CategoriesGenel

Magnezyum Eksikliği Nedir, Nasıl Önlenir

Vücudun yaşamsal fonksiyonlarını sürdürebilmesi için gerekli bir mineral olan magnezyum, kimyasal olarak alkali toprak metallerin sınıfında yer alan bir elementtir. İnsan vücudunda oldukça önemli olan 11 mineralden biri olan element; kas hareketlerine, protein oluşumuna, enerji üretimine, gen bakımına ve sinir sisteminin düzelmesine yardımcı olur. İnsan vücudundan en çok bulunan 4. katyon olan magnezyum, hücrelerin çalışabilmesi için gereklidir. Vücuttaki magnezyumun yaklaşık %60’ı kemikte bulunur. Geri kalan miktar ise kaslarda, yumuşak dokularda ve sıvılarda bulunur. Hücrelerin büyümesi ve yenilenmesi sürecinde önemli bir rol oynayan element, enzimlerin çalışabilmesi için gerekli bir mineraldir. İnsan vücudu kendisi üretemediğinde besin ya da ilaç yoluyla yeterdi dozda alması gerekir. Aksi takdirde magnezyum eksikliği duygu bozuklukları, migren, kalp hastalığı, tip 2 diyabet gibi pek çok sağlık sorununa neden olabilir.

Magnezyum Eksikliği Nedir, Nasıl Önlenir?

İnsan vücudunun sağlığı için gereksinim duyduğu miktarda magnezyuma sahip olmaması olarak tanımlanan magnezyum eksikliği, hipomagnezemi olarak da bilinir. Kas ve kemikler için oldukça önemli olan element, vücutta eksik olduğunda pek çok soruna yol açabilir. Magnezyum eksikliğinin sebepleri değişebilir. Dengesiz ve düzensiz beslenme en önemli neden olduğu gibi böbrek çalışmasında aksama da nedenler arasında yer alır. Eksikliği durumunda sağlık sorunlarının ilerlememesi için kısa sürede teşhis konulmalıdır. Hipomagnezemi tanısı için uzman bir hekim gözetiminde kan testi ya da idrar testinin yapılması gerekir. Klinik bulgular doğrultusunda yapılan testler ile değeri belirlenir. Ortaya çıkan sonuçlar doğrultusunda kişilerin tedavi alması önem taşır.

Magnezyum Eksikliğine Neden Olan Faktörler

Magnezyum eksikliğinin nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Kronik ishal,
  • Böbrek ve karaciğer hastalıkları,
  • Aşırı terleme,
  • Yetersiz beslenme,
  • Kullanılan ilaç nedeniyle azalma
  • Sık ve aşırı adet,
  • Çeşitli bağırsak parazitleri,
  • Uzun süreli ya da yoğun stres altında olma,
  • Sigara tüketimi,
  • İdrar söktürücü başta olmak üzere çeşitli ilaçların fazla kullanılması,
  • Yaşlılık,
  • Aşırı kahve, tuz ve soğuk içecek tüketimi,
  • Crohn hastalığı,
  • Çölyak hastalığı.

Magnezyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Magnezyum eksikliğinin belirtileri fizyolojik, psikolojik ve biyolojik olarak üçe ayrılır.

  • Fizyolojik belirtiler; mide ve bağırsaklarda kramplar meydana gelmesi, kas spazmı, kalp çarpıntısı, kusma, kabızlık, saç dökülmesi ve kardiyak aritmiler olarak sıralanabilir.
  • Psikolojik belirtileri ise sinirlilik, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, stresle baş edememe hali, uyuşukluk hali, öğrenme güçlüğü, çocuklarda hiperaktivite, dikkat dağınıklığı, depresyon ve çocuklarda dikkat eksikliği olarak sıralanabilir.
  • Biyolojik belirtileri arasında ise oksidatif stresi, insülin direncinin artması, yaşlanma belirtilerinde belirginlik, serotonin hormonu eksikliği, tip 2 diyabet riskinin artması ve hücre aktivasyonunda azalmadır.

Magnezyum Eksikliğinin Yol Açtığı Sağlık Sorunları

Magnezyum eksikliğinin yol açtığı bazı sağlık sorunları vardır:

  • Huzursuz bacak sendromu,
  • Migren semptomlarında artış,
  • Kemik erimesi (Osteoporoz),
  • Hipertansiyon,
  • Kalp rahatsızlıkları,
  • Astım ataklarında şiddetlenme,
  • Tip 2 Diyabet,
  • Solunum rahatsızlıkları,
  • Depresyon,
  • Hipoglisemi

Magnezyum eksikliğinden dolayı bazı insanlar risk grubundadır. Öncelikle börek sorunları çeken kişiler bu risk gurubunda yer alır. İlerlemiş yaşta bulunanlar ve aşırı alkollü içki kullanan kişiler de risklidir. Bir diğer risk grubu ise Crohn hastalığı ya da sindirimi etkileyen rahatsızlığı olanlar, diyabet ve kanser için belli ilaçlar kullananlardır.

Magnezyum İçeren Besinler Nelerdir?

Bitkisel ve hayvansal kaynaklı besinlerde, yetişkin bir bireyin gereksinim duyduğu miktar, cinsiyete ve yaşa bağlı olarak değişkenlik gösterir. Genel olarak ihtiyaç 31 ile 420 miligram arasında seyreder. Balık, et, tavuk, yağlı tohumlar, koyu yeşil yapraklı sebzeler, tahıllar ve kabuklu kuruyemiş gibi besinler magnezyum minareli açısından oldukça zengindir. Magnezyum içeriği yüksek doğal besinleri günlük beslenme rutininize ekleyebilirsiniz:

  • Kuruyemişler: Brezilya fıstığı, kaju fıstığı, badem, fındık, fıstık ve ceviz tercih edilebilir.
  • Yağlı balıklar: Pisi balığı, uskumru ve somon da dahil olmak üzere pek çok balık türü yüksek miktarda içerir.
  • Baklagiller: Yeşil mercimek, nohut ve kuru fasulye.
  • Tohumlar: Chia, bal kabağı ve keten tohumları dahil olmak üzere tohumların pek çoğu magnezyum minerali açısından oldukça zengindir.
  • Muz: 37 mg magnezyum içeren muz, kan basıncını düşürebilmesi, kalp rahatsızlığı riskinin azalmasıyla bağlantılı yüksek potasyum içermesinin yanı sıra magnezyum açısından da oldukça zengindir.
  • Tofu: Yüksek protein içeren tofu, soya peyniri olarak bilinir. Vejetaryen diyetlerde temel besini olan tofu, insan vücudunun günlük magnezyum gereksiniminin yüzde %13’ünü karşılar.
  • Avokado: Lif kaynağı, K vitamini ve B vitaminleri bakımından zengin olan avokado, 58 mg magnezyum içerir.
  • Yapraklı yeşiller: Semizotu, roka, maydanoz, lahana, şalgam, karalahana ve ıspanak ve hardal yeşillikleri önemli miktarda magnezyum içerir.
  • Tam tahıllar: Kuru buğday gibi tahıllar.
  • Kuru üzüm.

Magnezyum Eksikliği Nasıl Tedavi Edilir?

Magnezyum eksikliği diğer pek çok rahatsızlık gibi tedavi edilebilir. Eksikliğin tedavi süreci şiddetine ve türüne göre değişkenlik gösterir. Tedavi için ilk olarak hipomagnezeminin uzman bir doktor tarafından teşhis edilmesi gerekir. Hipomagnezeminin tedavisinde multi-vitaminler ve ilaçlar kullanılır. Bunun yanında doktor tarafından önerilen özel ilaçlar da düzenli olarak tüketilebilir. Uzman hekim tavsiyesi kullanılan magnezyum takviyesinin dozu önemlidir. Eksiklik durumunun giderilmesinde doz aşımı yapılmamalıdır.

Herkesin sahip olduğu seviye aynı değildir. Bu sebeple bir başkasına verilen ilaçların kullanılmaması gerekir. Magnezyum eksikliğinin çok yüksek seyrettiği durumlarda ise damar yoluyla takviye yapılabilir. Tedavi sürecinin doğal yöntemleri arasında ise sigara ve alkolü bırakmak, beslenme disiplinine uymak gerekir. Magnezyum açısından zengin besinleri dengeli bir şekilde beslenme rutinine dahil etmek de tedavi süreci açısından oldukça önemlidir. Ancak bu tarz müdahaleler için öncelikle uzman doktordan onay almak gerekebilir. Uzmanlar tarafından yapılan testler sonucunda eksiklik durumunun tespit edilmesi ve bünyenizin ihtiyacı olan takviyenin yapılması gerekir.

CategoriesGenel

Hamilelikte Kilo Alımı Süreci

Hamilelikte yeterli kilo alımı, hem anne adayının sağlıklı bir gebelik süreci geçirmesi hem de sağlıklı bir bebek gelişimi için önemlidir. Anne adayının boyu ve kilosunun oranına göre alması gereken ideal kilo aralığı değişir. Vücut kitle indeksine bağlı olarak anne adayının alması gereken kilo aralığı belirtilir. Bu aralığın altında kilo alma yani yetersiz beslenme sonucu bebek yeterince gelişemeyebilir. Tam tersi bir şekilde ideal aralığın üzerinde kilo alınması da bebekte ve annede çeşitli hastalık risklerini artırır. Gebeliğin ilk haftalarında bulantı ve kusmadan kaynaklı çoğu anne adayında kilo kaybı olabilir. İlk haftalarda bebeğin çok fazla besine ihtiyacı olmadığı için bu süreç kritik değildir. Ancak ilerleyen dönemlerde yeterli kilo alınmaz ise bebeğin yetersiz beslenmesi söz konusu olabilir. Yetersiz beslenen anne adayları düşük ya da erken doğum riskleri taşıyabilir.

Hamilelikte Ne Kadar Kilo Alınmalı?

Vücut kitle indeksi normal olan kadınlar için gebelikte ideal olan toplamda 11 ile 13 kilo arasında almaktır. Anne adayının yeterince kilo almaması, yani 9 kilo altında kilo alımı gebelikte bebeğin gelişim geriliği riski taşıması anlamına gelebilir. Benzer şeklide 15 kilo üstünde kilo alınması da gebelik zehirlenmesi, gebelik tansiyonu veya gebelik şekeri riskini artırır. Bu nedenle ideal olan kilo aralığında hamilelikte kilo alımı son derece mühimdir. İdeal kilonun altında ya da üstünde kilo alıyorsanız doktorunuzla görüşmeniz gerekir.

İlk üç aylık sürede anne adayının fazla kilo almasına gerek yoktur. Eğer ideal kiloda hamileliğe başladıysanız, hamileliğinizin ilk aylarında 1 ile 1,5 kilo arasında almanız yeterlidir. Her gün fazladan 200 kalori alarak bir iki ayda kilo almanız mümkündür. Normalden biraz daha düşük bir kiloda hamile kaldıysanız hamileliğin ikinci ve üçüncü aylarında istikrarlı bir şekilde kilo almanız önerilir. Yani doğuma kadar aylık ortalama 1,4 ile 1,8 kilogram arasında kilo almanız gerekir. Normalin altında bir kiloda hamile kaldıysanız doktorunuzun size önerdiği diyet listesini takip ederek düzenli kilo alabilirsiniz.

Hamilelikte Kilo Takibi Nasıl Yapılır?

Hamilelikte kilo alımı süreci son derece kritik bir öneme sahiptir. Hem anne hem de bebeğin sağlıklı bir süreç geçirmesi için, gebelikte kilo alımı aylık ya da haftalık olarak takip edilmelidir. Genellikle ilk 3 ay içerisinde yaklaşık 1 kilo alınması yeterli görülürken sonraki aylarda aylık 1,5 kilo alınması gereklidir. Haftalık ölçümlerle takip edilmesi gereken kilo alımı, haftalık olarak 400 gramı aşmamalıdır. Karbonhidrat ve yağ dengesine dikkat edilmeli ve anne adayı kilo alımında aşırıya kaçmamalıdır. Protein, karbonhidrat ve yağ dengeli bir şekilde beslenmelidir. Aşırı yağlı beslenmek de zararlıdır. Fazla kilo alımı tespit edildiyse günlük yürüyüşlerle kalori harcaması yapılması önerilir

Çok Kilolu Ya Da Zayıf Kişilerde Hamilelikte Kilo Alımı

Hamileliğin başlarında çok zayıf olan anne adaylarının gebelik boyunca 12 ile 18 kilo arasında kilo alması normaldir. Çok zayıf kilolu kişiden kasıt 18 kilodan daha düşük vücut kitle indeksine sahip kişilerdir. Tam tersi hamilelik başında fazla kilolu olan anne adaylarının gebelik süresince 5 ile 9 kilo arasında kilo almaları yeterli olabilir. Fazla kiloludan kasıt obez kategorisinde gösterilen, vücut kütle indeksi 30 ve üzeri kişilerdir. Ancak vücut kitle indeksiniz normalin üzerinde yani 25 ile 29,9 arasında ise 7 ile 11 kilo arasında almanız idealdir. Öte yandan eğer ikiz veya daha fazla bebek taşıyorsanız daha fazla kilo almanız normaldir. Vücut kitle indeksi 18,5 ile 24,9 arasında bir anne adayı iseniz ortalama 17 ile 25 kilo arasında alabilirsiniz. Bu değer kaç çocuk taşıdığınıza bağlı olarak artabilir ya da azalabilir. Genel olarak, vücut kitle indeksiniz arttıkça almanız gereken kilo miktarı azalır.

Hamilelikte Kilo Alımı Nasıl Dağılır?

Hamilelikte kilo alımı süreci bebek için son derece önemlidir ancak tüm kilo bebeğe gitmez. 3 ile 3,6 kilo arasında bebek dünyaya getirmiş bir annenin aldığı kilo genel olarak şu şekilde dağılım gösterir:

  • Hamilelik boyunca irileşen göğüsler yaklaşık 1 kilogram alır.
  • Hamilelik boyunca büyüyen rahim yaklaşık olarak 1 kilogram alır.
  • Bebek yaklaşık 3 ile 3,6 kilogram arasında doğmuştur.
  • Amniyon sıvı yaklaşık 1 kilogramdır.
  • Plasenta yaklaşık olarak 0,7 kilogramdır.
  • Artan sıvı ve kan hacminin her biri 1,4 ile 1,8 kilogram arasındadır.
  • Vücut yaklaşık 2,7 ile 3,6 kilogram arasında yağ depolar.

Hamilelikte Sağlıklı Kilo Alımı İçin Neler Yenmeli?

Hamilelikte kilo alımı süreci bazı anne adayları için oldukça zorlayıcı olabilmektedir. Kilo alırken sağlığını kaybetmek ya da formunu bozmak istemeyen annelerin tüketebileceği bazı besinler şunlardır:

  • Makarna ya da beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmekleri tercih edebilirsiniz
  • Patates kızartması, hamburger, pizza gibi fast food ürünleri yerine az yağlı salata ya da zeytinli salataları seçebilirsiniz.
  • Bol unlu ya da şerbetli tatlılar yerine bol meyve ve hafif, sütlü tatlı tüketebilirsiniz.
  • Hazır meyve suları yerine evde hazırlanmış kalsiyum ve diğer besin ögeleriyle zenginleştirilmiş meyve sularını içebilirsiniz. Taze sıkılmış mandalina, portakal, greyfurt, kayısı suları önerilir. Ayrıca her meyve ve sebzeyi mevsiminde tüketmeniz ve GDO’lu gıdalardan kaçınmanız tavsiye edilir.
  • Hangi kiloda olursanız olun anne adayı iseniz her sabah kahvaltı yapmanız gereklidir. Ayrıca yemekler arasında yoğurt, kalsiyum, mineral, kuru meyveler tüketmelisiniz.
  • Her öğünde normalde yediğinizde fazla yemeye çaba gösterebilirsiniz.
  • Paketli gıda tüketimi azaltılmalı ve gerekli vitamin desteği yapılmalıdır. Hangi vitaminlere ihtiyacınız olduğunu doktorunuzla görüşerek, gerekli testler sonucunda öğrenebilirsiniz. Doktorunuz C vitamini gibi bazı vitaminleri almanız için reçete yazabilir ya da size diyet listesi hazırlayabilir veya bir diyetisyenle iş birliği yapabilir.
CategoriesGenel

Hamilelikte Kullanılan Vitaminler

Vücudun ihtiyaç duyduğu mineral ve vitaminleri almanın en doğru yolu sağlıklı beslenmektir. Diğer taraftan, bazen her ne kadar sağlıklı besleniyor olsanız bile oldukça önemli kimi besin ögelerinden mahrum kalabilirsiniz. Özellikle hamile olan ya da gebe kalmak için uğraşan kadınların vitamin takviyesi alması gerekli olabilir. Doğum öncesi vitaminler yetişkinler için üretilen standart vitaminlerden farklı olarak daha fazla demir ve folik asit içerir.

Hamilelikte Kullanılan Vitaminler Diğer Vitaminlerden Farklı Mıdır?

Hamilelikte vitamin takviyesi için tercih edilen vitaminler, diğer yetişkin vitaminlerine göre daha fazla folik asit ve demir içerir. Bu durumun birkaç nedeni vardır. Öncelikle folik asit, ciddi omurilik ve beyin anomalileri olan nöral tüp defektlerinin önlenmesine yardımcı olur. Demir ise bebeğin büyümesini ve gelişimini destekler. Aynı zamanda demir kansızlığı önlemeye yardımcı olur. Ayrıca, kimi araştırmalar doğum öncesi vitaminlerinin düşük riskini azalttığını ortaya koyar.

Mutlaka Kullanılması Gereken Vitaminler Neler?

Hamilelikte besinlerle alınması tavsiye edilen belli başlı vitaminler vardır. Hamilelikte vitamin takviyesi için üretilen ürünler, eczanelerden reçetesiz temin edilebilir. Anne adaylarının mutlaka kullanması gereken tek vitamin folik asittir. Folik asit kullanımına henüz hamile kalmadan, hamilelik planlanırken başlanması tavsiye edilir. Hamilelikten 3 ay önce başlanması önerilen folik asit, diğer vitaminlerden farklı olarak takviye de edilmelidir. Annenin ciddi bir vitamin eksikliği söz konusu değilse bahsi geçen diğer tüm vitaminler besinler yoluyla vücuda alınabilir. Ancak, annenin ve bebeğin folik asit ihtiyacı besinlerle karşılanamayacak kadar fazla olacağından folik asit takviyesi yapılmalıdır. Doktor önerisi doğrultusunda mümkünse hamile kalmadan önce folik asit kullanımına başlamak gerekir. Hamilelik bitene kadar folik asit tüketimine devam edilmelidir.

Folik Asit Ne Kadar Kullanılmalı?

İlacın marka ve içeriğine bağlı olarak günde kaç defa alınması gerektiği değişir. Hamilelikte vitamin ya da hamilelik öncesi vitamin takviyesi için uzman hekimin doz ve sıklık bilgilendirmesi yapması gerekir. Genellikle, günlük 0.4 mg folik asit alınması tavsiye edilmektedir. Fakat anne adayının öyküsü folik asit kullanımının tespitinde önemlidir. Eğer anne daha önce, anomalili bir bebek dünyaya getirdiyse ya da insülin ilaçları kullanıyorsa folik asit dozu doktor kontrolünde arttırılabilir.

Folik Asit Dışında Hamilelikte Vitamin Takviyeleri Nelerdir?

Demir: Hamilelikte kullanılan vitaminler arasında olmazsa olmazlardan biri de demirdir. Anneden bebeğe plasenta aracılığıyla devamlı demir akışı olur. Bu nedenle, zamanla annenin demir depoları bebeğin demir ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalır. Böylece, annenin hemoglobin değeri düşmeye başlar. Sorunun çözümü için annenin demir takviyesi alması önemlidir. Alınması gerekli olan doz mutlaka anne adayının hekimi tarafından belirlenmelidir.

C vitamini: C vitamini kullanımı gebeler için oldukça önemlidir. C vitamini, amniyotik kesenin oluşumunu desteklerken bebeğin gelişimine yardımcı olur. Aynı zamanda C vitamini gebelik zehirlenmesini önlemede etkilidir. Hücreleri korur ve gelişimini destekler. En çok C vitamini içeren besinler arasında turunçgiller, kivi, biber, bezelye, çilek, üzüm, elma, muz, patates ve havuç gibi besinler vardır.

Kalsiyum: Annelerin kalsiyum içerikli gıdaları gebelik süresince çok fazla tüketmeleri gerekir. Yumurta, süt, yoğurt, peynir gibi kalsiyum içeren besinlerin sıklıkla tüketilmesine dikkat edilmelidir. Aksi bir durumda, bebeğin kalsiyum ihtiyacı annenin kalsiyum depolarından karşılanır. Bu nedenle, anne adayı kalsiyum eksikliğinin sonucu olarak dişini kaybedebilir ya da kemik erimesi gibi tedavisi zor hastalıklarla karşı karşıya kalabilir.

D vitamini: Güneşten alındığı halde, çoğu insanda D vitamini eksikliği vardır. Hamilelerde D vitamini eksikliğinin sezaryen, diyabet ya da gebelik zehirlenmesi gibi ciddi sonuçları olabilir. Bebekte ise iskelet gelişimi ve kemik sağlığını tehdit eder. Uzman hekimler tarafından her anne adayının D vitamini takviyesi alması genellikle önerilir.

Magnezyum: Bazı anne adaylarının hamilelik süresince magnezyum takviyesi alması gerekebilir. Kramp, kasılma gibi problemler yaşayan hamilelerde magnezyum eksikliği söz konusu olabilir. Doktor kontrolü eşliğinde alınması tavsiye edilen magnezyum, bebeğin diş ve kemik gelişimi için gereklidir.

Omega-3: Bilinen pek çok faydası olan Omega-3 hamilelik süresince hem anne hem de bebeği için de vazgeçilmezdir. Balık ve cevizde bolca bulunan Omega-3, hamilelerin doğum sonrası depresyona girme riskini büyük oranda azaltır. Gebelerin, Omega-3’ten mahrum kalmamaları için haftada iki porsiyon balık yemeleri önerilir. İçerisinde en fazla Omega-3 bulunan balık çeşidi somondur. Balık tüketmeyi sevmeyen annelerin Omega-3 takviyesi almaları gerekir.

A vitamini: A vitaminin hamilelikte doktor kontrolünde alınmasında fayda vardır. Aşırı miktarda tüketilen A vitamini, bebekte doğumsal anomali gibi ciddi problemlere yol açabilir.

B vitamini: Anne adaylarının alması gereken bir vitamin de suda çözündüğü için depolanamayan B vitaminidir. B vitamini yönünden zengin gıdaları tüketerek B vitamini alınabilir. B vitaminin B1, B,2, B3, B5, B6, B7, B9 ve B12 olmak üzere birçok türü vardır. Genel olarak B vitaminleri et, süt, balık, tahıl ürünleri ve yumurtada yer alır. Özellikle vegan ya da vejetaryen anneler, B12 yönünden riskli bir gruptadır. B12 genellikle büyükbaş hayvan karaciğeri, karides, yumurta ve kimi balıklarda bulunur. Bu nedenle et ağırlıklı beslenmeyen ya da hiç et tüketmeyen annelerin bu vitamini dışarıdan takviye etmeleri için doktorlarıyla görüşmeleri gerekir.

Çinko: Hamilelikte kullanılan vitaminler arasında çinko da yer alır. Çinko ile desteklenmiş tahıl, mısır, müsli gibi gevrekleri tüketmek fayda sağlayabilir.

İyot: Hem doğum öncesi hem de sonrasında bebek ve annenin sağlığı açısından iyot tüketimi önemlidir. İyot eksikliğinin zekâ geriliğine sebep olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır. Gebelikte annenin yeterli iyot alması için diğer tuzların yerine iyotlu tuz tüketmesi önerilir. Ayrıca doktorunuz tarafından söylenmedikçe tuz kısıtlaması yapmamanızda fayda var.

Hamilelikte Vitamin Kullanmaya Ne Zaman Başlanmalı?

Hamilelikte diğer vitaminlerin besin yoluyla vücuda alınması önerilir ancak folik asit ilaç olarak da kullanılır. Önerilen, gebe kalmadan yaklaşık 3 ay önce folik asit takviyesine başlamaktır. Gebelik sona erene kadar folik asit takviyesi almaya devam etmek gerekir. Yani, yaklaşık bir sene folik asit takviyesine devam etmek önerilir. Bu nedenle, eğer hamilelik planlayan biriyseniz folik asit takviyesi almaya doktor kontrolünde başlayabilirsiniz. Folik asit haricindeki vitaminlerin hamilelik süresince rutin kullanılması gerekli değildir. Ancak kişiden kişiye ihtiyaç duyulan vitaminler değişebilir. Bu nedenle, doktorunuzun önerdiği bir vitamin varsa alabilirsiniz. Annede ciddi bir beslenme bozukluğu yoksa ya da vitamin eksikliği mevcut değilse, genelde vitaminlerin besinlerden karşılanması önerilir. Takviye yalnıza ciddi vitamin eksikliği bulunması durumunda tercih edilir. A vitamini gibi bazı vitaminlerin yoğun kullanımı bebeğe ciddi zararlar verebilir. Yetişkinler için üretilmiş standart A vitamininde dozaj yüksektir. Bu tarz bir takviye için uzman hekim tavsiyesi gerekebilir.

Kapat
Add to cart
Görüşmeyi Başlat
Canlı Destek
Canlı Destek - Evde Sağlık
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?