protein tozu
CategoriesGenel

Protein Tozu Nasıl ve Ne Zaman Kullanılmalı?

Protein tozu kullanımının genel amacı vücut ve kas gelişimi desteklemektir. Daha çok sporcuların tercih ettiği protein tozları, günlük protein ihtiyacını karşılamak için kullanılan ek bir besin takviyesidir. Kullanımı son derece basit bir olan protein tozları su ile ya da farklı bir içecekle karıştırılarak tüketilebilir. Whey proteini, kazein proteini, soya proteini, yumurta proteini, et proteini, hidrolize protein ve süt proteini olmak üzere 7 farklı çeşitten oluşan Protein tozları, özellikle sporcularda kas yıkımını önleyerek yeni kas oluşumunu sağlar. Bununla birlikte, spor ve doğru beslenmeyle birlikte yağ yakımı sağlayarak kilo vermeye de yardımcı olur.

Protein Tozu Nasıl Kullanılır?

Protein tozu kullanımı için herkes tarafından uyulması gereken belirli bir birim yoktur. Spor yapan kişinin vücut ağırlığının günlük protein ihtiyacına göre belirlenir. Yerinde protein tozu tüketimi için mutlaka alınan ürünün üzerinde yer alan kullanma talimatlarını incelemek gerekir.

Ürünün kullanım şekline göre tüketilen protein tozunun verimi daha iyi olabilir. Eksik alınan protein tozu yetersiz kalabilir, fazla alınan protein tozu ise ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Eğer spor yaparken bu tarz bir problem yaşarsanız evde sağlık uygulamalarını değerlendirebilirsiniz.

Spor sonrası vücut ve kasların yorulmasıyla birlikte proteine ihtiyaç duyulur. Bu nedenle spor sonrasında protein tozu tüketmek, yıkılan vücut ve kasları tekrar onararak desteklenmesini sağlar. Spor öncesinde ise vücut karbonhidrata ihtiyaç duyar. Bu yüzden protein tozu için en uygun zaman spor sonrası ilk 30 dakikadır.

Bayanlarda protein tozu kullanımında, öncelikle ne için kullanmak istenildiğine bakılmalıdır. Bu amaç spor yapmak ya da diyet yapmak gibi seçenekler olabilir. Eğer bu ürünleri kilo vermek için kullanmak istiyorsanız protein tozu için göz atmanız gereken seçenekler şu şekilde listelenebilir:

  • Brokoli
  • Yağsız et türleri
  • Tatlı patates ve beyaz patates
  • Az yağlı süt ürünleri
  • Havuç
  • Enginar
  • Yeşil Fasulye
  • Bezelye gibi bakliyatlar
  • Tahıllar

Protein Tozunun Kullanım Miktarı Nasıl Belirlenir?

Günlük protein tozu kullanımı, vücut ağırlığına göre belirlenir. Bu oran, yaklaşık olarak 1 gramdır. Ancak kiloya göre protein tozu kullanımı ile birlikte mutlaka satın alınan ürünün kullanma talimatlarına bakarak tüketmek büyük bir önem taşır. Bu durum ayrıca protein tozunun işlevselliği açısından da büyük rol oynar.

Protein Tozu Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Protein tozu kullanırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunların en önemlisi kaliteli ve doğru bir protein tozu seçmektir. İçeriği belli olmayan protein tozları ciddi problemlere neden olabilir. Bununla birlikte fazla protein tozu kullanımı birtakım problemlere yol açabilir. Bu yüzden protein tozunu, tavsiye edilen miktarda ve uygun şekilde kullanmak önemlidir.

Protein tozu, hayvansal ve bitkisel olmak üzere iki tipten oluşur. Vegan beslenme şeklini benimseyenler bitkisel içerikli protein tozunu kullanmayı tercih edebilir. Dolayısıyla et ürünleri tüketmeyenlerin, protein tozu alırken buna dikkat etmeleri gerekir.

Tüm bunların yanı sıra karbonhidrat ve protein tozu birlikte kullanımına da dikkat etmeniz gerekir. Karbonhidrat ve protein tozu birlikte kullanımı genellikle çok tavsiye edilmez. Bunun nedeni ise karbonhidrat tozunun da protein içermesidir. Hem karbonhidrat hem de protein tozunun birlikte kullanılması fazla protein alımına yol açar. Bu da birtakım problemlerin oluşmasına yol açabildir.

Protein tozu için içeriklerine bakarak kendinize uygun olup olmadığını belirlemek önemlidir. Bunun nedenlerinden biri alerji durumudur. Protein tozunun içerisinde bulunan besin katkılarından birine kişinin alerjisi varsa bu durum ciddi bir soruna neden olabilir. Örneğin süte alerjisi olan kişilerde problem yaratabilir. Bazı kişilerde de süt gaz ve şişkinliğe yol açabilir. Dolayısıyla, protein tozu seçerken mutlaka içeriğini kontrol ederek almak gerekir.

Protein Tozu Hakkında Sık Sorulan Sorular

Protein tozu evde nasıl saklanmalı?

Protein tozunu uygun koşullarda saklamak, ürünün tazeliği ve işe yaraması için önemlidir. Bu yüzden protein tozu, ışıktan uzak, serin ve kuru bir yerde saklamak gerekir. Aksi taktirde nemli bir yerde saklanan protein tozu bozulabilir ya da bakteri ve küf oluşumuna neden olabilir. Dolayısıyla protein tozları mutlaka uygun koşullarda saklanmalıdır. Aksi takdirde bilinçsizce bozuk bir protein tozu içmek sağlık açısından sorunlar yaratabilir.

Protein tozu günde kaç kere alınmalı?

Protein tozu günlük kullanımı genelde spor sonrası olabilir. Bunun nedeni ise spor sonrasında vücut ve kasların yorgun düşmesidir. Yorgun düşen vücut ve kasların onarılması için de protein tozunun spor sonrası alınması daha uygundur. Ancak protein tozu sabah kullanımı da uyurken yorgun düşen bedeni aktifleştirmeye yardımcı olur.

Bununla birlikte gün içerisinde bazı aralıklarla da almak mümkündür. Ancak mutlaka protein tozunun üzerinde yazan kullanma talimatları okunmalı ve bunlara uyarak protein tozu içmek gerekir. Eğer aktif spor yapıyorsanız protein tozu tüketimi konusunda bir sağlık ya da spor danışmanından destek almanız da gerekebilir.

Fazla protein tozu tüketiminin zararı nedir?

Protein tozu, günümüzde oldukça sık kullanılan bir besin takviyesidir. Ancak her şeyde olduğu gibi protein tozunun da fazla tüketilmesi de sağlık açısından zararlı olabilir. Bu durum kişinin bünyesine göre de değişiklik gösterir. Protein tozlarının genellikle böbreklere zarar verdiği söylenir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalara göre bu iddianın doğru olmadığı kanıtlanmıştır. Buna karşın yine de özellikle böbrek problemi olan hastaların günlük protein tozu kullanımında son derece dikkatli olmaları tavsiye edilir.

Protein tozu nasıl içilmeli?

Protein tozunu, su, süt ya da çeşitli milkshake ve smoothie gibi içeceklere karıştırarak tüketmek mümkündür. Bununla birlikte günün farklı saatlerinde de sevilen yiyecek ya da yemeklerle de tüketilebilir. Sabah kalkar kalkmaz protein tozu kullanımı ise, uyku sırasında besinsiz kalan vücudu tekrar aktif ederek dengesini sağlar. Böylece vücut ve kaslar beslenerek daha güçlü hale gelir.

evde migren tedavisi
CategoriesGenel

Evde Migren Ağrısı Nasıl Geçer? Migren Ağrısına Ne İyi Gelir?

Evde migren tedavisi, bitkisel çözümler ve bazı dinlendirici egzersizler ile gerçekleştirilebilir. Stresten uzak durmak, bol bol dinlenmek, su içmek ve nefes terapisi gibi öneriler ile ağrınızı hafifletebilirsiniz. Ağırlıklı olarak kadınlarda görülen migren ağrıları, yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürür. Zonklama şeklinde ağrılar, ışığa ve sese duyarlı olmak, yorgunluk, mide bulantısı gibi rahatsızlıklar, migrenin atak dönemlerinde sıklıkla görülür. Çevresel ve genetik faktörlerin sebep olduğu bu durumun etkisi, evde uygulanan bazı teknikler ile azaltılabilir. Başa çıkması zor olan migren, kronik bir nörolojik hastalıktır.

Migren Ağrısına Ne İyi Gelir?

Evde migren tedavisi, kişilerin ağrılarını hafifletmeyi ve yaşamını düzeltmeyi hedefler. Tek taraflı başlayan ağrılar atımlı olarak devam eder. Bireyler belirli adımlara dikkat ederek atakları azaltabilir. Evde migren tedavisi, doğal ve alternatif yöntemler ile uygulanarak semptomları yönetilebilir. Evde sağlık hizmetleri ile atak dönemlerinin etkisi büyük oranda azaltılıp kişinin yaşamının iyileştirilmesi hedeflenir. Migren ağrısına iyi gelen bazı öneriler içerisinde;

  • Karanlık bir odada dinlenmek ve uyumak,
  • Alın ve şakaklara soğuk kompres uygulamak,
  • Derin nefes alma, meditasyon ve yoga gibi sakinleştirici teknikler,
  • Kafein tüketimine dikkat etmek,
  • Bol su içmek,
  • Dik durmak,
  • Temiz hava almak,
  • Stresli zamanları doğru bir şekilde yönetmek,
  • Şakaklara masaj yapmak,
  • Muz yemek,
  • Zencefil ve zerdeçal tüketmek,
  • Bulunduğunuz odanın ışığını değiştirmek,
  • Lavanta yağı ile buhar banyosu yapmak,
  • Nane yağı koklamak,
  • Beslenme alışkanlıklarınıza dikkat etmek,
  • Düzenli olarak bir miktar bitter çikolata tüketmek,
  • Chia tohumunu kaynar suya atıp içmek,
  • Eliminasyon diyetleri yer alır.

Evde migren tedavisi, bitkisel ve doğal içecekler tüketerek ya da düzenli egzersiz yaparak gerçekleştirilebilir. Atak dönemlerinde, ağrının başladığını hissettiğiniz zaman önlem alabilir, yarattığı etkileri azaltabilirsiniz. Migren evde uygulanabilen birçok yöntem ile hafifletilebilir.

Fiziksel ve ruhsal olarak gevşeyerek strese bağlı ağrı oranını düşürebilirsiniz. Bu durumda, hayatınıza dinç ve sağlıklı bir şekilde devam ederek rahatsızlığın yarattığı etkileri önemli ölçüde indirebilirsiniz.

Evde Migren Ağrısı Nasıl Geçer?

Evde migren tedavisi, istirahat başta olmak üzere su tüketimi, masaj ve sakinleştirici teknikler ile büyük oranda başarılabilir. Alın ve şakaklara yapılan soğuk ve sıcak kompres uygulaması, beyin damarlarının daralmasını ya da gevşemesini sağlar. Derin nefes egzersizleri ve düzenli terapiler ile stresi azaltır. Düzenli ve sağlıklı beslenip bazı gıdalardan uzak durmak da etkili olur. Yaşam alanlarınıza sık sık oksijen girişi sağlayarak iyi hissetmenizi sağlar.

Aynı zamanda, ekran süresini azaltmak ve telefonla hoparlör aracılığıyla konuşmak, ataklarınızın süresini ve şiddetini düşürür. İşlerinizi sırayla tamamlamak, kitap okumak ve el becerisini geliştiren işlere odaklanmak da ağrıları geçiren teknikler arasında yer alır.

Evde migren tedavisi önerileri içerisinde; doktor kontrolünde magnezyum, çinko ve kalsiyum gibi gıda takviyeleri almak da bulunur. Ağrı eşiğinizi yükselten bu destek çeşitlerinin düzenli bir şekilde kullanılması gerekir. Antioksidan içeriği yüksek besinler, sinüs basıncını hafifletip ağrıyı azaltan doğal çözüm yollarından biridir. Düzenli yürüyüş yapmak, öğün atlamamak ve loş ışıkta hafif müzikler dinlemek ağrıların şiddetlenmesini önler. Migren evde çözüm yolları üzerinde atakların sıklığı ve şiddeti ile tetikleyici faktörler belirleyici olur.

Migren Ataklarında Evde Neler Yapılmalı?

Evde migren tedavisi, tetikleyici unsurları tespit etmekle başlar. Ağrının sıklığı, süresi, şiddeti ve tetikleyicileri not ederek kendinize rehber olabilirsiniz. Bazı alkollü ve alkolsüz içecekler ile histamin, nitrat ve nitrit içeren gıdaları dikkatli bir şekilde tüketmeniz gerekir. Ana ve ara öğünlerinizi atlamayarak kan şekerinizi dengede tutabilirsiniz. Ağır parfüm, sigara ve çamaşır suyu gibi kokular, ağrıları artırabilir. Hava ve mevsim değişiklikleri, deniz seviyesinden yüksekte olmak, yanıp sönen ışıklı ve gürültülü ortamlarda bulunmak, ataklarınızı şiddetli bir hale getirebilir.

Migren ağrısına evde çözüm getirerek fiziksel ve zihinsel sağlığınızı koruyabilirsiniz. Stres, aşırı üzüntü ve baskıdan uzak bir yaşam sürüp kendinize zaman ayırarak ağrı seviyesini azaltabilirsiniz. Vücudunuzu yoran yanlış ve yoğun yapılan hareketler baş ağrılarınızın artmasına neden olabilir. Masaj, yoga ve meditasyon gibi aktiviteler ile kaslarınızı gevşeterek serotonin salgılamasını sağlayarak stresle başa çıkabilir ve dolaşım sisteminizi düzenleyebilirsiniz. Her gün aynı saatte uyuyup uyanmak, düzensizliğin önüne geçip ataklarınızı azaltır. Baş, şakak ve ense gibi bölümlerde oluşan şiddetli ağrılar, hareketlerinizi kısıtlayıp yaşam kalitenizi bozar.

Evde Migren Ağrısı Tedavisi Hakkında Sık Sorulan Sorular

Parfüm migreni tetikler mi?

Evde migren tedavisi, parlak ışıklı ve gürültülü ortamlar ile kokulardan uzak durarak gerçekleştirilebilir. Bazı kokular, ağrıların şiddetlenmesine neden olabilir.

Migren atağı kaç gün sürer?

Migren ataklarının süresi, bireylerin ataklarına ve çevresel faktörlere göre değişebilir. Ortalama 4 ile 72 saat arasında sürebildiği gibi birkaç gün de devam edebilir.

İlaç kullanmadan migren ağrısı geçer mi?

Ağrının başında doğal ve bitkiler yollara başvurarak geçmesini sağlayabilirsiniz. Gıda takviyeleri, egzersiz ve bazı egzersizler ile ilaçsız tedavi olabilirsiniz.

Migren belirtileri nelerdir?

Evde migren tedavisi, neden olan unsurları belirleyip önlem alarak gerçekleştirilir. Migren, genetik ve çevresel faktörler ile ortaya çıkan şiddetli ağrılardır. Ağrı ile birlikte ışık ve ses hassasiyeti, bulantı ve kusma gibi belirtiler yaşamanıza neden olur. Günlük yaşamınızı olumsuz etkilediği gibi iş verimliliğinizi de düşürür. Genellikle, 4 ile 72 saat süren ataklar, günlerce de devam edebilir. Migren sahibi kişiler, evde yapılan doğal ve alternatifler ile rahatsızlığın etkilerini azaltabilir.

Migren evde geçer mi?

Migren tedavisi evde uygulanan teknikler sayesinde minimum seviyeye düşürülebilir. Düzenli su tüketimi, sağlıklı beslenme, uyku ve egzersizler faydalı olur. Aynı zamanda, gıda takviyeleri ve bitki çayları ile ağrı eşiği yükseltilebilir ya da kaslar gevşetilebilir. Migren evde tedavi seçeneklerini uygulayarak kaliteli bir yaşam sürebilirsiniz.

saç derisi kaşıntısı
CategoriesGenel

Saç Derisi Kaşıntısı Neden Olur? Evde Nasıl Geçer?

Saç derisi kaşıntısı, çok sayıda kişinin karşılaştığı sorunlardan biridir. Bu sorun, kişinin günlük hayatını ya da yaşam kalitesini doğrudan etkileyebileceği gibi çeşitli tedavi yöntemleri ile geçebilir. Kullanılan tedavi yöntemleri rahatsızlığın nedenine bağlı olarak değişir. Aynı zamanda evde sağlık yöntemleri de rahatsızlığın giderilmesine yardımcı olabilir.

Saç Derisi Kaşıntısı Neden Olur?

Saç derisi kaşıntısının oluşum nedeni kişiye göre farklılaşabilir. Genel olarak bakıldığında ise yanlış hijyenik tutum, deri ya da genel hastalıklar, haşere sokması, psikolojik etkenler, ilaçların yan etkisi, sigara ve alkol kullanımı ve saçların toplanma sıkılığı şeklinde sıralanabilir.

  • Yanlış Hijyenik Tutum: Saçları çok sık yıkanması ya da uzun süre yıkanmaması gibi durumlar bu sorun ile karşılaşılmasına neden olabilir. Aynı zamanda kullanılan yanlış şampuanlarda rahatsızlığın nedenleri arasındadır. Doktorunuzun önereceği saç derisi kaşıntısı için şampuan önerileri ile bu rahatsızlıktan kurtulabilirsiniz.
  • Deri Hastalıkları: Saç derisi üzerinde görülen bazı hastalıklarda bu sorun ile karşılaşılma nedenleri arasında yer alır. Çeşitli enfeksiyonlar, mantar rahatsızlıkları ve egzama türleri saç derisinde kaşıntı oluşmasına kaynaklık edebilir.
  • Genel (Dahili) Hastalıklar: Saç derisinde kaşıntı oluşmasının diğer bir nedeni ise dahili hastalıklardır. Vitamin eksikliği, hormonal bozukluklar gibi bazı sağlık sorunları rahatsızlığın oluşmasına neden olabilir.
  • Haşere Sokmaları ve Isırıkları: Sivrisinek, pire ya da örümcek gibi bazı haşereler tarafından ısırılmak yan etkilere neden olabilir. Yaygın olarak karşılaşılan yan etkilerden biri ise saç derisinde oluşan kaşıntıdır.
  • Psikolojik Sebepler: Saç derisi kaşıntısı ve dökülmesinin nedenlerinden biri de psikolojik sebeplerdir. Kaygı bozuklukları, stres ya da anksiyete benzeri rahatsızlıklar fiziksel olarak vücudu etkileyebilir. Yaşanan psikolojik etken ise saçlarda kendini gösterebilir.
  • Kullanılan İlaçların Yan Etkileri: Antibiyotik, ağrı kesici ya da sinir ilaçlara vücutta bazı değişikliklerin oluşmasına katkı sağlar. Bu değişiklikler, kişinin hayatını olumlu yönde etkiliyor olsa da saç sağlığına zarar verebilir.
  • Sigara ve Alkol Kullanımı: Saç derisi kaşıntısı ve saç dökülmesi sorunu bazı kişilerde sigara ve alkol kullanımı ile ilgilidir. Bu durum başlarda kendini gösteremese de alışkanlığın oturduğu ve ilerlediği dönemlerde karşılaşılabilir.
  • Saçların sıkı toplanması: Kafa derisi kaşıntısı ve saç dökülmesi bağlanma şekliyle de ilgilidir. Sıkı tokalar ile yapılan ve gergin toplamalar, saçlarda kaşıntı oluşmasına neden olabilir.

Saç Derisi Kaşıntısı Evde Nasıl Geçer?

Evde saç derisi kaşıntısı nasıl geçer sorusunun farklı cevapları vardır. Bu cevaplardan biri, soğuk uygulamalardır. Kaşıntı anında soğuk su ile ıslatılmış bir bez kaşıntı hissinin azaltılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda saç yıkama rutininde yapacağınız değişiklikler de sizi rahatlatabilir. Saçlarınızı çok sık ya da nadir olmayacak şekilde yıkayabilirsiniz. Yıkamada özel ve saçınızla uyumlu bir şampuan kullanmanız gerekir. Aynı zamanda saç derisi kaşıntısı maden suyu yöntemini de tercih edebilirsiniz. Saçlarınızı yıkadıktan sonra maden suyu ile saçlarınızı durulayabilirsiniz. Böylelikle maden suyunun içerisindeki mineraller ile saçınızı besleyebilir, kaşıntı sorununa çözü getirebilirsiniz.

Saç Kaşıntısına İyi Gelen Bitkisel Ürünler

Saç derisi kaşıntısını giderebilmek adına bazı bitkisel ürünler vardır. Bu ürünler şu şekilde sıralanabilir:

  • Saç kaşıntısı sorunu için elma sirkesini kullanabilirsiniz. Su ile seyrelttiğiniz elma sirkesini saçınızı durularken kullanabilirsiniz. Elma sirkesi içerisinde yer alan asetik asit sayesinde cildinizi nemlendirebilirsiniz. Bu yöntemde su seyreltme yapmaya dikkat etmeli ve yaralı olan saç derisine uygulanmamalıdır.
  • Saç derisi kaşıntısı doğal çözümlerinden biri de zeytinyağıdır. Isıtılarak ılıtılan zeytin yağı, kafa derisine uygulanır. Uygulama sırasında hafif baskı ile masaj yapabilirsiniz. Bu yöntem ile kabuklanma sorunu da çözümlenebilir.
  • Kullanılan diğer yöntem ise Hindistan cevizi yağıdır. Bu yağ, yatıştırıcı etkiye sahip olup kafa derisinin rahatlatılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda baş biti gibi farklı problemlerinde çözümlenmesine olanak tanır.

Saç Derisindeki Kabuklanmaya Ne İyi Gelir?

Saç derisi kaşıntısı ve kabuklanma sorunu için nedenin bulunması gerekir. Oluşan kabuklanma bir sağlık sorunu nedeniyle oluşuyor ise hastalığın tedavi edilmesi saç derisi kaşıntısı ve kabuklanmasının giderilmesini sağlar.

Hastalıktan kaynaklanmayan kabuklanma sorunu için ise jojoba yağı ya da Hint leylağı kullanılabilir. Jojoba yağını hafif bir masaj ile kafa derinize sürebilirsiniz. Ardından bir gece boyunca bekleyip saçınızı yıkayabilirsiniz. Hint leylağı için ise demleme yöntemi kullanılır. Hint leylağını kaynar su içerisine alınır. Demleme işlemi bittikten sonra suyun ılıması beklenir ve saça uygulanır.

Saç Derisi Kaşıntısı İçin Hangi Doktora Gidilir?

Saç derisi kaşıntısı için hangi doktora gidilir merak edilen sorulardandır. Bu sorunun cevabı ise dermatologlardır. Dermatologlar, kafa derinizde oluşan kaşıntının nedenini inceler. Deri hastalığından kaynaklanıyor ise çeşitli saç derisi kaşıntısı tedavisi ile sorunun çözümlenmesini sağlar. Aynı zamanda yanlış bakım ya da saç kullanımı gibi nedenlerden dolayı saç derisi kaşıntısı oluşuyorsa size gerekli yönlendirmeyi yapar. Genel hastalıklardan kaynaklandığı tespit edilirse tedavi süreci dahiliye bölümünde devam ettirilir. Hastaya ve rahatsızlığın nedenine özel tedavi yöntemi kullanılır.

Saç Derisi Kaşıntısı Hakkında Sık Sorulan Sorular

Saç derisindeki kaşıntı hastalık belirtisi midir?

Saç derisinde karşılaşılan kaşıntı bazı durumlarda hastalık belirtisi olabilir. Tek başına teşhis için yeterli olmayan bu belirti uzun süre devam ediyorsa doktora başvurmanız tavsiye edilir.

Saç derisindeki kaşıntıya sirke iyi gelir mi?

Saç derisi kaşıntısı için sirke kullanılan yöntemlerden biridir. Bu yöntemi kullanırken saç derinizde yara olmadığından emin olmalısınız. Aynı zamanda sirkeyi doğrudan uygulamamalı su ile seyrelterek kullanmalısınız.

Saç yıkandıktan sonra neden kaşınır?

Saçınız yıkandıktan sonra kaşıntı sorunu ile karşılaşıyorsanız temizleyicilere karşı alerjiniz olabilir. Saçınızı yıkadığınız şampuan, maske ya da kremler saç derinizde alerjik reaksiyon oluşmasına neden olabilir.

gaz sıkışmasına evde çözüm
CategoriesGenel

Gaz Sıkışması Neden Olur? Evde Nasıl Geçer?

Gaz sıkışması yediğimiz besinlerin vücuttaki sindirim sürecinden kaynaklanır. Bu duruma bazı besinler neden olacağı gibi gün içinde farkında olmadan yuttuğumuz hava (aerofaji) sebep olur. Mide ve bağırsaklarda biriktiğinde fazla olduğunda sıkıntı yaşarız. Karında oluşan şişkinlik, karın ağrısı ve geğirme en temel belirtileridir. Karbondioksit, oksijen, azot yuttuğumuz havadan, Metan ve Hidrojen de besinlerin parçalanması sonucu oluşur.

Gaz Sıkışması Neden Olur?

Gaz sıkışması en çok beslenme düzeninden kaynaklanıyor olsa da bazı hastalıklar ve diğer alışkanlıklar da sebep olabilir. Gün içindeki tüketilen gıdalar ve yaşam tarzı açısından baktığımızda diğer sebepler aşağıda sıralanmıştır.

  • Baklagiller, süt ve süt ürünleri, yüksek lifli gıdalar,
  • Sarımsak, soğan, lahana, brokoli ve diğer yeşile sebze çeşitleri,
  • Gıdaların yeterince çiğnemeden yutulması, nefes alırken hava yutulması,
  • Sakız çiğnemek, sigara içmek,
  • Bakteri kaynaklı problemler, enfeksiyonlar, sindirim siteminden kaynaklanan sorunlar,
  • Besin alerjisi, reflü, hamilelik,
  • Laktaz enziminin eksikliği
  • Asitli ve posalı içecek/gıda tüketimi,
  • Ayaklardan üşütmek
  • Az hareket etmek.

Çocuklarda Gaz Sıkışması Neden Olur?

Gaz sıkışması bebeklerde ve çocuklarda yetişkinlere göre daha sık olur. Bunun sebepleri beslenme şekli ve sindirim sisteminin tam olarak gelişmemiş olmasıdır. Bebekler anne sütü veya biberonla beslenirken çok hava yutarlar. Mideye dolan havayı yetişkinler kadar rahat çıkaramazlar ve bu yüzden mide de oluşan baskı rahatsızlık verir. Ayrıca mama tüketimi anne sütüne nazaran daha fazla şişkinlik yapar. Bebekleri doyurduktan oluşan gaz sıkışması evde hafif sırtına vurma/sıvazlama yöntemi çıkarılarak yapılır.

Bunun dışında zeytinyağı ile sırtına, karnına masaj yapmak ve ılık havlu uygulaması da rahatlamasını sağlar. Bebeklik çağından çıkmış çocuklar beslenme konusunda fazla bilgi sahibi olmadıkları için sevdikleri tüm gıdaları tüketirler. Özellikle abur cubur diye nitelendirilen gıda tüketimine dikkat etmeleri gerekir.

Mide asidi %98 oranında zararlı bakterileri yok edebilme yeteneğine sahiptir. Abur cubur besinler enfeksiyonlara davetiye çıkarır. Çok tüketilen bu besinler beraberinde üst solunum yollarına bulunan enfeksiyonları mideye taşır. Midede biriken fazla su mide asidini seyrelterek zararlı bakterilerin yok olmasının önüne geçer. Bu da aşırı gaz sıkışması başta olmak üzere sindirim sitemi rahatsızlıklarına yol açar.

Gaz Sıkışması Evde Nasıl Geçer?

Gaz sıkışması yaşam kalitenizi etkileyen bir durumdur. Vermiş olduğu rahatsızlık çıkarılmak suretiyle giderilebilir. Fakat yaydığı koku ve utanç verici bir durum olması sebebiyle bu her zaman mümkün olmayabilir. Bir hastalığınız yoksa bu duruma düşmemek için beslenmenize dikkat etmelisiniz. Besin tüketimini yavaş ve çiğneyerek yapmak, yağlı gıdaları az tüketmek, spor ve egzersiz yapmak faydalı olacaktır.

Sağlıklı bir birey günde 12-21 kez gaz çıkarır. Bu gayet normaldir. Bazen bu durum olması gerektiği gibi olmayabilir. Bu durumda evde gaz sıkışması olduğunda aşağıdaki yöntemleri deneyerek rahatlayabilirsiniz.

  • Kasları gevşetip, ağrıyı azaltacak yöntemlerden birisi sıcak su torbasıdır. Havluya sardığınız sıcak su torbasını (ağzının sıkı kapalı olduğundan emin olduğunuz) ağrı duydunuz bölgeye koyabilirsiniz.
  • Çayını tüketip veya yemeklere katarak kullanabileceğiniz kimyon etkili bir yöntemdir.
  • Rezene çayı veya tohumu, zencefil çayı,
  • Bir yemek kaşığı doğal elma sirkesini bir su bardağına ilave ederek içebilirsiniz.
  • Bir çay kaşığı karbonat içme suyuna karıştırılarak tüketilir.
  • Sindirim sistemini rahatlatan bitki çayları yine şişkinlik problemlerini ortadan kaldırır. Tarçın, anason, papatya, nane ve kakule çayları gibi.
  • Süpürge otu kürü ve ebegümeci kürü de devamlı gaz sıkışması şikayetleri olanlar için fayda sağlayacaktır.
  • Tüm bunlara rağmen rahatlama olmuyorsa farklı evde sağlık yöntemlerini deneyebilirsiniz.

Gaz Sıkışmasını Önlemek İçin Neler Yapılır?

Gaz sıkışması besinsel öğelerin ve beslenme şeklinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. İster yetişkinlerde olsun ister bebek ve çocuklarda olsun bazı noktalara dikkat edilerek bunun önüne geçmek mümkündür.

  • Özellikle diyet yapanların beslenme tablosunda yer alan lifli ürünlerin sindirim sitemi düzene girene kadar diyet programından çıkarılması,
  • Hareket halinde olan bir vücut, sindirim sistemi için oldukça faydalıdır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Taze ve kuru olarak armut, incir ve kayısı tüketilmesi,
  • Prebiyotik kullanılması,
  • Bal kabağı tüketilmesi,
  • Yağlı ve kızartılmış ürünlerin tüketiminin azaltılması,
  • Kola gibi içecekler ile laktozlu gıdalardan uzak durulması dikkat edilmesi gereken detaylardır.

Gaz Sıkışması ve Şişkinlik Yapan Besinler

Gaz sıkışması hastalık haricinde sindirim sitemini yoran besin ve gıda takviyelerinden kaynaklanır. Özellikle bazı karbonhidratlar irritabl bağırsak sendromu hastalarında şişkinliğe sebep olur. İnce bağırsakta az emilimleri sebebiyle bakteriler tarafından fermente edilen FODMAP içerikli besinler ile gaz sıkışması yapan yiyecekler;

  • Oligosakkarit grubu; soğan, sarımsak, çavdar, buğday ve Brüksel lahanası,
  • Monosakkaritler; bal, kuru üzüm, şeftali, elma, armut, karpuz,
  • Disakkaritler; peynir, yoğurt, süt ve diğer süt ürünleri,
  • Sorbitoller; elma, armut, şeftali,
  • Mannitoller; karnabahar ve mantar ile tatlandırıcı grubunda yer alan polioller,
  • Hazır ve işlenmiş gıdalar; makarna sosu, salata sosu, hazır köfte vb.
  • Kuru baklagiller sindirimi zor olan rafinoz içerirler. Bu yüzden nohut, kuru fasulye, yeşil mercimek ve barbunya tüketimi azaltılmalıdır.
  • Pırasa, turp, şalgam, kuşkonmaz, erik, böğürtlen, ahudududur.

Gaz Sıkışması Evde Tedavisi Hakkında Sık Sorulan Sorular

Bebeklerde gaz sancısı anneden mi olur?

Bebekler doğduktan sonra da göz, beyin, kalp, karaciğer ve bağırsak gibi organların gelişim süreci devam eder. Bağırsakların gelişim sürecinde emilim yüzeyi ile karaciğer ve pankreas enzimlerinin eksik olması besinlerin istenilen düzeyde sindirilememesine yol açar. Gelişim sürecine bağlı olarak sabırla atlatılması gereken bir süreçtir. Anneden kaynaklı bir sorun olmayacağı için annenin bu dönemde özel bir diyet uygulamasına gerek yoktur.

Maden suyu gaz sıkışmasına iyi gelir mi?

Gaz sıkışmasını gidermek için maden suyu doğru bir tercih olmayacaktır. Çünkü bu içecekler hava yutulmasına neden olur. Bunun yerine bitkisel çay tüketimi tavsiye edilir.

hamilelikte ödem
CategoriesGenel

Hamilelikte Ödem Neden Olur? Nasıl Atılır?

Hamilelikte ödem, vücudun uğradığı fizyolojik değişikliklerin bir sonucudur. Kilonun arttığı son aylarda ortaya çıkan bu sorun, el ve ayak ile yüzde oluşan şişliklerdir. Hamilelikte aşırı ödem, hareketleri kısıtladığı gibi kıyafetlerin dar gelmesine ve güçsüz hissetmenize neden olur. Düzenli beslenme, az tuz tüketimi ve bol su içmeye dikkat ederek ödem oluşumunu kontrol edebilirsiniz. Hamilelikte vücuttaki ödem, düzenli egzersiz yaparak ve dinlenerek atılabilir.

Hamilelikte Ödem Neden Olur?

Hamilelikte ödem, her anne adayının yaşadığı genel problemler arasında yer alır. Vücutta hormon seviyesi artması ve dolaşım sistemindeki değişimler ile sıvının yükselmesi gibi birçok faktör neden olur. Bebeğin büyümesi ve beslenmesi, sıvı oranının artmasını sağlar. Kullanılmayan sıvı, doku içerisinde birikerek ödem oluşturur.

Ödem oluşumunun nedenleri arasında; kan hacminin artması, bebeğin büyümesinin rahime baskı yapması, sağlıksız beslenme, yeterli vitamin ve protein alamama, varis sorunları, bacak bacak üstüne atmak, çoğul gebelik, paketli gıda tüketmek ve uzun süre ayakta kalmak yer alır.

Hamilelikte Ödem Belirtileri Nelerdir?

Hamilelikte ödem, kadınların ortalama %90’ında görülür. Hamilelikte ayaktaki ödem, rahmin damarlar üzerinde baskı kurması ve kanın bacaklardan geri dönüşümünü zorlaştırır. Uzun süre ayakta kalmak, ödem oluşumunu artırır. Hamilelikte ödem belirtileri arasında;

  • El, ayak, bacak ve yüzün şişmesi,
  • Yüzüklerin olmaması,
  • Ayakkabıların dar gelmesi,
  • Bacak ve ayaklarda ağrı ile rahatsızlık olması,
  • Vücut ağırlığında hızlı bir artış yaşanması,
  • İdrar yapma sıklığının artması,
  • Ciltte çukurlar oluşması,
  • Tansiyonun yükselmesi gibi durumlar yer alır.

Hamilelikte ödem zararları, baş ağrısı ve nefes zorluğu gibi rahatsızlıklar ile birleştiği zaman doktora danışılması gerekebilir. Bebeğe zarar vermemesi için önlem alınabilir. Genellikle, ödem zararsız ve normal bir durum olup sağlıklı beslenme, egzersiz ve doktor önerileri ile azaltılabilir.

Hamilelikte Vücuttaki Ödem Nerelerde Olur?

Hamilelikte ödem, anneyi doğuma hazırlayan ve bebeği besleyen suyun vücutta tutulması ile oluşur. Sıcak hava, potasyum düşüklüğü, yüksek oranda kafein ve tuz tüketimi gibi sebeplerden dolayı artabilir. Hamilelikte bacaklardaki ödem, kandaki kimyasal değişimler ve fazla sıvının dokulara kaçması ile meydana gelir. Yüzde ödem, gebeliğin getirilerinden biri olup nefes darlığı gibi durumlar yaşatırsa, doktora gidilmesi gerekir.

Hamilelikte ayaklarda ödem, son 3 ayda artabilir. Ellerde ise, tuz ve suyun tutulması sonucu oluşur. Yüzüklerin sıkması, eklemlerde ağrı ve acı, hareket kısıtlığı gibi durumların yaşanmasını sağlar. Damarların genişlemesi nedeniyle oluşan bu durum, çeşitli egzersizler ile azaltılabilir. Sık idrara çıkma ve terleme, ödemin azalmasına yardımcı olur.

Hamilelikte Kaçıncı Ayda Ödem Başlar?

Hamilelikte ödem, son trimesterlerda belirgin hale gelmeye başlar. İlk trimesterda nadiren ve hafif bir şekilde görülür. Her hamilelik farklı olsa da, yaklaşık 20. haftadan itibaren ödem oluşmaya başlar. 28. hafta ile de yaygınlaşıp hareketleri kısıtlar. El, ayak ve ayak bilekleri, yüz ile bacaklarda belirginleşir. Yatma ve dinlenme pozisyonunda azalır.

Her anne adayında farklı şekil ve zamanlarda gelişir. Vücudun hormonal değişimleri ve artan sıvı tutulumuna olan adaptasyon süreci ile ilgilidir. Bazı kadınlarda ilk aylarda, bazılarında da son dönemlerde başlar. Hamilelikte ödem atma süreci, gıda tüketimi ve su alımı ile kolay bir hale gelir. Evde sağlık hizmetinden faydalanarak tehlikenin önüne geçebilirsiniz.

Hamilelikte Ödem Nasıl Atılır?

Hamilelikte ödem atmak, yeterli su alıp vücuttaki dengeyi korumak ile başlar. Tuz, su tutulumunu etkilediği için kontrollü bir şekilde tüketilmesi gerekir. Düzenli ve hafif egzersizler yaparak dolaşımı artırabilirsiniz. Uzun süre ayakta kaldıktan sonra ayaklarınızı yükselterek dinlenmek, ödemin azalmasını sağlar. Bu bölgelere soğuk kompres yapmak, şişliği azaltıp rahatlamanıza yardımcı olur. Taze meyve, sebze ve proteinli yiyecekler ile beslenerek vücudunuzdaki ödem oranını düşürebilirsiniz. Aynı zamanda, yeterli uyku ve minimum stresli bir yaşam sürdürmeniz gerekir. Hamilelikte ödem söktürücü besinler, vücudunuzda meydana gelen şişkinliklerin azalmasını ve rahat hareket etmenizi sağlar.

Hamilelikte Ödem Atan Yiyecekler Nelerdir?

Hamilelikte ödem yapan yiyecekler arasında süt ürünleri, karnabahar, tahıl grubu, turşu, paketli gıdalar ile yapay tatlandırıcı gibi birçok besin bulunur. Bu gıdalardan uzak durarak ödem sorununu azaltabilirsiniz. Gebelikte ödem atan yiyecekler içerisinde;

  • Probiyotik yoğurtlar,
  • Rezene, zencefil, kuşburnu, papatya, maydanoz ve kiraz sapı gibi bitki çayları,
  • Karpuz,
  • Salatalık,
  • Kivi,
  • Havuç,
  • Yeşil çay,
  • Nane,
  • Kırmızı biber,
  • Su,
  • Muz, patates ve ıspanak gibi yüksek potasyumlu gıdalar,
  • Tam buğday ekmeği, kahverengi pirinç, kepekli tahıllar yer alır.

Hamilelikte Ödem Nasıl Önlenir?

Hamilelikte ödem olmaması veya azaltılması için bazı adımlar uygulanabilir. Ödem ve getirdiği rahatsızlıkları yaşamamak adına, gebelik süresince maksimum dikkatte yaşamanız gerekir. Bu adımlar şöyle;

  • Dengeli ve sağlıklı beslenme,
  • Yeterli sıvı alımı,
  • Düzenli egzersiz,
  • Ayakları yüksekte, elleri kalbin yukarısında tutma,
  • Düzenli mola vermek,
  • Rahat ve destekleyici ayakkabılar ile kıyafetler giymek,
  • Çay ve kahve tüketimini minimumda tutmak,
  • Günlük önerilen su miktarını tüketmek,
  • Hamilelikte ödem atmak için limonlu su içmek,
  • Gebelere uygun üretilen destek çoraplarını giymek,
  • Şişen ayaklarınıza masaj yaptırmak,
  • Gebelik süresi boyunca sol tarafa yatarak ana toplardamar üzerindeki baskıyı azaltmak,
  • Sıcak ve nemli ortamlarda bulunmamak,
  • Asitli içeceklerden uzak durmak,
  • Alkol ve sigara tüketmemek.

Hamilelikte Ödem Hakkında Sık Sorulan Sorular

Hamilelikte ödem ne zaman tehlikeli?

Fizyolojik bir durum olan ödem, ani ve simetrik bir şişliğe dönüştüğü zaman ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Yüksek tansiyon, aşırı ödeme neden olup zehirlenme ve preeklampsi gibi tehlikeli hastalıklar yaratabilir.

Hamilelikte ayak ödemi nasıl geçer?

Kısa yürüyüş ve egzersizler yaparak ayak ödemini geçirebilirsiniz. Şiş bölgelere soğuk kompres yapmak, rahatlamanıza yardımcı olur.

Doğuma Yakın Ödem Azalır mı?

Ödem doğuma yakın artar. Hamileliğin 2. yarısından itibaren bebeğin büyümesi ve vücudun su tutulumu ile şişlikler meydana gelmeye başlar.

tiroid hastalığında beslenme
CategoriesGenel

TSH Yüksekliğinde ve Tiroid Hastalığında Beslenme

TSH yüksekliğinde beslenme programlarına özellikle dikkat edilmesi gerekir. Tsh yüksekliği için beslenme programları içerisinde bulunmaması gereken gıdalar arasında ilk sırada yer alan kafein, işlenmiş gıda, rafine beyaz un ile yapılan hamur işleridir. Tiroid hastalığında beslenme programına dahil edilmesi gereken besinlerin arasında ise deniz ürünleri, protein içeriği yüksek besinler, yumurta, fındık, mantar ve ıspanak gibi besinler yer alır. Alkol ve sigaradan, kafeinli ve gazlı içeceklerden uzak durulması son derece önemlidir.

TSH Değeri Doğal Yolla Nasıl Düşer?

TSH değeri, ideal ve doğal bir beslenme düzeni ile korunabilir. Evde sağlık uygulamaları ve düzenli beslenmeye dikkat edebilirsiniz. TSH değeri doğal yollarla aşağıdakilere dikkat edilerek düşürülebilir:

  • Bol bol su tüketilmelidir.
  • Rezene, meyan kökü, zencefil ve sarı kantaron gibi bitkiler tüketilebilir.
  • Adaçayı ve papatya çayı içilebilir.
  • Beslenme programında süt ve süt ürünlerine yer verilebilir.
  • Protein ağırlıklı beslenmeye özen gösterilmeli. Bunlar arasında ise tavuk, et ve yumurta ilk sıralarda yer alır.
  • Selenyum içeren besin maddeleri tüketilmelidir. Balık, mercimek, mantar ve ceviz gibi gıdalar ölçülü bir şekilde tüketilebilir.
  • Brokoli, karnabahar, lahana ve Brüksel lahanası pişirilerek ölçülü bir şekilde tüketilmesi tavsiye edilir.
  • Demir oranı yüksek olan gıdalara da beslenme programında yer verilmeli. Özellikle kırmızı et, yumurta, kırmızı meyveler ve pekmez gibi besinler doğru bir seçim olur.

TSH Yüksekliğinde Beslenme Nasıl Olmalı?

TSH yüksekliği, tiroid bezinin az çalışması ve yeterli hormon üretememesi sonucu ortaya çıkar. Tiroid hastalığında beslenme programına uyulmalı ve programın dışına çıkılmaması gerekir. TSH yüksekliğinde beslenme aşağıdaki gibi olmalıdır:

  • D vitamini, omega 3, çinko, iyot, selenyum ve bakır içeren besinlere ağırlık verilmelidir.
  • Tiroid beslenmesi için programa dahil edilmesi gereken besinler arasında ise sarımsak, mantar, deniz ürünleri ve yeşil yapraklı sebzeler yer alır.
  • Kontrollü tüketilmesi gereken besinler arasında da çilek, lahana, turp ve karnabahar gibi besinler yer alır.
  • Yemeklerde ağırlıklı olarak zeytinyağı kullanılması tavsiye edilir. Doymuş yağlardan ise uzak durulmalıdır.
  • Gazlı ve alkollü içeceklerden ve sigaradan mümkün olduğunca uzak durulması önerilir.
  • Kafein, işlenmiş gıdalar ve rafine edilen beyaz un ile yapılan hamur işlerinden uzak durulması tavsiye edilir.

Gebelikte TSH Yüksekliğinde Beslenme Nasıl Olmalı?

Gebelikte TSH yüksekliğinde beslenme programına dikkat edilmesi hem anne hem de bebek için oldukça önemlidir. Gebelik süreci hem anne hem de bebek için hassas bir süreçtir. Bu süreçte olabildiğinde alınan besinlere dikkat edilmeli ve doktor gözetiminde olunmalıdır. Gebelik döneminde TSH oranının yüksek olduğu durumlarda düşük veya erken doğum olması gibi durumlar ile karşılaşılabilir. Aynı zamanda bebekte büyüme ve zeka geriliğine neden olabilir. Bu süreçte aşağıdaki maddeler dikkate alınabilir:

  • Yemeklerde iyotsuz tuz tercih edilmelidir.
  • Ispanak, brokoli, karnabahar, turp, lahana ve roka gibi besinlerin tüketimi sınırlandırılmalıdır.
  • B vitamini gruplar ve omega 3 içeren besinler tüketilmesi tavsiye edilir. Bu nedenle balık tüketilmeye özen gösterilmelidir.
  • Doymuş yağlardan uzak durulmalıdır. Yemeklerde daha çok zeytinyağı tercih edilmelidir.
  • Su tüketimine dikkat edilmeli.

TSH Yüksekliğinde Alınması Gereken Vitamin ve Mineraller Nelerdir?

TSH yüksekliğinde alınması gereken vitamin ve mineraller arasında iyot, selenyum, çinko, bakır, D vitamini ve omega 3 gibi içeren besinler yer alır. Tiroid hastalığında beslenme programınıza bu vitamin ve mineralleri dahil edebilirsiniz. İyot içeren besinler şunlardır:

  • Somon, ton balığı, karides,
  • Yoğurt, süt ve peynir
  • Ispanak, pazı ve lahana
  • Yumurta, fasulye ve mercimek.

Selenyum içeren besinler arasında aşağıdakiler yer alır:

  • Kuru baklagiller,
  • Uskumru, alabalık gibi deniz ürünleri,
  • Tavuk ve hindi eti.

Çinko içeren besinler arasında aşağıdakiler vardır:

  • Kırmızı et,
  • Süt ve süt ürünleri,
  • Badem, fındık ve fıstık,
  • Baklagiller (mercimek, fasulye ve nohut),
  • Yeşil yapraklı sebzeler.

Bakır içeren besinler ise aşağıdaki gibidir:

  • Deniz ürünleri,
  • Kuruyemişler,
  • Baklagiller,
  • Yeşil yapraklı sebzeler,
  • Tahıllar ve tahıl ürünleri.

TSH Yüksekliğinde Kaçınılması Gereken Gıdalar Nelerdir?

TSH yüksekliğinde kaçınılması gereken gıdalar arasında rafine un ile yapılan hamur işleri, işlenmiş gıda ve kafein yer alır. Lahana, turp, çilek, brokoli ve karnabahar gibi gıdalar ise ölçülü tüketilmelidir. Gazlı içeceklerden ise uzak durulmalıdır. Tiroid hastalığında beslenme programına dikkat edilmelidir. Tiroid beslenme tedavisi için online beslenme danışmanlığı alabilir ve uzmanlar tarafından sizin için özel hazırlanan tiroid beslenme programına başlayabilirsiniz.

Tiroid Hastalığında İdeal Beslenme Nasıl Olmalı?

Tiroid hastalığında ideal beslenme aşağıdaki gibi olmalıdır:

  • İyot içeren besinler tüketilmelidir. Bunlar arasında deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri, maydanoz, ıspanak, roka ve yeşil sebzeler yer alır.
  • Tiroid hastalığı beslenme programında çinko içeren gıdalara yer verilmelidir. Çinko içeren gıdalar ise kırmızı et, tavuk eti ve kabuklu deniz ürünleridir.
  • Beslenme programınızda selenyum içeren gıdalara yer verebilirsiniz.

Tiroid hastalığında beslenme programına hastalara A, E, D ve K2 vitaminleri dahil edilmesi önerilir. A vitamini içeren besinler arasında yumurta, alabalık ve peynir yer alır. D vitamini içeren besinler arasında ise ilk olarak yumurta, kırmızı et ve sardalya gibi yağlı balıklar yer alır. Badem, ceviz ve yeşil yapraklı sebzeler E vitamini açısından oldukça zengin seçeneklerdir. Süt ve süt ürünleri ise K2 vitamini içerir. Tiroid hastalığında beslenme programında bu besinlere yer verebilirsiniz. Online doktor danışmanlığı alabilir ve uzman doktor eşliğinde sizler için hazırlanmış ideal beslenme programına dikkat edebilirsiniz.

TSH Yüksekliğinde Beslenme Hakkında Sık Sorulan Sorular

TSH yüksekliğinde alkol ve kafein tüketiminin etkileri nelerdir?

TSH yüksekliğinde alkol ve kafein tüketimi tiroidi olumsuz etkiler. Alkol tiroid bezlerinde iltihaplanmaya yol açabilir. Aşırı kafein tüketimi ise uyku düzenini bozar ve yorgunluğa sebep olur. Bu durumda doğrudan tiroid bezlerini etkiler.

Tiroid hastaları hangi meyveleri yiyemez?

Tiroid hastaları çilek, şeftali ve kivi meyvelerini ölçülü miktarda tüketmelidir. Bu meyveler tiroid hormonuna baskı sağlar bu nedenle tüketiminde aşırıya kaçılmamalıdır. Tiroid hastalığında beslenme programında bu meyvelere ölçülü bir şekilde yer verilmelidir.

Tiroid bezi az çalışanlar ne yemeli?

Tiroid bezi az çalışanlar demir içeren gıdalara beslenme programında mutlaka yer vermelidir. Tiroid az çalışması beslenme programı içerisinde şu besinlere yer verilebilir; yumurta, kırmızı et ve yeşil yapraklı sebzeler. Günlük beslenmenizde öğünlerinizin arasına belirtilen gıdalara yer vermeniz tiroid bezinin yeterli çalışmasına yardımcı olabilir.

ödem söktürücü
CategoriesGenel

Etkili Ödem Atma Yöntemleri Nelerdir?

Ödem söktürücü besin ve uygulamalar ile vücut dokularında biriken sıvıyı atabilirsiniz. Ödem birçok sebepten dolayı olabilir. Hamilelik döneminde, regl döneminde, ameliyat sonrası gibi sebeplerden dolayı ödem olabilir. Su veya alkali su ameliyat sonrası ödem söktürücülerden biridir. Özellikle ayaklar, ayak bilekleri ve bacak bölgesinde sıklıkla görülür. Fakat yüz, eller ve karın bölgesinde de görülebilir. Ödem her insanı etkileyebilir ancak özellikle de hamilelerin ve 65 yaşının üzerindeki insanları etkileyebilir. Ödemi atabilmek için diyet ve egzersizler yapmak gerekebilir. Birçok ödem söktürücü besin bulunur. Bunları tüketerek ödemi vücuttan atmak mümkündür.

Etkili Ödem Atma Yöntemleri

Ödem söktürücü farklı farklı birçok yöntem vardır. Ödem hareketsizlikten dolayı da meydana gelebilir. Özellikle beslenme şekli ödemin en büyük sebeplerinden biridir. Örneğin ıhlamur kantaron otu, rezene, biberiye bitkisel ödem attırıcılardandır. Anında ödem söktürücü olarak detoks çayları önerilir. Etkili ödem atma yöntemlerinden bazıları şunlardır:

  • Tuz miktarını azaltmak
  • Düzenli spor/egzersiz yapmak
  • Bol bol su içmek
  • Kompresyon çoraplarını kullanmak
  • Ayakları yüksek bir yerde tutmak
  • Magnezyum ve potasyum açısından zengin besinler tüketmek
  • Sağlıklı beslenmek
  • Yoğurt ve kefir vücuttaki ödemi azaltmada etkilidir.
  • Ödem olan bölgeye acıtmayacak şekilde masaj yapmak
  • Dengeli uyku düzeni oluşturmak

Ödem Söktürücü Besinler Nelerdir?

Tükettiğimiz bazı besinler ödem sökmede vücudumuza iyi gelir. Dengeli ve sağlıklı bir şekilde beslenmek ödemden kurtulmak için yardımcı olur. Vücuttan ödemi atmak için tuz miktarının azaltılması gerekir. Online beslenme danışmanlığı alarak bunu kolayca yapabilirsiniz. En hızlı ödem söktürücü besinler şunlardır:

  • Ananas: Ananas, içinde bulunduğu bromelain sayesinde vücuttaki suyu atar. Ananas potasyum ve lif açısından da zengin bir meyvedir. Doğal ödem söktürücü için tencereye ananas, elma, 2 tane çubuk tarçın ve yarım limon koyarak 1 litre su koyarak 10 dakika kaynatılır. Sonrasında süzerek içmeye hazır hale getirilir.
  • Maydanoz: Maydanoz C vitamini, A vitamini açısından zengindir. Aynı zamanda bitkisel lif içerir. Doğal ödem atıcı olarak salatanıza 1 demet çiğ şekilde tüketebilirsiniz. Ya da maydanozu haşlayarak suyunu içebilirsiniz.
  • Limonlu su: Limonlu su da en hızlı ödem attırıcılardan biridir. Limonlu su C vitamini ile bağışıklık sistemini güçlendirerek sindirimi kolaylaştırır. Limonu yıkayıp dilimledikten sonra yarısının suyunu sıkınız. Sonra ılık bir şişe suya 1 ya da 2 limon dilimi kesip hepsini içine döküp içebilirsiniz.
  • Yulaf: Yulaf içerisinde bol miktarda lif bulundurur. Ödem söktürücü konusunda oldukça etkilidir. Tencereye yulafı, 1 çay bardağı sütü, 1 su bardağı suyu ekleyerek kısık ateşte pişiriniz. Sonrasında hafif sulu bir şekilde iken kaseye alarak içine bazı meyvelerde ekleyerek tüketebilirsiniz.
  • Turp: En hızlı ödem attıran bitkiler arasında turp da yer alır. Turp, diüretik (idrar sökücü) besinlerden biridir. Ödem sıkıntısı yaşayan kişiler haftada 1-2 kez tüketmesi vücuttaki suyu atmak faydalıdır.
  • Kayısı- Kavun: Kayısı ve kavun potasyum açısından zengin olduğu için ödem söktürücü etkisi vardır. Her gün 2 porsiyon yemek vücuttaki ödemi atmaya yarar.
  • Salatalık: Ödem söktürücü diğer bir besin ise salatalıktır. Salatalığı suya doğrayarak bekletilmesi daha etkili olabilir.
  • Yoğurt: Yoğurt kürü bağırsakların daha iyi çalışmasını sağlar. Yoğurt kürü ödem söktürücü bir etkisi olduğu gibi yağ yakmaya da yardımcı olur. Kaseye 3 yemek kaşığı yoğurdu koyunuz. Yarım limon suyu ekleyerek 1 çay kaşığı zerdeçal ya da pul biber ekleyerek tüketilirse ödem sökmede faydalı olur.
  • Nar suyu: Taze nar suyu ödem söktürücü etkisi bulunur. Narın içerisinde bulunan enzimler sayesinde vücuttaki ödemi azaltır. Narların sularını çıkararak bir sürahiye dökünüz. Sonrasında üzerine birkaç limon ekleyerek tüketebilirsiniz.

ödem söktürücü besinler

Hamilelikte Kullanılabilen Ödem Söktürücüler Nelerdir?

Hamilelik döneminde özellikle ellerde ve ayak bileklerinde ödem kaynaklı şişlikler oluşabilir. Evde sağlık ile kolayca ödem söktürülebilir. Hamilelikte en etkili ödem söktürücü su olarak bilinir. Hamilelik döneminde en hızlı ödem attırıcı bitkilerden birisi kuşburnudur. Hamilelikteki ödem söktürücüler aşağıdaki gibidir:

  • Ihlamur: Bitkisel ödem söktürücülerden biri olan ıhlamur bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Zencefil: Hamilelik dönemindeki vücuttaki ödemi aza indirmede zencefil önemlidir. Aynı zamanda mide bulantılarını da önler.
  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Yürüyüş yapmak
  • Bol su tüketmek
  • Çok tuzlu beslenmekten uzak durmak
  • Kuşburnu, lahana suyu doğal ödem söktürücülerden biridir.

Regl Döneminde Kullanılan Ödem Söktürücüler Nelerdir?

Regl döneminde vücutta ödem oluşması normal bir durumdur. Adet dönemi kadınların vücudu hormonal olarak değişir. Kadınlık hormonu olan östrojen ödem yapma özelliği bulunur. Adetliyken ödem söktürücü yöntemler ve besinler şunlardır:

  • Sağlıklı beslenmek
  • Kompresyon çorapları giymek
  • Kafeinden uzak durmak
  • Tuzu azaltmak
  • Gazlı içeceklerden uzak durmak
  • Fazla Karbonhidrat ve şeker tüketimini azaltmak
  • Yeşil çay içmek

Ödem Söktürücü Besinler Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Ödem vücuttan atılmazsa ne olur?

Ödem insanın yaşam kalitesini düşürebilir. Ödem vücuttan atılmazsa dokularda hasara neden olabilir. Hamilelik, ilaçlar, enfeksiyon ve diğer bazı nedenler ödeme sebebiyet verebilir. Vücuttaki ödem atılmazsa şişliklerin şiddeti arttığı görülür. Bu nedenle kan dolaşımı bozulur ve enfeksiyon gibi tıbbi riskler meydana gelebilir. Bundan dolayı vücuttaki ödemi atmak önemlidir.

Ödemin yol açtığı hastalıklar nelerdir?

Ödem bazı hastalıkların nedeni ya da bazı hastalıklara neden olabilir. Ayak beileklerinde ve bacaklardaki ödem atılmazsa yürümekte zorluk yaşanabilir. Ödem, cilt yaraları, selülit ve enfeksiyon gibi şeylere yol açabilir. Ödem zararlı olmasa da ödeme yol açan ciddi bir hastalık olabilir.

Sirkeli su ödem söktürür mü?

Ödem söktürücü şeylerden biri de elma sirkesidir. Elma sirkesi aynı zamanda vücuttaki toksinlerin atılmasına da yardımcı olur. Elma sirkesinin içindeki potasyumun fazla olması insanın vücudundaki potasyumu da yeniler ve vücuttaki şime ve ağrıyı da azaltmaktadır.

kondisyon bisikleti faydaları
CategoriesGenel

Kondisyon Bisikleti Nedir? Kondisyon Bisikleti Faydaları Nelerdir?

Kondisyon bisikleti, faydalarından dolayı evde sağlıklı antrenman arayışında olanların en sık tercih ettiği ekipmanlar arasındadır. Ev tipi kondisyon bisikleti faydaları arasında kilo kontrolü sağlamak, kalp sağlığını desteklemek, kas gücünü artırmak gibi faydalar bulunur.

Kondisyon Bisikleti Nedir?

Kondisyon bisikleti, genellikle kapalı mekanlarda kullanılmak üzere tasarlanmış, dış mekanda bisiklet sürmeyi simüle eden bir spor aletidir. Bu aletler, genellikle spor salonlarında bulunan sabit bisikletlerdir ve ev kullanımı için tasarlanmış modelleri de bulunur. Kondisyon bisikletleri, hava koşullarından ya da dış mekan koşullarından etkilenmeden bisiklet sürme deneyimi sunar ve kullanıcıların hız, direnç ve süre gibi parametreleri kişisel tercihlerine göre ayarlamalarına olanak tanır. Kondisyon bisikleti faydaları kişiden kişiye değişiklik gösterse de, kalp sağlığından kilo kontrolüne pek çok fayda sağladığı bilinmektedir.

Kondisyon Bisikleti Ne İşe Yarar?

Kondisyon bisikleti faydaları arasında; kardiyovasküler sağlığı desteklemek, kas gücünü ve dayanıklılığını artırmak ve kalori yakarak kilo kontrolü sağlamak bulunur. Eklem üzerindeki etkiyi azaltarak daha risksiz bir antrenman olanağı sağlar; yaşlılar ya da eklem sorunları olan kişiler için tercih edilebilir.

Farklı kas gruplarını hedef almak için ayakta pedal çevirme veya oturarak pedal çevirme gibi farklı sürüş teknikleri tercih edilebilir. Bisiklet dışında daha kapsamlı antrenmanlar planlayanlara üç hareketi tek ekipmanda birleştiren eliptik kondisyon bisikleti faydaları sebebiyle tercih edilebilir. Bu tarz farklı uygulamalar hakkında bilgi almak isterseniz evde sağlık üzerinden yardım alabilirsiniz.

Kondisyon Bisikleti Nasıl Kullanılmalı?

Kondisyon bisikleti ile nasıl spor yapılır sorusunun ilk yanıtı kişinin kendi antrenmanını belirlemesi ile şekillenir. Bisikleti kullanmadan önce, bisikletin kullanacak kişiye göre ayarlanmış olmasına dikkat etmek önemlidir. Oturma yüksekliği, gidon yüksekliği ve pedal askıları doğru ayarlandığında, sürüş konforunun artmasının yanı sıra yaralanma riski azalır. Antrenmana düşük dirençle başlamak ve vücudun ısınmasını sağlamak önerilir. Evde tipik kondisyon bisikleti faydalarından yararlanmak için antrenman süresince direnç, süre ve hız kademeli olarak artırılabilir. Antrenmanın sonunda düşük dirençle devam ederek kasların gevşemesine yardımcı olmak önemlidir. Kondisyon bisikleti sürmenin faydalarını yakalamak adına, bisikleti doğru kullanmak ve antrenmanı verimli şekilde planlamak oldukça önemlidir.

Kondisyon Bisikleti Sürmenin Faydaları Nelerdir?

Kondisyon bisikleti sürmenin sağlık üzerinde pek çok olumlu etkisi bulunur. Düzenli / her gün kondisyon bisikleti sürmenin faydaları şu şekilde ele alınabilir:

  • Kalp Sağlığını İyileştirir: Düzenli kondisyon bisikleti kullanımı kardiyovasküler sistemi güçlendirir ve kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar.
  • Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur: Yüksek kalori yakımı sayesinde kilo verme sürecine ve kilo kontrolüne katkıda bulunur.
  • Kas Gücü ve Tonunu Artırır: Bacaklar, kalça ve karın bölgesi kasları üzerinde etkilidir ve bu bölgelerin güçlenmesini ve şekillenmesini sağlar.
  • Metabolizmayı Hızlandırır: Düzenli egzersiz metabolizmayı hızlandırır ve yağ yakımı sürecini destekler.
  • Stresi Azaltır: Egzersiz sırasında salgılanan hormonlar stresi azaltmaya ve ruh halini iyileştirmeye yardımcı olur.
  • Düşük Etkili Egzersiz Sunar: Eklem sağlığını korurken etkili bir şekilde egzersiz yapmanızı sağlar, bu da özellikle eklem problemleri olanlar için idealdir.
  • Denge ve Koordinasyonu Geliştirir: Sabit bir bisiklette dengede kalmanız gerektiği için, zamanla vücut koordinasyonu ve denge yeteneği artar.

Kondisyon Bisikleti ile Evde Nasıl Spor Yapılır?

Evde kondisyon bisikleti kullanmak hem başlangıç seviyesindeki bireyler hem de düzenli egzersiz yapanlar için mükemmel bir kardiyo egzersizidir. Mini kondisyon bisikleti faydalarını evde sağlamak isteyenler için yol haritası şu şekilde olmalıdır:

  • Doğru Bisikleti Seçmek: Konforlu bir sürüş ve etkili bir antrenman için, boyunuza ve vücut yapınıza uygun bir kondisyon bisikleti seçmeye özen gösterin.
  • Bisikleti Doğru Konumlandırmak: Bisikletinizi televizyon karşısına veya pencerenin önüne gibi, egzersiz sırasında keyif alabileceğiniz bir yere yerleştirin.
  • Antrenman Öncesinde Isınmak: Her antrenman öncesinde 5-10 dakika kadar düşük yoğunluklu pedal çevirerek ısınmayı unutmayın.
  • Uygun Programı Seçmek: Çeşitli direnç seviyeleri ve programlar ile antrenmanlarınızı çeşitlendirin. Bu, motivasyonunuzu artırır ve kaslarınızı farklı şekillerde çalıştırır.
  • Antrenman Süresini Ayarlamak: Antrenman sürenizi başta daha kısa tutarak zamanla kademeli olarak arttırın. Böylece hem motivasyonunuzu korur hem de kaslarınızın aşırı yüklenmesini önlersiniz.
  • Düzenli Antrenman Planlamak: Haftada en az 3-4 gün antrenman yaparak kondisyonunuzu artırın ve bisiklet kullanımını alışkanlık haline getirin.

Kondisyon Bisikleti Hangi Kasları Çalıştırır?

Kondisyon bisikleti faydaları arasında vücudun birçok bölgesindeki kasların aktif çalışması bulunur. Bu kapsamda aktif çalışan ana kas grupları şunlardır:

  • Alt Vücut Kasları: Bisiklet pedallarını çevirirken bacaklarınızın ön ve arka kısmı, kalça ve baldır kasları aktif olarak çalışır.
  • Çekirdek Kasları: Dengenizi korumak ve doğru formda oturabilmek için karın ve sırt kaslarınız da egzersiz yapar.
  • Üst Vücut Kasları: Daha az yoğunlukta olmakla birlikte, ellinizin pozisyonuna ve nasıl bir tutuş kullandığınıza bağlı olarak omuzlar, kollar ve bilekler de çalıştırılır.

Kondisyon Bisikleti ile Ne Kadar Antrenman Yapılmalı?

Antrenman süresi kişinin fitness kondisyonuna, hedeflerine ve bu doğrultuda ayırabileceği zamana bağlı olarak değişkenlik gösterdiği için konu ile ilgili profesyonel bir yönlendirme almak oldukça önemlidir. Bu antrenmanlar sırasında beslenme alışkanlıklarınıza da dikkat etmeniz gerekir. Eğer uzman bir görüş almak isterseniz Online beslenme danışmanlığı ile antrenmanınızı destekleyecek en verimli beslenme şeklini planlayabilirsiniz.

Kondisyon Bisikletinin Faydaları Hakkında Sık Sorulan Sorular

Yatay kondisyon bisikleti hangi kasları çalıştırır?

Yatay kondisyon bisikletleri, özellikle rahat oturma düzeni ile bel ve sırt bölgesine daha az baskı yapar. Bu bisikletler öncelikle aşağıdaki kas gruplarını hedef alır:

  • Bacak ve Kalça Kasları: Bisikletin yatay pozisyonu, özellikle kuadriseps, hamstring ve gluteal kaslara odaklanmanıza yardımcı olur.
  • Alt Sırt Kasları: Yatay bisikletler, sırt desteği sayesinde alt sırt kaslarınızı rahatlatırken, aynı zamanda bu kasların doğru kullanımını destekler.

30 dakika kondisyon bisikleti antrenmanında kaç kalori harcanır?

30 dakika süren bir kondisyon bisikleti antrenmanında harcanan kalori miktarı; kişinin ağırlığı, antrenman şiddeti gibi faktörlere bağlıdır. Ortalama olarak, 30 dakikalık orta şiddette bir kondisyon bisikleti antrenmanında yaklaşık 250-300 kalori yaktığı tahmin edilmektedir. Bu miktar, kişiden kişiye ve antrenman şiddetine göre değişiklik gösterir.

Kondisyon bisikleti bacakları kalınlaştırır mı?

Kondisyon bisikletinin bacakları kalınlaştırdığı konusunda yaygın bir görüş bulunsa da, bu kanıtlanmış bir durum değildir. Kas kütlesindeki artış genetik faktörlerin yanı sıra, antrenman şiddeti ve beslenme gibi faktörlere bağlıdır.

kırık belirtileri
CategoriesGenel

Kırık Belirtileri Nelerdir? Kırık Nasıl Tedavi Edilir?

Kırık belirtileri; ağrı, morluk ve kızarıklık şeklinde sıralanıyor olup tedavi edilmediğinde insan sağlığına ciddi etkileri bulunabilir. Bu etkiler, şekil bozukluğu ya da hareket kısıtlanması şeklinde sıralanır. Göğüs kafesi, parmak, burun ya da ayakta kırık belirtilerine sahip olan kişiler arasında yer alıyor, hareket etmekte zorlanıyorsanız evde sağlık kapsamında evde uzman doktor uygulamasından yararlanabilirsiniz. Uygulama kapsamında evinizde sağlık hizmeti alabilir, tedaviye kısa sürede başlayabilirsiniz.

Kırık Nedir?

Kırık; düşme, çarpma gibi bazı darbeler sonucunda oluşur. Oluşan darbelerin büyüklüğüne bağlı olarak kemik yapısında anormal bozulmalar meydana gelir. Yaşanan bozulmalar, kişinin hareket etmesini engelleyebileceği gibi ciddi sağlık sorunlarına da neden olabilir.

Kemik Neden Kırılır?

Kemikte oluşan kırılmanın farklı nedenleri olabilir. Bazı durumlarda alınan bir darbe ya da çarpma gibi durumlar kırık oluşma nedenleri arasında yer alırken diğer durumlarda düşme faktörü oluşum sebebi olabilir. Kas sisteminde oluşan aşırı yorulma ya da zorlayıcı hareketlerin sık tekrarı da bu sağlık sorununun nedenleri arasında yer alır.

Kırık Tanısı Nasıl Konulur?

Kırık belirtileri ile karşılaşılırsa uzman doktorlar tarafından röntgen ya da MR benzeri bazı teknikler kullanılır. Bu teknikler ile kemik yapısı görüntülenerek bozukluklar tespit edilir. Oluşan bozukluğa bağlı olarak tanı konulur. Kaburgada kırık belirtisi gibi bazı durumlarda tanı süreci farklı aşamalar ile tamamlanabilir.

Kırık Çeşitleri Nelerdir?

Kırık belirtilerine bakılarak çeşitler hakkında bilgi sahibi olunabilir. Belirtiler arasında ağrı, morarma ya da şişme gibi durumlar var ve açıkta bir yara yok ise karşılaşılan çeşit, kapalı kırık olarak isimlendirilir. Kaburga, göğüs kafesi, ayak ya da parmak kırık belirtileri arasında açık bir yara var, kanama ya da kemiğin dışarıya çıkma durumu görülüyor ise açık kırık çeşidi görülür. Aynı zamanda bazı durumlarda oluşan kırık, aynı kemik üzerinde birden fazla bölgede oluşabilir. Bu durum ise parçalı kırık çeşidine örnek kabul edilebilir.

Kırık Belirtileri Nelerdir?

Kırık belirtileri kişiye ya da sağlık sorununun görüldüğü bölgeye bağlı olarak farklılaşabilir.

Genel olarak bakıldığında ise belirtiler şu şekilde sıralanır.

  • Kırık oluşan bölgede genel bir ağrı oluşur. Yaşanan ağrı, sızlamayı anımsatabileceği gibi sağlık sorunun oluştuğu bölgenin çevresine de yayılabilir. Kırık parmak belirtilerinde oluşan ağrı, el ve bilek çevresine kadar ulaşabilir.
  • Bazı durumlarda morarma ile de karşılaşılabilir. Oluşan morluk, kızarıklık ya da şişme gibi durumlar ile beraberde görülebilir.
  • Sık karşılaşılan belirtilerden biri de şekil bozukluğudur. Kırığın oluştuğu bölgede, normal kabul edilen şeklin dışına çıkan görüntüler oluşabilir. Bu durum kırık burun belirtileri arasında kabul edilse de farklı vücut bölümlerinde de görülebilir.
  • Kırığın oluştuğu bölgeye bağlı olarak hareket kısıtlanmaları ile de karşılaşılabilir. Oluşan kısıtlamalar, kişinin günlük hayatına doğrudan etki edeceği gibi kaynama süreci oluşana kadar devam eder.

kırık belirtileri

Kapalı Kırık Belirtileri

Kırık belirtileri çeşitlere bağlı olarak farklılaşır. Kapalı kırık belirtileri ise morarma, kızarıklık, şişme şeklinde sıralanabilir. Aynı zamanda hareket kısıtlamaları ya da gözle görülür şekil bozukluğu da belirtiler arasında kabul edilir.

Açık Kırık Belirtileri

Kırık belirtileri, açık kırık çeşidi için farklılaşır. Bu çeşidin yaşandığı vakalarda kemik sisteminden bir ya da her iki parçadan biri cilt yüzeyine çıkar. Bu durum ile karşılaşıldığında kanama oluşabileceği gibi kemik görülebilir.

Kırık Nasıl Tedavi Edilir?

Kırık belirtilerine bağlı olarak tedavi yönteminde farklılıklar oluşabilir. Kapalı kırık belirtileri için kullanılan yöntem ile açık kırık belirtileri için tercih edilenler arasında bazı farklılıklar vardır. Kapalı kırılmalarda vakanın durumuna göre sargı yöntemi ya da alçı tercih edilebilir. Açık kırılmalarda ise cerrahi yöntem, yıkama, debridman ya da alçı kullanılır. Kırık şiddetine ve çeşidine bağlı olarak uzman doktor tarafından yöntem belirlenir.

Kırık Yanlış Kaynarsa Ne Olur?

Kırık belirtilerine sahip olan kişiler tıbbi yardım almadığında yanlış kaynama sorunu ile karşılaşabilir. Bu durum ile karşılaşan kişilerde bazı yan etkiler görülebilir. Kaynamanın oluştuğu bölgeye bağlı olarak hareket kısıtlaması ya da fonksiyon kaybı, estetik görüntü bozukluğu benzeri yan etkiler kişilerin hayatını etkileyebilir.

Kırık Ağrısı Nasıl Geçer?

Kırık belirtileri arasında yer alan ağrıyı geçirebilmek adına bazı yöntemler kullanılır. Bu yöntemler şu şekilde sıralanabilir:

  • Ağrıyı azaltabilmek için kullanılan yöntemlerden biri buz uygulamasıdır. Soğutulan bir nesne de bu yöntem için kullanılabilir. Tercih edilen nesne doğrudan alçı üzerine konulmamalı bir havlu ya da bez ile sarıldıktan sonra ağrıyan bölgeye yerleştirilmelidir. Buz uygulaması belirli periyodlar ile yapılmalıdır. Olması gerekenden uzun tutulan buz, ağrının artmasına neden olabilir.
  • Tercih edilen diğer bir yöntem ise kırık oluşan bölgeyi göğüs üzerinde tutmak olur. Ayak ya da kolunuzda oluşan kırıklardaki ağrıyı azaltabilmek adına yastık benzeri materyaller ile yükseltmek de tercih edilir.

Evde Kırık Ağrısına Ne İyi Gelir?

Kırık belirtilerine sahip kişiler arasında yer alıyor ve gerekli tıbbi yardımı aldıktan sonra süreci hızlandırmayı amaçlıyorsanız şu yöntemleri deneyebilirsiniz:

  • Beslenme düzeninde yapacağınız değişiklikler süreci hızlandırabilir. Ayak, parmak, kol ya da kaburga kırık belirtilerinde sağlıklı beslenmek; paça, kelle benzeri sakatatlar ile yapılan çorbaları tüketmek iyileşme süresini hızlandırabilir.
  • Protein alımını artırmak da iyileşme sürecini hızlandırır. Artan protein ve kolajen sayesinde vücudun kemik onarım süresi kısaltılarak tedavi hızlı bir şekilde tamamlanabilir.

Kırık İyileşme Belirtileri Nelerdir?

Kırık belirtilerini takip ederek iyileşme düzeyi hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Kırık iyileşme belirtilerinden biri morluktur. Vücudun onarım sistemini sağlayan hücreler sağlık sorunun oluştuğu bölgeye toplanarak morluk oluşturur. Bu morluk, kırık kol iyileşme belirtileri arasında da kabul edilir.

Aynı zamanda kızarıklığın azalması, şişliğin geçmesi ya da ağrı düzeyinde yaşanan azalışta iyileşme süreci hakkında bilgi verir. Kaburga, kol, ayak ya da kırık parmak iyileşme belirtileri arasında yer alan bu etkenler ile sağlığınız hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.

Kırık Belirtileri Hakkında Sık Sorulan Sorular

Ağrısız kırık olur mu?

Bazı durumlarda kırık oluşsa da ağrı görülmeyebilir.

Hafif kırık kaç günde iyileşir?

Oluşan bölgeye bağlı olarak iyileşme sürecinde de farklılıklar görülebilir. Göğüs kafesi kırık belirtilerine sahip kişilerde iyileşme süreci 8 haftaya ulaşabilirken diğer bölgeler için aynı süre geçerli değildir.

Alçısız kırık iyileşir mi?

Uzman doktorlar tarafından uygulanan doğru sargı yöntemleri ile alçısız kırık iyileşebilir.

Kapat
Add to cart
Görüşmeyi Başlat
Canlı Destek
Canlı Destek - Evde Sağlık
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?