aids
CategoriesGenel

AIDS nedir? AIDS belirtileri ve tedavi yöntemleri

Kan ve cinsel temas yoluyla bulaşan HIV enfeksiyonu, tedavi edilmediğinde bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek AIDS’e neden olmaktadır. İlaçlarla tedavi edilebilen HIV enfeksiyonunu taşıyanlar ise günlük hayatlarını düzenli ilaç kullanımı ve takipler ile sürdürebilmektedir. Günümüzde etkin bir şekilde kullanılan ilaçlar sayesinde HIV taşıcısı kişilerin yaşam süresi uzamaktadır. HIV’in neden olduğu AIDS ile mücadele etmek için yapılan testler, erken teşhis için önem kazanmaktadır. Memorial Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ayşegül Ulu Kılıç, HIV enfeksiyonu ve AIDS ile ilgili bilgi verdi.

 AIDS nedir?

Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu yani HIV enfeksiyonunun neden olduğu AIDS, kronikleşen ve ölümlere neden olan bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde HIV enfeksiyonu AIDS’e neden olmaktadır. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) raporuna göre, 2020 yılında dünya genelinde yaklaşık 37,7 milyon insanın HIV ile yaşadığı açıklanmış ve yaklaşık 1,5 milyon kişinin de HIV’e yeni yakalandığı tespit edilmiştir. Ayrıca 2020 yılında 680.000 kişinin AIDS’e bağlı hastalıklardan hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Öte yandan, 27,5 milyon kişinin ise antiretroviral tedaviye eriştiği ortaya çıkmıştır. Hastalıkla ilgili uluslararası yapılacak mücadele kapsamında Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı küresel hedefleri belirlemiştir. Bu hedefler tüm dünyada AIDS ile ilişkili ölüm sayısının; 2030 yılında 200.000’e düşürülmesi, HIV ile enfekte olduğu belirlenen kişilerin %90’ının tedaviye erişmesi için çalışılması ve tedavi görenlerin %90’ınında viral supresyonun sağlanmasıdır.  Hastalığı önleme çalışmaları çerçevesinde ise; yeni enfekte olanların sayısının %75 azaltılması için çalışma yapılması, HIV ile enfekte olan yenidoğan sayısının ise sıfır olması amaçlanmaktadır.

HIV nedir?

Cinsel temas ve kan yoluyla bulaşan HIV enfeksiyonu, tedavi edilmediği takdirde bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek AIDS’e yol açmaktadır. Virüs, vücuda girdiğinde bağışıklık sistemi hücrelerine tutunmakta ve genetik materyallerini hücre içerisine bırakarak, burada kendini kopyaladıktan sonra hücreyi parçalayıp diğer hücreleri etkilemektedir. Virüs, zamanla bağışıklık sistemi hücrelerinin azalmasını sağlayarak vücudu enfeksiyonlara karşı zayıf bırakmaktadır. Vücuttaki HIV kontrol edildiğinde ise HIV’in tamamen vücuttan uzaklaştırılamadığı kronik bir enfeksiyona dönüşmektedir. Günümüzde kullanılan ilaçlar, virüsün vücutta kendini kopyalamasını durdurarak bağışıklık sisteminin zarar görmesini engellemektedir. AIDS, HIV enfeksiyonunun ileri evresidir. Başlı başına bir hastalık olmayan AIDS, virüs kaynaklı olarak bağışıklık sisteminin zayıfladığı bir süreci kapsamaktadır. HIV taşıyanların hepsi AIDS aşamasında olmamaktadır. Yani bu virüsü taşıyanlar tedavi edilirse, AIDS hastası olmayacaktır.

AIDS’in belirtileri nedir?

AIDS’in neden olduğu hastalığın birçok belirtisi bulunmaktadır. Bazı belirtiler diğer hastalıklarda da görüldüğü için ELISA testi ile kesin teşhisin konulması gerekmektedir.

  • Aşırı yorgunluk ve bitkinlik hali,
  • Çok hızlı kilo kaybı,
  • Tekrarlayan yüksek ateş,
  • Geceleri ortaya çıkan terleme,
  • Kasık veya boyun lenf bezleri ile koltuk altı bezlerinde gözle görülür büyüme,
  • Genital bölgede oluşan yaralar,
  • Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları,
  • Ciltte lekelenmeler (özellikle ağız, burun veya göz kapaklarında ortaya çıkan lekeler),
  • Hafıza kaybı,
  • Depresyona girme ya da nörolojik bozukluklar şeklinde kendini göstermektedir.

HIV enfeksiyonu ise vücudu alındıktan 2-4 hafta sonra grip benzeri belirtilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. HIV enfeksiyonunun akut hale geldiği bu dönemde aşağıdaki belirtiler bir haftaya kadar devam etmektedir.

Bunlar:

  • Aşırı derecede üşüme ve titreme,
  • Yüksek ateş ve geceleri terleme,
  • Ciltteki döküntüler,
  • Kas ve boğaz ağrıları,
  • Halsizlik ve bitkinlik,
  • Lenf bezlerinde şişme,
  • Ağızda çıkan yaralar.

HIV hangi yollarla bulaşmaktadır?

  • HIV enfeksiyonu korunmasız cinsel temas sonucu bulaşmaktadır. Tedavi süreci tamamlanmamış HIV taşıyıcıları, korumasız cinsel ilişkiye girmemelidir. Korunmasız cinsel temas, bulaş riskini de yükseltmektedir.
  • HIV’in bilinen başka bir bulaş yolu ise aynı enjektörün kullanılmasıyla ortaya çıkmaktadır.
  • Damar içi uyuşturucu kullanımının azaltılması ve bu kişilerde ortak iğne kullanımının önlenmesi bulaşmayı azaltacaktır.
  • Başka bir bulaş yolu ise virüsün anneden bebeğe geçmesidir. Virüs anne karnındayken bebeğe geçerek, doğum sonrasında bebeğin enfekte olduğu ortaya çıkmaktadır.
  • Organ, doku ve kan nakli de önemli bir bulaş yoludur.
  • Sağlık personelinin korunma için tüm kan ve vücut sıvılarını enfekte kabul ederek, koruyucu malzeme (eldiven vb) kullanması gereklidir.

AIDS’in tanısı nasıl konur?

AIDS’in tanısı ELISA testi ile yapılmaktadır. Bu test sayesinde enfeksiyona karşı vücudun oluşturduğu antikorlar belirlenmektedir. Ancak ELISA, detaylı testlerden önce kullanılan bir ön test niteliğindedir.

HIV/AIDS’in tedavisi nedir?

HIV enfeksiyonunun neden olduğu hastalığın tedavisinde birçok ilaç kullanılmaktadır. Özellikle üçlü ilaç tedavileri, kandaki virüs miktarını azaltarak bağışıklığı yükseltmektedir. Ancak ilaçlar HIV enfeksiyonunu ortadan kaldırmamaktadır. Kişi tamamen bu virüsten kurtulamamakta, ömrü boyunca bu ilaçları kullanmak zorunda kalmaktadır. HIV taşıyıcıları ilaçlarını aldığı sürece, AIDS hastası olmayacaktır.

SIK SORULAN SORULAR

 HIV öpüşmekle bulaşır mı?

HIV öpüşmekle, sarılmakla, el sıkışmayla, öksürmekle, sivrisinek ya da böcek ısırığı ile bulaşmayacaktır. Hekimi tarafından test önerilen tüm kişiler, korunmasız cinsel ilişki yaşayanlar, birden fazla partneri olanlar, cinsel yolla bulaşan başka bir hastalığı bulunanlar, tüm gebeler, HIV enfekte kişilerin eşleri ve damar içi enjeksiyon yapan kişiler test yaptırmalıdır.

AIDS’li bir hasta ile aynı ortamda bulunulması risk oluşturur mu?

AIDS’li bir hasta ile aynı ortamda olmak riski değildir ancak dikkatli olunmalıdır. İşyerinde aynı ortamda çalışmak, aynı telefonu, aynı bardağı kullanmak bulaşmaya neden olmaz. HIV virüsü hava yolu ile de bulaşıcı özellikte değildir.

HIV taşıyıcılığı, kişiyi sosyal yaşamdan koparır mı?

HIV taşıyanlar her türlü mesleği yapabilir, bedensel ve zihinsel engelli statüsünde değildir. Bu kişiler evlenebilir ve çocuk sahibi olabilir. Ancak çocuk sahibi olurken dikkat edilmesi gereken kurallar ve eşlerin pozitiflik durumuna göre alınması gereken önlemler bulunmaktadır.

ELISA testi nerede yapılır?

HIV enfeksiyonu tanısı için yapılan kan testleri tüm devlet hastaneleri ve aile sağlık merkezleri (ASM), üniversite hastaneleri, özel hastaneler ve gönüllü danışmanlık ve test merkezlerinde yapılabilmektedir.

HIV enfeksiyonu anneden bebeğe nasıl bulaşır?

HIV, anne karnında bebeğe gebelikte ve emzirme döneminde bulaşabilmektedir. Bebek anne karnında iken annenin HIV enfeksiyonunun varlığı biliniyorsa tedaviye hemen başlanmakta, doğumdan sonra da annenin tedavisi bir ömür boyu sürmektedir. Doğumdan sonra da HIV enfeksiyonun gelişmemesi için bebekte ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılmaktadır.

HIV olan kişi ne kadar süre sonra AIDS olmaktadır?

HIV enfeksiyonu belirlenemez ve tedavi başlamazsa AIDS hastalığı ortaya çıkmaktadır. Bu süre bazen 10 yılı bile bulabilmektedir. Ancak sonuç olarak kişi bu virüsü taşıyorsa ve tedaviye başlanmamışsa AIDS olması kaçınılmazdır.

Bağışıklık sistemi ile ilgili merak ettiklerinizi detaylı bir şekilde öğrenmek için https://evdesaglik.memorial.com.tr/p/bagisiklik-test-paketi-detayli/ linkine tıklayabilirsiniz.

dumping
CategoriesGenel

Dumping Sendromu Nedir?

DUMPİNG SENDROMU

Midenin bir bölümünün ya da tamamının alındığı ameliyatlar, yemek borusunun çıkarılmasıyla ilgili cerrahiler veya nadiren de olsa mide küçültme operasyonu sonrası ortaya çıkabilen Dumping Sendromu yaşam kalitesini düşüren bir sorundur. Bazı kişilerde Dumping Sendromu’nun belirtileri, ilaç ya da yaşam tarzı değişiklikleriyle azaltılabilirken, bazı kişilerin bu sorun için operasyon geçirmesi gerekebilir. Memorial Sağlık Grubu Genel Cerrahi Bölümü uzmanları, Dumping Sendromu hakkında bilgi verdi.

 Dumping Sendromu nedir?

Dumping Sendromu, mideye giden besinlerin ince bağırsağa normalden daha hızlı boşaltılmasına sebep olan tıbbi durumdur. Bunu basit olarak hızlı mide boşaltılması olarak da tanımlamak mümkündür. Dumping Sendromu bulunan kişilerde mide bulantısı, mide krampları gibi semptomlar görülür. Bu belirtiler, gıdaların midede uygun şekilde sindirilmemesi ve ince bağırsakta bu besinlerin emiliminin gerçekleşmemesine bağlı olarak ortaya çıkar. Mide ameliyatları geçiren kişilerde bu hastalığın görülme riski daha yüksektir.

Genellikle iki türü vardır. Erken Dumping Sendromu ve geç Dumping Sendromu olarak bu sınıflandırılabilir. Yemeklerden sonra farklı sürelerde belirtiler ortaya çıkar ve hepsi farklı semptomlara neden olur. Bazı kişilerde yaşam tarzının değişmesiyle çözüm bulunabilirken bazılarında da ilaç ya da cerrahi tedaviler gerekebilmektedir.

Beslenme ağızda başlar. Yenilen yiyecekler dişler tarafından parçalanır ve sonrasında yemek borusundan mideye geçer. Bu aşamada da besinlerin parçalanması devam eder. Gıdalar sonrasında ince bağırsağa geçer. Burada da enzimler ve bakterilerle birlikte yiyecekler parçalanmaya devam eder. Yararlı partiküller kana emilir. Kalan partiküller de kalın bağırsağa gider, buradan da dışkıyla birlikte vücuttan atılır. Vücuda alınan bir besinin tam olarak sindirilmesi 24 saat sürer. Ancak yiyeceklerde yağ oranı yükselirse, sindirim süresi de artmaktadır. Örneğin yağlı bir yemeğin mideden ince bağırsağa geçme süresi 2-3 saati bulurken, geri kalan saatlerde bu besin kalın bağırsakta işlenir. Dumping Sendromu’nda ise gıdanın alınmasıyla birlikte 10-30 dakika içinde şikayetler başlar. Bazı bireylerde 3 saat sonrasında da şikayetler görülebilmektedir.

Dumping Sendromu belirtileri nelerdir?

 Dumping Sendromu’nun belirtileri, sendromun türüne bağlıdır. Erken Dumping Sendromu genellikle bir yemeği bitirdikten sonraki 30 dakika içinde ortaya çıkar. Erken Damping Sendromu olanlarda görülen belirtiler şu şekilde sıralanır:

  • Mide bulantısı
  • Kusma, ishal veya karın krampları
  • Şişkin hissi
  • Zayıflık, güçsüzlük
  • Baş dönmesi
  • Soğuk terleme

Geç Dumping Sendromu’nun semptomları tipik olarak yemekten 2 ila 3 saat sonra ortaya çıkar. Belirtiler şu şekildedir:

  • Düşük kan şekeri (hipoglisemi)
  • Güçsüzlük, zayıflık
  • Soğuk terleme
  • Baş dönmesi
  • Hızlı veya düzensiz kalp atışı

Dumping Sendromu neden olur?

Erken ve geç Dumping Sendromu’na neden olan etkenler şöyle anlatılabilir:

Erken Damping Sendromu: Mideden büyük miktarda yiyecek on iki parmak bağırsağa (ince bağırsak) normalden daha hızlı hareket eder. Bu yiyecek hareketinden sonra mideden gelen sıvı ince bağırsağınıza hücum eder. Bu sıvı, mide asidi ve kısmen sindirilmiş yiyecek ve içeceklerin bir karışımıdır.

Geç dumping sendromu: Yiyecek ve içeceklerden gelen büyük miktarlardaki glikoz (şeker) hızla ince bağırsağa geçtiğinde belirtiler ortaya çıkar. Şekerin gelişi, kan şekeri (kan şekeri) seviyesinin normalden daha hızlı yükselmesine neden olur. Buna karşılık, pankreas insülin hormonunu serbest bırakır. İnsülin kan şekerinin çok hızlı düşmesine neden olur. Sonuç olarak hipoglisemi (düşük kan şekeri) ve zayıflık gibi diğer semptomlar olabilir. Dumping Sendromu’nun oluşumunda mide ile ilgili ya da yemek borusuyla ilgili geçirilen ameliyatlar ağırlıklı olarak etkilidir. Ameliyat dışı nedenlerle de gelişebilir. Dumping sendromuna neden olan bazı ameliyat türleri şöyle anlatılabilir:

 

Gastektomi: Midenin tamamının ya da bir kısmının alınmasını içeren bir cerrahi prosedürdür. Mide kanseri olgularında uygulanmaktadır.

Özofajektomi: Yemek borusunun bir kısmı ya da tamamı çıkarılmaktadır. Yeni bir yemek borusu yapılmaktadır. En çok yemek borusu kanseri olgularında bu prosedür kullanılmaktadır.

Gastrik bypass: Morbid obezite tedavisinde uygulanan bir ameliyat türüdür. Midede küçük bir kese oluşturularak yiyecek alımı kısıtlanır.

Dumping Sendromu en çok gastrik bypass hastalarında yüksek düzeyde basit karbonhidratlar alındığında ortaya çıkabilir. Durum, özofagus ameliyatı geçirmiş kişilerde de gelişebilir. Piloroplasti veya distal gastrektomi sonrası hastaların yaklaşık %20’sinde klinik olarak anlamlı Dumping Semptomları ortaya çıkar. 35 yaşından küçük veya BMI <25 kg/m 2 olan hastaların semptomatik olma olasılığı, daha yaşlı veya daha fazla obez hastalara göre daha fazladır.

Dumping sendromu teşhisi nasıl konulur?

Doktorlar, kişilerin belirtilerini dinleyerek ve mide ameliyatı geçirilip geçirilmediğine dayanarak Dumping Sendromu teşhisini koyabilir. Ancak bununla birlikte bazı testler istenebilir. Bu testler şöyle sıralanabilir:

  • Glikoz tolerans testi: Doktor en az 8 saat yemek yemekten kaçındıktan sonra kan örneği alır. İlk kan örneğinden sonra, glikoz (şeker) içeren bir çözelti içilir. Solüsyonu içtikten hemen sonra ve 3 saate kadar her 30 dakikada bir daha fazla kan örneği alınır. Bu test, vücudun kan şekeri düzeylerini kontrol etmek için insülini nasıl kullandığını ölçer.
  • Mide boşaltma testi: Bu test, midenizin yemekten 1 ila 4 saat sonra içeriğini nasıl boşalttığını ölçer. Testten önce eser miktarda radyoaktif madde içeren bir yemek yersiniz. Doktor, özel bir tarayıcı kullanarak gastrointestinal (GI) yolunuzdaki gıda hareketlerini izleyebilir.
  • Üst GI endoskopisi: Doktor, hastanın yemek borusuna, midesine, ince bağırsaklara bakmak için bu tetkiki isteyebilir. Böylece belirtilere neden olabilecek diğer tıbbi sorunlar belirlenebilir. Bu diğer problemler, mide ülserini veya iltihaplanmasını içerebilir.
  • Üst GI serisi: Bu prosedür sırasında bir X-ray makinesinin önünde oturur veya ayakta durursunuz. Doktor, bir sıvı içerir. Doktor, bu tetkikle birlikte bağırsak tıkanıklıkları gibi bazı komplikasyonları daha kolay gözlemler.

 

Dumping Sendromu’nun tedavisi nasıldır?

Diyet değişiklikleri, semptomlarının şiddetini azaltmaya veya ortaya çıkmasını önlemeye yardımcı olabilir. Bu değişiklikler şunları içerir:

  • Protein ve lif alımını artırmak
  • Her gün 5 ila 6 küçük öğün yemek
  • Yiyecekleri daha az sulu hale getirmek için koyulaştırıcı maddeler eklemek

Bazı hastalar için doktorlar, bazı Dumping Sendromu ilaçları reçete eder. Bu ilaçlar enjeksiyon olarak verilir ve midenin boşalma hızını yavaşlatıcı özelliktedir. Ayrıca pankreasın gıdaya yanıt olarak insülin salgılamasını da durdurur. Bazı ilaçlar da geç Dumping Sendromu’nu önlemeye yardım eder. Bunu da vücudun karbonhidratları emme hızını yavaşlatarak yapar. Dumping Sendromu’na, mide ameliyatı geçmişi neden oluyorsa veya semptomlar diğer tedavilere yanıt vermiyorsa, doktor ek ameliyat önerebilir. Ameliyat türü, daha önce geçirilen operasyona göre değişebilir. Dumping Sendromu’nu tedavide cerrahi her zaman işe çözüm üretemeyebilir. Bu soruna multidisipliner bakış açısı ile yaklaşmak gerekir. Tedaviye dirençli Dumping Sendromu olan hastalarda, cerrahi yeniden müdahale veya sürekli enteral beslenme düşünülebilir. Ancak bu tür yaklaşımların sonuçları değişkendir. Ayrıca Dumping Sendromu beslenme tedavisi de yöntemler arasındadır.

Distal gastrektomi geçirmiş hastalarda loop gastrojejunostomiden Roux-en-Y rekonstrüksiyonuna geçiş tercih edilen prosedürdür. Roux-en-Y gastrik bypass, midenin boyutunu küçülten ve bir kişinin yiyebileceği yiyecek miktarını kısıtlayan bir kilo verme ameliyatıdır. Midenin küçük bir bölümünden bir mide poşu oluşturmayı ve midenin ve onikiparmak bağırsağının büyük bir bölümünü atlayarak onu doğrudan ince bağırsağa bağlamayı içerir. Genellikle karında küçük kesiler ile laparoskopik cerrahi olarak yapılır.  Bu operasyon Roux döngüsünün hareketliliğini bozarak mide boşalmasını yavaşlatır.

Genellikle cerrahi yöntemlerde önerilen ameliyat türü, Dumping Sendromu’na yol açan ameliyatın türüne bağlıdır.  (ÇIKARMAYI ÖNERİYORUM)

SIKÇA SORULAN SORULAR

Erken Dumping Sendromu nedir?

Erken dönem Dumping Sendromu, hasta basit karbonhidrattan zengin beslendikten sonraki ilk 30 dakikada karın ağrısı, ishal gibi semptomlar yaşaması durumudur.

Geç Dumping Sendromu nedir?

Geç dönem Dumping Sendromu da karın ağrısı, ishal gibi semptomların 2-3 saat sonrasında gelişmesi durumudur.

Dumping Sendromu ile hangi komplikasyonlar ilişkilidir?

Dumping Sendromu’yla yaşayan çoğu insan sadece hafif semptomlarla karşılaşır. Daha şiddetli semptomlar varsa, kiloyu korumak zor olabilir. Besinler sindirim sisteminden emilebileceğinden daha hızlı geçtiğinde kilo kaybı meydana gelebilir. Diyet ve ilaç değişiklikleri Dumping Sendromu’nu yönetmek için yeterli değilse, doktor ameliyat önerebilir.

 Dumping Sendromu önlenebilir mi?

Geçirilen bir mide ya da yemek borusu veya obezite ameliyatından sonra Dumping Sendromu’nu önlemenin bir yolu yoktur. Bu tür cerrahileri olan herkeste Dumping Sendromu gelişmeyecektir. Diyet değişiklikleri Dumping Sendromu semptomlarını önleyebilir veya azaltabilir. Ameliyat sonrasında hem genel cerrahi hem de beslenme uzmanının önerilerine mutlaka uyulmalıdır. Hastaya cerrahi sonrası mutlaka beslenme önerileri sunulmalıdır.

Dumping Sendromu’nu önlemek için dikkat edilmesi gerekenler:

  • Diyetteki protein ve lif miktarını artırmak,
  • Her gün 5 ila 6 küçük öğün yemek,
  • Yemekten sonraya kadar sıvı içmekten kaçınmak,
  • Yiyecek ve içeceklerde sofra şekeri gibi basit şekerler tüketmemek.

 

Dumping Sendromu için beslenme önerileri nelerdir?

Bazı cerrahi operasyonlardan sonra özellikle obezite cerrahisi, mide ameliyatları, yemek borusu ameliyatları sonrasında Dumping Sendromu şikayetleri olanlara özel diyet stratejileri şöyle sıralanabilir:

Daha küçük öğünler yiyin: Günde üç büyük öğün yerine beş veya altı küçük öğün yemeyi deneyin.

Sıvılarınızın çoğunu öğün aralarında tüketin: İlk başta, yemeklerden 30 ila 60 dakika önce ve sonra hiçbir şey içmeyin.

Su içmeye dikkat: Günde 6 ila 8 bardak (1,4 ila 1,9 litre) sıvı için. İlk başta, yemeklerle birlikte sıvıyı 1/2 fincan (118 mililitre) ile sınırlayın. Tolere ettikçe yemeklerle birlikte sıvıyı artırın.

Diyetinizi değiştirin: Daha fazla protein – et, kümes hayvanları, kremalı fıstık ezmesi ve balık – ve kompleks karbonhidratlar – yulaf ezmesi ve lif oranı yüksek diğer tam tahıllı yiyecekler yiyin. Şeker, sofra şekeri, şurup, gazlı içecekler ve meyve suları gibi yüksek şekerli yiyecekleri sınırlayın.

Laktozu çıkarabilirsiniz: Süt ürünlerindeki (laktoz) doğal şeker semptomlarınızı kötüleştirebilir. İlk başta küçük miktarları deneyin veya soruna neden olduğunu düşünüyorsanız bunları ortadan kaldırın. Ne yemeniz gerektiği konusunda daha fazla tavsiye için kayıtlı bir diyetisyen görmek isteyebilirsiniz.

Lif alımını artırın: Gıda veya takviyelerdeki psilyum, guar zamkı ve pektin, ince bağırsakta karbonhidratların emilimini geciktirebilir.

Alkol: Alkol içme konusunda doktorunuza danışın.

 

Dumping sendromu ölümcül müdür?

Pek çok kişi “Dumping sendromu tehlikeli midir?” şeklinde araştırmalar yapmaktadır. Dumping sendromu yaşam kalitesini bozan bir sorundur. Eğer tedavi edilmezse B12 vitamini eksikliği ile anemi ya da malabsorbsiyon (yetersiz emilim) gelişir.

Glikoz tölerans testi nedir?

Dumping sendromu vücutta insülin dengesini bozduğu ve hipoglisemiye sebep olduğu için doktor teşhis amaçlı glikoz tölerans testi isteyebilir. Hipoglisemi olup olmadığı evde yapılan testlerle de görülebilir.

https://evdesaglik.memorial.com.tr/p/insulin-direnci-kontrol-testleri/

https://evdesaglik.memorial.com.tr/p/diyabet-kontrol-testleri/

8 saatlik açlık sonrası sabah saatlerinde hastadan kan alınır ve hastaya glikoz içeren bir sıvı içirilir. Bunun akabinde 1, 2, 3 saat sonra kan şekeri düzeyi ölçülerek glikoz tolerans testi sonuçları değerlendirilir.

 

Dumping sendromu şikayeti olanlar doktor görüşmesinde ne sormalı?

Dumping sendromu için doktora sorulması gereken bazı temel sorular şunlardır:

  • Belirtilerime muhtemelen ne sebep oluyor?
  • Diğer olası nedenler nelerdir?
  • Hangi testlere ihtiyacım var?
  • En iyi egzersiz nedir?
  • Diyetisyene görünmeli miyim?
  • Başka sağlık koşullarım var. Onları birlikte en iyi nasıl yönetebilirim?
  • Başka bir uzmana görünmeli miyim?

 

Gastrik bypass ameliyatından sonra kim dumping sendromu riski altındadır?

Herhangi bir nedenle midesinin bir kısmı ya da tamamı alınan kişiler dumping sendromu riski altında kalabilir.

Kapat
Add to cart
Görüşmeyi Başlat
Canlı Destek
Canlı Destek - Evde Sağlık
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?