CategoriesGenel

Fizyoterapi Nedir Neden Önemlidir?

Fizyoterapi tedavisi gören hastaların kontrollü olarak aktivite yapması önerilir. Fizyoterapistler, fizik tedavinin önemini belirterek düzenli yapılan egzersizlerin ağrılara oldukça iyi geldiğine değinirler. En büyük ameliyat ve hastalıklarda dahil olmak üzere önemli olan hastanın en erken şekilde ayağa kaldırılması ve hareket etmesinin sağlanmasıdır. Hareket etmek, düzenli spor yapmak her yaşta kişi için önerilir.

Fizyoterapi Nedir?

Fizyoterapi, fizik tedavi ve rehabilitasyon anlamına gelir. Fizyoterapi, kişilerin günlük yaşamında fonksiyonel aktivitelerini rahat bir şekilde yerine getirebilmesi amacıyla yapılan bilim dalına verilen bir isimdir. Kişilerin günlük yaşamda fonksiyonel aktivitelerini rahat bir şekilde yapmalarını sınırlayan, yeteneklerini engelleyen hastalık ve yaralanmaları düzeltme amaçlı yapılan tedavi yöntemidir. Fizyoterapi tedavi süreci fiziksel yöntemler kullanılarak yapılan bir uygulamadır. Fizyoterapi sürecinde kişiye özgü bir uygulama yönetim planı oluşturulmaktadır. Bunun için hastanın fiziki muayene sonuçları, tıbbi geçmişi, BT taraması, röntgen çekimi, MR görüntüleri gibi bulgular değerlendirilir. Bunun yanı sıra laboratuvar testleri, görüntüleme çalışmaları da dikkate alınır. Bazı hastalarda sinir iletim hız testi, EMG testi gibi testler de yapılabilir. Fizyoterapi yönetim süreci genellikle traksiyon, elektrik, özel egzersiz, ses dalgaları, manipülasyon, radyasyon, protezler, yardımcı cihazlar ve bunun gibi yöntemleri içeren elektro fiziksel yöntemleri kapsar.

Fizyoterapist Kime Denir?

Fizyoterapiyi hastalara uygulayan uzman doktorları fizyoterapist denir. Kişilerin daha aktif bir yaşam tarzı ve sağlıklı yaşam tarzı için fizyoterapistler sağlıklı ve zinde yaşama odaklı programlar geliştirir. Kişiye özgü programlar hazırlarlar. Fizyoterapistlerin uygulamış olduğu bu programlar hem toplumların hem de bireylerin işlev ve hareket yeteneklerini geliştirmek, bunu sürdürmek ya da eski haline getirmek için yapılan hizmetleri sağlar. Bununla birlikte, fizik tedavi yönteminde hastanın günlük hareket kaybının ortaya çıkmaması için ve bunu önlemek amacıyla da çalışma programı yapılır. Hastalık, yaralanma, yaşlanma ya da çevresel faktörler ile hareket işlevselliği tehdit edildiği durumlarda gerekli ve doğru tedaviyi uygulamayı amaçlayan çalışmaya fizyoterapi çalışması denir.

Fizyoterapi Ne İçin Kullanılır?

Her yaş grubundan kişiler fizik tedavi uygulamasından yararlanarak çeşitli sağlık problemleri tedavi edilir. Kişinin günlük işlemlerini yapmasını engelleyecek yaralanması, travması ya da hastalığı varsa doktoru fizyoterapi tedavisini önerebilir. Fizyoterapi tedavisi kişinin hissettiği ağrıları hafifletmek amacıyla yapılmaktadır. Ayrıca kişinin daha iyi hareket etmesine, daha iyi çalışmasına ve yaşamasına olanak sağlayan bir bakımdır. Fizyoterapi uygulaması ile kişilerde yeni yetenekler ortaya çıkabileceği gibi kaybedilen yeteneklerin de eski durumuna getirilmesini de sağlamaktadır. Atel destek sağlayacağı ile yaşamak, var olan ağrıyı hafifletmek, mesane, bağırsakları kontrol altına almak, spor yaralanmalarını iyileştirmek ya da önlemek, diyabet ve artrit kalp hastalıkları gibi çeşitli kronik hastalıkları doğru bir şekilde yönetmek, ameliyat durumunu ortadan kaldırmak, engellilik durumunun ortaya çıkmasını engellemek, hareket kabiliyeti kazandırmak, doğum yaptıktan sonra iyileşmek, hareket kabiliyetini geliştirmek, yaralanma kaza, inme, felç gibi durumlardan sonra rehabilitasyon, düşme ve kaymayı önlemek için denge çalışması yapmak, baston, yürüteç gibi ya da bir uzva uyum sağlayacak yapay cihazları kullanmayı öğrenmek amacıyla yapılan uygulamalardır.

Fizyoterapide Hangi Yöntemler Uygulanır?

Öncelikle fizyoterapist hastaların ihtiyacını inceleyip değerlendirme yapar ve kişilerin eğer ağrısı ya da semptomları varsa günlük işlerini yapma yeteneği, hareket etme yeteneği, tıbbi geçmişi hakkında bilgiler edilir. Fizyoterapistin amacı kişinin durumunun tam olarak belirlenmesi ve teşhisi sonucunda ortaya çıkan bozuklukların detaylı bir şekilde belirlenmesidir. Fizyoterapist kişiye özgü bir bakım planı geliştirir. Fizyoterapist seansları sırasında esnemeler, egzersizler yapılır. Kas spazmları ve ağrıları hafifletmek amacıyla sıcak ya da soğuk terapi, masaj, ılık su terapisi ya da ultrason terapisi gibi yöntemler kullanılmaktadır. Bununla birlikte, hastanın yapay bir uzvu kullanmayı öğrenmesi amacıyla buna yardımcı olmak için rehabilitasyon eğitimi de verilir. Hastanın dengede kalmasını ve kolay bir şekilde hareket etmesini sağlayacak yürüteç, baston ile ilgili eğitimler verilir. Fizyoterapist hastayı izleyerek tedaviyi hastanın gelişimine göre planlar ve ayarlar. Fizyoterapistin öğretmiş olduğu egzersizler evde de kolaylıkla yapılan egzersizlerdir. Böylece kişiler doğru iyileşme yöntemi ile hızlı bir şekilde iyileşebilirler ve kondisyonu kendiliğinden gelişir.

Fizyoterapinin Çeşitleri Nelerdir?

Fizyoterapi, hastalıktan ya da yaralanmalardan sonra hastanın hareket gücünü yeniden kazanmasını sağlamak amacıyla yapılır. Hastanın durumuna göre fizyoterapi yöntemleri çeşitlidir. Fizyoterapinin fiziksel yöntemleri şunlardır:

  • Ortopedik fizik tedavi,
  • Geriatrik fizik tedavi,
  • Nörolojik fizik tedavi,
  • Pediatrik fizik tedavi,
  • Yara bakımı tedavisi,
  • Vestibüler fizik tedavi,
  • Dekonjestif tedavi,
  • Pelvik taban rehabilitasyonu.

Ortopedik fizik tedavi yöntemi ile bağları, kemikleri, kasları içeren kas ve iskelet sistemi yaralanmaları tedavi edilir. Burkulma, kırık, kronik tıbbi problemler, tendinit, ortopedik cerrahi rehabilitasyon gibi tıbbi durumlar için uygulanan bir yöntemdir. Ortopedik fizik tedavi yöntemi ile hastalar manuel terapi, eklem mobilizasyonları, hareketlilik eğitimi, kuvvet antrenmanı gibi çeşitli yöntemlerle tedavi görürler. Geriatrik fizik tedavi yöntemi ise alzheimer hastalığı, artrit hastalığı, eklem kalça replasmanı, osteoporoz, denge bozuklukları gibi hastalıklara sahip olan hastaların fiziksel işlevlerini, hareketlerini etkileyen durumlarda ve ileri yaştaki bireylere yardımcı olmak amacıyla yapılan uygulamalardır. Hareketliliği geri kazanmaya yönelik ve fiziksel uygunluk seviyesini arttırmaya yönelik tedaviler uygulanır. Nörolojik fizik tedavi, beyin hasarı, alzheimer hastalığı, parkinson hastalığı, felç, omurilik yaralanması, nörolojik bozuklukları gibi durumlarda yardımcı olan tedavidir. Pediatrik fizik tedavi gelişimsel gecikmeler, kas ve iskelet sistemini etkileyen diğer durumlarda çocukları, gençleri, bebekleri etkileyen durumları teşhis etmek amacıyla uygulanan yöntemlerdir.

Yara bakım tedavisi, iyileşme sürecinde olan bir hastanın yarasının olduğu bölgedeki dolaşımın iyileştirilmesi amacıyla yeterli seviyede kan ve oksijen almasına yardımcı olan tedavileri içerir. Kompresyon tedavi, manuel terapi, elektrik simülasyonu, yara bakımı gibi tedavileri barındırır. Vestibüler fizyoterapi, iç kulak rahatsızlıklarından ortaya çıkan denge problemlerini tedavi etmeyi amaçlayan bir uygulamadır. Dekonjestif tedavi, sıvı birikimi gibi durumlarda bu sıvının boşaltılmasına yardımcı olan tedavi yöntemidir. Pelvik taban rehabilitasyonu ise cerrahi müdahaleler, yaralanmalar gibi durumlarda kadın ve erkeklerde ortaya çıkabilen idrar yapamama, idrar kaçırma, pelvik ağrısının tedavisi için yapılmaktadır.

CategoriesGenel

Yüksek Riskli Gebelik Nedir?

Hamilelik ya da diğer adı ile gebelik, yaşamın doğal ve normal bir sürecidir. Kimi durumlarda anne adayının gebelik öncesinde sahip olduğu rahatsızlıklar yüksek riskli gebelik durumuna yol açmaktadır. Benzer şekilde hamilelikten sonra hamilelik sürecinde ortaya çıkan rahatsızlıklar pek çok riske neden olabilir.

Yüksek Riskli Gebelik Nasıl Olur?

Annenin mevcut hastalığı ya da gebelik süresince ortaya çıkan hastalık yüksek riskli gebelik yaşanmasına yol açabilir. Orta ya da yüksek ölçekte riskli gebelik, annenin olduğu kadar anne karnında bulunan bebeğin sağlığını tehdit edebilir. İleri aşama yüksek riskli gebelik hayati tehlike taşıyabilir. Ancak annenin hem kendi hem de bebeği için sakin kalması, sürecin verimliliği açısından önemlidir. Hem riskli hem de yüksek riskli gebeliklerin takibi mutlaka bir perinatolog yani riskli gebelik uzmanı tarafından takip edilmelidir. Perinatologlar tarafından yapılan gebelik takibi, normal gebelik takibine göre çok daha farklı özelliklere sahiptir.

Yüksek Riskli Gebeliğin Nedenleri Nelerdir?

Yüksek riskli gebeliğin birçok nedeni olabilir. Nedenler kişiden kişiye büyük oranda değişkenlik gösterir. Bazı yüksek riskli gebelik nedenleri şunlardır:

  • Annenin yaşının 18 yaşından küçük ya da 35 yaştan yüksek olması,
  • Annenin şeker, guatr, tansiyon, karaciğer, kalp, kolajen doku hastalıkları, damar ve diğer hastalıklar gibi hamilelik sürecinden önce var olan ciddi bir rahatsızlığının olması,
  • Anne ile baba arasında akrabalık olması,
  • Vücut kitle indeksine göre çok zayıf ya da fazla kilolu olması,
  • Annenin sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklarının olması,
  • Annenin öyküsünde tekrarlayan düşükler olması,
  • Annenin çeşitli psikiyatrik problemler nedeniyle ilaç kullanması,

Gebelik öncesi hiçbir sorunu olmamasına rağmen gebeliğe bağlı bazı sağlık sorunlarının ortaya çıkması da mümkündür. Bu sorunlardan en bilinenleri şunlardır:

  • Gebelik zehirlenmesi,
  • Gebelik diyabeti,
  • Gebelikte suyun erken gelmesi,
  • Vajinal kanama,
  • Gebelikte servikal yetmezliği ya da diğer adıyla rahim ağzı yetmezliği,
  • Çoğul ya da ikiz gebelik süreçleri,
  • Bebeğe bağlı kimi sorunlar,
  • Erken doğum riski,
  • Bebeğin suyunun normalden az ya da fazla olması,
  • Bebekte kan uyuşmazlığı ve bazı sakatlıklar.

Yüksek Riskli Gebelik Takibinin Önemi

Pek çok hamile kadın, gebelik dönemini hiçbir sağlık sorunu ile karşılaşmadan geçirir. Tüm hamile kadınların, kadın doğum uzmanı takibi altında doğuma kadar takip edilmesi gerekir. Hamilelik süresi boyunca hiçbir rahatsızlığı olmayan bir anne, gebeliğin 6. ayında hamilelik şekerine yakalanabilir. Benzer şekilde, hamileliğinin bitmesine 1-2 ay kala anne, gebelik zehirlenmesi ile karşılaşabilir. Anneden kaynaklanmayan bebekle ilgili bazı gelişim gerilikleri hamileliğin 7. ayında aniden ortaya çıkabilir. Hem hamilelik döneminin başından itibaren riskli gebelik sınıfına giren kadınların hem de normal hamilelik süreci geçiren kadınların gebelik takibi yapılmalıdır. Ancak yüksek riskli gebeliğe sahip kadınların perinatolog tarafından takibi yapılmalıdır. Riskli gebelik doktoru, gerekli sıklıkta muayene ve incelemeler yaparak sürecin en az risk ile atlatılması için çaba sarf eder.

Yüksek Riskli Gebelik Takibi Nasıl Yapılır?

Yüksek riskli gebelik takibi tek bir hekim tarafından yapılmamaktadır. Farklı uzmanlık alanlarına sahip hekimlerin bilgi ve deneyimlerini paylaşarak yürüttükleri bir takip şeklidir.

  • Kadın doğum uzmanı, dahiliye uzmanı ya da endokrinoloji uzmanıyla beraber çalışabilir. Hastanın rahatsızlığına bağlı olarak diyetisyen, göz doktoru, fizik tedavi uzmanı gibi diğer uzmanlarla da işbirliği içerisinde olabilir.
  • Anne adayının hamile kalmadan önce bir rahatsızlığı var ise mutlaka hamile kalmadan önce branş hekimi ile görüşerek sağlık sorununun hamileliği üzerindeki risklerini öğrenmesi gerekir.
  • Doktor gerekli gördüğü hususta bazı testlerle risk tespiti yapabilir. Annenin öyküsünde tekrarlayan düşüklerin bulunması, mevcut gebeliği de yüksek riskli gebelik sınıfına sokar.
  • Mevcut gebelik öncesi düşüklerin nasıl olduğu, haftası gibi pek çok detay alınarak mevcut gebelik takibi yönetilir.
  • Düşüklerin yaşandığı haftaya bağlı olarak hangi hastalıktan kaynaklı düşük olduğu saptanabilir. Örneğin hamileliğin ilk haftalarında meydana gelen düşüklerde kromozom anormallikleri söz konusu olabilir.
  • Öte yandan, 3 ile 6 ay arasındaki düşüklerde rahim boynu yetmezliği saptanabilir. Tümör risklerinin tespiti için memede kitlenin varlığı ya da yakın zaman aralığında rahim ağzı sürüntü test yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.
  • Anne adayları unutmamalıdır ki, günümüz teknolojisinde bebek hastalıklarının doğum öncesi teşhisi ve tedavisi ileri düzeydedir. Bu nedenle, doğum öncesi bebeğin tedavisi mümkün olabilir.

 Mevcut Hastalığı Olan Kadınlar Hamile Kalmalı Mı?

Anne olup olmama kararı tamamen anne adayının seçimidir, ancak anne adayı bebek için plan yapmaya başlamadan önce mevcut rahatsızlığı her ne ise mutlaka uzman bir hekim ile görüşmelidir. Mevcutta var olan diyabet, yüksek tansiyon, karaciğer ya da böbrek rahatsızlıkları, kalp damar rahatsızlıkları gibi bazı hastalıklar gebelik sürecinde daha da ağırlaşma eğilimindedir. Sağlık problemi olan bir kadının ekstrem durumlar dışında anne olmaması söz konusu değildir. Yine de anne ve bebeğin sağlıklı olması adına gebelik takibinin risk düzeyine göre belirli sıklıklarda yapılması zaruridir. Hamile kalmadan önce mevcut rahatsızlığı olan anne adayı, mutlaka riskli gebelik uzmanı ile görüşüp tüm olası riskler hakkında uzman görüşü alarak karar vermelidir. Fiziksel rahatsızlıklara ek olarak psikolojik rahatsızlıkların da anne ve bebeğin sağlığı açısından riskleri bulunabilir. Özellikle mevcutta bir rahatsızlığı olan yüksek riskli gebelik geçiren annelerin kaygı düzeyi yüksek olabilir. Bu oldukça olağan bir süreçtir. Annenin hem kendi sağlığı hem de bebeğinin sağlıklı gelişimine dair endişeleri olabilir. İlaç tedavisi olmadan çeşitli terapilerle annenin kaygı düzeyinin düşürülmesi, bebeğin hem fiziksel hem de zihinsel gelişimi için son derece önemlidir.

CategoriesGenel

Demir Eksikliği Belirtileri Nelerdir? Demir Eksikliğine Ne İyi Gelir?

Yer kabuğunun en yaygın minerallerinden olan demir elementi özellikle dünyanın çekirdeğinde yoğun olarak bulunur. Yerkürenin manyetik alanı üzerinde önemli bir etkisi olmasının yanı sıra mevcut yapısından dolayı oksitlenmeye yani oksijen tutmaya yatkın olma özelliği ile öne çıkar. Latincesi “ferrum” olan bu metal insan vücudunda element ve hücrelere oksijen taşıma görevini yerine getirir. Demir eksikliği yaşanması insan sağlığını büyük ölçüde tehdit eder.

Demirin İnsan Sağlığı İçin Önemi Nedir?

Oksitlenme yani oksijen tutma özelliğine sahip olan demir, insan vücudunda 4-6 gr. kadar bulunur. İnsan sağlığı üzerinde çok önemli işlevi olan demir eksikliği ya da fazlalığı çeşitli hastalıklara sebep olabilir. Demir kanda hemoglobin adlı protein üzerinde yer alır. Hemoglobinler kemik iliğinde üretilir ve kırmızı kan hücrelerinde depo edilir.

Hemoglobin üzerindeki demire bağlanan oksijen, gerekli hücrelere taşınarak hücrelerin oksijen ihtiyacını karşılar. Demir, kas dokularında ise miyoglobin adlı proteinlere tutunarak işlev görür. Bu proteinler demir ve oksijen bağlayıcı proteinler olup görevleri dokulara oksijen taşımak olarak özetlenebilir.

Demir eksikliği insan sağlığını tehdit ederken, demirin fazlalığı da sağlık üzerinde risk yaratır. Vücuttaki fazla demir bağırsaklarda demir emilimini arttırarak hücre içinde fazla miktarda birikmesine neden olur. İhtiyaç fazlası demir birikmesi sonucu kalp ve demir deposu olan karaciğer zarar görebilir. Demir fazlalığı için uygulanacak tedavilerin başında kişinin düzenli olarak kan vermesi gelir.

İnsan vücudunda yeterince demir olmaması durumunda hücrelere oksijen taşıyan hemoglobin görevini tam olarak yapamaz yani dokulara yeterli oksijen sağlayamaz. Oksijensiz kalan hücre ve dokular sağlıklı yapılarını kaybetmeye başlar ve beraberinde birçok hastalık ortaya çıkar. Demir eksikliği nedenleri ve belirtileri ile demir eksikliğine ne iyi gelir sorusunun yanıtı şu şekilde açıklanabilir.

Demir Eksikliği ve Anemi Nedir?

Hemoglobin proteinlerinin deposu olan kırmızı kan hücreleri (eritrositler) aynı zamanda vücuttaki en büyük demir depolarıdır. Kandaki kırmızı kan değerini belirten RBC değeri düşükse yani kanda yeterli sayıda sağlıklı kırmızı kan hücresi yoksa kansızlık diğer adıyla anemi hastalığından söz edilebilir. Anemi hastalığının en yaygın sebebi vücutta demir eksikliği olmasıdır.

Kadınlarda demir eksikliğine bağlı olarak oluşan anemi erkeklere oranla daha sık görülür. Adet sırasında yaşanan kan kaybı kadınlarda daha sık anemi görülmesine sebep olabilir. Kadınların yüzde yirmisi demir eksikliği sebebiyle anemi yaşarken erkeklerin ise yüzde üçünde anemi görülür. Hamile kadınlarda ise bu oran yüzde elliye çıkabilir. Demir eksikliği genellikle üreme çağındaki kadınlar için tehdit oluşturur.

 

Demir Eksikliği Neden Kaynaklanır?

Demir çok eski dönemlerden beri yaralıları ve hastaları güçlendirmek amacıyla kullanılır. Kullanımı bu kadar eski dönemlere dayanmasına rağmen, anemi hastalığı dünya nüfusunun yaklaşık üçte birini etkiler. Demir eksikliği anemi hastalığının en büyük sebebini oluşturur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye, anemi oranının yüksek olduğu bölgeler arasında yer alır. Demir eksikliği sebeplerinin başında kan kaybı gelir. Kan kaybı dışında vücutta demir eksikliğine sebep olabilecek bazı durumlar şunlardır:

  • Kalıtsal demir eksikliği yaşanması,
  • Demirin bağırsaklardan emiliminde azalma meydana gelmesi,
  • Beslenme diyetinde yeterince demir olmaması; demir yönünden zengin besinler tüketilmemesi,
  • Uzun süreli iltihabi bağırsak hastalıkları,
  • Sindirim sisteminde ülser gibi hastalıklar,
  • Mide ve bağırsakları tahriş eden ilaçların uzun süreli kullanımı gibi sebepler demir eksikliği yaşanmasına sebep olabilir.

Demir Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Kişilerde ortaya çıkan demir yoksunluğu yaşam kalitesini büyük ölçüde olumsuz etkiler. Zamanında tedavi edilerek demir miktarının normale çıkarılması biyolojik ve psikolojik birçok açıdan büyük önem taşır. Vücutta demir eksikliği olduğunun sinyallerini veren bazı belirtiler şunlardır:

  • Halsizlik, isteksizlik ve çabuk yorulmak,
  • Sürekli uyku hali,
  • Nefes darlığı ile kalp çarpıntısı hissi,
  • Yüksek derecede saç dökülmesi,
  • Konsantrasyon bozukluğu, dikkat eksikliği,
  • Tırnak yapısının hassaslaşması ve kolay kırılması,
  • Baş ağrısı,
  • Sinirlilik hali,
  • Cildin soluklaşması,
  • İştahsızlık,
  • Toprak yeme isteği demir eksikliğinin önemli belirtileri arasında yer alır.

Demir Eksikliği Hangi Hastalıklara Yol Açar?

Demir eksikliği tedavi edilmediği takdirde yaşam kalitesini oldukça düşürebilir, dolaylı olarak ciddi iş kayıplarına neden olabilir. Bu sağlık sorunlarından bazıları şunlardır:

  • Vücut direncinin düşmesi ve bağışıklık sisteminde zayıflama sebebiyle hastalıklara karşı daha savunmasız hale gelinebilir.
  • Kalp yetmezliği, kalp büyümesi, kalp çarpıntısı gibi kalp hastalıklarına sebep olabilir.
  • Bebek ve çocuklarda motor gelişimlerinde gerilik yaratabilir, zekâ gelişimini engelleyebilir.
  • Erken doğum riski gibi hamilelikte sorunlar yaratabilir. Bebeğin düşük kilolu doğmasına sebep olabilir,
  • Huzursuz bacak sendromuna sebep olabilir.

Demir Eksikliğinde İlaçla Tedavi Nasıl Uygulanır?

Öncelikle ilaç tedavisi için uzman bir hekimden destek almak gerekir. Hekim tavsiyesi ile hastalığın tedavisine ağızdan alınan demir ilaçları ile başlanabilir. C vitamini demirin emilimini arttırdığı ve hemoglobin yapımını hızlandırdığı için demir ilaçları ile birlikte alınması tavsiye edilebilir. İlaç tedavisi ortalama 3-6 ay sürer. Tedavi başlangıcında kemik iliği eksik kan miktarını tamamlamak için alınan demirin tümünü kullanır, hemoglobin düzeyi normale geldiğinde demiri depolamaya başlar. Bu nedenden dolayı ilaç tedavisi sürecinin başarılı sonuçlanması için tedaviye ara vermemek ya da yarıda kesmemek gerekir. Ayrıca demir eksikliği tedavisiyle eş zamanlı olarak bu soruna yol açan sebeplerin de tespit edilerek tedavi edilmesi büyük önem taşır.

Demir ilaçları bazı kişilerde mide sorunları yaratabilir. Ağız yoluyla ilaç verilemeyen kişilere ya da ilaçla tedaviden istenilen sonuç alınamadığında demir kas içine doğrudan verilebilir ya da damardan yükleme yapılabilir. Doktorlar tarafından hamile kadınlara hamilelik süresince ve emzirme döneminde genellikle demir ilacı kullanımı önerilir.

Demir Eksikliğine Ne İyi Gelir? Hangi Besinler Tüketilmelidir?

İlaç tedavisi dışında demir eksikliği için farklı yiyecekler de tüketilebilir. Demir yönünden en zengin yiyecekler şu şekilde listelenebilir:

  • Yumurta, kırmızı et, tavuk eti, hindi eti gibi hayvansal gıdalar.
  • Dalak, karaciğer gibi sakatatlar.
  • Ispanak başta olmak üzere koyu yeşil yapraklı sebzeler.
  • Patates, pancar, bezelye, börülce, soya fasulyesi, kabak gibi sebzeler.
  • Kuru baklagiller.
  • Pekmez, bal, karadut özü.
  • Kuru üzüm, kuru erik, kuru dut gibi kurutulmuş meyveler.
Kapat
Add to cart
Görüşmeyi Başlat
Canlı Destek
Canlı Destek - Evde Sağlık
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?