otizm
CategoriesGenel

Otizmli Bireylerin Evde Bakımı ve Eğitimi Nasıl Olmalıdır?

Otizm; bireyin motor becerilerini ya da duygusal profilini negatif etkileyebilen nöropsikolojik bir rahatsızlık olarak tanımlanır. Bazı bireylerde zeka geriliği dikkat çekerken bazı bireylerin iletişim bozukluğu odaklı sosyal problemlerin öne çıktığı görülür. Her iki durumun da çocukluk yaşlarında anlaşılması çocukluk-ergenlik döneminde otizm tedavisinin yoğun bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Otizm tedavisi özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çocuklar için sağlanırken genellikle bu faaliyet alanında yetişkinler yer alamaz.

Otizmli Bireylerin Evde Bakımı Nasıl Olmalıdır?

Otizm tedavisi yapılırken temel amaç ‘otizm bozukluğu sendromunun semptomlarını azaltmak ya da mücadele etmek’ merkezlidir. Çift yönlü metotlar uygulanarak psikolojik problemlerine, davranış bozukluklarına, iletişim eksikliklerine ve öğrenme güçlüğüne doğru önlemler almaya çalışılır. Genel olarak; müzik, oyun, bilişsel web portalları, sosyal karşılıklı taklit becerilerini arttıracak aksiyonlar, diyet programları, egzersiz ve sözel el koordinasyon uygulamaları en belirgin yöntemler arasındadır.

Evde Otizmli Yetişkin Bakımı

Otizm tedavisinde görsel ve işitsel algının yetişkinler açısından artması önemlidir. Evde otizm tedavisinde karşılıklı diyalog kurmak önceliklidir. Yavaş konuşarak ve ara ara durarak cümleleri anlamasına zaman vererek iletişim kurmak avantaj sağlar. İlave olarak, otizm tedavisinde odaklanmalarını güçlendirecek uyarıcılar dikkat çeker. Bu açıdan, yüz mimikleri ve jestleri kullanmak sohbetin uzun vadede devam etmesini sağlar. Ev ortamındaki otizm tedavisinde kriterlerden biri de az soru sorarak otizmli bireyin konuşmasını kesmeden dinlemektir. Vücut hareketlerini daima aktif tutması bireyin ilgisinin dağılmasını da engellemeye yardımcı olur. Ayrıca, sistematik alışkanlıkların edinilmesi için rutin ev düzenini sağlaması beklenebilir. Sıralama becerisini organizasyonla birleştirmesi adına evde bazı sorumluluklar vererek birlikte bir düzen oluşturmaya çalışılabilir. Otizm tedavisinde, beslenme alışkanlıklarının da beyin sağlığını destekleyen takviye edici ürünlerden seçmek dönüştürücü adımlar sağlayabilir.

Evde Otizmli Çocuk Bakımı

2 yaşından sonra otizm teşhisi net bir şekilde koyulabilen çocuklarda, okul öncesi ve ergenlik döneminde yaklaşımlar değişebilir. Evde otizm eğitimi duyusal, motor becerileri, zihinsel gelişim, dil ve iletişim özellikleri, sosyal bağ kurma yeterliliklerini arttırmak üzerinedir. Ayrıca evde sağlık uygulamaları ile hayat kalitesi yükseltilebilir. Erken tanı süreci kolaylaştırırken otizmli çocuklarıyla beraber evde vakit geçirilmesi bazı semptomları olumluya çevirebilir. Otizm tedavisinde, sürekli ve yoğun eğitim programı bir uzman tarafından ayarlanarak ebeveyn tarafından uygulanması çocuğun pozitif etkilerini arttırır. Otizm tedavisinin bu programında, çocuğun bağımsız davranışların (diş fırçalama, elini yıkama, yatağını toplama vb.) sayısı arttırılırken kendine ve eşyalara zarar verici davranışlar bertaraf edilmeye çalışılır. Ayrıca, yemek yeme, tuvalet, kişisel bakım ve giyinme becerilerini geliştirmek adına özel programlar düzenlenir. İletişim ve motor becerilerini arttırmak için bazı vitamin ve minerallere başvurulur.

Otizmli Bireyler Nasıl Beslenmelidir?

Otizm; besin reddi, yutkunma problemi, kusma, yiyecek seçimi gibi olumsuz seçimler gıda açısından fakir beslenmesine neden olur. Bununla birlikte, bağırsak problemleri, ishal, karın ağrısı, besin intoleransı, zihinsel gerilik gözlemlenebilir. Bağırsak florası bozulan bu kişiler glüten ve kazein içerikli besinler tükettiğinde direk kana morfin benzeri maddeye dönüşerek geçebilir. Bu nedenle, otizm tedavisinde süt ve ekmek gibi kazein ve glüten içerikli ürünlerden uzak bir diyet tercih edilir. Ayrıca, ketojenik diyette yağ ve protein ağırlıklı beslenme programına başvurulabilir. İlave olarak, folik asit ile b12 gibi vitamin ve mineral grubu da otizm tedavisine ciddi katkı sağlar.

Otizmli Bireylerle Nasıl İletişim Kurulmalı?

Otizm belirtileri minimize eden adım doğru bir iletişim hattından geçer. Sözel ve sosyal iletişim becerilerinin otizm tedavisinde birey için yükseltilmesi gereklidir. Sözel iletişimde; sesleri ayırt etme, sesleri taklit etme, evet-hayır söylemlerini düzeltme, gereksinimleri basit kelimelerle anlatma, resimli kartlarla problemi anlatma iletişim dili kullanılabilir. Sözel olmayan iletişimde ise selamlaşma, vedalaşma, temel duyguları yüz ifadeleri ile belirtme, bedensel temasta bulunma gibi hareket odaklı yaklaşımlar kullanılabilir.

Otizmli Çocuklara Nasıl Yaklaşılmalı?

Otizm tedavisinde, ebeveynlerin sabırlı olması ve mümkün olduğunca aile dayanışması gösterilmesi önerilir. Yapıcı ve olumlu bir dil kullanarak çocuk motive edilmeye çalışılması önemlidir. Ayrıca, çocuğun planlanmış güncel rutinine (yeme, oyun ve uyku saatleri) uygun yaşaması sağlanmalıdır. Bunun yanında, çocuğa seçme şansı verilirken kendini baskı halinde hissetmemesi kritiktir. Genel olarak, dengeli bir yaklaşımla otizm tedavisine adaptasyonu önceliğe alınmalıdır.

Otizmli Yetişkinlere Nasıl Yaklaşılmalı?

Sosyal hayata entegrasyonu sağlaması psikolojik hastalıklara yakalanma riskini kişinin azaltabilir. Özellikle otizm semptomları ile kişilik bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve depresyon arasında yakın bir ilişki vardır. Eğer, kişinin anormal davranışları ve öfke nöbetleri bulunuyorsa bir uzman eşliğinde sözel ve davranışsal yaklaşımlar tercih edilmesi önerilir.

Otizmli Bireylerin Evde Eğitimi Nasıl Olmalıdır?

El becerilerini, işitsel ve duyusal becerilerini, zihinsel performansını arttırıcı programlarda video, yönlendirici işaretler, oyun, resim, müzik gibi iletişim araçlarından yardım alınır.

Otizmli Çocuklara Evde Nasıl Eğitim Verilir?

Çocuğun kendi haline bırakılmaması, ismiyle seslenilmesi, göz temasının arttırılması, eğitici aktiviteleri birlikte yapma, oyuncakları keşfetmesine olanak verme, basit komutlarla cevap verme ve ödüllendirme gibi aksiyonlar otizm tedavisinde eğitimin önemli başlıklarıdır.

Otizmli Çocuklar İçin Eğitici Aktivite Önerileri

  • Yerde yüzme etkinliği
  • Bardak ve minder etkinliği
  • Eşleştirme oyunu
  • Oyuncak kule yapma
  • Hamburger oyunu
  • Yaratıcı tasarımlar yapma etkinliği
  • Koklama etkinliği
  • Buzlu boyama çalışması

evde otizm eğitimi

Otizmli Bireylere Evde Eğitimin Avantajları

Atipik otizm, kronik olmayan erken yaşta çocuklarda görülen hafif bir otizm tipidir. Özellikle, erken yaşta teşhisle beraber evde eğitimle desteklendiğinde büyük ölçüde semptomların gerilediği gözlemlenmiştir. Genel olarak, otizm tedavisine multi-disipliner yaklaşımla rehabilitasyon, beslenme ve evde tedaviyi kişiye özgü sürdürme adımları ayrılmaz parçalardır.

Evde Otizmli Bireylerin Bakımı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Otizmli bireyler nelerden hoşlanır?

Yalnızlık, nesnelerle oynama ve soluk renklerden hoşlanırlar.

Otizm eğitimle düzelir mi?

Semptomlar belirli bir seviyeye kadar iyileştirilebilir.

Otizmli çocuğuma evde nasıl yardım edebilirim?

Evde tansiyon düşürme amaçlı çocuğa özgü eğitici programlar yapılması ve ailenin pratikte uygulaması ile sağlanabilir.

CategoriesGenel

Evde Uçuk Tedavisi Nasıl Yapılır?

Evde uçuk tedavisi için bazı doğal yöntemler uygulanır. Bu yöntemler ile uçuğun ağrısı ve acısı geçirilmeye çalışılır. Aynı zamanda uçuğun bir an önce iyileşmesi için de uçuğa ne iyi gelir evde diye merak edenler için bu yöntemler bir biredir. Uçuğun belirli dönemlerde ve ya virüs vasıtasıyla ile kendini dudak çevresinde, gözlerde, çene de birden göstermesi bireyleri korkutabilir. Korkutan bu uçukların bazıları kendiliğinden iyileşebilirken bazıları için tedavi uygulamak gerekir. Uygulanan tedavi yöntemleri ile evde uçuğun hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlayabilirsiniz.

Uçuk Evde Nasıl Geçer?

Bazı durumlarda kendiliğinden geçebilen uçuk, bazen de tedavi yöntemleri kullanılması gerekir. Evde hazırlayabileceğiniz bitkisel karışımlar ile uçuğun iyileşmesini sağlayabilirsiniz. Örneğin buz kompleksi yapmak, uçuğa nane yağı, sirke ve sarımsak gibi doğal antibiyotik içeren ürünleri sürmek iyileşme oranını arttırır. Göz uçuğu için gözlerinizi bebek şampuanı ile yıkamak, ellerinizi gözlerinize temas ettirmemeniz göz uçuğunu iyileşmesini sağlar. Ancak uygulamış olduğunuz evde sağlık yöntemlerine karşılık bulmadığıysanız eğer size en yakın hastaneye başvurmanız gerekir.

Dudaktaki Uçuk Evde Nasıl Geçer?

Dudaktaki uçuğun belirli sebeplerle ortaya çıktığı unutmamalıdır. Bu sebeplerden bazıları şunlardır;

  • Stres
  • Hormonal düzenlikler ve âdet dönemleri
  • Enfeksiyonlar
  • Güneş ışığına fazla maruz kalmak

Bu faktörler ile ortaya çıkabilen dudak uçuğuna ne iyi gelir evde diye araştırmalara neden olur. Evde uygulayabileceğiniz bitkisel yöntemler ile uçuğun iyileşmesini sağlayabilirsiniz. Buz kompleksi, vitamin ve antioksidan içeren bitkilerin sürülmesi, dengeli ve sağlıklı beslenmek, stresi en aza indirmek gibi seçeneklerin uçuğun iyileşmesini sağlayacağı bilinir.

Göz Uçuğu Evde Nasıl Geçer?

Her ne kadar uçuk dudak çevresinde çıksa da göz çevresinde çıkan uçuklar bulunur. Gözler hassas oldukları için kirli eller ile gözlere dokunmak bazı olumsuzluklara neden olur. Özellikle ellerin temizlemeden gözlere temas edilmemesi gerekir. Aksi halde çıkan uçuğun bir doktor tarafından incelenmesi ve uygun gördüğü tedavi yöntemini uygulaması gerekir. Göz uçuğu evde tedavi edilirken doktorun önermiş olduğu göz damlası ve kremi, uçuğun iyileşmesini sağlar.

Uçuğa Ne İyi Gelir?

Uçuk tedavisi evde yapılacak ise bazı iyi gelen bitkisel ürünler, meyveler bulunur. Bu ürünler ve meyvelerin özellikle dudak uçuklarına iyi geldiği bilinir. Uçuğu iyileşmesini hızlandırmak için içeriğinde C ve E vitamini bulunan ürünleri tüketmek sağlık açısında faydalı olur. Bu ürünler bazıları ise; portakal, greyfurt, çilek, kivi brokolidir. Sağlıklı beslemek ile süreci kısaltabilir, uçuğa iyi gelen sarımsak, bal, nane yağı, süt, sirke gibi bitkisel ürünleri uçuğa sürerek iyileşmesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca uçuğa ne iyi gelir evde diye merak edenler için farklı bir alternatif de, ksilitol içeren sakızların tüketilmesidir. Gün içerisinde bu sakızların tüketilmesi ağız içerisinde bulunan bakterilerin yok olmasına, uçuğunda bu bakterilerden beslenmesini engelleyecektir.

evde uçuk tedavisi nasıl yapılır

Uçuk İçin Evde Çözüm Yöntemleri

Evde uçuğa iyi gelen yöntemlerden bazıları ile şunlardır;

  • Buz: Uçuğa bu kompleksi yapmak, uçuğunu ağrısı alır ve rahatlamayı sağlar. Aynı zamanda uçuğun yayılmasını ve büyümesini de engeller.
  • Sarımsak: Doğal antibiyotik olan sarımsak, uçuğun şişmesini ve var olan şişkinliğini gidermeye yardımcı olur. Yaranın iyileşmesini sürecini hızlandırır.
  • Aloevera: Cilt bakım ürünlerinin vazgeçilmez bileşenlerinden biri olan aleo vera cilt için oldukça faydalı olan bitkiler arasında yerini alır. Dudakta çıkan uçuğun üzerine bir miktar aleo vera jeli sürmek, uçuğun kurumasını sağlayarak, iyileşmesine neden olur.
  • Nane yağı: Dudak uçuğuna evde çözüm imkanını sağlayan ürünler arasında nane yağı da yer alır. Nane yağının içerisinde virüsler ile savaşan antiviral bileşenler bulunur. Uçuk olan bölge bir kulak çubuğu yardımı ile sürülmesi uçuğun iyileşmesini sağlar, ağrı ve acıya son verir.
  • Süt : Uçuğa süt sürülmesi evde uygulanabilecek doğal yöntemlerden birisidir. Uçuğa bir pamuk vasıtasıyla süt sürerek uçuğun gelişmesini ve yeni uçuklarını oluşmasını engelleyebilirsiniz.
  • Sirke: Uçuk evde tedavi yöntemlerin biri olan uçuğa sirke sürmek, iyileştirici özelliği ile uçukta var olan mikropları öldürmeye ve uçuk oluşumunu engellemeye olanak sağlar.

Uçuk Oluşumunu Önlemek İçin Alınması Gereken Tedbirler

Uçuk oluşumu engellemek için öncellikle ağız ve dış bakımına özen göstermek gerekir. Genellikle dudak çevresinde oluşan uçukların ağzı enfeksiyonunda kaynaklanabileceği unutulmamalıdır. Diş fırçası gibi sürekli kullanılan ürünleri sık sık değiştirmek yüzeyde bakteri tutma olasılığını en aza indirir. Ağız içinde bakteri oluşmasını engellemek için ağız temizleyici özelliğe sahip ürünlerin kullanılması gerekir. Örneğin, ksilitol içeren ürünlerin kullanılması uçuğu engelleyebilir. Ksilitol, en genel anlamı ile meyve ve sebzelerin içerisinde bulunan doğal şeker alkolüdür. Vücuda ise bazı olumlu etkileri bulunur. Özellikle ağız içindeki bakterileri temizlemeyi sağlayan bir yapıya sahip olması uçuk oluşmasını da engeller. Sadece meyve ve sebzelerin içerisinde kalmayıp, bu alanda sağlık firmaların bazı ürünleri satışa sunduğu görülür. Ksilitol sakız ve ya ksilitol tozu adı verilen bu ürünler örnek olarak verilebilir.

Evde Uçuk Tedavisi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Uçuk tedavisinin evde nasıl yapılacağına dair bireylerin akıllarında soru işaretleri oluşur. Bu sorulardan bazıları ise şunlardır;

Uçuk en hızlı kaç günde geçer?

Uçuk bazı durumlardan kendiliğinden kısa bir sürede iyileşirken bazı durumlarda ise bu süre artış gösterir. O yüzden kesin bir süre vermek doğru değildir. Kişinin uçuk için evde çözüm yöntemlerini uygulaması uçuğun iyileşme süreci hızlandırarak süreyi kısaltacaktır.

Uçuk ilaçsız geçer mi?

Uçuğun pek çok çeşidinin bulunması her uçuğun ilaçsız bir şekilde geçeceğini ortaya koymamaktadır. Bazı durumlarda özellikli kişiye acı çektiren ve ağrılı durumlarda doktor kontrolüne gitmesi gerekir. Doktorun uygun gördüğü tedavi yöntemleri uygulanarak süreç olumlu şekilde sonuçlanabilir.

Ruj sürmek uçuğa zarar verir mi

Ruj sürmek , uçuktaki enfeksiyonun yayılmasını sağabileceği için tedavi için uygun seçeneklerden birisi olmayacaktır . Ruj yerine ruja benzer ancak içeriğinde vitamin içeren ürünleri kullanmak, dudakları nemlendirerek uçuğun iyileşme sürecini hızlandırabilir.

Uçuğa ne sürmek gerekir?

Dudak uçuğuna evde çözüm üretmek için bazı ürünler uçuğa sürülür. Genellikle uygulanan ve olumlu sonuç gösteren ürünler; süt, sirke, sarımsak, aloevera, nane yağı, çay ayacağı gibi bitkisel içerikli ürünlerdir. Bu ürünlerin pamuk ve ya kulak çubuğa yardımı ile uçuğa sürülmesi uçuğu rahatlatır ve kısa sürede iyileşmesini sağlar.

Uçuğu ne rahatlatır?

Uçuğun neden olduğu ağrıyı azaltmak ve rahatlamak için sık sık buz kompleksleri yapmak evde uçuk geçirme için yapabileceğiniz rahatlatıcı etki yaratan uygulamalardan biri olacaktır. Ayrıca rahatlatıcı bitkiler yağların, nane yağı, çay ağacı yağı gibi ürünlerin uçuğa sürülmesi aynı rahatlık hissiyatını sağlayacaktır.

demans bakımı
CategoriesGenel

Evde Demans Bakımı Nasıl Yapılır?

Evde demans bakımı son zamanlarda en çok merak edilen konulardan biridir. Demans özellikle yaşı ilerlemiş insanlarda daha sık karşılaşılan, unutkanlığın ön planda olduğu bir hastalıktır. Kelime anlamı, zihnin yitirilmesi olan demans; hafıza, düşünme ve diğer becerileri etkileyerek zayıflamasına sebebiyet verir. Farklı türleri vardır ve en sık karşılaşılan türü Alzheimer demanstır. Evde demans testi yapabileceğiniz gibi bir uzmandan destek almak faydalı olabilir. Günümüz dünyasında birçok yaşlı bireyde görülen rahatsızlıktır. Ev ortamında yaşamını sürdüren demans hastaları için yapılabilecek bazı uygulamalar bulunur.

Ev Ortamı Demans Bakımına Nasıl Uygun Hale Getirilir?

Evde demans hastasının bakımı kimi zaman bakım vereni zorlar. Duygusal, psikolojik ve bedensel olarak her iki tarafı da zorlayan bir süreçtir. Bu süreci kolaylaştırmak adına evinizde yapacağınız bazı değişikler işe yarayabilir. Süreç ilerledikçe unutkanlık durumu artış gösterir. Bundan dolayı ev ortamında olabildiğince günlük rutinler oluşturulmalı ve bu rutinlerin dışına çıkılmamaya özen gösterilmelidir. Ev ortamında bulunan eşyaların yerlerini değiştirmemeye özen gösterilmelidir. Gerekirse odaların kapılarına işaretler asabilir, odaların ışıklandırılmasına özen gösterebilirsiniz.

Evde Güvenlik Önlemleri

Evde demans hastası olanların alabileceği bazı önlemler sıralanmıştır.

  • Empati yapın, kendinizi hastanın yerine koyun ve tehlikeli bulduğunuz ortamların, eşyaların listesini çıkarıp gerekli önlemleri alın.
  • Özellikle geceleri odaların ışıklandırılmasına özen gösterin.
  • Ocağın gaz ve elektrik sistemlerini kontrol edin, tehlike oluşturması dahilinde kesin.
  • Bıçak, ilaç, temizlik ürünleri gibi zarar verici eşyaları kilitli bir ortamda bulundurun.
  • Evi rahat gezilebilecek bir yer haline getirin, gerekirse tırabzanlar ekletin.
  • Kapı ve pencerelere gerektiği durumlarda kilitleyebilmek adına kilitler taktırın. Yangın, deprem vb. tehlikeli anlarda kolaylıkla açılabilmesine özen gösterin.
  • Zeminin kaygan olmamasına özen gösterin. Kilim, halı vb. örtülerin kaymamasına özen gösterin.

Demans Hastaları İçin Rahat Bir Ortam Oluşturma

Evde Demans hastası bakımı çoğu zaman zorlayıcı olabilir. Bunu kolaylaştırmak için ev ortamını düzenlemesi bakımı ve yaşamı kolaylaştırır. Demans hastalarında ilk başta sadece unutkanlık tanısı görülür gibi düşünülse de denge, işitme, görme sorunları gibi eşlik eden tanıları vardır. Bundan dolayı farklı birçok sorun ve sıkıntı ile karşı karşıya gelebilir. Ev ortamında dikkat edilmediği taktirde birçok kaza ile karşı karşıya kalınabilir. Bu kazaları engellemek adına kimi zaman hastanın hayatını kısıtlamak gerekebilir. Böyle durumlarda güvenlik ve rahatlık arasında dengeyi oluşturmak önemlidir. Değişmeyen bir ev düzeni ve günlük rutinlerin olduğu ev ortamı hasta için en rahat ve güvenli ortam olacaktır. Bu şekilde demans hastasının evde sağlık bakımı konusunda çok büyük bir yol kat edebilirsiniz.

Evde Demans Bakımında İletişim Nasıl Olmalıdır?

Evde demans hastasıyla iletişim kimi zaman zor olabilir. Hasta kimi zaman uygun kelimeleri bulmakta zorlanabilir. Kimi zaman kelimeler anlamsız bir şekilde ağzından dökülebilir. İletişimi sağlamakta zorlanan hasta içine kapanıp, yalnızlık çekebilir. Böyle durumlarda hasta ile iletişim zorlu bir hal alır. Böyle durumlarda hastanın kendini ifade etmesine izin vermek en doğru davranış olacaktır. Doğru veya yanlış telaffuza bakılmadan hastanın iletişim kurması sağlanmalıdır. Hasta ile sohbet etmeye çalışın, toplu sohbetler esnasında size katılmasını sağlayabilirsiniz.

Evde Demans Hastasıyla Etkili İletişim Kurma Yöntemleri

Evde demans hastasıyla iletişim kurmak, demans ilerledikçe zorlaşır. Bunu kolaylaştırmak için bazı yöntemler kullanmak faydalı olur.

  • Hasta kimi zaman kelimeleri hatırlamayabilir ya da anlamsız kelimeler çıkartabilir. Hastanın yaptığı hataları belirtmekten kaçının.
  • Sohbetlere katılmasını sağlayın, göz teması kurmasını sağlayın.
  • İletişiminde kimi zaman fiziksel sorunlar ortaya çıkabilir, bunların olmadığına emin olun.
  • Kimi zaman konuşma hakkının kimde olduğunu ayırt edemezler böyle durumlarda hasta başkalarının sözünü kesebilir uygun olmayan yerde söze girebilirler.
  • Konuşmakta güçlük çekseler de beden dilleri düşünceleri hakkında ipuçları sunabilir. Beden diline dikkat edilmelidir.

Evde Demans Hastalarının Günlük Bakımı Nasıl Olur?

Evde demans bakımı her hanede farklılık gösterir fakat dikkat edilmesi gereken beslenme, hijyen, aktiviteler vb. vardır.

Beslenme

Evde demans hastasının semptomları ilerledikçe yemek vakitlerinin zorlaştığı gözlemlenebilir. Yemek saatlerinin her gün aynı saatte olmasını sağlamak rutinin korunmasını sağlar. Yeni yemek tarifleri yerine sürekli tükettiği tarifler ve yiyeceklerin tüketilmesi yemek yemeyi kolaylaştırır. Yemek yemek istemediği taktirde daha sık fakat kısa aralıklarla yedirmeyi deneyebilirsiniz. Yeterli miktarda sıvı tükettiğinden emin olmalısınız. Hastaya karşı sabırlı olmak bakımın anahtarıdır. İştah azlığı ya da daha farklı sorunlar olduğu taktirde doktorunuza danışmalısınız.

Kişisel Hijyen ve Bakımı

Evde demans hastasının hijyen ve bakım konularında yardıma ihtiyacı olabilir. Hastalık ilerledikçe banyo yapmakta, kıyafetlerini giymekte ve duş almakta zorlanabilir. Hastayı aynı düzen içinde, aynı sıralama ile yıkamak ve adımları hastaya tane tane anlatmak işleri kolaylaştırabilir. Kıyafet konusunda düğmeli veya giyinmesi zor kıyafetler yerine daha kolay giyilebilen kıyafetler kullanılmalıdır. Diş fırçalama ve saç tarama gibi kişisel bakım süreçleri zorlaşabilir hatta fırça ve tarak gibi eşyaların işlevlerini unutabilir. Belli bir rutin içerisinde diş fırçalama ve saç tarama gibi bakımları yapabilirsiniz. Tuvalet tutma ya da altına kaçırma gibi problemler sık karşılaşılan durumlardır. Bu sorunlarla karşılaşıldığı taktirde doktora başvurarak daha farklı bir hastalığın varlığını sorgulayın. Başka bir tıbbi problem yoksa basit tıbbi tedbirler ile bu soruna çözüm üretebilirsiniz. Örneğin, akşam tüketilen sıvı miktarının azaltılması, düzenli aralıklarla tuvaletinin hatırlatılması, erişkin bezi kullanılarak bakım daha da kolaylaştırılabilir.

Zihinsel ve Fiziksel Aktiviteler

Evde demans hastasının yapabileceği bazı aktiviteler verilmiştir.

  • Eski anılar, müzikler ve filmler hakkında konuşabilirsiniz.
  • Albümleri inceleyin, o anlar hakkında sohbet edin.
  • Hastayla beraber yürüyüşe çıkmak, araba gezintisi yapın.
  • Bulmaca çözmek, kıyafet katlamak gibi aktiviteler yapmasını isteyebilirsiniz.
  • Sesli bir şekilde okumalar yapın.
  • Hayvanlarla ve çocuklarla bağ kurmasına yardımcı olun.
  • Sevdiği yemeklerin tatları hakkında konuşun.
  • Çorapları birbirleri ile eşleştirmesini isteyebilirsiniz.

Evde Demanslı Bireyler İçin Etkinlik Önerileri

Evde demans için etkinlikler verilmiştir.

  • Hafıza kartları kullanılarak kartları birbirleri ile eşleştirilmesi istenebilir.
  • Mevsimler ve meyve, sebze gibi ögelerin eşleştirmesini yapması istenir.
  • Günlük hayatta kullandıkları nesnelerin ne işe yaradığını, adını tanımlaması istenebilir.
  • Günlük hayatta yaptıkları aktiveleri sıralamasını isteyebilirsiniz.

evde demans bakımı nasıl yapılır

Evde Bakım Demans Hastaları İçin Neden Önemlidir?

Evde demans hastasının bakımı kimi zaman zor olabilir. Evde hasta bakımı demans hastalığı için önemlidir. K imi zaman bakıcıyı zorlayan bir rahatsızlık olsa da evde bakım çok daha güvenlidir. Hastadan hastaya değişiklik gösterse de hastalığın başında kendi ihtiyaçlarını giderebilirler. Bu süreçte ekstra bakıcıya ihtiyaç duymayabilirler. Süreç ilerledikçe bakıcı yeterli gelmediğini hissedebilir böyle durumlarda dışarıdan destek alarak evde bakımına devam edebilirsiniz. Hastanın evde bakılması bu süreçte edindiği anıların taze kalmasını ve sizinle birlikte yeni anılar kazanmasına yardımcı olabilir. Günlük rutin oluşturmak ve bu rutine sadık kalmak evde bakımda daha kolaydır. Evde bakım sürecinde hasta ile birebir ilgilenilme durumu söz konusu olduğu için önemlidir.

Evde Demans Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Evde demans hastasına nasıl ilaç verilmeli?

Evde demans hastasının bakımı esnasında kullanılan ilaçlara dikkat edilmelidir. Uzmanın vermiş olduğu ilaçlar yine uzmanın tavsiye ettiği şekilde, saatte verilmelidir. Bu ilaçların dışında ilaçlar kullanılmak istenirse uzman hekim tavsiyesine başvurulmalıdır.

Evde demans hastasının uyuma zorlukları için ne yapılmalı?

Evde demans hastasını uyuma zorluğu çektiği taktirde yapılabilecek bazı aktiviteler vardır. Gün içerisinde uzman tavsiyesi doğrultusunda belirlenmiş aktiviteler yapılabilir. Kafein gibi uyarıcı maddelerin akşam içmemesine özen gösterilmelidir. Akşam saatlerinde çok fazla sıvı tüketilmesine bağlı olarak çok fazla tuvalete çıkmak gibi durumlar uykuya dalmayı zorlaştırabilir. Bunların dışında doktorunuz ile bu konuyu konuşarak gerekli takviyeleri kullanabilirsiniz.

Evde demans hastası bakımında profesyonel yardım ne zaman alınmalı?

Evde demans hastasının şikayetleri zamanla şiddetlenerek artabilir. Bundan dolayı profesyonel yardım durum ilerledikçe alınabilir. Bakıcı kendini psikolojik ve fiziksel olarak yeterli hissetmediği durumlarda evde hemşire gibi programlardan profesyonel yardım alınabilir.

hamilelikte sağlıklı beslenme
CategoriesGenel

Hamilelikte (Gebelikte) Sağlıklı Beslenme

Hamilelikte sağlıklı beslenme, gebelik sürecini ve bebeğin sağlıklı gelişimini destekler. Anne hamileliği süresince, tüm besin depolarını bebeği için kullanarak sağlık sorunlarının önüne geçer. Bebeğin aylara göre gelişimi takip edildiğinde herhangi bir problem çıkmaması ve gelişimini tamamlaması için annenin doğru beslenmesi gerekir. Destek ihtiyacı veya olası sorunlara karşı evde sağlık hizmeti alabilirsiniz.

Hamilelikte Sağlıklı Beslenme Nasıl Olur?

Hamilelikte beslenme, annenin gebelik haberini aldığı andan itibaren dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Annenin yeterli bir şekilde beslenmesi, besin depolarının dolması ve bebeğin de beslenmesi anlamına gelir. Hamilelikte beslenme kişinin genel sağlık durumuna göre değişse de, ağırlıklı olarak meyve ve sebze ile protein olarak yanıtlanabilir. Yağlı, şekerli ve yüksek karbonhidrat içeren gıdalardan uzak durulması önerilir. Kalsiyum, demir, C vitamini, folik asit ve lifli gıdalar tüketen anneler, hamilelikte beslenme sürecini doğru yöneterek kendi sağlıklarını koruduğu gibi çocuklarının gelişimini de etkiler.

Hamilelikte Beslenme Neden Önemlidir?

Yaşam tarzını değiştiren gebelik süreci, birçok detay ile ilgilenmenizi sağlar. Bu noktaların başında hamilelikte beslenme gelir. Tüm besin gruplarının belirli oranlarda yer aldığı bir program zihinsel, ruhsal ve fiziksel gelişimi doğrudan etkiler. Gebelikte beslenme anne ve bebek için önem taşır. Emzirme döneminde salgılanan sütün enerji ve besin öğelerinin artmasına yardımcı olur. Kronik sağlık sorunları riskini azaltan hamilelikte beslenme önerileri, bebeğin doğru ağırlıkta ve gelişimde doğmasını sağlar.

Hamilelikte Evrelere Göre Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Hamilelikte beslenme önerileri gelişim evrelerine göre farklılık gösterir. 3 ana evreden oluşan gebelik, çeşitli beslenme şekillerini kapsar. Yeterli ve dengeli beslenme ve planlı fiziksel aktivite ile vücudunuzu olası değişimlere hazırlayabilir, bebeğinizin gelişimine de katkıda bulunabilirsiniz.

İlk 3 Ayda (I. Trimester) Beslenme

Hamilelik öncesi beslenme ile başlayan süreç, doktor ile yapılan plan ve program çerçevesinde devam eder. Ağırlık kaybına neden olmayan bir hamilelikte beslenme süreci geçirip bebeğinizin uygun kiloda doğmasını sağlayabilirsiniz. Hamilelikte ilk 3 ay; bebeğin santral sinir gelişimini etkileyen folik asit, diş ve kemik sağlığı için kalsiyum, et ve tavuk ile süt ve süt ürünlerinden alınan protein, günde ortalama 2 litre su ve doyurucu özelliği ile öne çıkan tahıl ile beslenilmesi önerilir.

İkinci Üç Ayda (II. Trimester) Beslenme

Hamileliğin ikinci üç ayında kilo alımı devam eder. Enerji ihtiyacı arttığı için beslenmede bazı değişiklikler yapılabilir. Bebeğin hızlı büyümeye ve iştahın artmaya başladığı bir dönemdir. Vücut yağ depolamaya başladığı için yağ birikimleri oluşur. Bu durum, emzirme döneminde artan enerji ihtiyacını karşılar. Metabolizmanın meydana gelen değişikliklere karşı korunmasını sağlar. Hamilelikte beslenme kuru baklagil ve tahıllar ile devam edip gerekli besinlerin alınmasını sağlar. Yaşadığınız soruna göre gıdaları değiştirmeniz gerekir. Gaz problemi yaşıyorsanız, baklagil tüketimini azaltabilir ve C vitamini alabilirsiniz. Meyve ve sebze tüketerek demir eksikliğini giderebilirsiniz.

Üçüncü Üç Ayda (III. Trimester) Beslenme

Kilonun artmaya başladığı üçüncü 3 ay, bebeğin en hızlı büyüdüğü dönemdir. Besin değeri fazla ama daha az yağlı gıdaların tüketilmesi önerilir. Tuzlu ve şekerli gıdalardan kaçınarak ödem artışına engel olunabilir. Potasyum ve magnezyum içerikli gıdalar ile bebeğin kalp sağlığı ve gelişimi önemsenir. Günlük ihtiyaca ortalama 300 ile 450 kalori eklenerek doyurucu ve sağlıklı bir son 3 ay geçirilebilir.

Hamilelikte Tüketimi Faydalı Besinler

Bebeğin ve annenin sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenmesi için tüketmesi gereken bazı gıdalar mevcuttur. Hamileyken yenmesi gerekenler;

  • Elma, avokado, üzüm, muz, ıspanak ve karnabahar gibi çeşitli vitamin ve mineralleri içeren sebze ve meyveler,
  • Hamilelikte beslenme için vazgeçilmez olan protein ihtiyacını karşılayan tavuk ve kümes hayvanları ile iyi pişirilmiş kırmızı et,
  • Yoğun kalsiyum ve magnezyum gibi mineralleri kapsayan süt, peynir, çökelek, yoğurt ve yumurta,
  • Tok ve doyurucu bir hamilelik süreci için gerekli olan buğday unlu ve esmer ekmek, mercimek, nohut ve kuru fasulye hamilelikte beslenme sürecinde mutlaka tüketilir.

hamilelikte sağlıklı beslenme

Hamilelikte Hangi Besinlerden Uzak Durulmalıdır?

Hamilelikte beslenme sürecinde uzak durulması gereken bazı gıdalar bulunur. Gebelikte beslenme önerilerine uyarak sağlıklı bir dönem geçirebilirsiniz. Tüketmemeniz gereken bazı gıdalar;

  • Pastörize edilmemiş süt, kabuklu deniz ürünleri, suşi, çiğ balık ve et gibi temizliğinden ve iyi pişirilmediğinden emin olmadığınız yiyecekler,
  • Cıva açısından zengin balıklar,
  • Haftada 2 kereden fazla balık tüketilmesi,
  • Kafein tüketiminin azaltılması,
  • Sigaranın bırakılması,
  • Mevsimine göre meyve ve sebze tüketilmesi,
  • Paketli gıdalardan uzak durulması,
  • Asitli içecekler,
  • Alkol,
  • Tuz tüketiminin sınırlandırılması,
  • Aşırı kuruyemiş tüketimi,
  • Bitki çayının doktor kontrolünde içilmesi.

Hamilelikte Kilo Alımı Hangi Düzeyde Olmalıdır?

Hamilelikte beslenme, sağlıklı gıdalar tüketirken kilo alımını da dengede tutmaya çalışmaktır. Hamileliğin ilk aylarında beslenme, doktor kontrolünde dikkatli ve programlı bir şekilde başlayıp sürdürülür. Haftalık ve aylık takip edilmesi gereken kilo alımı, annelerin sağlık durumuna göre değişir. Genellikle, ilk 3 ayda toplam 1 kilo alınması tavsiye edilir. Sonraki aylarda ise, ortalama 1,5 kilo önerilir. Haftalık kilo artışının yaklaşık 400 gram olması önemli bir detaydır. Aşırı kilo aldığınız taktirde, yağ ve karbonhidrat oranı fazla olan gıdalardan uzak durmanız gerekir.

Hamilelikte (Gebelik) Sağlıklı Beslenme Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Hamilelikte en çok ne yemeliyiz?

Hamilelikte beslenme döneminde protein, kalsiyum, demir, folik asit ve magnezyum içerikli gıdaların tüketilmesi gerekir.

Anne Karnındaki Bebeğin Zeka Gelişimi İçin Neler Yemeli?

Folik asit içerikli koyu yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller, kuru baklagil, avokado, karnabahar, mısır, kereviz ve pancar zeka ve beyin gelişimini olumlu yönde etkiler.

Bebek Kaçıncı Haftada Anneden Beslenmeye Başlar?

Anne adayları, hamileliklerini 5.haftada öğrenir. Bu sürece kadar bebek anneden beslenmeye başlar. Büyüdükçe ve plasentaya bağlandıkça beslenme gücü de artar.

Hamilelikte Kahve İçilir mi?

Hamilelikte beslenme sürecinde, bazı yiyecek ve içeceklerin tüketimi sınırlandırılır. Günlük 200 mg kafeinin dışına çıkmamak önerilir.

Hamilelikte Hangi Meyveler Gaz Yapar?

Bazı meyvelerde bulunan besin lifi sindirilmeden bağırsaklara geçeceği için gaz yapabilir. Bu meyvelerden bazıları arasında erik, elma, şeftali ve armut yer alır.

ksilitol
CategoriesGenel

Ksilitol Nedir? Hangi Yiyeceklerde Bulunur?

Ksilitol, son yıllarda sağlık ve diyet bilincinin artmasıyla birlikte popülerlik kazanan bir terimdir. Ancak, çoğu insan ne olduğunu ve hangi yiyeceklerde bulunduğunu tam olarak bilemeyebilir. Bu nedenle, ksilitolun hangi gıdalarda bulunduğu konusunda araştırma yapmak önemlidir. Ayrıca, sağlıklı yönleri ve kullanım alanları hakkında da bilgi sahibi olabilirsiniz.

Ksilitol Nedir?

Ksilitol şeker, tatlandırıcı olarak kullanılan özel bir şeker türüdür. Şeker yerine tercih edilmesinin sebepleri vardır. Kan şekerini ani bir şekilde artırmaz ve bu nedenle insülin seviyelerini daha istikrarlı bir şekilde tutmaya yardımcı olur.

Ksilitol tozu, birçok gıda ve içecekte kullanılır. Özellikle şeker alımını sınırlamak isteyen veya kan şekerini kontrol altında tutmaya çalışan insanlar için iyi bir alternatif olabilir.

Ksilitol Neden Kullanılır?

Ksilitolun çeşitli kullanım nedenleri bulunur. Ağızda bulunan bazı bakteriler, geleneksel şekerlerle beslendiklerinde asit üretirler ve bu asitler diş minesine zarar vererek çürümeye neden olabilir. Ksilitol, bu bakterilerin büyümesini engelleyerek diş çürümelerini azaltabilir.

Geleneksel şekerlere göre daha düşük bir glisemik indekse sahiptir. Bu, kan şekerinin hızla yükselmediği anlamına gelir. Diyabet hastaları için kan şekerini kontrol etmek önemlidir ve ksilitol tatlandırıcı olarak kullanılarak kan şekerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir.

Diyet yapanlar veya kilo kontrolü hedefleyenler için ideal bir seçenektir. Şekerle aynı tat ve dokuya sahiptir, bu nedenle tatlı ihtiyacını karşılayabilir.

Ksilitol Nerelerde Kullanılır?

Ksilitol içeren ürünler, içermeyenlere göre daha sağlıklıdır. Bunlardan bazılarını sıralayacak olursak;

  1. Diş Macunu: Diş macunlarının içeriğinde diş sağlığını desteklemek amacıyla yaygın olarak bulunur. Dişlerin üzerine yapışan bakterilerin büyümesini engeller ve diş çürümelerini önlemeye yardımcı olur. Bu nedenle, diş hekimleri ksilitol içeren diş macunlarını özellikle çocuklar için önerirler.
  2. Boğaz Pastili: Boğaz pastilleri, genellikle soğuk algınlığı veya boğaz ağrısı gibi durumlarda kullanılır. Pastillerin içerisinde bulunduğunda boğaz ağrısını hafifletmeye ve ağız içindeki mikropları azaltmaya yardımcı olabilir.
  3. Ağız Gargaraları: Bu gargaralar ağız kokusunu önlemek, diş eti sorunlarını hafifletmek ve ağız içi hijyenini desteklemek amacıyla kullanılır. Ağız içindeki bakterileri kontrol altında tutar ve ağız sağlığını korumaya yardımcı olabilir.
  4. Sinüzit Spreyleri: Sinüzit semptomlarını hafifletmek amacıyla kullanılan sinüzit spreylerinin içeriğinde bulunabilir. Sinüslerin temizlenmesine ve iltihabın azaltılmasına yardımcı olabilirler.
  5. Diyabet Ürünleri: Diyabet hastaları için özel olarak üretilen gıdaların ve atıştırmalıkların içinde bulunabilir. Çünkü geleneksel şekerlere göre kan şekerini daha az etkiler. Bu nedenle, diyabetik bireyler için uygun bir tatlandırıcıdır ve diyabet yönetiminde kullanılır

Ksilitol Hangi Yiyeceklerde Bulunur?

Ksilitol birçok yiyeceğin içeriğinde bulunan doğal bir tatlandırıcıdır.

Sakız

Ksilitol sakızlar, çeşitli meyve veya nane lezzetleriyle tüketiciye sunulur ve aynı zamanda ağız hijyeni sağlama amacı taşır. Ksilitol içeren sakızlar, tatlı bir tadın yanı sıra diş sağlığını da destekler.

Şekerlemeler

Ksilitol içeren şekerlemeler, özellikle diyabetik bireyler veya düşük karbonhidrat diyeti uygulayanlar için uygun bir tatlılık seçeneği sunarlar. Ksilitol, bu ürünlerin tadını tatlı ve doyurucu yapar.

Pastalar ve Bisküviler

Ksilitol, pastalar, bisküviler ve diğer unlu mamullerin yapımında da kullanılır. Bu ürünlerin içeriğindeki şeker yerine kullanılarak, tatlı bir lezzet elde edilirken kan şekerinin ani yükselmesi önlenmeye çalışılır. Bu, diyabetik bireyler ve düşük karbonhidrat diyeti uygulayanlar için önemlidir.

ksilitol hangi yiyeceklerde bulunur

Ksilitol Faydaları

Ksilitolün, insan sağlığına birçok faydası vardır. Düşük kalori olması nedeniyle kilo kontrolü noktasında vücudu destekler. Şekerle aynı tatlılığı sunarken daha az kalori içerir, bu da diyet yaparken tercih edilen bir özelliktir. Ayrıca, düşük glisemik indeksli olması, kan şekerini hızla yükseltmeyen bir yapısı olduğunu gösterir. Bu, diyabeti olan bireyler için kan şekerini kontrol etmekte kullanışlı bir seçenek yapar. Bir diğer önemli faydası diş sağlığına katkıda bulunmasıdır. Bu tatlandırıcı, ağızda bakteri üremesini azaltarak diş çürümelerini önlemeye yardımcı olabilir.

Ksilitolün Ağız ve Diş Sağlığına Etkileri

Ksilitolun diş ve ağız sağlığına birçok olumlu etkisi bulunur.

  1. Diş Çürümelerini Önleme: Ağızdaki bakterilerin enerji kaynağı olarak kullanamadığı bir şeker türüdür. Dolayısıyla, dişlerin üzerinde plak oluşumunu azaltarak çürümelerin oluşma riskini düşürür.
  2. Ağız pH Seviyesini Dengeleme: Ağız içindeki asit salınımını azaltarak dişlerin sağlığını korumaya yardımcı olur.
  3. Tatlandırıcı Olarak Kullanımı: Diş sağlığını olumsuz etkilemeden tatlandırıcı olarak mükemmel bir seçenektir. Şekerle aynı tatlılığı sunar, bu da tatlı isteğini karşılamak isteyenler için idealdir.
  4. Diş Eti Sağlığını Destekleme: Diş eti sağlığını da destekler. Bazı çalışmalar, diş eti iltihaplarını azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir.

Ksilitol Kullanımının Yan Etkileri

Ksilitolün fazla kullanımı sonucu bazı yan etkiler oluşabilir. Bu yan etkiler için şu şekilde bir liste yapılabilir.

Kan Şekerini Yükseltir

Ksilitolün düşük glisemik indeksi vardır ve kan şekeri için hızlı bir yükseltici değildir. Ancak aşırı miktarda tüketildiğinde, kan şekerini hafifçe yükseltebilir. Bu nedenle diyabet hastaları bile dikkatli bir şekilde tüketmelidir.

Sindirim Sorunları

Ksilitolün aşırı tüketimi, bazı kişilerde sindirim sorunlarına neden olabilir. Özellikle bağırsaklarda fermente olabilen bir şeker alkalidir, bu nedenle aşırı miktarda alındığında şişkinlik, ishal ve gaz gibi sindirim rahatsızlıklarına yol açabilir.

Kilo Alımı

Ksilitol, düşük kalori içeriği nedeniyle kilo kontrolü için tercih edilen bir tatlandırıcıdır. Ancak yüksek miktarlarda tüketildiğinde, vücutta fazla kalori alımına neden olabilir. Bu da kilo artışına yol açabilir, bu nedenle dengeli bir şekilde kullanılmalıdır.

Karın Ağrısı

Ksilitol, aşırı tüketildiğinde bazı kişilerde karın ağrısına neden olabilir. Bu ağrı genellikle şişkinlik ve gaz eşlik edebilir. Miktarını dikkatli bir şekilde kontrol etmek ve aşırıya kaçmamak önemlidir.

Ksilitolün Kullanım Dozu

Ksilitolün kullanımı, doğru dozlamanın önemli olduğu bir konudur. Genellikle yetişkinler için günlük tüketim limiti 30-50 gram civarındadır, ancak kişinin yaşına, kilosuna ve sağlık durumuna bağlı olarak bu miktar değişebilir. Bu nedenle, kullanmadan önce bir sağlık uzmanı veya diyetisyenle görüşmek önemlidir. Özellikle ilk kez kullanıyorsanız, küçük miktarlarda başlamak ve vücudunuzun alışma sürecine izin vermek faydalı olabilir.

Ksilitol Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Ksilitol nasıl elde edilir?

Ksilitol, bir doğal tatlandırıcı olarak ağaç kabuklarından veya bitkilerden elde edilir. Genellikle mısır veya kayın ağacı kabukları gibi bitkilerin lifli kısımlarından başlanarak işlenir. Bu işlemin sonucunda kristalleri elde edilir.

Ksilitol tadı nasıl?

Ksilitol, genel olarak şekere benzer bir tat taşır. Şekerin yaklaşık yüzde 90’ı kadar tatlıdır. Ancak bazı insanlar için, özellikle ilk kez kullananlar için hafif bir ferahlatıcı hissiyat bırakabilir.

Ksilitol zararlı mıdır?

Ksilitol, genellikle insanlar için güvenli bir tatlandırıcı olarak kabul edilir. Ancak, çok tüketildiğinde ya da kronik bir rahatsızlık durumunda çeşitli yan etkiler gözlemlenebilir. Özellikle sindirim sorunlarına neden olabilir ve kan şekerini hafifçe yükseltebilir.

Ksilitol doğal mı?

Ksilitol doğal bir tatlandırıcıdır. Bitkilerden elde edilir ve doğada bulunur. Özellikle bazı meyve ve sebzelerde doğal olarak bulunur. Bu nedenle, doğal bir alternatif olarak tercih edilen tatlandırıcılardan biridir.

evde diş eti iltihabı
CategoriesGenel

Diş Eti İltihabına Evde Ne İyi Gelir?

Diş eti iltihabı, dişler üzerinde yer alan plak ve tartarların diş etinde hasar oluşturması sonucunda meydana gelir. Oluşan hasarlar, şişlik ve kolay kanama olarak görülebilir. Aynı zaman da bazı durumlar da çürük oluşumuna da sebep olabilir. Bu rahatsızlık evde tedavi edilebileceği gibi bazı durumlarda uzman yardımına da ihtiyaç duyulabilir.

Diş Eti İltihabı Neden Oluşur?

Diş eti iltihabının nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Sigara ve tütün kullanımı diş sağlığını tehdit ederek bu rahatsızlık ile karşılaşma olasılığını artırır.
  • Şeker hastalığı da iltihap problemi ile karşılaşılmasına neden olabilir.
  • Kemoterapi, kalsiyum kanal blokerları gibi çeşitli ilaçlar, rahatsızlığın nedenlerinden biridir.
  • Kırık dolgu ya da çürük dişler de diş iltihabı oluşum nedenleri arasında yer alabilir.
  • Bazı kişiler de gebelik döneminde de karşılaşılabilir.

Diş Eti İltihabı Belirtileri Nelerdir?

Diş iltihabı belirtileri, genel olarak bakıldığında ise şu şekilde çeşitlendirilebilir:

  • Soğuk ya da sıcak yiyecek ve içeceklere karşı diş etlerinde aşırı hassasiyet, kızarıklık ve şişlik iltihap belirtileri arasında yer alır. Bu belirtiler oldukça sık görülebilir.
  • Nazik yapılan fırçalama sırasında ya da ip kullanımında oluşan kanama da belirtilerden biridir.
  • Diş etlerinde çekilme ve çekilmeye bağlı sallanmalar da iltihap belirtileri arasında yer alıyor olup ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Diş Eti İltihabının Evde Tedavisi Nasıl Yapılır?

Diş eti iltihabına evde ne iyi gelir sorusu; tuzlu su, karbonat, aloe vera jeli, ve yeşil çay olarak cevaplandırılabilir. Bu ürünleri doğru yöntemler ile kullanarak evde sağlığınıza kavuşabilirsiniz. Diş eti iltihabının evde tedavisi nasıl yapılır sorusunun cevabı ise kullanılan ürüne bağlı olarak farklılaşabilir. Kullanılan ürünler ve yöntemleri ise şu şekildedir:

  • Tuzlu su ile gargara: Bu yöntem için bir bardak ılık su içine çay kaşığını dolduracak kadar tuz ilave etmelisiniz. Tuz eriyip homojen bir karışım oluşana kadar bir kaşık yardımı ile karıştırınız. Ardından oluşturduğunuz tuzlu sudan bir yudum ağzınıza alınız. Ağızını iyice su ile çalkaladıktan sonra suyu tükürerek işlemi bardak bitene kadar devam edebilirsiniz. Bu işlem, kişinin özellikleri ve iltihabın şiddetine bağlı olarak 4 ya da 5 gün içerisinde hastalığın tedavi edilmesini sağlayabilir.
  • Karbonat ile doğal diş macunu hazırlama: Bu yöntem için bir miktar karbonat ve ılık suya ihtiyacınız var. Karbonat içerisine az bir miktar ılık su katılarak katı bir macun oluşturabilirsiniz. Elde ettiğiniz karışımı diş macunu olarak kullanabilirsiniz. Kullanım sırasında yavaş hareketler de bulunmalısınız.
  • Aloe vera jelinin anti-inflamatuar etkisi de tercih edilen yöntemlerden biridir. Bu yöntem için doğal aloe vera jeli ve pamuk kullanabilirsiniz. Pamuk üzerine bir miktar aloe vera jeli alarak iltihap oluşan bölgeye uygulama yapabilirsiniz. Uygulama sonrasında 2 dakika bekleyebilir, ardından bol su ile ağzınızı durulayabilirsiniz. Bu yöntem, günde iki defa uygulanabilir.
  • Yeşil çay kompresi: Bu yöntem için sıcak suyun içerisine bir poşet yeşil çay koyabilir, demlenme işlemi tamamlanana kadar bekleyebilirsiniz. Su soğuduktan sonra hafif sıkarak çıkarıp sorunlu bölge üzerine kompres yapabilirsiniz.

diş eti iltihabına evde ne iyi gelir

Evde Diş Eti İltihabı İçin Nasıl Beslenmek Gerekir?

Evde diş eti iltihabı çözümlerinden biri de beslenmedir. Tükettiğiniz gıdalara dikkat ederek evde sağlık uygulamaları ile diş eti iltihabı rahatsızlığına çözüm getirebilirsiniz. Evde diş eti iltihabı için nasıl beslenmek gerekir sorusunun cevapları ise şu şekildedir:

  • C vitamini zengini besinler: C vitamini kan hücrelerinin güçlendirilmesini sağlayarak iltihap tedavi sürecinin hızlandırılmasına yardımcı olur.
  • Şekerli ve asidik gıdalardan kaçınma: Şekerli ve asidik gıdalar iltihap sebebi ile açılan boşluklara yerleşebilir. Bu durum, sorunlu bölge ve ağız içerisinde bakterilerin oluşumunu hızlandırarak tedavi sürecinin yavaşlamasında büyük öneme sahiptir.
  • Yeterli sıvı tüketmek: Yeterli oranda sıvı tüketimi de iltihap sorununun hızlı bir şekilde çözümlenmesine yardımcı olabilir.

Diş Eti İltihabında Evde Yapılan Hatalar Nelerdir?

Diş eti iltihabında dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise yapılmaması gerekenlerdir. Diş eti iltihabında evde yapılan hatalar nelerdir sorusunun cevapları ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Plak birikimi ve diş taşı: Beslenme ile oluşan plak birikimi ve diş taşı, diş eti iltihabı sorununun bilinen temel nedenleri arasında yer alır. Plak ve diş taşı birikiminin çözümü ise düzenli fırçalamadır. Dişlerinizi düzenli ve doğru yöntemler ile fırçalayarak plak sorunu dolayısı ile diş iltihabı probleminden kurtulabilirsiniz.
  • Diş ipi kullanmamak: Diş ipi, ağızın derinlemesine temizlenmesini sağlayan kişisel eşyalardan biridir. Bu kişisel eşyalar, fırçanın ulaşamadığı dip kısımlara kadar yetişerek plak ve diş taşlarının oluşumunu engeller.
  • Yanlış diş fırçalama: Yanlış ve sert fırçala, diş eti iltihabına sebep olabilir. Bu durum ile karşılaşmamak adına nazik hareketler ile dişlerinizi fırçalayabilir, ağız sağlığınızı koruyabilirsiniz.
  • Beslenme alışkanlıkları: Sıklıkla tüketilen şekerli ya da asitli gıdalar ağız sağlığını tehdit edebilir. -Kötü beslenme alışkanlıklarını değiştirerek ve sağlıklı gıdalar tüketerek ağız hijyeninizi sağlayabilirsiniz.

Diş Eti İltihabı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Diş Eti İltihabına Bağlı Ağız Kokusu Olur mu?

Diş eti iltihabı, ağız da kötü koku oluşmasına sebep olabilir.

Diş eti iltihabı evde tamamen iyileşir mi?

Diş eti iltihabı, evde tedavi edilebilen rahatsızlıklardır. Kırık dolgu ya da çürük diş gibi sağlık problemlerinden kaynaklanan iltihaplarda ise uzman yardımı alınması gerekir.

Hamilelikte diş eti iltihabı evde nasıl geçer?

Hamilelik sürecinde plak ya da diş taşı birikmesi gibi durumlara dikkat ederek ağız hijyeni sağlandığında diş eti iltihabı evde iyileşebilir.

Diş eti iltihabını evde en hızlı ne geçirir?

Diş eti iltihabına ne iyi gelir evde sorusuna cevap arıyor ve hızlı bir yöntem belirlemek istiyorsanız uzman doktor tavsiyesi kapsamında antibiyotik kullanabilirsiniz.

Diş eti iltihaplanmasına evde ne iyi gelir?

Diş eti iltihabına ne iyi gelir evde çözüm için tuzlu su ile gargara, karbonat kullanımı ya da aloe vera jeli yöntemini tercih edebilirsiniz.

doku zedelenmesi
CategoriesGenel

Doku Zedelenmesi Nedir? Evde Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Doku zedelenmesi, çeşitli zorlama ya da yaralanmalar sonucunda oluşan rahatsızlıklardan biridir. Bu sağlık sorunu; ağrı, şişlik ya da morarma belirtilerine sahip olup hafif şiddetteki yumuşak doku zedelenmesi evde tedavi edilebilir. Tedavi sürecini hızlandırmak ve uzmanlardan yardım almak için evde uzman doktor hizmetinden yararlanabilirsiniz.

Doku Zedelenmesi Nedir?

Kas zedelenmesi olarak da isimlendirilen yumuşak doku zedelenmesi, vücutta yer alan dokuların çeşitli hasarlar alması sonucunda oluşur. Oluşan hasarlar sonucunda kılcal damarlarda kopmalar dolayısı ile kanamalar görülebilir. Bu kanamaların yüzeye yakın bulunması ise morluk sorununu beraberinde getirir.

Doku Zedelenmesi Neden Oluşur?

Kas zedelenmesi, spor ya da günlük hayatta kişinin kendini zorlaması sonucunda oluşur. Aynı zamanda çeşitli travma ya da darbeler de problem ile karşılaşma olasılığını artırır. Burkulma ya da ezilme de doku zedelenmesi neden oluşur sorusunun cevaplarındandır.

Doku Zedelenmesinin Tipleri

Kas zedelenmesi bazı çeşitlere ayrılır. Doku zedelenmesi tipleri olarak da adlandırılan bu çeşitler akut yumuşak doku travması ve kronik yumuşak doku travması olarak ikiye ayrılır.

Akut Yumuşak Doku Travması

Kas zedelenmesi, akut yumuşak doku travması sebebi ile oluşuyor ise şu belirtiler görülebilir:

  • Travma gerçekleşen bölge üzerinde şişlik akut travma kaynaklık doku zedelenmesi belirtileri arasında yer alır.
  • Bölgede cilt renginin farklılaşması da akut yumuşak doku travması ile karşılaşıldığının işaretlerinden biridir.
  • Yara alınan bölgede aşırı hassasiyet ve duyarlılık da görülen belirtiler arasında yer alır.

Akut yumuşak doku travması yaklaşık olarak 1 ila 6 hafta arasında geçebilir. Süreç, tedavi yöntemleri ve kişinin bünyesine bağlı olarak değişebilir.

Kronik Yumuşak Doku Travması

Kronik yumuşak doku travması, tekrar tekrar kendini gösteren kas zedelenmesi çeşitlerindendir. Bu çeşit, kronik olarak aktarılıyor olup bu rahatsızlıkla karşılaşan kişilerin yavaş hareket etmesi tavsiye edilir.

Doku Zedelenmesinin Türleri

Kas zedelenmesi şiddetine bağlı olarak doku zedelenmesi türleri belirlenir. Bu türler; çürükler, burkulmalar, tenton iltihabı, bursit, zorlanma ve gerilme olarak sıralanabilir.

Çürükler (Kontüzyonlar):

Çürükler, düşme ya da darbeler sonucunda oluşan kas zedelenmesi türüdür. Bu tür, doku üzerinde yer alan kılcan damarlarda hasar oluşması ile meydana gelir. Renk değişikliği, şişme benzeri belirtilere sahiptir. Bağ doku zedelenmesi bu türden kaynaklık olabilir.

Burkulmalar (Ayak bileği ve bilek):

Bu kas zedelenmesi, ayağın burkulması sonucunda oluşan kısmı yırtılmalardan kaynaklıdır. Ayakta doku zedelenmesi burkulmalar türünün örnekleri arasında yer alırken buz uygulaması ve istirahat ile geçebilir. Bilekte doku zedelenmesinin tedavisinde şiddet oranına bağlı olarak cerrahi uygulamalar da gerekebilir.

Tendon iltihabı (Tendinit)

Esnek bir yapıya sahip olan tendonlarda oluşan iltihap da kas zedelenmesinin görülmesine sebep olabilir. Tendon iltihabı, belirli bir bölgenin aşırı kullanımı sonucunda oluşabileceği gibi dizde yumuşak doku zedelenmesine kaynak olarak gösterilebilir.

Bursit

Tenton ile kaslar arasında yer alan bursanın iltihaplanması bursite sebep olarak kas zedelenmesi çeşitleri arasına girer. Çeşitli eklem travmalarının da sebep olduğu bursit, omuz doku zedelenmesinin nedenleri arasında yer alır.

Zorlanma

Zorlanma, kas ve tentonların aşırı oranda kullanılması sonucunda oluşan kas zedelenmesi türüdür. Bu tür, ağır işlerde çalışarak ellerini zorlayan kişilerde parmakta doku zedelenmesi olarak görülebilir. Baş parmak doku zedelenmesi de bu türün örnekleri arasında bulunabilir.

Gerilme

Gerilme, esneme sırasında olması gerekenin üstüne çıkıldığında karşılaşılan kas zedelenmesine örnek verilebilir. Bu tür, olması gerekenden aşırı esneyen kişilerde kalçada doku zedelenmesi şeklinde de karşılaşılabilir.

Doku Zedelenmesi Belirtileri Nelerdir?

Kas zedelenmesi belirtileri kişiye göre farklılık gösterebilir Doku zedelenmesi belirtileri nelerdir sorusunun cevapları ise şu şekilde çeşitlendirilebilir.

  • Yara alınan bölgede şiddetli ve dayanılmaz ağrı yumuşak doku zedelenmesi belirtilerinden biridir.
  • Alınan travma sonucunda yaralanan bölgeye yoğun miktarda kan aktarılır. Bu sebeple darbe ya da düşme sonrasında sıcaklık hissi de kas zedelenmesi ile karşılaştığınızı gösterebilir.
  • Travmalar eklem bölgelerinde oluşmuş ise hareketlerde çeşitli kısıtlamalar da görülebilir.
  • Bölge üzerinde morarma ya da renk değişimi de karşılaşılan belirtiler arasında yer alır.
  • Travma sonrasında hareket etmek de zorlayıcı olabilir.

Doku Zedelenmesi Evde Nasıl Tedavi Edilir?

Kas zedelenmesi evde tedavi edilmesi mümkün olan rahatsızlıklar arasındadır. Şiddetin fazla olduğu ve ciddi yırtılmalar ile karşılaşıldığı durumlar da uzman doktorlardan yardım almanız önerilir. Doku zedelenmesi evde nasıl tedavi edilir sorusunun cevapları ise şu şekildedir:

  • Yaralanma sonrasında bölge üzerine buz uygulaması yapabilirsiniz. Bu uygulama da buzu bir beze sararak cildinizin üzerine getirebilirsiniz. Düzenli aralıklar ile bu uygulamayı yapmak şişlik sorununda görülmesini engelleyebilirken kas zedelenmesinin tedavi sürecini hızlandırabilirsiniz. Bu yöntem ile yırtılan ya da kopan kan damarları da onarılabilir.
  • Yara alınan bölgeyi yukarıda tutmak da tedavi yöntemleri arasında yer alır. Bu yöntemde ayak, el ya da dirsek gibi vücut bölümleri, kalp hizasında ya da daha yukarı da tutabilirsiniz. Böylelikle oluşan ağrının azaltılması sağlanabilir.
  • Sargı bezleri de tedavi sürecinde sıklıkla tercih edilen yöntemlerden biridir. Bu yöntem de travma ile karşılaşan sorunlu bölge, sargı bezi yardımı ile sarılabilir. Sarma işlemini fazla sıkı tutmak acı oluşmasına sebep olabilir. Aynı zamanda sargı bezini olması gerekenden gevşek tutmak da ağrının dindirilmesini engelleyebilir.
  • Tedavi sürecini hızlandıran diğer bir faktör ise istirahattir. Kas zedelenmesi oluşan bölgenin dinlendirilmesi tedavi sürecinin hızlanmasını sağlayabileceği gibi bazı durumlar da tek başına da yeterli olabilir.

doku zedelenmesi evde tedavi

Doku Zedelenmesi Ne Kadar Sürede İyileşir?

Kas zedelenmesi şiddeti ve bölgesi, iyileşme sürecini belirler. Bu sebeple doku zedelenmesi ne kadar sürede iyileşir sorusu için kesin bir süre zarfının verilmesi doğru değildir. Genel olarak bu rahatsızlık 1-6 hafta süre içerisinde iyileşebilir. Bu tarz yaralanmalar ya da çeşitli faydalı detaylar için evde sağlık sayfasında yer alan bilgilere göz atabilirsiniz.

Doku Zedelenmesi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Doku zedelenmesi en hızlı nasıl geçer?

Buz uygulaması, kısa sürede ağrının dindirilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda istirahat, sargı bezi ya da yukarıda tutma yöntemleri de sürecin hızlı bir şekilde atlatılmasına yardımcı olur.

Doku zedelenmesine bitkisel ne iyi gelir?

Kas zedelenmesi için tercih edilen bitkisel yöntem, soğan ve zeytinin ezilerek ağrı oluşan bölgenin üzerine konulmasıdır.

Doku zedelenmesinde morarma olur mu?

Doku zedelenmesinin dozu ve şiddetine bağlı olarak morarma durumu ile karşılaşılabilir.

evde tüy azaltma
CategoriesGenel

Evde Tüy Azaltma Yöntemleri Nelerdir?

Evde tüy azaltma yöntemleri çok yaygın olarak tüy problemine çözüm üretmek için pratik şekillerde kullanılmaktadır. Her ne kadar doğal bir durum olsa da tüyler bazen istenmeyen görüntülere sebep olabilmekte ve istemeden de olsa özgüven problemleri yaratabilmektedir. Birçok insan estetik kaygılarına çözüm bulmak için çeşitli şekillerde geçici tüy azaltma yöntemlerini tercih etmektedir. Ancak doğru bilgiye sahip olmak ve güvenilir yöntemleri seçmek, istenmeyen tüyleri etkili ve güvenli bir şekilde azaltmanın en önemli adımlarından biridir. Unutulmamalı ki herkesin cilt yapısı farklıdır ve her yöntem sonucunda farklı sonuçlar elde edilebilir.

Şekerle Tüy Azaltma

Şekerle tüy azaltma yöntemi doğal ve evde uygulanabilir pratik yöntem olup hassas bir cilde sahip olanlar için önerilebilir. Bu yöntem aynı zamanda geleneksel olarak şekerle tüy olarak adlandırılabildiği gibi ağda olarak da isimlendirilmektedir.

Evde Ağda Tarifi

Ağda tüy azaltma yöntemlerinin en popüler yöntemlerinden birisidir. Evde ağda yapmak için gerekli olan malzemeler: şeker, su, limon suyundan oluşmaktadır. Şeker ağdanın ana maddesiyken su ile eritilmektedir. Limon suyu ise karışımın yapışkanlığını arttırarak etkili bir ağda elde edilmesine yardımcı olur.

Karışımı hazırlamak için orta boy bir tencereye bir su bardağı şeker, iki yemek kaşığı limon suyu ve iki yemek kaşığı su eklenmelidir. Karşımı ocakta kaynatılarak karamelize bir kıvam elde edilir. Ardından soğuması için bir süre bekletilmelidir. Ciltle temas edebilecek bir sıcaklığa ulaşınca ağda kullanıma hazır hale gelir.

Evde Ağda Yapmanın Püf Noktaları

Evde tüy alma yöntemlerini daha konforlu hale getirmek için dikkat edilmesi gereken bazı püf noktalar vardır. Evde sağlık için bu püf noktalarına dikkat edebilirsiniz:

  • Temizlik: Ağda yapmadan önce cildin iyice temizlenip kurulanmış olması gerekir. Temiz ciltte ağda daha kolay uygulanabilir. Alkolsüz bir tonik veya losyon kullanılabilir. Ancak bu noktada cildin aşırı kurutulmamasına dikkat edilmelidir.
  • Cilt Durumu: Ağda yapmadan önce cildinizin tahrişe, yaralara veya enfeksiyonlara yatkın olmadığından emin olun.
  • Karışımın Pişirilme Oranı: Ağda karışımı karamel kıvamına ulaştığında daha fazla ocakta kaynatılmamalıdır. Karışım çok sert veya çok yumuşak olmamalıdır.
  • Uygun Sıcaklık: Ağda karışımının cildinizi yakmadığından emin olun. Cildinizi yakacak kadar sıcaksa bir dakika bekleyin.
  • Tüy Uzunluğu: Tüylerinizin yeterince uzun olması ağdanın yapışması açısından önemlidir. Kısa tüyler ağda uygulamayı zorlaştırabilir.
  • Doğru Yön: Ağdayı tüylerin çıkış yönüne doğru sürülmesi oldukça önemlidir. Bu sayede ağdanın tüylerinize yapışması kolaylaşır ve çekerken de o bölgedeki tüm tüyleri kavrayabilir.
  • Hızlı Çekme: Ağdayı uyguladığınız ağda bezini veya şeridini hızlıca çekilmesi gerekmektedir. Yavaş çekmek acıya ve cildinizde tahrişe sebep olabilir. Evde acısız tüy alma yöntemleri içerisinde ağda konusunda oldukça hızlı davranılması gereklidir.

Evde Bitkisel Yağlarla Tüy Azaltma

Bitkisel yağlarla evde epilasyon daha doğal ve zararsız bir yöntem olarak düşünülebilir. Bazı bitkisel yağlar düzenli kullanıldığında tüylerin büyümesini yavaşlatabilir, inceltebilir ve bazen de tüylerin daha seyrek çıkmasına yardımcı olabilir.

  • Zencefil Yağı: İçerisinde bulunan doğal bileşenler sayesinde tüylerin büyüme hızını yavaşlatabilir. Zencefil yağı cilde masaj yapılarak uygulanabilir.
  • Lavanta Yağı: Lavanta yağı tüylerin uzama hızını yavaşlatma ve tüyleri inceltme özelliğiyle öne çıkar. Bazal bir yağ ile karıştırılarak uygulanabilir.
  • Çay Ağacı Yağı: Çay ağacı yağı antiseptiktir. Bu nedenle enfeksiyon riski daha az olur. Ayrıca tüyleri zayıflatarak incelmesine yardımcı olur.
  • Hint Yağı: Hint yağı antibakteriyel ve antifungal özellikleriyle bilinir. Tüy uzamasını yavaşlatabilir ve zayıflatarak tüylerin azalmasını destekler.

evde tüy azaltma yöntemleri

Evde Kullanılan Tüy Azaltma Ürünleri Nelerdir?

Evde tüy alma yöntemlerinde birçok farklı üründen faydalanılabilmektedir. Bunlar arasında ağda, tüy dökücü kremler, lazer epilasyon cihazları, bitkisel yağlar, tüy azaltıcı jeller ve losyonlar, tüy azaltma bantları ve çeşitli peeling ürünleri bulunur.

Tüy Dökücü Kremler

Tüy dökücü kremler, tüyleri cilt yüzeyinden uzaklaştırmak için kullanılan kimyasal bazlı ürünlerdir. Bu kremler tüyleri kimyasal olarak zayıflamasına yardımcı olur ve ciltle temas ettiğinde tüylerin dökülmesine yardımcı olur. Tüy dökücü kremler, tüylerin kolay ve hızlı bir şekilde yok edilmesini sağladığı için tercih edilebilir. Özellikle bikini bölgesi evde acısız tüy alma yöntemleri arasında oldukça popüler bir yöntemdir. Evde tüy dökücü krem yapımı tercih edilen pratik bir yöntemdir.

Tüy Azaltma Bantları

Tüy azaltma bantları, tüylerin cilt yüzeyinden hızlı ve nispeten kolay bir şekilde çıkarılması için tasarlanmış hazır ürünlerdir. Bu bantlar genellikle içerdikleri yapıştırıcı sayesinde cilde yapışır ve daha sonra hızlı bir şekilde çekilerek tüylerin köklerden alınması sağlanır. Bu bantlar ağda ile aynı uzun vadeli sonuçları sağlamasa da hızlı ve ağrısız bir deneyim sunar.

Uzun Süreli Tüy Azaltma Teknikleri

Uzun süreli epilasyon teknikleri, tüy büyümesini daha uzun süre yavaşlatmayı veya tüyleri daha ince ve zayıf hale getirmeyi amaçlar. Bunun için en etkili yöntemlerden birisi de lazer epilasyon aletidir.

Lazer Epilasyonun Evdeki Alternatifleri

Profesyonel kliniklerin evde lazer epilasyona tam anlamıyla yüksek kaliteli bir alternatifi yoktur, ancak bazı cihaz ve yöntemler evde daha uzun süreli epilasyon sağlayabilir. Bunun için IPL cihazları tercih edilebilir.

IPL Cihazları Evde Kullanılabilir Mi?

Evde kalıcı olarak tüylerden kurtulma yöntemlerinden birisi olan IPL cihazları lazer epilasyon gibi geniş bir ışık alanı kullanarak kıl kökünü hedef alır. Evde kullanılabilmekle beraber profesyonel kliniklerin ekipmanları kadar güçlü olmayabilirler. Evde lazer epilasyon olarak tercih edilebilen IPL cihazları kişisel kullanım için tasarlanmıştır ve genellikle daha düşük enerji seviyelerinde çalışır. Evde rahatlıkla kullanılabilmesi ve kullanıcılara uzun süreli kullanım olanağı sunması nedeniyle tüy azaltma yöntemleri arasında oldukça popüler hale gelmiştir.

Evde Tüy Azaltma İçin Nasıl Beslenmek Gerekir?

Evde yiyecek yardımı ile epilasyonu desteklemek mümkündür. Sağlıklı bir beslenme, cilt sağlığını ve tüy yapısının kalitesini olumlu yönde etkileyebilir. Bunun için en önemli hususlardan birisi protein ihtiyacının karşılanmasıdır. Antioksidanlar evdeki tüy azaltma yöntemlerini destekler. Bununla beraber omega-3 yağ asitleri, E vitamini, su tüketimi de bu sürece yardımcı olacaktır.

Tüy Azaltıcı Besinler Nelerdir?

Yumurta, et, balık, tavuk, süt ürünleri, sebze gibi besinler protein ihtiyacını karşılar. Antioksidanlarla cilt sağlını desteklemek için böğürtlen, yaban mersini, kivi, ıspanak, brokoli gibi meyve ve sebzeler tercih edilebilir. Somon, ceviz, keten tohumu gibi omega-3 içeren besinleri tüketmeye özen gösterilmelidir. E vitamini için ise badem, fındık, yer fıstığı, ıspanak ve avokado gibi besinlerin tüketimi arttırılabilir.

Evde Tüy Azaltmada Sıkça Yapılan Hatalar

Evde tüy alma işleminde bazı hatalar yapmak, istenmeyen sonuçların elde edilmesine veya ciltte tahrişe, enfeksiyona veya başka sorunlara neden olabilir.

  • Aşırı tüy çekmek, cildin tahriş olmasına ve tüy köklerinin zayıflamasına sebebiyet verebilir.
  • Tüy alma öncesi ve sonrası hijyene dikkat etmemek cilt enfeksiyonlarına sebebiyet verebilmektedir.
  • Tüy azaltma işleminden sonra cilt hassaslaşabilmektedir. Bu gibi durumlarda güneşe maruz kalmak cildi tahriş edebilir. Bu sebeple epilasyon işlemi sonrasında güneş koruyucu kullanılması oldukça önemli bir işlemdir.

Evde Tüy Azaltma Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Evde doğal yollarla kıllar nasıl dökülür?

Evde doğal yollarla kıl dökmek mümkün değildir ancak görünümü hafifletilebilir ve büyüme hızı yavaşlatılabilir.

Limon ve tuz tüy döker mi?

Limon ve tuz karışımının kıl dökme özelliği bulunmamaktadır. Bu karışımın asıl amacı cilt yüzeyinde temizlik yapmak ve peeling etkisi yaratmaktır.

Karınca yumurtası yağı tüy döker mi?

Karınca yumurtası yağı geleneksel tıpta ve alternatif tıpta kullanılan bir maddedir. Ancak karınca yumurtası yağının tüyleri dökme gibi bir özelliğinin olduğu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

Evde tüy dökücü bitkisel tarifleri kimler deneyebilir?

Tüy dökücü bitkisel tarifleri, hassas cilde sahip olmayan ve alerjik reaksiyon riski taşımayanlar deneyebilir.

Evde tüy azaltma yöntemleri kalıcı mı?

Bu tür yöntemler genel olarak kalıcı sonuçlar sağlamaz ancak uzama hızını yavaşlatabilir ve daha estetik bir görünüm sağlayabilir.

Evde tüy azaltma yöntemleri zararlı mıdır?

Evde tüy azaltma yöntemleri genel olarak güvenli olabilir ama yanlış uygulama ve cilt üzerine uygulanması uygun olmayan malzemelerin kullanılması cilt tahrişi veya farklı sorunlara yol açabilir.

Evde tüy azaltma yöntemleri ne sıklıkla uygulanmalıdır?

Evde tüy azaltma yöntemlerinin uygulama sıklığı yöntemden yönteme değişiklik gösterebilir. Genel olarak iki ile dört hafta arayla uygulanması tavsiye edilir.

Beslenme tüy oluşumunu etkiler mi?

Evet, beslenme koşulları tüy oluşumunu ve yapısını etkileyebilmektedir.

alzheimer
CategoriesGenel

Evde Alzheimer Hastalarının Kişisel Bakımı

Evde Alzheimer hastası birine bakım verebilmek bu demans türü ile alakalı bilgi sahibi olmayı gerektirir. Alzheimer hastalığı; beyin fonksiyonlarının zamanla bilişsel fonksiyonlarını yitirmesi sonucu oluşan bir hastalıktır. Bu rahatsızla birlikte hastanın; düşünme yetisinde, hafızasında, ve el kol koordinasyonunda azalma meydana gelir. Alzheimer hastalarına bakacak kişiler için rehber niteliğinde olan detayları yazımızın içerisinde bulabilirsiniz.

Alzheimer Hastalarının Beslenmesi Nasıl Olmalı?

Alzheimer hastalığının genetik bir rahatsızlık olarak sayılsa da beslenme de bu hastalığın ortaya çıkmasında önemli etkenlerden biridir. Alzheimer özellikle ileri yaşlarda görüldüğü için hasta kişilerde yüksek tansiyon, diyabet, kalp ritim problemleri olup olmadığı da hastalığın hızlı ilerlemesine etki eder. Bu hastaların beslenme şekilleri şu şekilde olmalıdır:

  • Taze balık,
  • Sebze,
  • Meyve,
  • Ispanak,
  • Marul,
  • Yeşil çay,
  • Lahana,
  • Börülce,
  • Soya fasulyesi,
  • Bezelye,
  • Pancar,
  • Enginar,
  • Ceviz,
  • Keten tohumu gibi zihni güçlendirici etkiye sahip gıdalar tüketilmelidir.

Alzheimer hastalarına evde bakım hizmeti verirken C vitamini desteğinden de sık sık faydalanmak gerekir. Hafızayı güçlendirmeye yarayan bu vitamini öğünlerde mutlaka bulundurmalısınız. Ayrıca yumurtada bulunan kolin; kalp atışını düzenlemede, kalp ve damar sağlığını iyileştirme özelliği bulunduğu için sabah öğünlerine eklenmesi gereken yiyeceklerden bir tanesidir. Ek olarak biberiyenin antioksidan özelliğinden dolayı beyin fonksiyonlarını destekleyici bir etkisi bulunur.

Alzheimer Hastaları Hangi Besinlerden Uzak Durmalı?

Alzheimer hastalarının beynin işleyiş fonksiyonlarına zarar verecek her türlü gıdadan uzak tutulması gerekir. Örneğin;

  • Alzheimer bakımı sağlayan kişiler ilk olarak hastanın yağ ve tuzdan uzak durmasını sağlamalıdır. Kalp ve damar tıkanıklıklarına neden olan bu iki besin Alzheimer hastalığının ilerlemesine sebebiyet verebilir.
  • Hazır konserve gıdalar koruyucu içerdiği için tercih edilmemelidir.

Alzheimer yemek yememe de bu hastaların bakımları sırasında en zorlayıcı şeylerden biridir. Bunun için öğünleri hasta ile birlikte seçmek, kimi zaman ödül niteliğinde daha sevdiği yiyecekleri sunmak bu probleme çözüm olabilir.

Alzheimer Hastalarının Uyku Düzeni Nasıl Olmalı?

Alzheimer hastalığında uyku bozuklukları hem fiziksel hem zihinsel bozukluğa neden olduğu için bakım veren kişi ya da kişiler tarafından dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Özellikle bu hastaların gündüz uyuması engellenerek gece kaliteli bir uyku deneyimi yaşamalarına yardımcı olunması gerekir. Hastanın akşam hep aynı saatte uykuya hazırlanması da onun bir rutini olacağından bir süre sonra vücudu zaten uyumak isteyecektir. Ayrıca gece uyanmaları ve uykuda huzursuzluk nedenlerinden biri de tuvalet ihtiyacıdır. Bu yüzden Alzheimer hastasının akşam uykusundan en az 1 saat öncesine kadar sıvı alımı durdurulmalıdır. Bu süre içerisin de tuvalet ihtiyacı giderilerek gece uykusunun uzun olmasına dikkat edilmelidir. Daha detaylı bilgi için evde hemşire hizmetini inceleyebilirsiniz.

Alzheimer Hastalarının Banyo ve Tuvalet Sorunları İçin Tavsiyeler

Alzheimer tedavisi uzun bir bakım süreci gerektirdiği için bu hastaların banyo ve tuvalet ihtiyaçlarını da doğru bir bakımla desteklemek gerekir. Çünkü çoğu Alzheimer hastası banyo ve tuvalet gereksinimi kendisi karşılayamayabilir. Evde hasta bakımı sırasında banyo ile şu önerileri kullanabilirsiniz:

  • Banyo için de bir rutin saat oluşmanız önemlidir. Örneğin; her akşam yemeğinden sonra ya da kitap okumadan önce gibi bir zamanla seçilebilir.
  • Banyo hasta mahremiyetini de gerektirdiği için yalnız ve evin sessiz olduğu bir zaman dilimi tercih edilmelidir.
  • Hasta eğer banyodan korkuyorsa belli bir süre kıyafetiyle girip suya alışmasına izin verebilirsiniz.
  • Alzheimer tedavisi alan hastayı banyoya sokmadan önce şampuan, lif, havlu, su gibi ihtiyaçları önceden hazırlamak da banyo esnasında işlerinizi kolaylaştırabilir.

Alzheimer hastalarında vücut fonksiyonları eskisi gibi görev yapmadığı için tuvalete çıkma problemleri de görülebilir. Bazı zamanlarda hatta tuvaletini nereye yapamayacağına kadar şuur problemleri görülebilir. Alzheimer tedavisi sırasında kullanılan ilaçlar da kabızlık gibi problemlere yol açabilir. Bunların olmaması için şu tavsiyeleri uygulamak gerekir:

  • Hastanın kendi tuvaletini geldiğin söylemesi beklenmeden 1 – 2 saat aralıklarla hasta tuvalete götürülmelidir.
  • Daha tuvalete gelmeden hasta altına yapmış olabilir veya tuvalette yanlış yeri kullanabilir. Tüm bu durumlar karşısında sakin kalmalısınız ve ona yardımcı olacağınızı hissettirmelisiniz.
  • Onları gözlemlemeniz ve tuvaletinin geldiğinde neler yaptığını bilmeniz de çeşitli tuvalet kazalarının önüne geçebilir.

Alzheimer Hastaları ile Nasıl Sağlıklı İletişim Kurulur?

Alzheimer hastası ile iletişim kurarken sözlü iletişimden daha çok sözsüz iletişimden faydalanmak gerekir. Onlara dokunmak, kucaklamak, gülümsemek iletişiminizin daha uzun sürmesini sağlayabilir. Alzheimer hastası ile iletişim kurarken şunlara dikkat etmeniz önemlidir:

  • Açık uçlu sorular yerine cevabı evet ya da hayır olan sorular sorarak iletişim kurmaya çalışabilirsiniz.
  • Konuşmaya başlamadan önce kendinizi tanıtmak ya da ortak bir anıdan bahsetmek onların size güvenmesini sağlar.
  • Çok ağdalı, mecazlı konuşmalardan uzak durmalısınız.
  • Onlar konuşurken onları dinlediğinizi belli eden kafa sallama gibi hareketlerle onay verebilirsiniz.
  • Konuşurken yavaş konuşmak da Alzheimer hastasının sizi daha kolay algılamasını sağlar

Alzheimer Hastaları İçin Evde Zihin Egzersizleri

Alzheimer rahatsızlıklarında zihinsel ve fiziksel fonksiyonların işlevlerinin azalmaması için hastalar için egzersiz yaptırmak hastalığın ilerlememesi için önemlidir. Evde hasta bakımı sırasında kas güçlerini geliştirmek, bilişsel işlevlerini artırmak hastanın kendini yetersiz hissetmesinin önüne geçmeye yardımcı olur. Evde yaptırabileceğiniz birkaç egzersizi şu şekilde listelenebilir.

Hafıza Kartları Egzersizi

Bütün kartların ters çevrildiği bir oyunca oyun içerisindeki kartlarda aynı olan iki seçenek bulunur. Hasta ve ona bakım konusunda yardımcı olan kişi sıra ile bu kartları çevirerek aynı iki kartı bulmaya çalışır.

evde alzheimer bakımı

Olay Sıralama

Kartlarda bir olayın başlangıç, gelişme ve sonuç bölümleri bulunur. Hastadan doğru sıralama ile bunu bulmasına yardımcı olan bir egzersizdir.

Mevsim Meyve ve Sebzeleri

Sebze ve meyvelerden oluşan görseller içerisinden Alzheimer hastasının bu iki gruba ait çeşitleri bulması beklenir.

Eşleştirme Egzersizleri

Birbiriyle ilişkili olan nesneler arasından hangilerinin birbirine uyumlu olduğu bulunur.

Evde Alzheimer Bakımı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Alzheimer’ı yavaşlatmak için ne yapılmalı?

Alzheimer rahatsızlığının ilerlememesi için en başta beslenme konusuna dikkat etmek gerekir. Bunun dışında fiziksel hareket gerektiren aktiviteler yapmak, zihinsel aktiviteler yapmak ve kilo konusunda da çaba harcamak önemlidir.

Alzheimer hastaları ne kadar yaşar?

Alzheimer hastalarının tanısı konulduktan sonra araştırmalara göre 4 -20 yıl yaşadığı görülür.

Alzheimer ilerlememesi için evde neler yapılır?

Alzheimer evde bakım hizmeti olarak küçük detaylar fark yaratabilir. Öncelikle , en temelde onların mutlu olması sağlanmalıdır. Ayrıca hastaları yetersiz hissettirmek yerine evde onlara yapabilecekleri küçük görevler verilebilir. Bildiği şeylerle ilgili sık sık konuşarak unutmalarına engel olunmaya çalışılabilir. Sanatsal aktiviteler yaratıcılıklarını da olumlu etkileyeceği için onların düzeyinde çalışmalar yapmak faydalı olabilir.

Alzheimer hastaları gece neden uyumaz?

Alzheimer hastası; fazla ışıklı ortamda, gün içerisinde yorulmamak, uykusunu bölen çevresel faktörler ya da kullandığı ilaçlardan dolayı uyku problemleri yaşayabilir.

evde nefes testi
CategoriesGenel

Evde Nefes Testi Nasıl Yapılır? Yöntemleri Nelerdir?

Evde nefes testi, kişilerin akciğer sağlıklarını kontrol etmelerini sağlayan yöntemlerdir. Evde nefes testi kesinliği kabul edilen yöntemler arasında bulunmazken nefes problemlerinin anlaşılmasını kolaylaştırır. Bu yöntem uygulanırken yaş faktörü, cinsiyet gibi değişkenler göz önünde tutularak sonuca ulaşılabilir.

Solunum Fonksiyon Testi Nedir?

Evde nefes testi ile ulaşılan sonuçların kesinliği solunum fonksiyon testi ile yapılır. Solunum fonksiyon testi akciğerin çalışma şeklinin ve var ise yaşanan aksaklıkların belirlenmesini sağlayan testlerden biridir. Bu test içerisinde nefes alış düzeyi tespit edilerek akciğer sağlığı belirlenebilir. Testin bilinen ciddi bir yan etkisi bulunmaz iken test sonrasında yorgunluk ya da baş dönmesi oluşabilir.

Solunum Fonksiyon Testi Neden Yapılır?

Evde nefes testinden farklı olarak bu test hastane içerisinde yapılır. Solunum fonksiyon testi neden yapılır sorusu ise akciğer hastalıklarından şüphelenildiği durumlarda sonuca ulaşmak şeklinde cevaplanır. Bu test, uzman doktorlar tarafından gerek duyulduğunda istenebilir.

Evde Solunum Fonksiyon Testi Yapılabilir mi?

Evde nefes testi kişilerin akciğer sağlıkları hakkında varsayıma ulaşmalarını sağlarken solunum fonksiyon testi kesin sonuçlara ulaşma imkanı tanır. Solunum fonksiyon testi için özel araç ve gereçlere ihtiyaç duyulur. Bu gereçler, hastanelerde bulunuyor olup ölçümler ve ölçüm değerlendirmeleri doktorlar tarafından yapılabilir. Bu sebeple evde solunum fonksiyon testi yapılabilir mi sorusunun cevabı ise olumsuzdur.

Evde Nefes Testi Nasıl Yapılır?

Artan solunum problemleri ile beraber evde nefes testi nasıl yapılır sorusu da oldukça yaygın olarak görülür. Nefes testi nasıl yapılır sorusunun cevabı için ise belli başlı yönergeleri takip etmeniz gerekir. Bu yönergeler şu şekilde sıralanabilir:

  • İlk olarak doğru ölçümler yapan bir tane kronometre edinmelisiniz.
  • Ardından ayağa kalkarak kalp atışlarınızın normal, her zamanki seviyede olduğundan emin olmalısınız. Kalbiniz olduğundan hızlı atıyor ise belirli bir süre bekleyebilir, normal seviyeye ulaştıktan sonra teste başlayabilirsiniz.
  • Kalbiniz normal hızda atıyor ya da normal hıza döndü ise rahat edebileceğiniz bir yere oturunuz.
  • Ardından üç defa derin nefes alınır. Aldığınız nefesleri vermeden üst üste nefes almalısınız.
  • Nefesi tutabildiğiniz kadar tutun ve nefesinizi tuttuğunuz süreyi kronometre aracılığı ile ölçün.

Yönergeleri uygulayarak elde ettiğiniz ölçüm, akciğer sağlığınız hakkında bilgi sahibi olmanızı kolaylaştırabilir. Nefesinizi 42 saniye ile 49 saniye arasında tutabiliyorsanız değerleriniz normal kabul edilebilir. 49 saniye üzerinde tutuyorsanız akciğer kapasiteniz üst seviyede olabilir. Ulaştığınız değerlerler 40 saniye altında bitiyor; günlük hayatta göğüs ağrısı, nefes alırken ya da verirken zorlanma gibi durumlar ile karşılaşıyorsanız evde uzman doktor sisteminden yardım alabilirsiniz. Evde nefes testi yöntemi ile %100 doğru bilgiye ulaşamayabilirsiniz. Bazı araştırmalar nefes tutma sürecinin akciğer fonksiyonları ile değil de konsantrasyon ile ilgili olduğunu gösterir. Bu sebeple uzman doktorlardan kesinliği yüksek olan testler yaptırmak için yardım almanız gerekebilir.

evde nefes testi nasıl yapılır

Evde KOAH Nefes Testi

Evde nefes testi yöntemlerinden biri de KOAH testidir. KOAH testi, dünyada bulunan ölümcül hastalıklar içerisinde dördüncü sırada yer alan kronik obstrüktif akciğer hastalığının belirlenmesini sağlar. KOAH olarak da isimlendirilen bu hastalık sigara dumanı ya da zararlı gazların akciğerde oluşturduğu hasar sonucunda meydana gelir. KOAH hastalığı dört evreden oluşuyor olup bu evreler hafif, orta, ağır ve çok ağır şeklinde sıralanır. Hafif ve orta evredeki hastalıkların ilerleme süreci yavaşlatılabilirken ağır ve çok ağır seviyelere ulaşan rahatsızlıklarda tedavi imkanı bulunmayabilir. Bu sebeple KOAH testi, hastalığın ilerlemesini engellenmesinde oldukça önemlidir. Evde KOAH nefes testi için kişilerin 5 farklı soruya cevap vermesi gereklidir. Siz de bu soruları cevaplayarak evde sağlık uygulamaları ile sağlığınızı koruyabilir ya da hastalığı erken bir şekilde teşhis edebilirsiniz. Bu sorular şu şekilde sıralanır:

  • Haftada üç gün ya da daha uzun süren ve doktora gitmenize rağmen tedavi edilemeyen öksürükler ile karşılaşıyor musunuz?
  • Bir hafta içerisinde 3 gün ya da daha uzun süre balgam problemi ile yaşıyor musunuz?
  • Yaşıtınız olan kişiler ile beraber aynı aktiviteleri yaparken onlara kıyasla nefesiniz daha fazla daralıyor mu?
  • 40 ya da daha büyük bir yaşta mısınız?
  • Geçmiş yaşam içerisinde ya da şuanda sigara kullanıyor musunuz?

Yukarıda sıralanan sorulardan 2 ya da daha fazlasına evet cevabı verdiyseniz uzman doktorlara başvuruda bulunabilirsiniz.

Kimler Nefes Testi Yapmalıdır?

Evde nefes testi, akciğer fonksiyonları hakkında bilgi almak isteyen kişiler tarafından yapılabilir. Solunum fonksiyon testi ise nefes darlığı, göğüs bölgesinde oluşan sıkışma, nefes alıp verirken duyulan hırıltı ya da tedavi edilemeyen öksürük sorununda da yaşayan kişiler tarafından yapılabilir. Aynı zamanda gerekli görüldüğünde doktorlar tarafından da istenen bir testtir. Kimler nefes testi yapmalıdır sorusu belirli bir kesim ile sınırlı değildir. Nefes testleri, geniş bir kapsamın tespit edilmesini sağlayarak çeşitli sağlık sorunlarının teşhisinde kullanılabilir. Testler ile şu hastalıklar için erken teşhis yapılabilir:

  • Astım, KOAH, interstisyel benzeri çeşitli akciğer hastalıklarının erken teşhis edilmesine yardımcı olur.
  • Solunum kaslarının zayıflığının belirlenmesini sağlayarak sağlıklı nefes alma imkanı sunar.
  • Nefes borusu daralması benzeri rahatsızlıklarında erken belirlenmesinde büyük öneme sahiptir.

Evde Nefes Testi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Sağlıklı bir insan kaç saniye nefesini tutar?

Sağlıklı bir kişi 40-49 saniye arasında nefesini tutabilir.

Akciğerin sağlıklı olup olmadığı nasıl anlaşılır?

Evde solunum fonksiyon testi yaparak akciğerlerinizin sağlığı hakkında bilgiye ulaşabilirsiniz. Kesin sonuçlar için uzman doktorlara başvurabilirsiniz.

Evde nefes darlığı nasıl anlaşılır?

Nefes alırken yaşanan güçlükler nefes darlığının temel belirtilerinden biridir.

Nefes darlığı nasıl ölçülür?

Nefes darlığı, nefes tutma testi ile belirlenebileceği gibi uzman doktorların yönlendirdiği testler aracılığı ile de belirlenebilir.

Kapat
Add to cart
Görüşmeyi Başlat
Canlı Destek
Canlı Destek - Evde Sağlık
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?