Kan ve cinsel temas yoluyla bulaşan HIV enfeksiyonu, tedavi edilmediğinde bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek AIDS’e neden olmaktadır. İlaçlarla tedavi edilebilen HIV enfeksiyonunu taşıyanlar ise günlük hayatlarını düzenli ilaç kullanımı ve takipler ile sürdürebilmektedir. Günümüzde etkin bir şekilde kullanılan ilaçlar sayesinde HIV taşıcısı kişilerin yaşam süresi uzamaktadır. HIV’in neden olduğu AIDS ile mücadele etmek için yapılan testler, erken teşhis için önem kazanmaktadır. Memorial Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ayşegül Ulu Kılıç, HIV enfeksiyonu ve AIDS ile ilgili bilgi verdi.
AIDS nedir?
Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu yani HIV enfeksiyonunun neden olduğu AIDS, kronikleşen ve ölümlere neden olan bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde HIV enfeksiyonu AIDS’e neden olmaktadır. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) raporuna göre, 2020 yılında dünya genelinde yaklaşık 37,7 milyon insanın HIV ile yaşadığı açıklanmış ve yaklaşık 1,5 milyon kişinin de HIV’e yeni yakalandığı tespit edilmiştir. Ayrıca 2020 yılında 680.000 kişinin AIDS’e bağlı hastalıklardan hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Öte yandan, 27,5 milyon kişinin ise antiretroviral tedaviye eriştiği ortaya çıkmıştır. Hastalıkla ilgili uluslararası yapılacak mücadele kapsamında Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı küresel hedefleri belirlemiştir. Bu hedefler tüm dünyada AIDS ile ilişkili ölüm sayısının; 2030 yılında 200.000’e düşürülmesi, HIV ile enfekte olduğu belirlenen kişilerin %90’ının tedaviye erişmesi için çalışılması ve tedavi görenlerin %90’ınında viral supresyonun sağlanmasıdır. Hastalığı önleme çalışmaları çerçevesinde ise; yeni enfekte olanların sayısının %75 azaltılması için çalışma yapılması, HIV ile enfekte olan yenidoğan sayısının ise sıfır olması amaçlanmaktadır.
HIV nedir?
Cinsel temas ve kan yoluyla bulaşan HIV enfeksiyonu, tedavi edilmediği takdirde bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek AIDS’e yol açmaktadır. Virüs, vücuda girdiğinde bağışıklık sistemi hücrelerine tutunmakta ve genetik materyallerini hücre içerisine bırakarak, burada kendini kopyaladıktan sonra hücreyi parçalayıp diğer hücreleri etkilemektedir. Virüs, zamanla bağışıklık sistemi hücrelerinin azalmasını sağlayarak vücudu enfeksiyonlara karşı zayıf bırakmaktadır. Vücuttaki HIV kontrol edildiğinde ise HIV’in tamamen vücuttan uzaklaştırılamadığı kronik bir enfeksiyona dönüşmektedir. Günümüzde kullanılan ilaçlar, virüsün vücutta kendini kopyalamasını durdurarak bağışıklık sisteminin zarar görmesini engellemektedir. AIDS, HIV enfeksiyonunun ileri evresidir. Başlı başına bir hastalık olmayan AIDS, virüs kaynaklı olarak bağışıklık sisteminin zayıfladığı bir süreci kapsamaktadır. HIV taşıyanların hepsi AIDS aşamasında olmamaktadır. Yani bu virüsü taşıyanlar tedavi edilirse, AIDS hastası olmayacaktır.
AIDS’in belirtileri nedir?
AIDS’in neden olduğu hastalığın birçok belirtisi bulunmaktadır. Bazı belirtiler diğer hastalıklarda da görüldüğü için ELISA testi ile kesin teşhisin konulması gerekmektedir.
- Aşırı yorgunluk ve bitkinlik hali,
- Çok hızlı kilo kaybı,
- Tekrarlayan yüksek ateş,
- Geceleri ortaya çıkan terleme,
- Kasık veya boyun lenf bezleri ile koltuk altı bezlerinde gözle görülür büyüme,
- Genital bölgede oluşan yaralar,
- Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları,
- Ciltte lekelenmeler (özellikle ağız, burun veya göz kapaklarında ortaya çıkan lekeler),
- Hafıza kaybı,
- Depresyona girme ya da nörolojik bozukluklar şeklinde kendini göstermektedir.
HIV enfeksiyonu ise vücudu alındıktan 2-4 hafta sonra grip benzeri belirtilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. HIV enfeksiyonunun akut hale geldiği bu dönemde aşağıdaki belirtiler bir haftaya kadar devam etmektedir.
Bunlar:
- Aşırı derecede üşüme ve titreme,
- Yüksek ateş ve geceleri terleme,
- Ciltteki döküntüler,
- Kas ve boğaz ağrıları,
- Halsizlik ve bitkinlik,
- Lenf bezlerinde şişme,
- Ağızda çıkan yaralar.
HIV hangi yollarla bulaşmaktadır?
- HIV enfeksiyonu korunmasız cinsel temas sonucu bulaşmaktadır. Tedavi süreci tamamlanmamış HIV taşıyıcıları, korumasız cinsel ilişkiye girmemelidir. Korunmasız cinsel temas, bulaş riskini de yükseltmektedir.
- HIV’in bilinen başka bir bulaş yolu ise aynı enjektörün kullanılmasıyla ortaya çıkmaktadır.
- Damar içi uyuşturucu kullanımının azaltılması ve bu kişilerde ortak iğne kullanımının önlenmesi bulaşmayı azaltacaktır.
- Başka bir bulaş yolu ise virüsün anneden bebeğe geçmesidir. Virüs anne karnındayken bebeğe geçerek, doğum sonrasında bebeğin enfekte olduğu ortaya çıkmaktadır.
- Organ, doku ve kan nakli de önemli bir bulaş yoludur.
- Sağlık personelinin korunma için tüm kan ve vücut sıvılarını enfekte kabul ederek, koruyucu malzeme (eldiven vb) kullanması gereklidir.
AIDS’in tanısı nasıl konur?
AIDS’in tanısı ELISA testi ile yapılmaktadır. Bu test sayesinde enfeksiyona karşı vücudun oluşturduğu antikorlar belirlenmektedir. Ancak ELISA, detaylı testlerden önce kullanılan bir ön test niteliğindedir.
HIV/AIDS’in tedavisi nedir?
HIV enfeksiyonunun neden olduğu hastalığın tedavisinde birçok ilaç kullanılmaktadır. Özellikle üçlü ilaç tedavileri, kandaki virüs miktarını azaltarak bağışıklığı yükseltmektedir. Ancak ilaçlar HIV enfeksiyonunu ortadan kaldırmamaktadır. Kişi tamamen bu virüsten kurtulamamakta, ömrü boyunca bu ilaçları kullanmak zorunda kalmaktadır. HIV taşıyıcıları ilaçlarını aldığı sürece, AIDS hastası olmayacaktır.
SIK SORULAN SORULAR
HIV öpüşmekle bulaşır mı?
HIV öpüşmekle, sarılmakla, el sıkışmayla, öksürmekle, sivrisinek ya da böcek ısırığı ile bulaşmayacaktır. Hekimi tarafından test önerilen tüm kişiler, korunmasız cinsel ilişki yaşayanlar, birden fazla partneri olanlar, cinsel yolla bulaşan başka bir hastalığı bulunanlar, tüm gebeler, HIV enfekte kişilerin eşleri ve damar içi enjeksiyon yapan kişiler test yaptırmalıdır.
AIDS’li bir hasta ile aynı ortamda bulunulması risk oluşturur mu?
AIDS’li bir hasta ile aynı ortamda olmak riski değildir ancak dikkatli olunmalıdır. İşyerinde aynı ortamda çalışmak, aynı telefonu, aynı bardağı kullanmak bulaşmaya neden olmaz. HIV virüsü hava yolu ile de bulaşıcı özellikte değildir.
HIV taşıyıcılığı, kişiyi sosyal yaşamdan koparır mı?
HIV taşıyanlar her türlü mesleği yapabilir, bedensel ve zihinsel engelli statüsünde değildir. Bu kişiler evlenebilir ve çocuk sahibi olabilir. Ancak çocuk sahibi olurken dikkat edilmesi gereken kurallar ve eşlerin pozitiflik durumuna göre alınması gereken önlemler bulunmaktadır.
ELISA testi nerede yapılır?
HIV enfeksiyonu tanısı için yapılan kan testleri tüm devlet hastaneleri ve aile sağlık merkezleri (ASM), üniversite hastaneleri, özel hastaneler ve gönüllü danışmanlık ve test merkezlerinde yapılabilmektedir.
HIV enfeksiyonu anneden bebeğe nasıl bulaşır?
HIV, anne karnında bebeğe gebelikte ve emzirme döneminde bulaşabilmektedir. Bebek anne karnında iken annenin HIV enfeksiyonunun varlığı biliniyorsa tedaviye hemen başlanmakta, doğumdan sonra da annenin tedavisi bir ömür boyu sürmektedir. Doğumdan sonra da HIV enfeksiyonun gelişmemesi için bebekte ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılmaktadır.
HIV olan kişi ne kadar süre sonra AIDS olmaktadır?
HIV enfeksiyonu belirlenemez ve tedavi başlamazsa AIDS hastalığı ortaya çıkmaktadır. Bu süre bazen 10 yılı bile bulabilmektedir. Ancak sonuç olarak kişi bu virüsü taşıyorsa ve tedaviye başlanmamışsa AIDS olması kaçınılmazdır.
Bağışıklık sistemi ile ilgili merak ettiklerinizi detaylı bir şekilde öğrenmek için https://evdesaglik.memorial.com.tr/p/bagisiklik-test-paketi-detayli/ linkine tıklayabilirsiniz.