CategoriesGenel

Pozisyon Verme Talimatı Nasıl Olmalıdır?

Yaşı nüfusun artmasıyla birlikte yaşa bağlı olarak görülen hastalıklar da artar. Bu hastalıklar arasında alzheimer, demans ve kemik erimesi gibi hastalıklar öne çıkar. Yaşam kalitesini düşüren bu tarz hastalıklarla mücadele eden yaş almış kişilerin bakımı hastane ya da sağlık merkezinde değil daha çok evde gerçekleşir. Uzman sağlık görevlisi ya da hasta yakını tarafından gerçekleştirilen bu tarz evde bakım uygulamalarında bazı kritik detaylar öne çıkar.

Yaşlı Bakımı Nedir?

Yaşlı bakımı için her ne kadar huzurevleri, bakım evleri, yaşlı bakımını meslek edinen kişilerden yardım alınsa da temelde yaşlı bireyin ait olduğu aile bireylerinin de yaşlı bakımı konusunda bilgi sahibi olmaları önemlidir. Yaşlı bakımı sadece yaşlı bireyin beslenmesi, kişisel temizliği, hastalıklarının takip altında olmasını içermez. Aynı zamanda bireyin kalan yaşam süresini mümkün olduğunca huzurlu, mutlu bir şekilde geçirmesi için gerekli olan koşulların, davranışların sağlanması hususunu içerir. Kronik hastalığı olan, tekerlekli sandalyeye ya da yatağa bağımlı olan yaşlı bireylerin bakımında öne çıkan konular vardır. Kişinin ev konforunun iyileştirilmesi, evde kullanılması gereken medikal cihazların tespit edilerek temin edilmesi, yatalak yaşlı bireylerde banyo, kişisel temizlik gibi konularda yardımcı ev ürünlerinin temin edilmesi, ev eşyalarının bireyin kolayca ulaşması ve kullanmasını sağlayacak şekilde düzenlenmesi öne çıkan konular arasında yer alır. Bireyin daha konforlu ve huzurlu şekilde kalan yaşamını sürdürebilmesi için bu öncelikler hayata geçirilmelidir.

Yaşlı Bakımı Sırasında Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Yaşlı bakımında, öncelikle evde temizliği, düzeni, havalandırılmış ortamı sağlamak önemlidir. Bireyin yaşamını zorlaştıran eşyaların yerine sade, kolay ulaşılır eşyaları evinde bulundurmak sağlıklı olacaktır. Yaşlı bakımında en önemli konu, bireyin kişisel temizliğinin kişinin sağlığını koruyacak, iyiliğine katkı sağlayacak şekilde yapılmasıdır. Yaşlı bireyin haftada en az bir kere uygun banyo malzemeleriyle yıkanması gerekir. Bireye mümkün olduğunca rahat, pamuklu, teri emen kıyafetler giydirmek önemlidir. Yaşlı bireyin günlük, ağız, diş, kulak, göz, genital bölge, makat temizliğini yapmasını sağlamak gerekir. Bedensel kısıtı varsa bakıcı yardımıyla günlük kişisel temizliğinin 7-8 saatlik periyotlarda yapılması sağlanır. Bireyin hareket imkanı vücut kısıtları nedeniyle azaldığından, kemiklerin zayıflaması, kasların giderek erimesi söz konusudur. Bu nedenle yaşlı bireyin açık havada veya evde kısa süreli yürüyüş yapması sağlanmalıdır. Bireyin fiziksel kısıtı bulunuyorsa o zaman oturduğu yerde hafif kol hareketleri, boyun hareketleri, bacak egzersizi mutlaka yaptırılmalıdır. Tamamen yatağa bağlı yaşlılarda bacak kas kütlesi hareketsizlik nedeniyle azalır. Ayrıca hareketsiz bacaklar nedeniyle belli iç organlara pıhtı atma riski artar. Bunları engellemek için kişinin bacaklarına dairesel hareketlerle kaslarını harekete geçirecek şekilde masaj yapılmalıdır.

Yatağa Bağımlı Yaşlı Bakımında Önemli Hususlar Nelerdir?

Yatağa bağımlı yaşlı bakımında günlük kişisel temizlik konusu ön plandadır. Kendi kendine bu ihtiyaçlarını yerine getiremeyen bireye aile bireylerinden birinin ya da profesyonel bir bakıcının desteği şarttır. Yaşlı bireyin banyosu haftada bir kez mutlaka yaptırılmalıdır. Banyo için uygun sandalye, ya da yatakta banyoyu sağlayan ürünlerin desteğiyle kişiye ilave yük getirmeden, fiziksel zarara neden olmadan banyo yaptırılmalıdır. Ayrıca yaşlı bireylerde ağız temizliği için diş fırçalanması, gazlı bezle ağız salgılarının fazlasının alınması gibi zaruri ihtiyaçlar giderilmelidir. Tuvalet ihtiyacı genelde bu hastalarda en çok zorlanılan konu olup, bu konuda son yıllarda geliştirilen teknolojik ürünlerden faydalanılmalıdır. Cilde zarar vermeyen ıslak mendiller makat ve genital temizlikte kullanılabilir. Ayrıca bu bireylerde yatmaktan kaynaklı kuruluk ve bası nedeniyle ciltte yara oluşumu fazlaca olur. Cilt yaralarını engellemek için günlük 2-3 kez temiz cilt uygun kremlerle nemlendirilmeli, yaşlı hastanın bedeninde bası yaraları olmasın diye yatak pozisyonu sık sık değiştirilmelidir.

Yatağa Bağımlı Yaşlı Bireye Pozisyon Verme Nedir?

Yatağa bağımlı yaşlı bireylerde sürekli yatmaktan kaynaklı yatakla vücudun arasında kalan boşluklu bölgelerde yer çekiminin de etkisiyle sürekli baskı oluşur. Yeterli su alımı yoksa kuruyan ciltle beraber bu bölgelerde öncesinde kızaran cilt üzerinde sonrasında yaralar açılır. Açılan yaralar kolayca enfeksiyon kaptığından, vücutta enfeksiyon artışının ölüme kadar giden etkileri olur. Bu nedenle yatağa bağımlı hastanın yatak pozisyonu 20 dakikayı bulmayan sürelerde değiştirilmelidir. Hasta hiç hareket edemiyorsa 2 saatte bir mutlaka pozisyon değiştirilmelidir. Bunun için öncelikle pozisyon verme talimatı konusunda bilgi sahibi olan uzman sağlık personelinin tavsiyesi ile belirli pozisyonlar belirlenmesi gerekir.

Yatağa Bağımlı Yaşlı Bireye Pozisyon Verme Nasıl Yapılır?

Hastaya pozisyon değişiminde ekstra yük gelmemesi, cildinde tahriş olmaması, pozisyon değiştirirken uzuvların zarar görmemesi için yatağında mutlaka ara çarşafı denilen yatak çarşafı dışında çarşaf olmalıdır. Ara çarşafı yardımıyla hastaya pozisyon verilmelidir. Ayrıca yaşlı hastanın yatağında irili ufaklı ebatlarda yastıklar olmalıdır. Yatan kişinin vücut bölgesinde yatağa değmeyen diz, bel, boyun, dirsek boşlukları baş yastığıyla desteklenmeli, uzun süreli yer çekimi etkisinden korunmalıdır. Yan pozisyonda yatırılan hastalarda yumuşak yastıklarla diğer kol ve bacağın yatılan taraftaki kol ve bacağa yük olması engellenmelidir. Yan pozisyonda yatırılan hastanın avuç içine top tutar gibi küçük rulo yastıklar yerleştirilmelidir. Yatağa bağımlı yaşlılarda sağ yan yatış pozisyonu, sol yan yatış pozisyonu, sırt üstü yatış pozisyonu, yüz üstü yatış pozisyonu, yüz üstü hafif yan yatış pozisyonu, yarı oturur pozisyon, oturur pozisyon şeklinde yatak pozisyonları vardır. Bu pozisyonların her birinde yaşlı bireyin vücudunun boşta kalan bölgelerinin irili ufaklı yastıklarla desteklenmesi önemlidir. Bunu yaparken ilgili vücut bölümlerinin yumuşak yastıkla yeterince desteklendiğinden emin olunmalıdır. Mümkünse 20 dakikada bir yatış pozisyonu ufak değişikliklerle başka pozisyona dönüştürülmelidir. Ellerde avuç içine, ayak tabanlarına uygun küçük rulo yastıklarla destek yapılması unutulmamalıdır. Hastanın yatış pozisyon değişikliği ne kadar bilinçli yapılırsa vücudunun basınçtan daha az etkileneceği ve bası yaralarının engelleneceği bilinmelidir.

 

CategoriesGenel

Venöz ülser nedir? Venöz yetmezlik yaraları nasıl olur?

Venöz ülser, bacak toplardamarındaki yetmezlik sonucu ayak bileği ve çevresinde meydana gelen yaralardır. Varis yarası olarak da adlandırılan bu hastalık, çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Tedavi edilmeyen varis ve kronik venöz yetmezliği sık görülen nedenlerdir. Toplardamar içerisinde bulunan basıncın artarak bacakta yaralar, deride bozulmalar, şişlikler ya da varisler oluşur. Bacakta yaralar kendiliğinden açılarak akıntı ve enfeksiyon görülmeye başlar. Dokuda oluşan hücre kaybı, ilerleyen aşamalarda deri ve doku kaybına kadar gidebilir.

Venöz Ülser Nasıl Oluşur?

Venöz ülser sorunu, ayakta ve bacakta yaralar şeklinde görülür. Bu hastalığın oluşum şekilleri;

  • Toplardamar içerisinde akımın ters yöne akıp yerçekimi etkisi ile dolaşım sisteminin aksine bacakta birikmesidir. Toplardamardaki kapakçıkların görevini yerine getirememesi sonucu, bacakta deri bütünlüğü bozulmaya başlar.
  • Toplardamarda bulunan tıkanıklıklar, kanın ayak ve bacakta göllenmesine neden olur. Pıhtı gibi durumlar, bacakta yaraların açılmasına önemli ölçüde etki eder.

Her iki durumda da, basınç arttığı için damar yapısı bozulur. Zarar gören dokular bu varis yarası ile sonuçlanır. Bu yaralar; şişlik, renk değişimi ve deride kalınlaşma gibi sorunların ilerlemesi ile meydana gelir. Uygun tedaviler sonucunda, uzun bir süreç ile birlikte iyileşir.

 

Venöz Ülserin Aşamaları Nelerdir?

Bacakta yaralar oluşmadan önce hastalık bazı aşamalardan geçer. Birinci aşama; kızarık ve ödemli bir cilt bölgesi oluşur. Genellikle, böcek sokması ve kaşıntı hissedildiği için hastalar tarafından önemsenmeyebilir. İkinci aşamada, bu bölgeden hafif bir akıntı akar. Bu durum kızarık, kuru ve çatlak bir cilt bölgesini de beraberinde getirir. Üçüncü aşama, bu bölgedeki dokunun ölmesiyle başlar. Sonrasında, bacakta yaraların iyileşmeye başladığı görülse de, bir süre sonra tekrar açılabilir. Dördüncü yani son aşamada, bacakta yaralar net bir şekilde gözükerek rahatsız edici bir görünüm oluşturur. Kendi kendine iyileşmeyen bu yaralar, tedavi edilerek geçirilir. Temizliğin önemli olduğu bu hastalıkta, doktorunuzdan yara bakımı ile ilgili bilgiler alarak hareket edebilirsiniz. Hayat kalitenizi artırarak, sağlıklı yaşayarak ve kan dolaşımınız ile ilgili bir sorun yaşadığınız zaman doktora giderek bu riski azaltabilir ve erken teşhis ile tedavi ettirebilirsiniz.

Venöz Ülserin Belirtileri Nelerdir?

Venöz ülser olan hastalarda ağrı, kaşıntı ve damarların belirginleşmesi gibi durumlar gözlemlenir. Genellikle, hastalığın ilk belirtisi ayak bileğinin iç ve ön yüzünde oluşan ödemdir. Kaşıntı ve damar genişlemesi ile devam eden bu hastalık, bacakta yaralar ile sonuçlanır. Venöz ülserin belirtileri arasında;

  • Bölgenin çevresindeki cilt yapısında kalınlaşma ve kahverengi bir görünüm,
  • Nadiren kepeklenme,
  • Bacakta sık varis oluşumu,
  • Bacakta kramplar
  • Bacakta yaralarda yeşil ve kırmızı renge yakın akıntılar,
  • Yaraların ağrıması,
  • Yorgun ve ağır bir bacak,
  • Genellikle geceleri yaşanan bir huzursuzluk,
  • Ağrıdan kaynaklı hareket kıstlığı yer alır.

Hastalığın Nedenleri Ve Risk Faktörleri Nelerdir?

Venöz ülser, toplardamar sağlığını korumakla önlenir. Potansiyel risk faktörlerini bilmek, bu hastalıktan kurtulmanıza yardımcı olur. Venöz ülser görülme sıklığının arttığı durumlar;

  • İleri yaş,
  • Obezite,
  • Hipertansiyon,
  • Diyabet,
  • Sigara içmek,
  • Genetik yatkınlık,
  • Kalp veya böbrek yetmezliği,
  • Sosyoekonomik yetersizlik,
  • Fiziksel aktivite yetersizliği,
  • Variköz Venler,
  • Önceden geçirilmiş bacak tramvaları,
  • Hamilelik,
  • Venöz Tromboz geçirmek.

Hastalığın Tanısı Nasıl Konur?

Venöz ülser teşhisinde doktor yönlendirmesi önemli bir rol oynar. Yara şekli, ağrı şiddeti ve sıklığı, nabız ve varis sorunu olup olmadığı, genetik faktörler ve önceden toplardamarda herhangi bir rahatsızlığın yaşanıp yaşanmadığı gibi bilgiler, hastalığın tanısında faydalı olur. Hastanın sağlık sorunları teşhis sürecini doğrudan etkiler. Muayene ayakta ya da oturarak yapılır. Bacakta yaralar oluşmadan önce doktora gidilerek tanı ve tedavi sürecine başlanabilir. Bu süreçte kullanılan teşhis yöntemleri;

  • Toplardamardaki ters akımı ve tıkanıklıkları belirleyen Renkli Doppler Ultrasonografi,
  • Karın içinde bulunan toplardamarda tıkanıklık, incelme veya sıkışmanın değerlendirilmesini sağlayan Bilgisayarlı Tomografi Venografi,
  • Ultasonografiden sonra istenen Manyetik Rezonans Görüntüleme,
  • Damarların genel görüntüsüne bakılan Venografi veya diğer ismiyle Anjiyo,
  • Damarların içinin üç boyutlu görüntüsünün alındığı Damar İçi Ultrason.

Venöz Ülser Hastalığının Gelişmesi Nasıl Önlenir?

Risk faktörlerini taşıyan hastalar, bacakta yaraların oluşma evresine kadar önlem alabilir. Gelişmesini engelleyerek sağlıklarını koruyabilir. Venöz ülserin gelişme ve semptom gösteren hastaların komplikasyon riskini en aza indirmenizi sağlayan önlemler;

  • Ayak ve bacaklarınızı olağandışı renk değişimleri ve yaralar için incelemek,
  • Uzun süre oturmak veya ayakta kalmaktan kaçınmak,
  • Bacaklarınızı düzenli aralıklarla yüksek bir yere kaldırmak,
  • Ayak ve bacakta yaralar oluşmamasına dikkat etmek,
  • Otururken bacak bacak üstüne atmaktan kaçınmak,
  • Sigara içmemek,
  • Aşırı sıcakta kalmamak,
  • Mümkün olduğu kadar sık egzersiz yapmak.

Venöz Ülserin Tedavisi Nasıl Yapılır?

Hastalığın tedavisi, kalp ve damar cerrahları tarafından yapılır. Ülserin durumu, tedavi planı sürecinde belirleyici bir rol oynar. Bu hastalığı yaratan damarların tespit edilmesi ile başlar. Bacakta yaraların komplike olup olmadığı belirlenerek tedavi edilir. Yara kapatılarak yarayı oluşturan nedenler de iyileştirilir. Belirli aşamalarda oluşan yaralar için yara bakım krem ve örtüleri, antibiyotikler, doku beslenmesini artıran ilaçlar ile varis çorapları gibi yöntemler kullanılır. İlerleyen aşamalarda, alanında uzman doktorlar invaziv, skleroterapi, bypass, kapak rekonstrüksiyon ve PRP gibi teknikler önerebilir. Bacakta yaralar tedavi edilerek hastaya yaşamında yapabileceği değişiklikler ile ilgili tavsiyelerde bulunur. Sigara kullanımını azaltmak, stresi minimuma indirmek ve belli aralıklarla egzersiz yapmak sayılabilir.

Bacakta Yaralar Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Bacakta yaralar kapansa da, tedavi edilmediği taktirde tekrar açılma riski vardır. Kapanmayacak hale gelen yaralar, yaygın enfeksiyonlar ile lenfatik drenajın bozulmasına neden olur. Enfeksiyonlar derinleşip kemik rahatsızlıkları ve akıntıları meydana getirir. Bu durum, fiziksel rahatlıklara yol açarak yaşam kalitesini etkiler. Aynı zamanda, ağrılar ilaçla geçmeyerek dayanılmaz hale gelir. Hastanın günlük yaşamı yara alır.

Kapat
Add to cart
Görüşmeyi Başlat
Canlı Destek
Canlı Destek - Evde Sağlık
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?