Chlorella, doğal yapısı gereği zengin bir besin içeriğine sahip olan algler çeşididir. 30’dan fazla alt türe sahip olan bu alg, klorella olarak da anılır. Besin değerleri sayesinde metabolizma, bağışıklık sistemi, iç organlar ve zihinsel yorgunluğun azalmasına destek olur.

Chlorella Nedir?

Chlorella nedir sorusuna, yeşil algler şubesinde bulunan küre veya elips formunda mikroskobik bir yosun türü yanıtı verilebilir. Boyu 2 ile 8 mikrometre arasında olup 2,5 milyar yıldır genetik yapısı değişmeyen canlılardan biridir. Kökeni Tayvan ve Japonya’ya dayanıp bazı ülkelerde besin desteği olarak kullanılır. Zengin vitamin, mineral ve protein içeriğine sahip olan klorella, düşük kalorisi ile diyet programlarında da yer alır. Hem besleyici hem sağlıklı bir tavsiye olarak beslenme rutinleri içerisinde önemli bir rol oynar.

Chlorella Faydaları Nelerdir?

Chlorella faydaları nelerdir sorusu, fiziksel ve zihinsel olarak yanıtlanabilir. Vücut için gerekli aminoasitlerin tamamını içeren bu yosun türünün %60’ı proteinden meydana gelir. Bir alg çeşidi olan chlorella faydaları;

• Kirlilik, stres ve kötü beslenmeden dolayı oluşan hasarı büyük ölçüde azaltır. Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı mücadeleyi kolaylaştırır.
• Antioksidan etkisi, vücutta meydana gelen ağır metallerin dışarı atılmasına katkı sağlar.
• İçeriğinde bulunan A ve C vitamini ile glutatyon seviyelerini artırıp serbest radikallerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur.
• Demir emilimini artırarak aneminin önlenmesinde vücudu destekler.
• Kan kolesterol seviyelerinin düzenlenmesine yardım eder.
• Kan basıncı ve şekerini dengelenmesine katkı verir.
• İnflamasyonu kontrol ettiği için solunum yolu hastalıklarının tedavisinde destekleyicidir.
• Yaş ile bağlantılı mental sağlığın gerilemesinin önlenmesine katkı sağlar.
• Yağ yakımını hızlandırarak kilo sorununuza da yardımcı olur.
• Enerji verici yapısı olduğun için yorgunluk ve bitkinlik gibi durumların atlatılmasına destek verir.

Chlorella Ne İşe Yarar?

Chlorella yararları ile tüketicilerin sağlığını önemsediğini gösterir. Chlorella ne işe yarar sorusuna, vücut fonksiyonlarının dengede kalmasına yardımcı olduğu yanıtı verilebilir. Bu tek hücreli ve yeşil tatlı su yosunu, besleyici besin değerleri sayesinde süper yiyecek olarak da adlandırılır. Chlorella’nın içerisinde; 9 esansiyel aminoasit, B12 ve C vitamini, Omega-3, lif, demir ve diğer vitamin, mineraller ile antioksidanlar yer alır. Fiziksel sağlığınızın iyileşmesine destek olup performansınızı artırır.

Chlorella Neye İyi Gelir?

Chlorella, fiziksel ve zihinsel sağlık ile birlikte iç organlara ve metabolizmaya iyi gelir. İçerisinde bulunan iki biyolojik pigment sayesinde gözü koruyarak olası maküler dejenerasyon riskini azaltır. Karaciğer rahatsızlığı olan bireylerde belirtilerin iyileşmesini sağlayıp karaciğeri desteklediği görülür. Sindirimi kolaylaştırıp şişkinliğin azalmasına yardımcı olabilir. Besin değerleri arasında bulunan kalsiyum ve B vitaminleri, adet öncesi sendromun semptomlarını hafifletir. Protein deposu olan chlorella, kronik yorgunluğun giderilmesinde oldukça etkili bir rol oynar. Hücrelerin hızlı bir şekilde yenilenmesini sağlayan bu yosun türü, vücutta meydana gelen bazı yaraların iyileşme sürecine katkıda bulunur.

Chlorella Nasıl Tüketilir?

Chlorella bilinen en zengin klorofil kaynağıdır. Vücudun ihtiyaç duyduğu besinleri yüksek seviyede karşılayarak zararlı maddelerden de temizlenmesini sağlar. İçerisinde bulunan RNA ve DNA nükleik asitleri hücrenin hızlı bir şekilde çoğalmasını sağlar. Aynı zamanda, vücut enzimleri ile protein ve enerji üretimini de destekler. Proteinlerin parçalanıp aminoasitlere dönüşmesini sağlar. Toz, sıvı, tablet ve kapsül gibi formlarda farklı çeşitleri bulunur. Evde sağlık uygulamaları doğrultusunda chlorella nasıl tüketilir sorusu, doktor kontrolünde ve ihtiyaçlar doğrultusunda olarak yanıtlanabilir.

Chlorella Hangi Durumlarda Kullanılır?

Chlorella, sert hücre duvarına sahip olduğu için insan vücudu bu yosunu doğal haliyle tüketemez. Bir uzmana danışarak besin takviyesi olarak alabilirsiniz. Kolesterolü parçalayarak kalp sorunlarının önüne geçebilir. Hücreleri yenilediği için yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir. Kırışıklıkları azaltıp cildin iyileşmesini sağlayabilir. Chlorella tüketimi çeşitli rahatsızlık ve hastalıkların önlenmesinde destekleyicidir. Chlorella hangi durumlarda kullanılır sorusuna fibromiyalji, ülserotif kolit, Hepatit C ve metabolik sendrom gibi birçok hastalık üzerinde fayda sağlayabileceğinin gözlemlendiği yanıtı verilebilir. Organlar üzerinde iyileştirici bir güce sahip olan chlorella, kansere karşı savaşı ile bilinen fito-kimyasallardan biridir. Beyin hücreleri ve sinir sistemi hastalıklarında da önemli bir rol oynayan bu tatlı su yosunu, yüksek klorofil oranı fotosentez yaparak temizleyici görevi görür.

Chlorella Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Chlorella kullanımında dikkat edilmesi gereken ilk nokta, günlük tüketim oranıdır. Bu alglerin dozu yaş, cinsiyet ve sağlık durumunuza bağlı olarak belirlenir. Bu gıda takviyesini kullanırken göz önünde bulundurmanız gereken noktalar;

• Öğünlerden yaklaşık 30 dakika önce bol suyla içilmesi,
• Dozunun vücutta bulunan ağır metal yüküne göre belirlenmesi gerektiği,
• Kullanım süresinin en az 6 ay sürebilmesi,
• Yetişkin ve çocuklarda farklı oranlarda alınması,
• İçerisinde bulunan vitamin, mineral ve proteinlere alerjisi olmayan kullanması,
• C vitamini ile birlikte ya da 3 saatlik bir zaman diliminde alınmaması,
• Sıcak yemek veya içeceklerin içerisine katılmaması,
• İshal, mide bulantısı ve mide krampları gibi yan etkilerin görülebilmesi,
• Hamile ve emziren kadınlar tarafından kullanılmaması.

Chlorella Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Chlorella zararlı mı?

Chlorella’nın bilimsel anlamda bilinen bir zararı yoktur. Ancak, yanlış veya kontrolsüz kullanımda zarar verebilir.

Chlorella yan etkileri var mı?

Chlorella, açık tenli kişilerde güneş ışığına hassasiyet görülebilir. Yaygın olarak görülen yan etkiler arasında ishal ve mide bulantısı yer alır. Baş ağrısı, mide krampı ve dışkıda renk değişikliği ile birlikte yorgunluk, baş dönmesi ve hafif şiddette sindirim sorunları da yaşanabilir.

Chlorella bitkisel mi?

Chlorella, geniş besin içeriğine sahip değerli bir su yosunudur. Bitkisel protein, vitamin, antioksidan ve mineral bakımından zengindir.

Chlorella doğal mı?

Chlorella, tamamen doğal bir besin desteğidir. İçerisinde hiçbir katkı maddesi bulunmaz.

Chlorella vitamin midir?

Chlorella, doğal ve zengin içeriğe sahip bir multivitamin çeşididir.

Histamin diyeti, histamin intoleransı olan kişilerin semptomlarını hafifletmeye yardımcı olacak şekilde tasarlanmış bir beslenme planıdır. Histamin, vücutta doğal olarak bulunan ve bazı gıdalarla alınan bir bileşiktir. Ancak, bazı kişiler histamini tam olarak metabolize edemez ve bu durum çeşitli belirtilere yol açabilir. Histamin diyeti yapmayı düşünüyorsanız, içeriğinde histamin değeri yüksek olan gıdaları kesmeniz gerekir. Bu diyeti uygulamak, histamin intoleransı olan kişilere yaşam kalitelerini artırma ve semptomları yönetme konusunda yardımcı olabilir.

Histamin İntoleransı Nedir?

Histamin diyeti, histamin intoleransına sahip olanların uygulaması gereken bir diyettir. Histomin intoleransı da vücudun histamin adı verilen bir bileşiği aşırı miktarda biriktirdiği ya da düzgün bir şekilde metabolize edemediği durumu ifade eder. Histamin, bağışıklık sistemi, sindirim işlemleri ve sinir sistemi işlevleri için önemlidir. Normalde, vücutta yeterli miktarda bulunan bir enzim olan diamine oksidaz (DAO), histaminin aşırı birikmesini önlemeye yardımcı olur. Ancak bazı insanlarda, bu enzim yetersiz seviyede bulunabilir ya da düzgün çalışmayabilir. Bu durum, özellikle histamin içeriği yüksek olan gıdalar tüketildiğinde, histaminin vücutta aşırı birikmesine ve bir dizi belirtiye yol açabilir. Bu belirtiler arasında baş ağrısı, kaşıntı, yüzde kızarıklık, burun akıntısı, halsizlik, mide ve bağırsak problemleri, ve hatta anksiyete gibi durumlar bulunabilir.

Histamin intoleransının tanısı genellikle belirtilerin izlenmesi ve histamin içerikli gıdaların diyetten çıkarılması ile konulur. Çünkü tıbbi testler genellikle net sonuçlar vermez. Eğer histamin intoleransınız olduğundan şüpheleniyorsanız, bir diyetisyen veya uzman hekim rehberliğinde bir histamin intoleransı diyeti uygulamanız gerekir. Bu süreci online bir şekilde yürütmek istiyorsanız online beslenme danışmanlığı hizmetinden de faydalanabilirsiniz.

Histamin İntoleransı Belirtileri Nelerdir?

Histamin alerjisi belirtileri genellikle histamin içerikli gıdaların tüketilmesinden sonraki birkaç saat içinde ortaya çıkar. Histamin intoleransı belirtileri şu şekilde listelenebilir:

• Sindirim Problemleri: Mide ağrısı, gaz, şişkinlik ve ishal gibi gastrointestinal problemler histamin intoleransının en yaygın belirtilerindendir.
• Dermatolojik Belirtiler: Ciltte kızarıklık, kaşıntı, ürtiker (kurdeşen) ve bazen anjioödem (cildin derin tabakalarında şişme) gibi belirtiler görülebilir.
• Solunum Problemleri: Burun akıntısı, hapşırık ve astım benzeri belirtiler histamin intoleransında görülebilir.
• Kardiyovasküler Belirtiler: Tansiyon düşüklüğü ve kalp atış hızında artış da dahil olmak üzere çeşitli kardiyovasküler belirtiler meydana gelebilir.
• Sinir Sistemi Belirtileri: Baş ağrısı ve migren, uykusuzluk ve anksiyete de histamin belirtileri arasında bulunabilir.

Histamin Diyeti Nasıl Yapılır?

Histamin diyeti listesi, histamin intoleransı durumunda belirtilerini hafifletmeye yardımcı olmak için genellikle histamin açısından yüksek olan gıdaların kısıtlanması veya çıkarılması üzerine odaklanır. Bu diyette fermente edilmiş gıdalar, yaşlanmış peynirler, alkol, konserve balık, işlenmiş etler, kırmızı meyveler ve sebzelerle birlikte bazı süt ürünleri gibi histamin seviyesi yüksek gıdaların tüketimini sınırlandırmanız veya tamamen kesmeniz gerekir. Öte yandan, taze et, tavuk, balık, yumurta, bazı taze sebzeler ve meyveler, tam tahıllar ve belirli süt alternatifleri gibi düşük histaminli gıdaları tüketmeye yönelebilirsiniz. Histamin alerjisi diyeti sürecinde, hangi gıdaların belirtileri tetiklediğini anlamada yardımcı olabilecek bir besin günlüğü tutmanız önem taşır.

Yüksek Histamin Değeri Olanların Uzak Durması Gereken Besinler

Histamin intoleransı gibi bir durumunuz varsa, vücudunuzdaki histamin seviyesini kontrol altında tutmak için bazı gıdalardan kaçınmanız gerekir. Bu gıdalar genellikle yüksek histamin içeriğine sahiptir ve belirtileri tetikleyebilir. Fermantasyon süreci sırasında histamin seviyeleri yükselir, bu yüzden fermente gıdalar genellikle kaçınmanız gerekenler listesinde yer alır.

Histamin içeren gıdalar arasında soya sosu, turşu, sirke ve fermente süt ürünleri gibi yiyecekler bulunur. Aynı şekilde, alkol tüketimi de histamin seviyelerini yükseltebilir. Konserve ve işlenmiş balık ürünleri, özellikle ton balığı ve sardalya gibi türler, yüksek histamin içeriğine sahip olabilir. Bu nedenle, bu tarz histamin içeren besinler tüketmemeniz gerekir. Domates, avokado ve ıspanak da yüksek histamin seviyelerine sahip olabilir. Bu meyve ve sebzeleri tüketmek, histamin intoleransı olan kişilerde belirtileri tetikleyebilir.

Histamin Alerjisi Olanların Tüketmesinde Sakınca Olmayan Besinler

Histamin alerjisi olan bireylerin, belirtilerini hafifletmek ve histamin seviyelerini kontrol altında tutmak için tüketmeleri önerilen besinler, genellikle düşük histamin içeriğine sahip olanlardır. Taze etler ve kümes hayvanları, genellikle düşük histamin seviyelerine sahiptir. Taze dana, tavuk veya hindi gibi seçenekler, protein ihtiyacını karşılarken histamin seviyelerini düşük tutmaya yardımcı olabilir. Pek çok taze sebze ve meyve, özellikle yeşil yapraklı sebzeler ve bazı tahıllar, düşük histamin içeriğine sahiptir. Brokoli, lahana, kereviz, sarımsak ve soğan gibi sebzeler; armut, elma, kivi ve mango gibi meyveler; pirinç, yulaf ve mısır gibi tahıllar, sağlıklı ve düşük histaminli seçeneklerdir. Yumurtalar da genellikle düşük histamin seviyelerine sahip olan bir protein kaynağıdır. Yumurta beyazı, histamin seviyelerini düşük tutarken yüksek kaliteli bir protein kaynağıdır.

Histamin Üretimini Tetikleyen Besinler

Histamin intoleransı olan bireyler, histamin seviyelerini yükselten veya histamin salınımını tetikleyen besinleri tüketmeye özellikle dikkat etmelidir. Bazı yiyecek ve içecekler, histamin salınımını artırabilir ve belirtileri tetikleyebilir. Bazı gıda katkı maddeleri, histamin salınımını tetikleyebilir. Bu, nitratlar ve nitritler gibi belirli koruyucuları ve yapay renkler ve tatlandırıcıları içerir. Bu nedenle, işlenmiş gıdaların ve hazır yemeklerin tüketimini azaltmak genellikle yararlıdır. Bazı balık ve deniz ürünleri, özellikle de konserve veya işlenmiş olanlar, histamin salınımını tetikleyebilir. Bu, genellikle ton balığı, sardalya ve uskumru gibi türler için geçerlidir.

Histamin Diyeti Yaparken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Histamin diyeti uygularken, belirli besinlerin tüketimini kısıtlamanın yanı sıra, bazı önemli noktalara dikkat etmek de gerekir. Bu diyetin amacı, histamin seviyelerini kontrol altına alarak belirtileri hafifletmektir. Ancak, her kişinin histamin toleransı farklı olduğu için, belirli bir besin grubunun tamamen çıkarılması her zaman gerekli veya yararlı olmayabilir. Bir besinin toleransı, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bu online beslenme danışmanlığı dışında evde sağlık hizmetinden de yararlanarak histamin diyeti öncesinde alanında uzman bir hekimden destek almanız daha sağlıklı bir süreç yönetmenizi sağlayacaktır.. Her ne kadar histamin intoleransı belirtilerini hafifletmek için belirli yiyeceklerden kaçınmanız gerekebilirken, yeterli ve dengeli bir diyeti sürdürmeyi unutmamanız gerekir.

Histamin Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Histamin alerjisi olanlar ne yememeli?

Histamin intoleransı olan kişiler, özellikle uzun süre bekletilmiş peynirler, alkollü içkiler, fermente edilmiş gıdalar ve işlenmiş etler gibi yüksek histamin içerikli besinlerden kaçınmalıdır.

Histamin değeri kaç olmalı?

Histamin seviyelerinin ideal aralığı genellikle 0.3 ila 1.0 nanogram/mililitre (ng/mL) olmalıdır.

Histamin intoleransına hangi bölüm bakar?

Histamin intoleransının teşhis ve tedavisi genellikle bir alerji ve immünoloji uzmanı veya gastroenteroloji uzmanı tarafından yapılır.

Histamin nereden salınır?

Histamin, vücutta birçok farklı hücre türü tarafından salgılanır ancak en önemli kaynaklarından biri mast hücreleri ve bazofil adı verilen bir tür beyaz kan hücresidir. Bu hücreler özellikle bağışıklık sisteminin aktif olduğu bölgelerde, yani ciltte, ağızda, burunda, gözlerde ve gastrointestinal sistemde bulunur.

Histamin diyetini kimler yapabilir?

Histamin diyeti, genellikle histamin intoleransı belirtileri gösteren kişiler veya bu durumu teşhis etmiş sağlık profesyonelleri tarafından önerilir.

Histamin diyeti kaç gün yapılır?

Histamin diyeti uygulanma süresi genellikle kişiye ve belirtilerin şiddetine bağlıdır, ancak genel olarak birkaç hafta ile birkaç ay arasında bir süreyi kapsayabilir.

Histamin vücuttan nasıl atılır?

Histamin, vücutta diamine oksidaz (DAO) ve histamin-N-metiltransferaz (HNMT) adlı iki ana enzim tarafından metabolize edilir ve sonrasında böbrekler yoluyla atılır. Bu enzimler, histamini inaktif hale getirir ve böylece vücuttan atılabilir hale gelir.

Keratin bakımı; fön, düzleştirici, boya, açıcı, deniz, güneş gibi dış etkenler ile kurumuş yıpranmış saçlara kaybettiği canlılığı, parlaklığı ve nemi geri kazandırmak için yapılan işlemdir. Keratin bakımı esnasında saça kaybettiği proteinler yerleştirilir. Bu proteinler ile yıpranmış saçlar onarılır. Kuaförlerin yaptığı bu işlemi siz de evinizde rahatlıkla uygulayabilir sağlıklı ve hacimli saçlara kavuşabilirsiniz.

Kuaföre Gitmeden Keratin Bakımı Nasıl Yapılır?

Keratin bakımı için kuaföre gitmek istemiyorsanız evde gereken adımları uygulayarak kendiniz de bu işlemi kolaylıkla yapabilirsiniz. Bu bakımla ilgili adımlar ise kısaca şu şekilde sıralanabilir:

• Adım: Saçlarınızı yıkayın ve kurutun.
• Adım: Keratini saçlarınıza sürün ve iyice yedirin.
• Adım: Gereken süre kadar bekleyin ve daha sonra saçınızı durulayın.
• Adım: Saçınıza ısı kullanarak şekil verin.
• Adım: Son olarak saçınızı şampuan kullanarak yıkayın.

1. Saçınızı 2 Kez Yıkayın

Keratin bakımının ilk aşamasında ister kendi şampuanınız ile isterseniz keratin bakımı için üretilen özel şampuan ile dairesel hareket yaparak dipten uca saçınızı 2 kez yıkayın. Saçınızı bir kez yıkadıktan sonra bir kere daha tekrarlamalısınız. Art arda tekrar edeceğiniz yıkama işlemi saçınızın kir ve yağdan tamamen arınmasına yardımcı olur. Bu sayede yapacağınız keratin bakımı daha etkili olur.

2. Saçlarınızı Kurutun

Saçlarınızı yıkadıktan sonra keratin bakımı için öncelikle saçlarınızı kurutmalısınız. Saçlarınızı öncelikle bir havlu yardımıyla kurulamalısınız. Nazikçe gerçekleştireceğiniz bu uygulamayı dipten saç ucuna doğru yapabilirsiniz. Daha sonra saç kurutma makinenizi en düşük ayarda çalıştırıp çok yakın olmayan mesafeden parça parça saçlarınızı kurutabilirsiniz. Parçalar halinde kurutmanız saçlarınızın hırpalanmadan kurumasına yardım eder. Bu şekilde saçlarınız kırılıp dökülmeden ve zarar görmeden kurur.

3. Keratini Tüm Saçınıza Sürün

Keratin bakımının bu aşamasında, özel olarak aldığınız keratini saçınıza sürmelisiniz. Bu sürme aşamasında dikkatli ve özenli hareket etmeniz gerekir. Keratinin her bir saç teline işlemesi için saçınızı bir kaç parçaya ayırmalı ve keratin sürme işlemini o şekilde yapmalısınız.

4. Keratini Saçınıza Yedirin

Saçınızın canlı ve parlak görünmesini sağlayacak keratin bakımı uygulamasında gereken dikkati ve özeni göstermeniz gerekir. Bunun için uygulamayı yaparken birkaç parçaya ayırdığınız saçlarınızın bir parçasına keratini sürebilirsiniz. Her saç teline keratinin işlemesi için sürme işlemini fırça ile yapıp uçlara kadar tarayarak keratini saçınıza yedirmelisiniz.

5. Yaklaşık Yarım Saat Bekleyin

Keratin bakını ne kadar saat sürer sorusuna genellikle yarım saat yanıtı verilir. Bu bekleme saçlarınıza keratinin iyice işlemesi ve keratin maddesinden beklediğiniz performansı alabilmeniz için gereken süredir. Keratin bakımı esnasında, saçlarınızda gözle görünmeyen pullar keratin maddesi ile dolar.

6. Ilık Su İle Durulayın

Keratin bakımındaki bekleme süresinin ardından saçlarınızı ılık su ile ıslatabilirsiniz. Saçınızı çok sıcak su ile yıkamak ve durulamak doğru değildir. Sıcak su cildinizde olduğu gibi saç derisinde kurumaya yol açar. Bunun olmaması için bol ve ılık su ile saçınızı durulamanız gerekir.

7. Saçlarınıza Isı Yardımı İle Şekil Verin

Keratin bakımı, fön kullanmayı tercih etmeyenler ama her zaman saçının fön çekilmiş gibi düz olmasını isteyen kişiler için idealdir. Bunun için de saçlara keratin uygulayıp durulama işlemi yaptıktan sonra sıra şekil verme işlemine gelir. Keratin bakımının son aşaması olan sabitleme aşamasında genellikle düzleştirici kullanılır. Düzleştirici kullanmadan önce saçlarınızı tepeden enseye kadar parçalara ayırıp toka ile tutturmalısınız. İlk olarak ensede olan saç parçasından küçük bir tutam alarak tarayabilirsiniz. Daha sonra bir eliniz ile saçınızı gergin tutarken diğer eliniz ile saç düzleştirici ile tepeden saç ucuna kadar nazik hareket ile düzleştirme işlemini yapmalısınız. Keratin bakımını doğru ve başarılı şekilde uygulamak istiyorsanız düzleştirmeyi detaylı ve dikkatli yapmanız gerekir.

8. Şampuanla Yıkayın

Doğal keratin bakımı yaptıktan sonra birkaç gün saçlarınızı yıkamaktan kaçınmalısınız. 2-3 gün saç dipleri ıslanacak kadar terlemekten de kaçınmalısınız. Birkaç gün bekledikten sonra doğal içerikli şampuanla saçlarınızı yıkayabilirsiniz. Doğal içerikli şampuan kullanmak, keratinin etkisinin azalmaması ve keratin bakımınızın daha uzun süre etkili için olması gereklidir. Bunu dışında fazla klorlu ve tuzlu su da keratinin etkisini azaltabilir.

Evde Keratin Bakımı Kaç Günde Bir Yapılır?

Keratin bakımı yapma sıklığı tamamen uygulanacak saçın yıpranma oranıyla ilgilidir. Kuru ve yıpranmış saçlara uygulanacak bakım işlemi sıklığı farklı, daha az yıpranmış ve sağlıklı görünen saçların bakım yapma sıklığı farklıdır. Ancak genel olarak evde keratin bakımı uygulamasını ayda bir kez yapabilirsiniz.

Evde Keratin Bakımı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Keratin Nedir?

Keratin bakımı için kullanılan keratin nedir sorusuna bir proteindir yanıtı verilebilir. Çoğunlukla tırnak, saç ve deride doğal olarak oluşur. Keratin saç için son derece önemlidir. Saça, gerilme dayanıklılığını arttırıcı ve esneklik verici bir tabaka oluşturur. Keratin sayesinde saç dayanıklı ve sağlıklı görünüme sahiptir. Fakat keratin UV ışınlara ve saç şekillendirme ve saç bakımı için kullanılan ürünlerin verdiği zararlar ile azalıp tükenebilir.

Keratin Ne İşe Yarar?

Keratin bakımı ile saç tellerinin etrafında koruyucu bir tabaka oluşturabilir ve bu şekilde saçlarınızın onarılması sağlayabilirsiniz. Ayrıca, keratin ne işe yarar, diye merak edenler için ise diğer yararları şu şekilde sıralanabilir:

• Saçların sağlıklı bir görünüme kavuşmasını sağlar.
• Fiziksel ve biyolojik faktörler ile zarar görmüş saçları onarır.
• Saçları besler ve hacim verir.
• Saçlara gereken vitaminleri kazandırarak dolgun görünmesine katkı sağlar.

Keratin Saçta Kaç Gün Kalmalı?

Keratin bakımı yaptıktan sonra 48 ile 72 saat son derece önemlidir. Bu sürede saçınızı yıkamamalısınız. Eğer ilk 48 saatte saçınız ıslanırsa saçınızın ıslanan yerini hemen kurutma makinesi ile kurutmalı ve üstünden düzleştirici ile geçmelisiniz. Bu şekilde dikkat ederek saçlarınız uzun bir süre keratin bakımı etkisinde sağlıklı ve hacimli görülebilir.