmaktadır.
Böbrek yetmezliği hangi hastalıklara neden olur?
Böbrek yetmezliğinin uygun ilkelere göre tedavi edilmeyip ilerlemesi sonucunda diyaliz ihtiyacı ortaya çıkmakta ve bu durum geri dönüşümsüz olmaktadır. Kronik böbrek hastalığının varlığı başta kardiyovasküler hastalıklar gibi hayatı tehdit eden durumlara neden olabilmekle birlikte, hipertansiyon, dislipiemi, anemi, immun sistem (bağışıklık sistemi) bozuklukları, endokrin (hormonal) bozukluklar, kanama bozuklukları, kemik mineral metabolizma bozuklukları gibi birçok klinik sonuca da neden olabilmektedir.
Kronik böbrek yetmezliği olan hastalar nasıl beslenmelidir?
Kronik böbrek hastalığının evresine göre ayarlanan ve temelde proteinden ve tuzdan kısıtlı diyete uyulması böbrek hasarının ilerlemesinin önlenmesinde çok etkin olmaktadır.
Kronik böbrek yetmezliği durdurulabilir mi?
Kronik böbrek yetmezliğinde böbreklerde oluşan hasar düzeltilemez çünkü ölen böbrek hücreleri yerine gelemez ancak ilerlemesi yavaşlatılabilir ve durdurulabilir.
Kronik böbrek yetmezliğini önlemek için neler yapılabilir?
Böbrek yetmezliğinin evrelerinin ilerlemesini önlemek için düzenli nefroloji uzmanı kontrolünde olunmalıdır. Altta yatan hastalığın tedavi edilmesi; diyete uyulması, sıkı kan şekeri, kan basıncı (tansiyon) ve dislipidemi (kolesterol bozuklukları) kontrolü yapılması ve protein kaçağına yönelik uygun tedavilerin başlanması gerekmektedir.
Böbrek yetmezliği rahatsızlığı ile ilgili daha kapsamlı bilgiye https://evdesaglik.memorial.com.tr/p/bobrek-kontrol-testleri-18-yas-ustu/ linkinden ulaşabilirsiniz.