yaslilarda beslenme
CategoriesBeslenme

Yaşlılarda Beslenmenin Önemi

Sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenme tüm insanlar için her yaş döneminde büyük önem taşımaktadır. Düzenli ve dengeli beslenme günlük aktivitelerde canlılığa, enerjiye ve iyi bir ruh haline katkıda bulunur, fonksiyonel bağımsızlığın korunmasına yardımcı olur. Bağışıklık sistemini güçlü tutar, sağlığın korunması, kronik hastalıkların görülme sıklığının azaltılmasına katkı sağlar. Özellikle bebekler, çocuklar ve yaşlılar beslenme yetersizliklerinin görüldüğü gruplardır. 65 yaş ve üstü kişiler beslenme eksikliklerine karşı daha savunmasızdır ve yaşlılarda beslenme bozukluklarının görülme sıklığı daha yüksektir. Yaşlandıkça enerji ihtiyacı azalmakla beraber kas kaybını engellemek için yine de günlük enerji ve egzersiz ihtiyacının karşılanması gereklidir. Öğün atlamak veya yeterince beslenmemek; vitamin ve mineral eksikliği riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Memorial Şişli Hastanesi Geriatri Bölümünden Uz. Dr. Yıldıray Topçu, yaşlılıkta beslenmenin önemi hakkında bilgi verdi.

Yaşlılarda en sık görülen beslenme sorunları nelerdir?

Yaşlılık döneminde yetersiz ya da fazla besin tüketimi görülebilmektedir. Sağlıksız, karbonhidratlar ve şeker oranı yüksek besinlerin tüketimi obezite, diyabet (şeker hastalığı), kanser ve diğer kronik hastalıklara neden olabilir. Batı toplumlarında ileri yaşta en sık görülen beslenme sorunu obezitedir. Yaşlanma ile metabolik hızın ve fiziksel aktivitenin azalması da obezite riskini artırmaktadır. Kadınlarda menopozla birlikte kilo alma eğilimi daha fazladır. 50 yaş ve üzeri kadınlar aynı yaştaki erkeklere oranla daha fazla kilo almaktadır. Yaşlılıkta görülen bir başka beslenme sorunu de iştahsızlıktır.

Yaşlılarda iştahsızlık neden olur?

İleri yaştaki kişiler iştahı etkileyebilecek rahatsızlıklarla ve ağrılı hastalıklarla uğraşmak durumunda kalabilirler. Eş kaybı nedeniyle yalnız kalmak, hayata bakış açısının değişmesi depresyona neden olabilir. Mevcut kronik hastalıklar, kullanılan ilaçlar, yaşlanmayla meydana gelen hormonal değişimler de iştahsızlığa neden olabilir. Bir diğer sebepte yetersiz beslenmedir. Yetersiz beslenme yaşlı insanların sağlığını ciddi anlamda tehdit edebilir.

Yaşlılarda alınması gereken besinler nelerdir?

Su, vücudun ana bileşenidir. Su, yiyecek ve içeceklerde doğal olarak bulunur. En çok önerilen sıvı kaynağı sudur. Yemek sırasında ve arasında su içmek önemlidir. Suda kalsiyum, magnezyum ve flor gibi vücut için önemli mineraller de bulunmaktadır.

Tahıllar, orantılı olarak tüketilmesi gereken gruptur. Tahıllar, esas olarak nişasta (karbonhidratlar) ve belirli bir miktarda protein içeren gıdalardır. Örneğin ekmek, erişte, patates, yulaf, mısır, buğday, kabuğu çıkarılmış tane, karabuğday, pirinç, kahvaltılık gevrekler. Bu gruptaki çoğu gıda ayrıca lif (özellikle tam tahıl olarak yenildiğinde), vitaminler ve mineraller içerir.

Sebzeler ve meyveler; karbonhidratlar (şekerler), su, lif, vitaminler ve mineraller içerir. Örneğin C vitamini açısından zengin sebze ve meyveler: lahana, domates, biber, marul, narenciye, kivi, kavun, çilek. Mümkünse meyvelerin kabuğunun yenmesi tavsiye edilir. Her öğünde farklı renklerde meyve ve sebzelere yer verilmesi önerilir. Sebzeler meyvelerden daha az şeker ve kalori içerir ve bu nedenle 2/3 sebze ve 1/3 meyve oranının korunması önerilir. Şeker oranı yüksek meyvelerin özellikle şeker hastaları tarafından kontrollü bir şekilde tüketilmesi çok önemlidir.

Protein açısından zengin gıdalar; et (demir kaynağı), süt ürünleri (kalsiyum kaynağı), yumurta ve baklagiller (demir ve kalsiyum kaynağı) içerir. Grup ek elementler sağlar: çinko, hayvansal kaynaklı gıdalarda B12 vitamini, baklagillerde lif, balıkta Omega 3, Hayvansal (et, kümes hayvanları, balık, süt, yumurta) ve bitkisel kaynaklı (mercimek, fasulye, nohut gibi baklagiller) gıdaların çeşitlendirilmesi ve tüketilmesi önerilir. Az yağlı yiyeceklerin tüketilmesi tavsiye edilir: %5 yağa kadar peynirler, %1 – %3 süt ve yoğurt, derisiz yağsız et ürünleri.

Sağlıklı yağ kaynakları arasında zeytinyağı, yağlı balıklar, Hindistan cevizi, ceviz, fındık, badem ve avokado yağları gibi kaynaklardır. Bu besinler sağlık için önemlidir, ancak vücudun onlara sadece küçük bir oranda ihtiyacı vardır. Bu gruptan sadece bitkisel yağlar gibi doymamış yağ oranı yüksek gıdaların tüketilmesi, hayvansal kaynaklı (tereyağı gibi) doymuş yağ içeriği yüksek gıdaların tercih edilmemesi önerilir. Trans yağların (işlenmiş gıdalar) tüketilmemesi tavsiye edilmektedir.

Yaşlandıkça iştah ve tat alma duyusu azalır mı?

İştah yaşlılıkta fizyolojik olarak tat ve koku duyusunun azalması, kullanılan ilaçlar, diş kayıpları, kronik kabızlık, depresyon ve zihinsel işlevlerde bozulma nedeniyle sıklıkla olumsuz etkilenir ve azalır. İnsanlar yaşlandıkça tat almaları zorlaşmaktadır bu sebeple genelde tatlı besinleri tercih ederler. Bu da genelde tuzlu olan proteinlerin alımını düşürebilmektedir. Sürekli tatlı besinler tercih etmek şeker hastalığı riskini de artırmaktadır.

Yaşlılarda kas kütlesindeki azalma tehlikeli midir?

Kas kütlesi yaşla birlikte azalmaktadır. Kas kütlesini belirli bir seviyede tutmak ve korumak önemlidir. Kas kütlesini korumak için düzenli fiziksel egzersiz yapmak, yeterli protein tüketmek ve yeterli D vitamini almak gerekmektedir. Protein ihtiyacı et, yumurta, süt ürünleri ve balık gibi kaynaklardan sağlanabilir. Günlük fiziksel kondisyon durumuna uygun egzersizler yapmak (yürüme, ağırlık kaldırma veya yüzme gibi) kas kütlesinin korunmasına katkı sağlayacaktır.

Yaşlılarda sağlıklı ve dengeli beslenme için öneriler nelerdir?

Yaşlılarda diş eksikliği ve çiğneme sorunları sebebiyle et gibi protein kaynaklarını tüketmekte zorlanabilirler. Bu durumda özellikle yumurta ve süt ürünleri gibi protein ve kalsiyum açısından zengin olan hayvansal protein alternatifleri tercih edilebilir. Et ürünleri için daha yumuşak ve kolay çiğnenecek hale gelecek şekilde pişirmek, blenderden geçirmek gibi önlemler alınabilir.

Yaşlılarda besinlerin hacimlerini artırmadan besin değerini artırmak önemlidir. Her öğün protein ve enerji açısından dengeli bir besin içermelidir. Örneğin, yemeklere, özellikle patates püresi ve çorbalara peynir, kıyma, yumurta ve hatta ton balığı kırıntıları eklenebilir. Diyetin zenginleştirilmesi genellikle yüksek proteinli besinlerin kullanımını içerebilir. Tatlı ihtiyacı ise şeker oranı düşük, daha sağlıklı olarak nitelenen sütlü tatlılarla giderilebilir. Azaltılmış tuz içeren diyetler hariç 70 yaş ve üstünde diyet yapılması önerilmemektedir.

Yaşlılarda sağlıklı beslenme önerileri

  • Sağlıklı kiloyu korumak için besinlerden alınan kalori ve fiziksel aktiviteyle harcanan kalori dengelenmelidir. Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz yapılması var olan kas kütlesini korumaya yardımcı olur.
  • Besinlerin çeşitli olması önemlidir. Yiyecekler gün içerisinde tahıl, protein, sebze ve meyve gibi gruplardan farklı besin seçenekleriyle çeşitlendirilmesi gerekir. Her öğün üç besin grubundan da besin içermelidir.
  • Kepekli tahıllar, baklagiller, sebzeler ve meyveler gibi lif oranı yüksek yiyecekler tercih edilmelidir.
  • Tuz ve şeker oranı yüksek, işlenmiş, hazır gıdalar, tuzlu kuruyemiş ve atıştırmalıklardan uzak durulmalıdır.
  • Yağ alımını azaltılmalı, sağlıklı yağ kaynakları tercih edilmelidir.
  • Özellikle şekerli içeceklerden kaçınmalı ve gıdalara ilave şeker eklenmemelidir.

 

Genel sağlığınızın ne durumda olduğunu merak ediyorsanız Evde Sağlık Genel Sağlık Tarama paketimizi satın alabilir, evinizin rahatlığında hizmet alabilirsiniz.” https://evdesaglik.memorial.com.tr/urun-ve-hizmetler/laboratuvar-paketleri-c/genel-saglik-c8/

İleri yaştaki hastaların tedavi ve bakımları için de Memorial Evde Bakım hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.

chia
CategoriesBeslenme

Chia Tohumu Nasıl Kullanılır? Faydaları Nelerdir?

Eski çağlardan bu yana kullanılan ve içerdiği bol miktarda lif ile Omega 3 yağ asidi sayesinde enerji ve güç sağlayan besinler arasında yer alan Chia tohumu, sağlıklı beslenmek isteyen kişiler için önemli bir alternatif oluşturuyor. Chia tohumunun içerdiği bileşikler sayesinde sağlığa pek çok yararı bulunuyor. Günlük beslenme düzeninde tüketilen chia tohumunun diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve sindirim sistemi hastalıklarına iyi geldiği yönünde birçok çalışma bulunuyor. Chia tohumu, antioksidan etkisiyle kanser ve inflamatuar hastalıklardan koruyucu etki gösterirken, aynı zamanda yaşlanma karşıtı etkisi ile cilt sağlığı üzerine de olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. Aşırı tüketiminin sakıncalı olduğu bilinen chia tohumunun mide ve bağırsakta gaz ile şişkinliğe sebep olabildiği belirtiliyor. Bu nedenle, alerjik bir ürün olan chia tohumunun dikkatli tüketilmesi gerekiyor.  Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Hüban Ercan, chia tohumunun faydaları ile ilgili bilgi verdi.

Chia tohumu nedir?

Chia tohumu, Salvia Hispanica ailesine bağlı, nanegillerden olan Chia bitkisinin tohumudur. Son dönemde popüler fonksiyonel besinlerden biri olan chia tohumu 3500’ lü yıllardan beri Aztek ve Mayalılar tarafından geleneksel tıbbın bir parçası olarak ilaç yapımında ve savaşçılara güç ve dayanıklılık sağlayan bir besin olarak bilinmektedir. Günümüzde chia tohumunun popüler zayıflama diyetlerinde yer almasıyla besinin içeriğine ve kulanım alanlarına olan ilgi daha da artmaktadır.

Chia tohumunun besin değeri ve kalori değeri nedir?

Bir çok alanda ‘mucize’ ya da ‘süper besin’ olarak karşımıza çıkan chia tohumunun 100 gramında bulunan besin değerlerine bakıldığında; macro besin öğelerinden 42.1 g karbonhidrat, 30.7 g yağ ve 16.5 g proteinden oluştuğu görülmektedir. 100 gr chia tohumunun ortalama kalori değeri 486 kkal’ dir. Elzem yağ asitlerinden a-linolenik asidi (ALA, omega 3) yüksek miktarda içermektedir. Bu özelliği ile chia tohumu özellikle vegan kişiler için iyi bir bitkisel omega 3 kaynağı olarak görülebilir. Micro besin ögelerine baktığımızda; kalsiyum, fosfor, potasyum ve magnezyum içeriği açısından zengin bir besin olan chia tohumu ayrıca niasin, A vitamini ve diyet posası bakımından yeterlidir. Fakat birçok besine kıyasla da daha düşük miktarda C vitamini içermektedir.

 

Chia tohumu günlük ne kadar kullanılır?

Chia tohumu için günlük alınması gereken referans değeri net olarak belirlenmemiştir. Ancak ortalama 1-2 yemek kaşığı chia tohumu (28 gr) yaklaşık olarak 139 kalori, 4 gram protein, 9 gram yağ, 12 gr karbonhidrat ve 11 gram lif içermektedir. Lif içeriği ile yetişkin bir insanın günlük alması önerilen lif miktarının (25-30 gr) %39 ‘ unu karşılayabilmektedir. Omega 3 içeriği ise günlük bir bireyin alması gereken Omega 3 miktarının tamamını karşılayabilmektedir.

 

Chia tohumunun faydaları nelerdir? Chia tohumu ne işe yarar?

Chia tohumu pek çok açıdan faydalı bir gıda ürünü olmaktadır. Yeterli oranda tüketimi sağlık açısından yararlı sağlarken, birçok rahatsızlığa da iyi gelmektedir. Chia tohumları, bitki açısından zengin dengeli bir diyetin parçası olarak yenildiğinde çeşitli kronik hastalıkların gelişmesini önleyebilecek çeşitli bileşenler içerir. Chia tohumunun faydaları şu şekildedir:

Antioksidan etkisi gösterir: Chia tohumunda bulunan klorojenik asit, kafeik asit, mirisetin, kuarsetin, kampferol gibi fenolik bileşikler ve tokoferol, fitosterol, karotenoidler antioksidan etki gösterebilmektedir. Bu etkiyle vücutta bulunan serbest radikallerin atımını kolaylaştıran chia tohumunun, inflamatuar hastalıklar üzerine olumlu etkileri de bulunmaktadır. Antioksidan etki gösterebilen bu fenolik bileşikler, hücredeki oksidatif dengenin sağlanmasını destekleyerek kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, kanser gibi kronik hastalıklardan koruyucu olabilmektedir. Ayrıca yaşlanma karşıtı olarak cilt sağlığı üzerine de olumlu etkileri bulunmaktadır.

 Kardiyovasküler hastalık riskini azaltır: chia tohumu, çoklu doymamış yağ asitleri ve özellikle omega-3 yağ asidi içeriği nedeniyle kardiyovasküler hastalık riskini azaltabileceği yönünde çalışmalar bulunmaktadır.

 Tip 2 diyabet hastalarında kan şekerini düzenler:  Chia tohumu porsiyon miktarında içerdiği çözünür lifler sayesinde vücutta kan şekerini düzenler ve tokluk süresini de uzatır. Bununla birlikte karbonhidrat salınımını ve kan glikoz seviyesindeki yükselişi yavaşlatabilmektedir.

 Obezitede zayıflamaya destek olur: Chia tohumunun besin değeri içeriği olarak diyet posası, mineral, protein, yağ (özellikle ALA) bakımından zengin olması zayıflama diyetlerinde kullanılabilecek alternatif bir besin olmasını sağlamaktadır. İçerdiği sağlıklı besin ögeleri ve vitamin- mineral sayesinde ağırlık kaybını destekleyip, fazla kilonun beraberinde getirdiği risk faktörlerini önleyebilmektedir. Diyabetin eşlik ettiği obez bireylerde yapılan bir çalışma; bireylerin zayıflama diyeti programlarına günlük 30 gr chia tohumu eklendiğinde ağırlık kaybı, yemek sonrası kan şeker seviyeleri ve kan inflamasyon değerlerinin azaldığını göstermiştir.

 

Chia tohumu hangi alanlarda kullanılır?

 Chia tohumu su tutucu, emulsifiyer ajan ve kıvam artırıcı olarak gıda sanayinde kullanılabilmektedir. Diyet tarifler ve diyet ürünlerde de kullanılabilen chia tohumunun, yaklaşık olarak ağırlığının 12 katı kadar suyu çekerek musilaj oluşturabilecek yapısı nedeniyle oluşturduğu jel hem emülsifiyer hem de su tutucu özellik taşımaktadır. Bu nedenle fırınlamış ürünlerde, yumurta ve yağ yerine chia tohumu kullanılabilmektedir.  Chia müsilaj jeli, ağızdaki yağsı yapısından dolayı, yağlı yiyeceklerde yağ miktarını azaltmak üzere kullanılma potansiyeli yüksek bir hammaddedir. Bu özelliği ile diyet ürünlerin formülasyonlarında kullanımı uygun bir bileşendir.

 

Chia tohumunun zararları nelerdir? Kimler chia tohumu kullanamaz?

Birleşik Devletler Besin ve Beslenme Rehberi yetişkinler için chia tohumu tüketimini 48 g/gün olarak sınırlamıştır. Tüketimde günlük 2 yemek kaşığının üzerine çıkmamak oldukça önemlidir. Yapılan çalışmalarda yüksek miktarda chia tohumu tüketiminin mide ve bağırsaklarda gaz, şişlik gibi problemlerin ortaya çıkmasına sebep olabileceği vurgulanmıştır. Ayrıca çalışmalar hipotansiyonu olan ya da kan basıncını düşürücü ilaç kullanan bireylerin chia tohumunu tüketimlerinde dikkatli olmaları gerektiğini belirtmektedir.  Bununla birlikte chia tohumunun alerjik bir besin olduğu ve yağlı tohumlara karşı alerjisi olan bireylerin özellikle bu ürünün tüketimine dikkat etmesi gerekir. Ayrıca ekmek, galeta gibi tahıl ürünlerinin içerisinde de kullanıldığı için chia tohumu alerjisi bulunan bireylerin, ‘ çok tahıllı’ ibaresi bulunan ürünleri satın alırken mutlaka ürünün besin etiketi okunmalı ve içeriği kontrol edilmelidir.

 

Chia tohumu bağırsakları çalıştırır mı?

 Chia tohumunun lif içeriğinden zengin olması, kişilerde bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Ayrıca su tutucu özelliği ile müsilaj oluşturan chia tohumu, dışkının hacmini artırarak, bağırsaktan geçişini kolaylaştırır. Ancak aşırı tüketimi bağırsaklarda hareketliliğin artmasına sebep olabileceğinden tüketim miktarına dikkat edilmesi gerekir.

 

Chia tohumu nasıl tüketilir?

Chia tohumu tercihe göre süt, su veya yoğurt ile birlikte tüketilebildiği gibi, salatalarda, ekmek yapımı gibi durumlarda un haline getirilerek kullanılabilir. Bununla birlikte çeşitlendirmek amacıyla diyet tariflerinde de kullanılabilir.

Chia tohumu kullanmak için yaş sınırı var mıdır?

Bilimsel çalışmalarda kesin bir yaş belirtilmemek ile birlikte genellikle 5 yaşa kadar kullanımı önerilmemektedir. 5-18 yaş arasında ise 2 yemek kaşığından daha az kullanılması tavsiye edilmektedir.

Chia tohumu hamilelikte kullanılabilir mi?

Chia tohumunun hamilelik süresince kullanımı önerilmemektedir.

nar
CategoriesBeslenme

Narın Faydaları Nelerdir?

Pek çok topluma göre bereketin simgesi olan narın sağlık için de pek çok faydası bulunmaktadır. Diyetlerde de rahatlıkla tüketilebilen nar, hem tok tutmakta hem de antioksidan içeriğiyle vücuttaki pek çok sisteme iyi gelmektedir. Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. N. Sinem Türkmen, narın faydaları hakkında bilgi verdi.

Nar nedir?

Nar dünyanın en faydalı meyvelerinden biridir. Araştırmalara göre nar, vücut için çok faydalıdır ve çeşitli hastalıkların riskini azalttığı bilinir. Nar, kalın kabuklu, hafif ekşimsi, kabuğunun içinde kırmızı küçük tanelerin olduğu bir meyvedir. Kabuğu yenilmese de içindeki taneleri sade olarak, salatada, yulaf ezmesinde ve pek çok yemeğin üzerinde yenilebilir. Nar ağacı üzerinde yetişen narın büyümesi ve olgunlaşması için sıcak havaya ihtiyaç vardır. Genelde Orta Doğu ve bazı Asya ülkelerinde yetişir. Nar, kuraklığa dayanıklı bir meyvedir. En çok -10 derecede soğuğa kadar dayanabilmektedir. Güneş seven bir meyvedir. Türkiye’de de Ege’de, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Denizli’de yetişebilmektedir. Dünyada İran, Çin, Türkiye, Irak, Hindistan, İspanya, Suriye, Afganistan, Mısır, Özbekistan, Pakistan gibi ülkeler nar üretiminde önde gelmektedir. Çin ve Hindistan da nüfus çokluğu nedeniyle nar ihracatı yapmaz. En çok nar ihracatı yapan ülkeler Türkiye, İran, İspanya, Hindistan, Azerbaycan ve ABD’dir. Eylül ve Kasım ayına kadar yenilebilir. Uzun raf ömürleri sayesinde Ocak ayına kadar da pek çok yerden satın alınabilir. Narın faydaları saymakla bitmez. Pek çok besinden üç kat daha fazla antioksidan içerir. Antioksidan, vücut hücrelerini hasardan korur.

Narın faydaları nelerdir?

Narın kalorisi çok yüksek değildir. 100 gramlık narda 82 kcal bulunur. Bir çorba kaşığı nar da 9 kcal’dir. Narda çok sayıda antioksidan vardır. 100 gram narda 10 mg kalsiyum, 236 mg potasyum, 3 mg sodyum, 19 gr karbonhidrat vardır. Şeker içeriği yüksektir. Bu nedenle dikkatli ve ölçülü tüketilmelidir. Narın lif oranı yüksektir. Lif oranı yüksek olduğu için de tok tutar. Nar faydaları çok fazla olan bir meyvedir. Faydaları şöyle sıralanabilir:

Yüksek tansiyonu düşürür: Yüksek tansiyon, kalp krizi ve felçlerin önde gelen nedenlerinden biridir. Düzenli nar tüketiminin kan basıncını düşürdüğü yönünde araştırmalar bulunmaktadır.

Eklem ağrılarına iyi gelir: Nardaki bileşiklerin iltihap önleyici etkileri olduğu göz önüne alınırsa eklemlerle ilgili sorunlarda narın faydası olabileceği söylenebilir.

Kalp krizi riskini düşürür: Kalp hastalıkları dünyada yaygın ölüm sebeplerinden biridir. Narda bulunan punisik asitin kalp sağlığını koruduğu bilinir. Yüksek trigiliserid düzeyine sahip 51 kişide yapılan 4 haftalık çalışmada günde 800 mg nar çekirdeği yağının trigliseridi düşürdüğü, HDL oranının yükseldiğini göstermiştir. Ayrıca farklı araştırmalar nar suyunun yüksek tansiyonu düşürdüğünü ortaya koymuştur.

Kansere karşı korur: İçindeki antioksidanlarla prostat, mide kanseri, kolon kanseri, akciğer kanseri, meme kanseri üzerinde olumlu etkiler olduğu çeşitli çalışmalarca gösterilmiştir.

Sindirim sistemine iyi gelir: Narın sindirim sistemi üzerine olumlu etkileri vardır. Antibakteriyel ve antiviral etkisiyle bağırsaklardaki zararlı bakterileri ortadan kaldırır. Şişkinlik ve kabızlığı önler.

Cildi gençleştirir: Nardaki çekirdekler çok sayıda vitamin ve mineral içerir. Bunlar da cildin genç kalmasını, güzelleşmesini sağlar.

Mantar enfeksiyonlarıyla savaşır: Nardaki bitki bileşikleri zararlı mikroorganizmalarla savaşmaya yardımcı olabilir. Bazı bakteri türleriyle ve ayrıca Candida albicans mayasıyla savaştıkları gösterilmiştir.  Anti-bakteriyel ve anti-mantar etkileri, ağzınızdaki enfeksiyonlara ve iltihaplanmalara karşı da koruyucu olabilir. Bu iltihaplanmalar, diş eti iltihabı, periodontitis ve protez stomatit gibi durumları içerir.

Hafızayı güçlendirir: Narın hafızayı iyileştirebileceğine dair bazı kanıtlar vardır. Örneğin ameliyat hastalarında yapılan bir çalışma, 2 gram nar ekstresinin ameliyattan sonra hafıza şikayetlerini önlediğini buldu. Hafıza şikayetleri olan 28 yaşlı yetişkin üzerinde yapılan bir başka çalışma, günde 8 237 ml nar suyunun sözel ve görsel hafıza belirteçlerini önemli ölçüde iyileştirdiğini buldu. Farelerde yapılan araştırmalar ayrıca narın Alzheimer hastalığıyla savaşmaya yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.

Egzersiz performansını yükseltir: Nar, egzersiz performansını iyileştirdiği gösterilen diyet nitratları açısından zengindir. Koşu bandında koşan 19 sporcu üzerinde yapılan bir araştırma, egzersizden 30 dakika önce bir gram nar özütü tüketmenin kan akışını önemli ölçüde artırdığını, yorgunluğun başlamasını geciktirdiğini ve egzersiz verimliliğini artırdığını gösterdi. Ancak bunu kanıtlamak için de daha çok çalışmaya ihtiyaç bulunmaktadır.

Nar suyunun faydaları nelerdir?

Nar meyvesinin faydaları çoktur. Ayrıca meyvenin kendisi gibi nar suyunun faydaları da çoktur. Nar suyunun kadınlarda östrojen seviyesini dengelediği, menopoz sorunlarıyla başa çıktığı bilinir. Nar suyunun da tıpkı nar gibi cildi gençleştirdiği bilinir. Ayrıca kalp damar sorunlarına karşı, kansere karşı koruyucu olduğu bilinmektedir. Nar, demir açısından da zengindir. Anemiye bağlı sorunları düzeltebilir. Nar suyu hafızayı güçlendirir, kas koordinasyonunu geliştirir, saçları besler, mantar enfeksiyonlarını önler. 100 ml kadar nar suyu bir insanın günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 16’sınuı karşılamaktadır.

Narda hangi maddeler vardır?


Narda lif, B6, B1, B2, B3, B5, C, E, K vitaminiyle birlikte kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum, sodyum, çinko bulunmaktadır. Nara bu anlamda vitamin ve mineral deposu denilebilir.

Nar çekirdeği yağının faydaları nelerdir?

Nar kadar nar çekirdeği yağı da faydalıdır. Özellikle cilt üzerine etkileri olan nar çekirdeği yağı cildi gençleştirir. Bunun yanında kırışıklıklarda etkilidir, hücreleri yeniler, cildi canlandırır, cilt tonunu eşitler, saçlardaki kepeklenmeyi de azaltır. Ancak nar çekirdeği yağının yüzde 100 doğal üretildiğinden emin olmak gerekmektedir. Ancak gebelikte kullanılması uygun bulunmamaktadır.

Nar kabuğunun faydaları nelerdir?

Nar kabuğundaki maddelerin dişleri, kemikleri güçlendirdiği bilinir. Kolesterolün düzenlenmesini sağlar, kış hastalıklarında tedavi edicidir, ishale iyi gelir. Kaynatılmış suda 10 dakika demlenerek içilmesi önerilir. Ancak bunu uygularken doktora danışmakta fayda vardır.

Narın kadınlara faydaları nelerdir?

Narın kadınlar için faydalı bir meyve olduğu bilinir. Menopoz sorunlarıyla başa çıkmada, meme kanserine karşı koruyucu olmada, cilt sağlığını düzeltmede faydaları bulunmaktadır. Yine de nar tüketirken ya da nar içerikli ürünler tüketirken hekime danışmak gerekmektedir. Çünkü narın bazı ilaçların etkisini bozduğu ifade edilmektedir.

Nar ekşisinin faydaları nelerdir?

Nar ekşisinin yüksek tansiyonu düşürdüğü, kolesterole olumlu etki ettiği, diş sağlığını koruduğu, kalp hastalıklarına karşı koruyucu olduğu bilinmektedir. Ancak fazla tüketildiğinde bağırsaklarda ve midede asite neden olabilir. Ayrıca piyasada genelde nar ekşisi yerine nar ekşisi sosu satılır. Bunların şekeri yüksek olduğu için fazla tüketimi zarar verir, fayda da sağlamaz. Bu nedenle yüzde 100 doğal nar ekşisi tüketilmelidir.

Narın cilde faydaları nelerdir?

Cilt kanseri önler: Çalışmalar narın anti-kanser potansiyelini desteklemişlerdir, ancak bu meyveyi tek başına kullanmanın kanser hücrelerinin oluşmasını engelleyeceğinin garantisi yoktur. O nedenle narı tüketirken, güneşten korunmayı ihmal etmemek gerekir.

Cilt kolajenini artırır: Kolejen yaşlanınca kaybolabilir. Ayrıca kötü beslenme, sigara ve diğer olumsuz yaşam tarzı alışkanlıkları kolajeni hızlı kaybetmenize neden olabilir. Narın antioksidan içeriği yaşlanmayı önler ancak tek başına yeterli olmaz. Nar tüketimi sizi destekler.

Cildi parlatır: Nar tek başına size genç ve parlak bir cilt kazandırmaz. Parlayan cilt, genel olarak sağlıklı bir diyetle doğrudan ilişkilidir. Nar tüketimi de cildinizin üzerinde olumlu etkiler getirebilir.

Dengeli hidrasyonu sağlar: Narın hem yağlı hem de kuru cilt tipleri için faydalı olduğunu söylenir. Nardaki antioksidanlar sayesinde ciltteki yağ- nem dengesi korunur. Tabii ki sağlıklı yaşam tarzı da narla birlikte devam ettirilmelidir.

Taze meyveler hastalıklardan korunmak ve sağlıklı kalmak çok önemlidir. Nar da zengin vitamin içeriği ile doğru beslenme planında olmazsa olmaz meyvelerdendir. Siz de beslenme planınızın size uygun olup olmadığını, vücudunuzdaki vitamin- mineral dengesinin yeterli gelip gelmediğini merak ediyorsanız, Sağlıklı Yaşam Paketleri’ne göz gezdirebilir ve testlerinizi evinizin konforunda yaptırabilirsiniz.

propolis
CategoriesBeslenme

Propolis’in Saymakla Bitmeyen Faydaları

Memorial Ataşehir Hastanesi

Beslenme ve Diyet Bölümü

Uz. Dyt. Gözde Akın

Propolis nedir? Propolis nasıl kullanılmalıdır?

Kuvvetli bir antioksidan olan propolis aynı zamanda zengin bir vitamin kaynağıdır. Yüzyıllardır enfeksiyonlar başta olmak üzere çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan propolis üzerine son yıllarda çok sayıda bilimsel çalışma yapılmaktadır. Grip, soğuk algınlığı, ağız ve diş sağlığı, sindirim sistemi rahatsızlıklarında da kullanılabilen propolisin kullanım dozajı önemlidir. Özellikle alerjik yapısı olan kişilerin propolis kullanmadan önce doktora başvurması önemlidir.

Memorial Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Gözde Akın, propolis hakkında bilgi verdi.

bagisiklik

Propolis nedir?

Propolis kelimesi, kökeni Yunancadan gelmektedir. Savunma anlamına gelen Pro ve şehir topluluk anlamına gelen polis kelimelerinden türemiştir. Propolis bal arıları tarafından ağaçların kozalak ve kabuklarından, bitkilerin tomurcuk ve filizlerinden toplanan çeşitli yağlar, polenler, özel reçine ve mumsu maddelerin karışımından oluşan; anti-viral, anti-bakteriyel, anti-fungal etkiye sahip yapışkan bir maddedir.

Propolis besin değeri nedir?

Propolis %30 mum, %50 reçine ve bitkisel balsam, %10 esansiyel ve aromatik yağlar, %5 polen ve diğer maddeler içerir. İçeriğinde B1, B2, C ve E vitamini içermektedir. Aynı zamanda propolisin içeriğinde çinko, bakır, demir, kalsiyum, magnezyun, sordum, potasyum gibi mineraller de bulunmaktadır. Propolisin besin değeri tam olarak bulunduğu kovana göre değişebilmektedir.

Propolisin faydaları nelerdir?

  • Antioksidandır

Polen ve arı sütü ile karşılaştırıldığında propolisin daha yüksek antioksidan aktiviteye sahip olduğu bilinmektedir.

  • Vitamin ve mineral bakımından zengindir.

Propolis içeriğinde B1, B2, C, E vitamini barındırmaktadır. Aynı zamanda çinko, bakır, demir, kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum gibi mineraller açısından zengindir. İçeriğindeki bu zenginlik bakımından bağışıklık sistemini de desteklemektedir.

  • İltihap giderci faydası vardır.

Arıların propolisi kovanlarını mantar, mikrop, bakteri gibi mikroorganizmalardan korumak için ürettiği düşünülmektedir. Propolisin anti inflamatuar etkisi üzerine yapılan çalışmalarda enfeksiyon gelişmesini yavaşlattığı görülmüştür. Bu konuda bilimsel çalışmalar halen devam etmektedir.

  • Grip ve soğuk algınlığına iyi gelir.

Bağışıklık sistemini destekleyen propolis grip ve soğuk algınlığına karşı da iyi bir koruyucu kalkan görevi göstermektedir.

  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.

Propolisin içeriğinde vitamin ve minerallerin haricinde etanol ekstraktı da bulunmaktadır. Hem vitamin ve mineral bakımından zengin olması hem de etenos ekstaraktı sayesinde propolis bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.

  • Ağız ve diş sağlığında etkilidir.

Son yıllarda ağız ve diş sağlığı özellikle de diş çürüklerini önlemede etkili doğal ürün arayışına gidilmiş ve bu amaçla propolisin kullanımı gündeme gelmiştir. Yapılan bilimsel çalışmalar propolisin ağız içerisindeki zararlı bakterileri yok ederek çoğalmalarının önüne geçtiğini ortaya koymaktadır. Propolis kullanımıyla bakterilerin dişe zarar veren plakalar oluşturmasını engellediği bilinmektedir.

  • Flavonoid içeriği sayesinde yaraların iyileşmesini hızlandırır.

Propolisin hastalık ve yaralanma gibi durumlarda kullanımı çok eski yıllara dayanmaktadır. M. Ö mumyalamada kullanılan propolis 2. Dünya savaşında yaraları iyileştirmek için kullanılmıştır. Propolis, antifungal görevi gören bir flavonoid olan pinocembrin adı verilen özel bir bileşiğe sahiptir. Bu anti-inflamatuar ve antimikrobiyal özellikler, propolisin yara iyileşmesinde yardımcı olmasını sağlar.

  • Yanık tedavisi için kullanılabilir.

Propolisin yara onarıcı ve doku yenileyici özelliklerinin yanı sıra antiinflamatuvar, antimikrobiyal ve antifungal etkileri nedeniyle yanık tedavisinde de kullanılabilmektedir.

  • Mide bağırsak hastalıklarına faydası vardır.

Hayvanlar üzerinde yapılan bilimsel çalışmalarda propolisin mide bağırsak hastalıkları üzerinde olumlu etki gösterdiğini ortaya koymaktadır. Propolis içreğinin birçok mide bağırsak hastalığına neden olan Helicobacter Pylori dahil patojenler üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir.

  • Cilt sağlığı üzerine olumlu etkileri mevcuttur.

Propolis sadece yanık ve yara tedavisinde değil, cilt bakımında da kozmetik içeriği olarak kullanılmaktadır. Bal, arı sütü, arı poleni gibi propolis de cilt bakımı için kullanılmaktadır. Propolis içeriği sayesinde cilt gerginliği ve elastikiyetinin artmasına yardımcı olmakta aynı zamanda cilt renginin canlanmasına, kırışıklıkların düzeltilmesine zemin hazırlamaktadır.

  • Kalp rahatsızlıkları ve diyabet hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.

Propolis, vücut metabolizmasını dengeleyici özelliği bulunmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarda propolisin daha düşük kan şekeri seviyeleri ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Ancak propolisin diyabet hastalarına kesin olarak iyi geldiğini ortaya koyan bilimsel verilen hala yetersizdir.

Propolis nasıl kullanılır?

Propolis farklı formları bulunur. Bu formlar toz, tane damla ve krem şeklindedir. En çok tüketilen damla formudur. Yoğurda, süte, bala ve pekmeze katılarak tüketilebilir. Suda çözünür formu süte, meyve suyuna, çaya ve kahveye katılarak tüketilebilir.

Propolis çocuklarda kullanılabilir mi?

Propolisin çocuklarda kullanımı en çok merak edilen konuların arasında yer almaktadır. 10 yaş altı çocuklara propolis kullanımı önerilmemektedir. Çocuklar için propolis kullanmadan önce doktor görüşü almak önemlidir.

Propolis kaç damla kullanılmalıdır?

Propolisin kaç doz kullanılacağı önemlidir. Propolis kullanılmadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır. Propolis üreticileri tarafından tavsiye edilen kullanım önerisi ise genel olarak şu şekildedir;

Propolis damla formu için yetişkin bireylerin günde 20 damla, çocukların ise günde 10 damla kullanması tavsiye edilmektedir. Ancak bu oranlar kişiden kişiye farklılık gösterebileceği için doktor tavsiyesi önemlidir.

Propolis kimler kullanamaz?

Birçok faydası olan propolisin herkes tarafından kullanılması uygun olmayabilir.

Genel olarak propolisi kullanmaması gerekenler şu şekilde sıralanabilir;

  • Bala karşı alerjisi olan bireyler,
  • Hamile ve emziren kadınların,
  • Astım rahatsızlığı olan kişiler, propolis kullanmadan önce doktora danışmalıdır.
  • İçerisinde yer alan kumarin kanama ihtimaline sahip olan ve ameliyat olacak kişilerin propolis kullanmaması önerilir.

Propolis yan etkileri var mıdır?

Propolisin fazla kullanılması ya da kullanması gereken kişilerin tüketmesi sonucunda yan etkiler görülebilmektedir.

Propolisin yan etkileri genel olarak şu şekilde sıralanabilir;

  • Fazla tüketiminde midede problemlere yol açabilir.
  • Uzun süreli kullanımında alerjik reaksiyonlara yol açabilir.
  • Yüksek miktarlarda ve alkol ile beraber tüketildiğinde bulantı ve kusmaya ek olarak midede yanmaya sebep olabilmektedir.

Propolis alerji yapar mı?

Bal ürünlerine karşı, arı veya yaban arısı sokmalarına alerjisi olan kişilerin propolis içeren takviyeler kullanmamaları tavsiye edilir.

Propolis kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler?

Propolis satın alırken mutlaka etiketi okunmalıdır. İyi analiz edilmiş, etken maddesi yüksek, toksik kalıntılar içermeyen ürünler tercih edilmelidir.

Propolis ne kadar süre kullanılmalıdır?

Propolis kullanımı kullanım amacına göre farklılık gösterebilmektedir. Propolisin ne kadar kullanılması gerektiği ile ilgili doktor tavsiyesi önemlidir.

Propolis cilde sürülür mü?

Propolisin damla formu hem tüketilebilir hem de cilt üzerine uygulanabilir.

Propolis buzdolabında bozulur mu?

Propolisi buzdolabında muhafaza etmeye gerek yoktur. Kuru ve serin ortamda saklanabilir. Güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.

Propolis kilo aldırır mı?

Propolisin kilo alma üzerinde etkisi merak edilen konular arasındadır. Propolisin tek başına tüketilmesinin kilo aldırma üzerine etkisi yoktur.

Propolis boy uzatır mı?

Propolis içerdiği bileşenleri ile birlikte çocuklar için boy uzamasına destek sağlayabilir.

Siz de propolis kullanarak sağlığınızı korumak istiyorsanız Memorial Evde Sağlık Vitamin ve Destekleyici Ürünler için https://evdesaglik.memorial.com.tr/urun-ve-hizmetler/vitamin-ve-destekleyici-urunler-c/bitkisel-urunler-c2/ linkini inceleyebilirsiniz.

Kapat
Add to cart
Görüşmeyi Başlat
Canlı Destek
Canlı Destek - Evde Sağlık
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?