papatyacayifaydalarinelerdir
CategoriesGenel

Papatya çayının faydaları nelerdir?

PAPATYA ÇAYI

İlkbahar ve sonbahar aylarında çiçek açan papatyalar geniş bir bitki ailesine aittir. Papatya sağlık için birçok faydası bulunan bir bitkidir. Bu güzel kokulu bitkinin çiçekleri ve yağı gıda, ilaç ve kozmetik sektöründe kullanılmaktadır. Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Nida Yıldız, papatya çayının faydaları hakkında bilgi verdi.

Papatya çayının faydaları nelerdir?

Papatya; birçok mineral ve antioksidan içermektedir. Papatya ayrıca flavonoidler gibi birçok biyoaktif bileşen içermektedir. Bu biyoaktif bileşenler papatyaya etkili bir sakinleştirici ve yatıştırıcı özellik vermektedir. Papatya çiçeklerinin demlenmesiyle yapılan papatya çayının sağlığa birçok faydası bulunmaktadır.

Papatya çayı uyku bozukluklarına iyi gelir ve uyku kalitesini iyileştirir. Papatya çayının ayrıca antimikrobiyal, antiseptik, antibakteriyel, antienflamatuar, gaz, spazm giderici ve iyileştirici özellikleri bulunmaktadır. Mide rahatsızlıkları, ishal, şişkinlik, gaz ve adet sancılarına iyi gelir. Papatya çayı üst solunum yolları enfeksiyonlarına karşı koruma sağlar. Boğaz ağrısına karşı etkilidir. Öksürük yatıştırıcı etkisi bulunmaktadır.

Papatya çayının içerdiği flavonoidlerin yatıştırıcı ve sakinleştirici özelliğiyle uykusuzluğa iyi gelir ve kasları gevşemesine yardımcı olur. Papatya çayı tüketimi kalp ve damar sağlığını da destekler. LDL yani kötü kolesterolü düşürerek damar sağlığının korunmasını sağlar.

Papatya çayı nasıl yapılır?

Bir fincan papatya çayı için 150 ml suyu kaynatın ve birkaç dakika bekledikten sonra 1 yemek kaşığı kuru papatya çiçeği (3 g) ekleyip yaklaşık 3 dakika demleyin ve süzün. Papatya çayı günde 1 ile 3 bardak içilebilir. Başka baharatlarla da tatlandırılabilir. Kronik bir hastalığı olan ve sürekli ilaç kullanan hastaların papatya çayını tüketmeden önce hekimlerine danışmalarında fayda vardır.

Papatya çayı neye iyi gelir?

Papatya çayının sakinleştirici etkisi vardır. Aynı zamanda papatya çayı; baş ağrısı, stres, kaygı, kas gerginliği, sinirlilik, yorgunluk ve adet sancılarına iyi gelir. Papatya anti-inflamatuar ve antibakteriyel özellikleri sayesinde boğaz ağrılarını yatıştırabilir.

Papatya çayı uykuya iyi gelir mi?

Papatyanın içeriğindeki apigenin adlı antioksidan beyindeki uykuyu arttıran ve uykusuzluğa iyi gelen reseptörlere bağlanarak uykuya dalmayı kolaylaştırmakta ve uyku kalitesini iyileştirmektedir. Uykusuzluk problemi yaşayanlar için etkili bir bitki çayı seçeneğidir.

Papatya çayının zararları var mıdır?

Yan etkileri neredeyse olmayan papatyayı çay formunda çocuklar dahil olmak üzere her yaş grubu tüketebilir. Hamile ve emziren kadınların papatya çayını uzman bir hekime danışarak kontrollü tüketmesinde fayda vardır. Papatyaya alerjisi olanların ise papatya çayı tüketmeleri önerilmemektedir. Ayrıca ilaçlarla etkileşime girebileceği için kronik hastalığı olup, düzenli ilaç kullananların papatya çayı tüketmeden önce hekimlerine danışmalarında fayda vardır.

Papatya çayı erkeklere zararlı mıdır?

Papatya çayının erkekler için zararlı olduğuna dair bilimsel bir veri yoktur.

Papatya çayı adet söktürür mü?

Papatya çayı kas gerginliği ve adet sancılarına iyi gelir. Adet söktürücü ve krampları azaltıcı etkisi ile bilinir.

Memorial Evde Sağlık hizmetlerinden vitamin ve destekleyici ürünler konusunda bilgi almak istiyorsanız linki tıklayabilir, size en uygun ürünleri satın alabilirsiniz. https://evdesaglik.memorial.com.tr/urun-ve-hizmetler/vitamin-ve-destekleyici-urunler-c/bitkisel-urunler-c2/

İnfluenza
CategoriesGenel

İnfluenza Testi Nedir? Kimlere Uygulanır?

İnfluenza virüsleri, insanlarda ve hayvanlarda bulaşıcı hastalıklara neden olabilen, sebep olduğu grip hastalığı ile hem mevsimsel salgınlara hem de pandemilere yol açabilen önemli bir solunum yolu enfeksiyonudur. Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. İsmail Önder Uysal, influenza hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

İnfluenza (grip) nedir?

İnfluenza mevsimsel bir hastalıktır,  her yıl influenzaya sebep olan influenza A ve B türlerinde meydana gelen yapısal değişikliklerden dolayı,  her yıl insan vücudu yeni bir virüsle karşılaşıyormuş gibi tekrar gribe yakalanabilir.

Kaç tip influenza vardır?

İnfluenza virüslerinin A,B ve C olmak üzere üç farklı tipi bulunmaktadır. İnfluenza A insanların yanı sıra kuş, domuz, at ve deniz memelileri gibi hayvanlarda görülür. Sebep olduğu gribal enfeksiyonlar diğer tiplerin sebep olduğu enfeksiyonlara göre daha ağır seyredebilir, aynı zamanda mevsimsel salgınlara ve küresel çapta pandemilere neden olabilir.  İnfluenza B ise sadece insanlarda görülür, İnfluenza A’ ya göre daha hafif seyreder ve mevsimsel salgınlara sebep olur.

İnfluenza nasıl bulaşır?

İnfluenza, enfekte olan kişilerin solunum yolu salgılarıyla yani damlacık yolu ile bulaşır. Hastaların hapşırma, öksürme, hatta konuşması sırasında saçılan damlacıklarda bulunan virüslerin diğer kişilerin solunum yollarına tutunması ile bulaşmaya neden olur.

Bu virüsler özellikle düşük ısı ve nemde yaşamlarını sürdürebildiklerinden dolayı daha çok Aralık ve Nisan ayları arasında enfeksiyonlar görülmektedir.

Enfeksiyonun yayılımından sorumlu damlacıklar havada birkaç saat kalabilir. Bundan dolayı özellikle okul, yurt, iş yeri gibi kapalı alanlarda ve toplu taşımalarda gribin yayılımı daha kolay olmaktadır. Hasta kişilerin virüsü kapı kolu, telefon, klavye gibi yerlere bulaştırması veya tokalaşma ile buradan insanların virüsü alarak elini ağzına, gözüne, burnuna temas etmesi sonucu virüs kolaylıkla yayılabilmektedir.

İnfluenza belirtileri nelerdir?

İnfluenzanın sebep olduğu mevsimsel grip üst solunum yolu enfeksiyonu (ÜSYE) şeklinde başlar.

  1. 1-4 günlük kuluçka döneminden sonra diğer belirtilerle aynı anda başlayan yüksek ateş (38-41°C)
  2. Üşüme
  3. Titreme
  4. Baş ağrısı
  5. Kas-eklem ağrıları
  6. Halsizlik
  7. Yorgunluk
  8. Boğaz ağrısı
  9. Kuru öksürük
  10. Burun akıntısı

Çoğu kişi herhangi bir tıbbi tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden 1 hafta içinde iyileşir. Ancak 2 yaşın altındaki bebeklerde ve 65 yaşın üzerinde kronik kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, diyabet veya bağışıklık yetmezliği olanlarda enfeksiyon akciğerlere inebilir ve bronşit, zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarına dönebilir. Bu gibi durumlarda bulaşıcılık daha ağır seyredebilir ve hatta yaşamı tehdit edebilir.

İnfluenza ve nezle arasındaki farklar nelerdir?

Grip (influenza) ve nezle birbiri ile sık karıştırılan iki hastalıktır. Her iki hastalık farklı virüslerle meydana gelmektedir. Nezleye sebep olan birçok farklı virüs bulunmaktadır. Bu yüzden bir kişi yılda birkaç kere nezleye yakalanabilmektedir. Nezlede sadece üst solunum yolları etkilenirken, gripte hem üst solunum yolları hem de akciğerler etkilenebilmektedir. Ayrıca grip nezleye göre bazen çok daha şiddetli seyretmektedir. Aralarındaki en büyük fark influenzada ateşin daha sık, nezlede ise daha seyrek görülmesidir. Ayrıca influenzada genellikle baş ağrısı, halsizlik yorgunluk, kuru öksürük görülürken nezlede ise burun tıkanıklığı ve hapşırığa daha sık rastlanmaktadır.

İnfluenza tanısı nasıl konur?

İnfluenzanın kesin tanısı mikrobiyolojik inceleme ile konmaktadır. Özellikle PCR testleri influenzada en sık kullanılan testlerdir. Bu testler ile influenzanın alt tipleri kolayca belirlenebilmektedir. Ancak influenza düşünülen her hastada bu testlerin yapılması gerekli değildir. Özellikle mevsimsel influenza sezonu başlamış ise hastalarda tanı klinik belirtiler ile de konulabilir. Enfeksiyon şiddetli seyrediyorsa,  hastaneye yatırılması gereken bir hastada test sonuçları tedaviyi etkileyeceğinden mikrobiyolojik incelemeler yapılmalıdır.

İnfluenza tedavisi nasıl yapılır?

İnfluenza viral bir infeksiyon olduğu için, antibiyotiklerin virüse herhangi bir etkisi olmaz. Gereksiz yere antibiyotiklerin gripte kullanılması sadece bakterilerde direnç gelişmesine ve bakteriyel enfeksiyonlarda tedavinin gecikmesine neden olur. Antibiyotikler sadece, griple beraber başka enfeksiyonlar (zatüre, bronşit, sinüzit) gelişirse doktor önerisi ile kullanılmalıdır.

Tedavinin en önemli kısmı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir. Bunun için yapılması gerekenler şunlardır;

  • İstirahat etmek
  • Bol sıvı tüketmek (su, evde hazırlanmış doğal meyve suları, çorbalar, bitki çayları)
  • C ve D vitamini takviyesi yapmak
  • Ateş yüksek ise ateş düşürücü kullanmak

İnfluenza tedavisinde çeşitli antiviral ilaçlar da bulunmaktadır. Bunlar kişilerin yaş grubuna, kronik bir hastalığı bulunup bulunmamasına, enfeksiyonun şiddetine göre doktor önerisi ile kullanılmalıdır.

İnfluenzadan korunmak için neler yapılmalıdır?

İnfluenza el teması ile sıklıkla bulaştığından ellerin sık yıkanması ya da el dezenfektanı kullanılması önemlidir. Hasta kişilerle mümkün olduğu kadar el sıkışmamak gerekir. Ayrıca burun akıntısının çok yoğun olduğu dönemde hasta, kalabalık yerlerden uzak kalmalı veya maske takmalıdır. Bunun yanı sıra hasta, hapşırma sırasında mutlaka ağzını ve burnunu kapatarak virüs saçılmasını engellemelidir. Hastanın havlu, bardak gibi kişisel malzemeleri ortak kullanılmamalıdır. Yine kış aylarında kapalı ortamlarda uzun süre kalınmaması da korunmada yararlı olmaktadır. Ayrıca önemli bir korunma yolu aşılanmaktır.

İnluenza/grip aşısı nedir?

İnfluenza belirli yaş gruplarında ve kronik hastalığı olanlarda zatürre gibi daha şiddetli sağlık problemlerine yol açabilir. Ayrıca her yıl grip, okula ve işe devamsızlığa, ciddi bir iş gücü kaybına sebep olmaktadır. Bu yüzden grip Dünya Sağlık Örgütü’nün en çok üzerinde durduğu hastalıklardan biridir. Bu yüzden influenza aşısı DSÖ tarafından tavsiye edilmektedir.

İnfluenza virüslerinin farklı alt tiplerinin olması ve bu alt tiplerde virüsün yapısının sürekli değişime uğraması nedeni ile bağışıklık sistemi her yıl farklı virüslerle karşılaşmaktadır. Bu yüzden geliştirilen bağışık yanıt farklı bir influenza virüsü ile karşılaşınca etkili olamamaktadır. Her yıl aşı olmanın başlıca sebebi budur.

Dünya Sağlık Örgütü yürüttüğü çalışmalar ile her yıl toplumda en sık görülen İnfluenza A ve İnfluenza B tiplerinden en çok enfeksiyona sebep olanları tavsiye eder ve bunlar sonraki yıl aşı olarak hazırlanır. Ancak influenza virüsü sürekli yapısını değiştirdiği için aşı, her zaman tam koruma sağlamasa da, güçlü bir bağışık yanıt geliştirilmesine yardımcı olur.

Kaç çeşit influenza aşısı vardır?

İki çeşit influenza aşısı bulunmaktadır. Birinci influenza aşısı etkisi zayıflatılmış, burun içine (intranazal) uygulanan canlı aşı, diğeri de inaktif aşıdır. Bu influenza aşılarının koruyuculuğu yapıldıktan 2 hafta sonra başlayacağı için, mevsimsel grip sezonunun başında Ekim ve Kasım aylarında yapılması önerilmektedir. Aşının koruyucu etkisi 6-8 ay sürmektedir.

İnfluenza aşısı kimlere yapılmalıdır?

  • 50 yaş ve üzeri kişiler
  • 6 ay-59 ay arası sağlıklı tüm çocuklar
  • Gebeler (gebeliğin ilk 3 ayı hariç)
  • Kronik bir hastalığı olanlar (kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, diyabet, böbrek yetmezliği, hemoglobinopati ve immün yetmezliği olanlar)
  • Yüksek risk grubundaki kişilerle aynı evde yaşayanlar ve onların bakımından sorumlu kişiler

 

Siz de mevsim geçişlerinde ateş, boğaz ağrısı, boğazda gıcıklanma, kuru öksürük, kas ve eklem ağrıları, iştahsızlık, karın ağrısı ve ishal gibi belirtiler yaşıyorsanız Memorial Evde Sağlık COVID / Grip Antijen Testi paketini satın alarak testinizi evinizin konforunda yaptırabilirsiniz.

https://evdesaglik.memorial.com.tr/p/covid-grip-antijen-paketi/

yogurdunfaydalari
CategoriesGenel

Yoğurdun faydaları nelerdir?

Türk mutfağında çok önemli bir yeri bulunan yoğurdu birçok kişi severek tüketmektedir. Aynı zamanda zengin mineral ve vitamin içeriği olan yoğurdun sağlığa çok sayıda faydası bulunmaktadır. Memorial Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Nihan Yakut, yoğurdun faydaları hakkında bilgi verdi.

Yoğurt nasıl oluşur?

Yoğurt kelimesinin, koyulaştırmak, pıhtılaştırmak veya kıvrılmak anlamına gelen Türkçe “yoğurmak” kelimesinden geldiği düşünülmektedir. Tarihsel kayıtlar, hayvan derilerinden yapılmış keselerde süt taşıyan göçebe çobanları anlatır. Vücuda yakın taşınan keselerde doğal olarak bulunan enzimler, sütü fermente etmek için yeterli vücut ısısı üreterek, sütten daha uzun süre dayanan yenilebilir bir gıda üretmiş ve böylece yoğurt yaygınlaşmaya başlamıştır.

Yoğurt, ısıtılmış süt bakterilerle, özellikle Lactobacillus bulgaricus ve Streptococcus thermophilus ile birleştirildiğinde yapılır ve birkaç saat ılık bir sıcaklıkta (43-45°C) bekletilir. Ek laktobasil ve bifidobakteri türleri eklenebilir. Bakteriler, sütteki laktoz adı verilen şekeri sütü koyulaştıran ve kendine özgü ekşi aromasını geliştiren laktik aside dönüştürür.

Yoğurt ve sağlığa yapılan atıflar, Hint Ayurvedik tıbbi metinlerinde görüldüğü gibi, MÖ 6000 yılına kadar uzanmaktadır. 1900’lerde Bulgar mikrobiyolog Stamen Grigorov, yoğurdun fermantasyonuna neden olan ve insan bağırsağında doğal olarak bulunmayan bir basil bakteri türü olan Lactobacillus bulgaricus bacillus’u keşfetmştir. Ayrıca laktik asidin sağlık üzerindeki spesifik etkilerini araştırmıştır.

Laktoz intoleransı olan kişiler yoğurt yiyebilir mi?

Süt ürünlerine tahammül edemeyen laktoz intoleransı olan kişiler, düşük laktoz konsantrasyonu nedeniyle biraz yoğurt yiyebilirler. Bakteriler tarafından fermantasyon, laktozu laktik aside parçalar. Diğer bir seçenek ise laktozsuz yoğurtlar olabilir.

Yoğurdun besleyiciliği nedir? Yoğurt vücudu temizler mi?

Yoğurt, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu hemen hemen her besinden bazılarını içerir.

Sağlıklı dişler ve kemikler için gerekli bir mineral olan çok fazla kalsiyum içerdiği bilinmektedir. Sadece bir kâse günlük kalsiyum ihtiyacınızın %49’unu karşılar.

Ayrıca kalp hastalığı ve belirli nöral tüp defekti gibi doğum kusurlarına karşı koruma sağlayabilen B vitaminleri, özellikle B12 vitamini ve riboflavin bakımından yüksektir.

Bir kâse ayrıca günlük fosforun %28’ini, magnezyumun %10’unu ve potasyumun %12’sini sağlar. Bu mineraller, kan basıncının düzenlenmesi, metabolizma ve kemik sağlığı gibi çeşitli biyolojik süreçler için gereklidir.

Proteinin, enerji harcamanızı veya gün boyunca yaktığınız kalori sayısını artırarak metabolizmayı desteklediği gösterilmiştir.

Tokluk sinyali veren hormonların üretimini arttırdığından, iştahın düzenlenmesi için yeterli protein almak da önemlidir. Genel olarak tükettiğiniz kalori miktarını azaltmaya yardımcı olabilir, bu da kilo yönetimi için faydalıdır.

Yoğurdun sindirime faydaları nelerdir?

Bazı yoğurt türleri, başlangıç kültürünün bir parçası olan veya pastörizasyondan sonra eklenen canlı bakteri veya probiyotikler içerir. Bunlar tüketildiğinde sindirim sağlığına fayda sağlayabilir

Birçok yoğurt, içerdikleri faydalı bakterileri öldüren bir ısıl işlem olan pastörizasyona tabi tutulmaktadır. “Canlı, aktif kültürler” olarak etiketlenen bazı yoğurt çeşitleri bile sıklıkla probiyotik mikroorganizma kaybına uğrayabilmektedir.

Bifidobacteria ve Lactobacillus gibi yoğurtlarda bulunan bazı probiyotik türlerinin kolonu etkileyen yaygın bir hastalık olan irritabl bağırsak sendromunun (IBS) rahatsız edici semptomlarını azalttığı bilinmektedir.

Yoğurdun bağışıklık sistemine etkileri nelerdir?

Yoğurt tüketmek – özellikle probiyotik içeriyorsa – düzenli olarak bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir ve hastalığa neden olan ajanlara yakalanma olasılığınızı azaltabilir.

Probiyotiklerin, viral enfeksiyonlardan bağırsak rahatsızlıklarına kadar çeşitli sağlık koşullarıyla bağlantılı olan iltihabı potansiyel olarak azalttığı bilinmektedir.

Ayrıca, yoğurdun bağışıklık arttırıcı özellikleri kısmen, bağışıklık sistemi sağlığında oynadıkları rol ile bilinen eser mineraller olan magnezyum, selenyum ve çinkodan kaynaklanmaktadır.

Yoğurdun kilo alımı üzerine etkileri nelerdir?

Kilo problemi yaşayanlar için tüketim sonucunda, peptid YY ve GLP-1 gibi iştah azaltıcı hormonların seviyelerini artırmak için kalsiyum ile birlikte çalışan protein oranı yüksektir.

Ayrıca, birkaç çalışma yoğurt tüketiminin daha düşük vücut ağırlığı, vücut yağ yüzdesi ve bel çevresi ile ilişkili olduğunu bildirmiştir.

Yoğurt, protein açısından yüksektir, bu çok doyurucudur ve genel olarak diyetinizi iyileştirebilir. Bu yönlerin her ikisi de kilo yönetimine yardımcı olur.

Manda yoğurdunun faydaları nelerdir?

İçerdiği protein sayesinde kırmızı et tüketemeyenler için iyi bir alternatiftir. Probiyotik ve kalsiyum bakımından zengin olan manda yoğurdu faydaları şöyle sıralanmaktadır: protein ve kalsiyum bakımından zengindir. Laktoz oranı düşüktür. Besleyici ve doyurucudur. Doğal antibiyotiktir. Vücuda enerji verir. Sindirim sistemini düzenler. Kanser hastalıklarına yakalanma riskini düşürür. Kalp sağlığı korur ve göz sağlığı için faydalıdır

Yoğurdun cilde faydaları nelerdir? Yoğurdun yüze faydaları nelerdir?

Yoğurt suyu cilde aydınlık bir görünüm verir. Yoğurt suyu cilde aydınlık bir görünüm verir. Cildi beyazlatır. Ciltteki kahverengi lekelerden kurtulmanızı sağlar. Cilt yaralarını iyileştirir. Ciltteki fazla yağı alır ve nem dengesini korur.

Ev yoğurdunun faydaları nelerdir?

Katkı maddesiz ev yapımı doğal yoğurtlar, yüksek miktarda probiyotik içermektedir. Bağırsak dostu bu bakteriler, bağırsak duvarında bulunan ve besin emilimini sağlayan villusların yapısını koruyarak, bağırsak hareketlerini düzenlemektedir. Bu sayede kabızlık, ishal, hazımsızlık gibi sıkıntıların da önüne geçmektedir.

Yoğurdun saça faydaları nelerdir?

Yoğurt yüksek protein içeriği ile saçlar için oldukça faydalı bir maddedir. Saç sağlığını korur, saçların uzamasını kolaylaştırır, kırılmaları önler ve saç foliküllerini güçlendirmektedir.

Koyun sütü ve yoğurdu faydaları nelerdir?

Protein içeriği söz konusu olduğunda, insan dışı süt türleri mükemmel kaynaklardır, ancak koyun sütü en iyisi olarak kabul edilir. 100 gram sütte 5.4 gram protein bulunan koyun sütü, inek sütünden (3.2 gram), keçi sütünden (3.1 gram) ve manda sütünden (4.5 gram) daha iyidir. Tam proteinler vücuttaki dokuların, hücrelerin ve kemik maddesinin üretimi için gerekli olduğundan, bu onu büyüme ve gelişme için son derece önemli kılar. Ayrıca protein, sizi aktif tutan ve normal şekilde çalışmaya devam etmenizi sağlayan, kullanılabilir, kolay erişilebilir harika bir enerji şeklidir.

Bu süt türü aynı zamanda özellikle E vitamini aktivitesi yoluyla cildin sağlığını ve görünümünü iyileştirmek için çok iyidir.

Koyun sütü, kadın üreme sağlığı ve genel metabolizmamız için son derece önemli olan yüksek düzeyde folat da dahil olmak üzere bir dizi farklı B vitamini içerir. Folat eksikliği, bebeğinizin yaşam kalitesini kalıcı olarak etkileyebilecek nöral tüp defektleri ile yakından ilişkilidir.

Koyun sütünün yağ oranı oldukça yüksektir, bu nedenle şu anda obezite veya kilo ile ilgili diğer rahatsızlıklardan muzdaripseniz, onu besin kaynağı olarak kullanmak en akıllıca seçim olmayabilir. İnek sütüne alternatif olan bu alternatifte daha yüksek kalori seviyesi, alımınızın bilincinde değilseniz kilo vermeyi daha da zorlaştırabilir. Kişisel diyetiniz için koyun sütüne geçmenin en iyi seçim olduğundan emin olmak için beslenme uzmanına danışmalısınız.

Gece yoğurt yemek faydalı mıdır?

Yoğurtta uykuya yardımcı olan ve insanı rahatlatan kimyasallar olan serotonin ve melatonin üretimine fayda sağlayan bir amino asit olan triptofan bulunmaktadır. Yoğurt, gece boyunca rahat uyumanıza yardımcı olmak için beyin üzerinde sakinleştirici etkisi olan bu kimyasalların üretimine katkıda bulunur.

Sağlıklı beslenmenin genel sağlığın önemli bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Siz de sağlığınızdan emin olmak için linke tıklayarak size özel sağlıklı yaşam testlerini evinizin konforunda yaptırabilirsiniz.

https://evdesaglik.memorial.com.tr/urun-ve-hizmetler/laboratuvar-paketleri-c/saglikli-yasam-c16/

Kapat
Add to cart
Görüşmeyi Başlat
Canlı Destek
Canlı Destek - Evde Sağlık
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?